Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2021/464 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO : 2021/464

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki/sürücüsü olduğu … plakalı araç, 17/09/2011 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından … nolu KZMM Sigortasi poliçesi ile sigortalaman, araç … plakalı araç ile çarpışması sonucunda … isimli kişinin vücut fonksiyonlarının yitirilmesine sebebiyet verdiğini, … tarafından müvekkili şirkete tazminat başvurusunda bulunduğunu ve 40.183.00 TL tutarında tazminat miktan müvekkili şirket tarafından 08/05/2018 tarihinde ödendiğini, Türk Ticaret Kanunun 1472 ve devamı maddelerine göre müvekkili şirketin kendi sigortaladığı araç malikinin haklarına böylece sahip olarak kazada kusuru bulunan şahıslara karşı ödediği meblağı talep etme hakkına sahip olduğunu beyanla; alacağın tahsili amacıyla borçlu davalılar aleyhine … 31. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, ancak borçluların takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalılar borçlu aleyhine … 31.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takipte yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, usül yönünden davacı şirket nezdinde sigortalı olan araç ticari araç vasfına sahip olmadığını, davalılar arasında işleten ve sürücü yer almayıp, yalnızca sigorta şirketinin dava edilmesi durumunda dahi, tazminat isteğinin yasal dayanağı, Borçlar Kanunu hükümleri olduğundan ve zarar görenler ile sigorta şirketi arasında “ticari ilişki” bulunmadığını görevli mahkeme “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğunu ve ayrıca mahkemenin yetkisine de itiraz ettiklerini Hukuk Muhakemeleri Kanununda gereği yetkili mahkeme Eskişehir Mahkemeleri olduğunu, … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında belirtilen itiraz sebeplerinin tamamını tekrar ettiklerini, müvekkillerin takip alacaklısı/davacı sigorta şirketine karşı herhangi borcu bulunmadığını, müvekkillerinin sigorta şirketine, haksız fiil neticesiyle doğan rücuen tazminat borçları zaman aşımına uğradığını beyanla; müvekkilleri aleyhine açılan davanın davanın görev yönünden reddini, davanın yetki yönünde reddini, davanın esastan reddiyle yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini etmiştirler.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … Çocuk Mahkemesinin … Esas sayılı ceza dava dosyası, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, ödemeye ilişkin kayıtlar, hastane tedavi evrakları celp edilmiş, incelenmiştir.
Davanın esasının incelenmesine geçilmeden evvel, davalının göreve yönelik itirazları da nazara alınarak öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da her aşamada resen nazara alınması zorunludur.
Somut olayda; davacı … Sigorta A.Ş. … plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısı, davalılardan … aracın maliki / işleteni, diğer davalı .. ise aracın sürücüsü (ehliyetsiz) olup, davalı …’ un işleteni olduğu … plaka sayılı araç davalı sürücü …’ un sevk ve idaresinde iken 17/09/2011 tarihinde trafik kazasına karışmış olup, bahse konu kazada … plaka sayılı motosiklet sürücüsü dava dışı … yaralanmıştır. Davacı sigorta şirketi dava dışı yaralanan üçüncü şahsa maluliyet tazminatı ödemesinde bulunmuştur. Davacı sigorta şirketi anılan kazada davalı sürücü …’ nın ehliyetsiz şekilde araç kullandığından Genel Şartların B.4. maddesi hükmü uyarınca araç işleteni olan kendi sigortalısına karşı rücuen tazminat isteminde bulunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki itirazın iptali davası, davacı sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısına karşı açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hukuksal neden olarak, Genel Şartların B.4.maddesindeki sürücünün ehliyetsiz olarak araç kullanılması vakıasına dayanılmıştır. O halde, davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki sigorta sözleşmesinin tüketici işlemi mahiyetinde olduğu açıktır. Yasal düzenlemelere bakıldığında; 6502 sayılı yasanın 3/k maddesinde “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçekte tüzel kişiyi”; 6502 sayılı yasanın 3/l maddesinde “Tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarda kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsadığı” hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin tüketici işlemi mahiyetinde olduğu konusunda duraksama yoktur. Esasen, davalının tacir sıfatının bulunduğuna, söz gelimi ticari amaçlarla sigorta sözleşmesi akdettiğine yönelik dosya kapsamında hiçbir delil bulunmamaktadır. Bu bağlamda, davalının tacir sıfatı olmaksızın Mahkememizin görevli kabul edilmesi yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, kazaya karışan aracın traktör olması, yani traktörün ticari araç olarak kabul edilip edilmeyeceğine yönelik olarak yargı uygulamalarına bakılmalıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/15062 Esas, 2019/6502 Karar sayılı, eldeki dava dosyasına birebir benzer ve hatta Tüketici Mahkemesi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilen bir dosyanın temyiz incelemesindeki güncel kararında:
“…Somut olayda; davacı, davalıya ait traktör ile ilgili ve aralarındaki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi gereği, davacı zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın sigortalıdan davalı aracının 3. kişilere verdiği ve kendisinin ödemek durumunda kaldığı bedelin davalıdan rücuen tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ZMSS poliçesi ve ZMSS genel şartları oluşturmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı, sigortacı; davalı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir…” şeklinde karar vermiştir. Bu itibarla, davacı ile davalı arasındaki sigorta sözleşmesinin 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca tüketici işlemi olması, talebin dayandığı hukuksal nedenler ve rücuen tazminat taleplerinin tüketici işlemi mahiyetindeki sigorta sözleşmesinden kaynaklanması, davalıların tacir sıfatının bulunmaması, davaya konu aracın (traktör) yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince ticari bir araç olmaması, somut uyuşmazlık bakımından Mahkememizin görevli olmadığı, 6502 Sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılındığından Mahkememizin görevli olmaması karşısında görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. Maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğunda davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin , bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten , süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL (NÖBETÇİ) TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli karar tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.23/06/2021

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)