Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/500 E. 2023/698 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/500
KARAR NO : 2023/698
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkilin söz konusu şirketlerde şahsi orta ve yönetim kurulu üyesi olmadığı için ilgili kayıtları inceleyerek, davalı şirket ve dolayısıyla pay sahibi olarak kendisi aleyhine yapılan işlemlerin tespitinin mümkün olmadığının, davalı şirket nakit akışının yönünü değiştirmek amacıyla iştirak şirketleri kurduğunu, şirket malvarlığını iştiraklere aktardığını, şirketin faaliyetine uygun hareket etmediğini, müvekkili gelirden mahrum ettiğini, davalı anonim ortaklığın finansal durumu henüz kötü olmasa bile aktifleri, karı ve kaynakları sistematik olarak çoğunluğa ve ortaklık işletmelerine aktarıldığını, davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, davalı şirketin bu iştirak şirketlerine aktarılıp ticari faaliyetler söz konusu iştiraklerce yürütüldüğünü, ancak bu iştirak şirketlerin faaliyetlerinden dolayı bir temettü veya sair kazancın müvekkile sağlanmadığını, alınan genel kurul kararlarının iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/ … E.ve ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E.sayılı dosyaları üzerinden iptal davası açıldığını, 9.675.307,36TL’nin iştirakler hesabında gösterildiğini, şirket yedeklerinde bulunan tüm kârın dağıtılması talebinin sürekli şeklide reddedildiğini, davalı şirketin feshini, fesih öngörülmez ise mevcut olağanüstü yedek akçelerin dağıtımını ve bununla birlikte müvekkil paylarının gerçek değeri ile satın alınarak ortaklığın sona erdirilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin ise; şirket politikası olarak denizcilik sektörünün bir temel ilkesi olan riskin paylaşılması ilkesi uyarınca doğrudan gemi yatırımı yapılarak çalıştırılması yerine, gemi yatırımı yapan şirket veya gruplara ortak olunması politikasının benimsendiğini, şirket gelirlerinin fonların çalıştırılması ve iştiraklerden temettü sağlanması şeklinde oluştuğunu, davacının bunları bilmemesinin mümkün olmadığını, davacı iştiraklerin yapılarını bilmediğini iddia ettiğini, oysa ki … nde her türlü bilginin mevcut olduğunu ve bu bilgilerin herkese açık olduğunu, varlıkların iştiraklere aktarıldığı iddialarının doğru olmadığını, şirketin sermaye koyduğu … ve … ünvanlı şirketlerden koyduğu sermayenin %54’ünü temettü olarak geri aldığını, davacının şirketin yedek akçelerinin dağıtılmamasına yönelik talepte bugüne kadar yönetim kuruluna müracaat etmediğini, gündeme madde konulmasını istemediğini, davacının üç şirketten son 10 yılda toplam 4.018.962,00TL net kâr aldığını, temettü ödemelerinin tamamının bankalardan yapıldığını, şirketin olası krizlerde nakden güçlü olmasının yerinde olacağını bu yüzden bazı yıllarda kâr dağıtımı yapılmadığını, davacının haksız davasının reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun, davalı şirketin nakit akışını değiştirmek suretiyle iştirak şirketleri kurduğuna ve mal varlığını bu iştiraklere aktardığına, bu suretle davacının şirket gelirinden mahrum edildiğine dair ve yine bu çerçevede anonim ortaklığın finansal durumunun iyi olup bilançosunu yüksek miktarda olağanüstü yedek akçesi bulunduğuna dair iddianın muhasebesel, işletmesel ve finansal açıdan bilirkişi kurulu tarafından araştırılmasına esas gerekli somutlaştırmanın davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise buna göre davacının hiç veya yeteri kadar kar payı alamamasının ve bu suretle davacının temettü açlığına mahkum edilip edilmediği, edilmiş ise bunun hangi tutarda olduğu, bu durumda davalı şirketin bu yönlerden feshini gerektiren finansal, işletmesel, muhasebesel durumunun oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise fesih yerine davacının olağanüstü yedek akçelerin dağıtımı ve bununla birlikte davacı payının gerçek değeri ile satın alınması sureti ile davacının ortaklığının sona erdirilmesi yönünde alternatif bir çözüme varılmasının muhasebesel, işletmesel ve finansman açıdan mümkün olup olmadığının, bu noktada davacının muhasebesel, işletmesel ve finansman açıdan alternatif talebinin ise mümkün olabileceği sonucuna varıldığı takdirde davacıya dağıtılması gereken olağanüstü yedek akçe olup olmadığı, varsa dağıtılması gereken miktarın ne olduğu ve yine davacı payının gerçek değerinin ne olduğu, bu değerlendirmelerin Yargıtay uygulamasında öngörülen hesap yöntemi de dikkate alındığında ne olması gerektiği noktalarında toplanmaktadır.
Davacının azlık sahibi olduğu, bu sıfatına dayanılarak belirtilen davaları açtığı, davacının davasına konu yaptığı gerek fesih ve gerekse diğer alternatif çözüm nitelindeki talepler açısından mutlak suretle ve öncelikle davacının finansal, işletmesel ve muhasebesel açıdan haklılığının irdelenmesi ve araştırılmasının zorunlu olduğu, daha önce taraflar arasında genel kurul iptali konulu birçok davalar açıldığı, bu davaların listesinin davacı tarafından sunulduğu bu hususların tartışmasızdır.
Yargılama aşamasında davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde belirlenen gün ve saatte duruşmaya gelmediği gibi mazeretsiz davanın takip edilmediği, ayrıca davalı tarafından dahi davanın takip olunmadığı anlaşılmıştır. Zaten bu nedenle 08/06/2023 günü HMK m.150 hükmü uyarınca dava dosyası işlemden kaldırılmıştır.
Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren ve üç ay geçtiği halde ise taraflarca HMK m.150 hükmü uyarınca yenileme dilekçesi sunulmamıştır. Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten hüküm tarihine kadar üç aylık sürenin geçtiği, davanın da yenilenmediği anlaşılmakla HMK m.150 hükmü gereği davanın açılmamış sayılma şartları oluşmuştur.
Yapılan açıklamalar karşısında davanın HMK.m.150/f.5 hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.m.150/f.5 hükmü uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL peşin harcın mahsup edilerek 225,45‬ ‬TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla … BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …