Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/487 E. 2020/175 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/487 Esas
KARAR NO : 2020/175

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından icra takibine konulan 17/03/2018 düzenleme ve 21/04/2018 vade tarihli senedin kendisinin … Tic. Ltd. Şti’ nin kanuni temsilcisi olduğu dönemde kanuni temsilci sıfatıyla şirket adına düzenlendiğini, senet üzerinde tek bir imzasının yer aldığını ve o imzanın da şirket yetkilisi olması nedeniyle yer aldığını, kefilliğinin söz konusu olmadığını ancak senedin düzenlendiği tarihten sonra tahrifata uğradığını ve kefil kısmına ”…” yazıldığını, bu yazının tarafına ait olmadığını, tahrif edilmiş bu senede dayalı olarak … 25. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını ve tarafından usul ve yasaya aykırı bir biçimde alacak talebinde bulunulduğunu, söz konusu takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk çözüm yolunun tüketildiğini, davalı tarafça uluşmazlığın çözümü konusunda anlaşılamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalıya … 25. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına konu 6.672,88 TL borçlu olmadığının tespitine ve aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle İİK 72/4 maddesi gereği toplam alacak üzerinden %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 29.11.2019 teslim alınma tarihli beyan ve delil dilekçesinde özetle ; Senedin kefil kısmına sonradan isminin eklendiğini ve böylelikle senette tahrifat yapıldığını, senedin kıymetli evrak vasfını taşımadığını, senet üzerindeki ikinci imzayı atmaması durumunda alacaklı tarafından malların teslim edilmeyeceğinin tarafına bildirildiğini ve bu sebepten senet üzerindeki ikinci imzayı da attığını ancak bunların hepsini şirket adına yaptığını ve bireysel olarak sorumlu tutulamayacağını, attığı imzaların hukuki sonuçlarını bilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
… 25. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemede alacaklısının dosyamız davalısı …, borçlularının dosyamız davacısı … ile dava dışı … Ltd. Şti ve …Tic. Ltd. Şti olduğu, takip miktarının 6.672,88 TL olduğu anlaşılmıştır.
Dava, icra takibine konu senetten kaynaklanan borç nedeniyle davacının aval veren sıfatı ile sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Aval, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 700. maddesine göre poliçede yazılı bulunan borcun kısmen veya tamamen teminat altına alınmasını sağlayan bir nevi kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Bozer A. / Göle C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2017, s. 161).
Avalin ne şekilde verileceği TTK’nın 701/1 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre aval şerhi, ancak poliçe veya alonj üzerine yazılmasıyla mümkün olur. Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır (TTK. m. 701/2). Kambiyo senedinden doğan sorumluluğun temini amacıyla, doğal olarak bu teminatın esas alacakla birlikte devredilmesini gerektirir; kambiyo senedini ciro yoluyla devralacak kimsenin de bunu görebilmesi lazımdır (Sengir, T.: Aval Hukuku, Ankara 1967, s.10). Kambiyo senedi dışında verilmiş bir teminatın, aval olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
TTK’nın 700/2. maddesine göre aval, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan başka bir kişi tarafından da verilebilir. Bu şekilde poliçe borçlularından biri lehine aval verilmek suretiyle poliçenin ödenmesi güvence altına alınacağından o poliçenin tedavülü kolaylaştırılmış olur ( Bozer A. / Göle C., s. 161 ).
TTK’nın 701/4 maddesine göre, avalin kimin için verildiği belirtilmemişse, keşideci için verildiğinin kabulü gerekir.
Poliçenin yüzüne, muhatabın veya keşidecinin imzaları hariç olmak üzere atılan her imza da aval hükmündedir (TTK m. 701/3). Buna göre bononun geçerli olması için tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, poliçenin ön yüzüne keşideci tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK’nın 700. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.
Keşidecinin el yazısıyla atılmış imzasının senedin ön yüzünde ve senet metninin altında bulunması gereklidir. Kanunen keşidecinin imzası yeterli olmakla birlikte keşidecinin kim olduğunun tespiti ve özellikle keşidecinin tüzel kişi olması durumunda keşideci unvanının poliçede yer alması, poliçenin kim tarafından verildiğinin tespiti bakımından önemlidir. Zira, poliçede imzası bulunanın borçlu olarak mı yoksa bir başka kişi adına temsilen veya vekaleten mi poliçeyi imzalamış olup olmadığının tespiti ancak ad ve soyadı veya unvan ile sıfatın belirtilmiş olması ile mümkündür.
Poliçe borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde şirketi temsile yetkili şahısların poliçeyi imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir.
Hemen vurgulanmalıdır ki, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-812 Esas 2018/756 karar sayılı ilamı)
Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde;
Davacı, 17.03.2018 düzenleme tarihli ve 6.000,00 TL bedelli senedin, ödeyecek kısmında bulunan şirket kaşesi üzerine şirket yetkilisi sıfatıyla imza atmış, ayrıca senet üzerinde kaşe dışına düzenleme tarihinin alt kısmına açığa imza atmak suretiyle senedi ikinci kez imzalamıştır.Her ne kadar davacı senet üzerinde sonradan tahrifat yapılarak “kefil” kısmına kendi iradesi dışında isminin yazıldığını ve senette tahrifat olduğunu belirtmiş ise de, senet üzerindeki imzaların davacı tarafından atıldığı tüm dosya kapsamı ve beyanlarla sabittir. Açıklanan nedenlerle davacının senetteki ikinci imzasının aval veren sıfatıyla atıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar harcının peşin alınan 102,47 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 48,07 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır