Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/484 E. 2019/893 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2019/484 Esas
KARAR NO : 2019/893

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2019
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilleri hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …Esas sayılı dosyasında, müvekkillerinin murisi… tarafından keşide edildiği iddiasıyla 55.000,00 TL tutarlı bir adet bononun icra takibine konu edildiğini, muris …’ nun hayatta iken davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, sözleşmeye göre, davalı şirketin muris …’ nun hissesinin bulunduğu arsa üzerinde yapacağı inşaat karşılığında, arsa sahiplerine yapılan bağımsız bölümlerin bir kısmının verileceğini, sözleşmede muris …’ ya ve diğer arsa sahiplerine sadece inşa edilen yapıları devir etme borcunun yüklendiğini, bunun haricinde herhangi bir borcun yüklenmediğini, müvekkillerinin murisi vefat ettikten çok daha sonraki bir tarihte (ölüm tarihi 22/12/2016, icra takibi tarihi 14/05/2019) davalı şirket yetkililerinin müvekkillerine ve müvekkillerinin kardeşlerine takibe konu bonodan bahsettiklerini ancak bono konusu borcun müvekkilleri ve murisin kardeşleri tarafından kabul edilmediğini, davalı şirketin müvekkillerinin ve murisin kardeşlerinin arsasında bu tarih aralığında inşaat yapmaya devam ederken bu bonodan hiç bahsetmediğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe konu senetteki imza ile müvekkillerinin murisinin hayatta iken attığı imzalar arasında ilk bakışta görünen şekil farklarının mevcut olduğunu, imzaların murisin eli ürünü olup olmadığı konusunda ciddi kuşkular bulunduğunu, icra takibine ait ödeme emrinin muhtara tebliğ edilmesi nedeniyle icra takibinden çok geç haberdar olduklarını ve bu nedenle imzaya itiraz davasının süresinin kaçırıldığını, imza incelemesi sonunda bonodaki imzalar murise ait değilse müvekkillerinin söz konusu icra takibinde borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, ayrıca murisin ölüm tarihi ile senedin icra takibine konulduğu tarih arasında uzun süre bulunması ve bu tarih aralığında müvekkillerinin ve murisin kardeşlerinin bilgilendirilmemiş olması, bonodaki imzaların murisin imzalarına benzememesi, bononun kanuni zorunlu unsurlarının sonradan davalı tarafça doldurulmuş olması sebebiyle bonodaki borcun kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirketin tacir olup takip konusu bonoya konu borçların dayanağını göstermek zorunda olduğunu, bu nedenlerle müvekkillerinin istanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …Esas sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, kötü niyetli olarak bedelsiz bonoyu icra takibine koyan şirketin en az %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı yanın davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davaya konu bononun muris tarafından düzenlendiğini ve imzalandığını, imza incelemesi yapıldığında imzanın murisin eli ürünü olduğunun ortaya çıkacağını, ispat külfetinin davacılarda olduğunu ve iddialarını senetle veya eş değer yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduklarını, kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükünün davalı olan alacaklıda olduğunu ancak bu kuralın bazı istisnalarının bulunduğunu, kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren davacı olan borçlunun bu iddiasını ispat ile mükellef olduğunu, ayrıca TTK hükümlerine göre açık bono düzenlenmesi yasaya aykırı olmadığından tanzim tarihi boş olarak imzalanan senedin tanzim tarihinin sonradan yazılmasının mümkün olduğunu, somut olayda uygulama yeri bulunan 6762 Sayılı TTK’ nun 592.maddesi uyarınca açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğunu, boş bırakılan yerlerin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu yönündeki iddianın davacı tarafından yazılı delille kanıtlanmasının gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile dava değerinin %20′ si oranında icra inkar tazminatının davacılardan alınarak davalı müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak düzenlenen bonodan ve bono sebebiyle davacılar aleyhine girişilen icra takibinden dolayı davacıların davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi belirlenirken dava dilekçesinde açıklanan ve davanın dayanağını oluşturan hukuki ilişkinin esas alınması gerekir. Taraflar arasında var olduğu iddia edilen temel ilişkinin dava dilekçesinde açıklanmasından sonra bu ilişkinin ayrıntısı veya unsurları durumundaki hususlar farklılık arzedebilir, ne var ki bahsedilen ayrıntılar temel hukuki ilişkiyi dolayısıyla davanın dayanağını değiştirmez. Görevli mahkemenin tespitinde iddiaya konu temel hukuki ilişkinin esas alınması gerekir. Aksi halde tarafların yargılama aşamasındaki farklı beyanları ile görevli mahkeme sürekli değişebilecek hale gelir ki bu husus görev kurallarının niteliğiyle bağdaşmamaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddia değerlendirildiğinde, davacıların murisi ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, murisin vefatından sonra davalı şirketin, murisin mirasçıları olan davacılar aleyhine bonoya dayalı takip yaptığı, inşaat davalı tarafından yapılmaya devam olunurken ve diğer aşamalarda da bu bonodan bahsedilmediği, dolasıyla iş bu bono sebebiyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitinin istendiği, uyuşmazlığın esasının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bononun kaynağının eser sözleşmesi olduğu, davalı şirket tacir olsa bile davacıların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davanın ve tarafların belirtilen niteliğine göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin… esas … karar sayılı kararı).Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin , bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten , süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4-Yargılama gideri konusunda HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece karar verilmesine, davaya bir başka Mahkemede devam edilmediği takdirde talep halinde Mahkememizce yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
5-Harç ve masrafların yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/12/2019

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır