Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/478 E. 2022/804 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/524 Esas
KARAR NO : 2022/786

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret Siciline … sicil no. İle gerçek kişi tacir olarak sicile kayıtlı davalı …’in, müvekkili banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine(GKS) istinaden krediler kullandığı ve ödemelerin yapılmaması üzerine … 7.Noterliği’nin … tarih ve … yev. numaralı ihtarnamesi ile hesapların kat edilerek ihtarname gönderildiği ve borcun muaccel hale geldiği; ….21.İcra Müdürlüğü’nün…E (Eski No…. E) sayılı dosyası ile 24.12.2015 tarihinde takip başlatıldığı, Kredi detaylarında; -… hesap numaralı ticari kredi sebebi ile 15.052,25 TL, -… hesap numaralı taksitli destek kredisi sebebi ile 8.067,41 TL, Gerçek Kişi Ticari Kart Üyelik Sözleşmesi gereğince kullandırılan …, … … nodu ticari kredi kartlarından dolayı 17.369,47 olmak üzere 12.10.2015 tarihi itibariyle toplamda 40.489,13 TL borcun bulunduğu belirtildiği, davalı borçlunun 26.10.2020 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, 03.11.2020 tarih … başvuru numaralı arabuluculuk başvurusunun, … numarası ile uzlaşmaya varılamaması üzerine dava açılmak zorunda kalındığı, davalı borçlunun İcra Dairesine yönelik yetki itirazında bulunduğu ancak dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü ve mahkemelerin belirtilmediği ve ayrıca taraflarca imzalanmış GKS’nin X maddesi,3.bölümü gereği uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiği ve ayrıca HMK 17.maddesi gereği “Tacirler ve kamu kişileri, aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” dendiği ve her ne kadar davalı borçlu ile GKS’nin imzalandığı tarihte davalının …Ticaret Sicil Müd.de gerçek kişi tacir olarak kaydı bulunmaktaysa da HMK’nın ilgili maddesi gereği imzalanmış sözleşmenin yetki maddesi gereği davalının itirazının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı,icra takibine yapılan itirazların dayanağının GKS, Taksitli Destek Kredi Sözleşmesi(…) ve Gerçek Kişi Tacir Ticari Kart Sözleşmesi olduğu; GKS’nin 1.10.maddesi olan temerrüt faizi maddesine göre işlemlerin yapıldığı ve buna göre “.temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği tarihe kadar geçecek günler için Bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödeyeceğinin” belirtildiği ve buna göre … numaralı ticari kredi borcu için yıllık %48 oranında temerrüt faizi talep edildiği ifade edildiği, takip talebindeki …numaralı …’de ise temerrüt faizi oranının sözleşmenin 5.maddesi gereği %26,36 temerrüt faizi talep edildiği, 3.alacak kalemlerindeki ticari kredi kartlarında ise TCMB tarafından belirlenen %30,24 temerrüt faizinin uygulandığı, anapara borcun, faizlerin Bilirkişi incelemesi ile tespit ve teyit edilebileceği; haksız itirazlar sebebiyle açılan bu dava sebebiyle 9020’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, ihtarname örneği ile tebliğ şerhleri, banka belge ve kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, alacak miktarının tespit edilmesi amacıyla bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 18/06/2022 tarihli raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Yapılan incelemeler çerçevesinde davalı …’in şahıs firması olduğu ve alacaklı davacı bankadan …Kredisi, Şirket Kredi Kartları ve bunun yanında bireysel olarak kredisi kullandığı tespit edilmiştir. Kullanılan taksitli kredilerde gecikmeler yaşandığı ve sonrasında ödemelerin yapılmaması üzerine, bankanın yasal olarak Tüketici Kredisi’nde de iki kez üst üste ödememesinin ardından 30 gün daha bekleyerek 90.günden sonra takibe yasal şartlara uygun olarak geçtiği görülmüştür. Bu çerçevede bankanın yasal takip hesaplaması tarafımızca yapılan hesaplamanın altında kaldığı görüldüğünden talebe bağlılık ilkesi gereği takip bakiyesi ile mutabık kalınmıştır. Her ne kadar takip tarihi sonrası (28.09.2016 tarihinde) şahsın ticari hesaplarına 11.279,90 TL’nin yatırıldığı görülse de, ilgili kredinin … Bankası garantörlüğünde kullandırılan kredilerden olduğu anlaşılmış ve bu sebeple ilgili sözleşme temin edilerek, tazmine yönelik işbu yetkinin davacı bankaya, … tarafından verildiği tespit edilmiştir. Bu sebeple davacı alacaklı bankanın takip bakiyesinin halen geçerliliğini koruduğu görülmüştür. Bu çerçevede alacaklı davacı bankanın icra takibinde talep etmiş olduğu şartlar dahilinde 24.12.2015 tarihi itibariyle toplam 44.096,74 TL alacağı bulunmaktadır.(39.870,95 TL Asıl Alacak,3.639,02 TL Faiz ve diğer masraflar)…” bildirilmiştir. Gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı …Bankası A.Ş. ile davalı asıl borçlu …arasında 30/06/2014 tarihinde 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, davalı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesi kapsamında kendisine tahsis edilen nakdi kredilerini kullandığı, ancak kredi borcunu sözleşmede gösterilen şekilde geri ödeyememesi üzerine …Bankası A.Ş.’ nin … 7. Noterliğinin…tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesinin 12/10/2015 tarihi itibariyle kat edildiği ve kat tarihi itibariyle bankaya olan toplam kredi borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren yedi 24 saat içinde bankaya ödenmesini davalı borçludan talep ettiği, hesap kat ihtarnamesinin davalı asıl borçluya davalının adresten taşındığı gerekçesiyle bila ikmal tebliğ olunduğu, ancak kat ihtarnamesine ilişkin tebliğ mazbatası incelendiğinde tebligat adresinin genel kredi sözleşmesi uyarınca bizzat davalı tarafından bildirilen adrese gönderildiği, genel kredi sözleşmesinin X.4. maddesi uyarınca davacı bankaya adres değişikliğinin noter aracılığıyla ve yazılı şekilde bildirilmediğinden sözleşmedeki adrese çıkartılan tebligatın anılan sözleşme hükmü uyarınca geçerli olduğu ve davalının temerrüte düşürüldüğü, kat ihtarnamesinde borçluya tanınan atıfet sürelerine rağmen borcun ödenmediği, bunun üzerine alacaklı bankanın davalı asıl borçlu hakkında … 21. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve kredi alacağının tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabın kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelecekleri, muacceliyet için kat ihtarının tebliğine gerek olmadığı, kat ihtarının tebliğinin ancak muhatap borçlu ya da kefil için takip öncesi temerrüt durumunu etkilediği, öte yandan az önce değinildiği üzere genel kredi sözleşmesinin X.4. maddesi ve İİK’nın 68/b madde hükmü gözetilerek davalının (asıl borçlunun) takip öncesinde temerrüte düşürüldüğü, bu bağlamda asıl borçlunun genel kredi sözleşmesindeki kredi borçlarını geri ödeyememesi halinde alacaklının pekala davalıyı takip ve dava edebileceği konusunda duraksama yoktur.
Uyuşmazlığın temeli, davacı bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise takip tarihi itibariyle takipteki asıl alacak ve feri kalemlerle birlikte toplam alacak miktarının tutarı konusunda olduğu görülmektedir.
Meselenin halli, teknik bilgi ve nitelikli hesaplama gerektirdiğinden banka kayıtları üzerinde bankacılık alanında uzman bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu itibarla, dosya bankacılık alanında uzman bilirkişi …’ a tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 18/06/2022 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur.
Bankacı bilirkişi 18/06/2022 tarihli raporunda davalının icra takibine konu nakdi kredilerden dolayı 45.240,66 TL alacaklı olduğunu, ancak davacı bankanın yapılan hesaplamadan daha az tutarda 44.096,74 TL alacak isteminde bulunduğunu, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının icra takibinde istediği alacak tutarı aşılamayacağından davacı bankanın alacağının 44.096,74 TL olduğunu hesaplamıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bankacı bilirkişinin raporunda hem krediler hem de kredi kartı yönünden gösterilen yasal geciktirici nedenlerin yerinde olduğu, rapor içeriğinde kat ihtarı, kat ihtarının tebliği ve atıfet süresine göre temerrüt tarihinin tespiti ile uygulanan faiz oranlarının sözleşme hükümleri ve bilimsel yönden isabetli açıklamalar içerdiği, asıl alacak ve işlemiş faiz hesabı yönünden yapılan hesaplamaların doğru olarak takdir ve tayin edildiği, bu bağlamda hesaplamada herhangi bir hatanın bulunmadığı, nihayetinde banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda oluşturulan raporun kapsamlı, gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlığı giderici mahiyette olduğu görülmüş, ayrıca rapor içeriği denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Esasen, bankacı bilirkişinin 18/06/2022 tarihli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, özellikle davalı tarafından rapora karşı herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır.
Bu halde, bankacı bilirkişinin incelemeleri doğrultusunda hesap ekstreleri ve bakiye borç miktarı nazara alındığında davalının savunmalarının aksine borcun bankaya ödenerek son bulduğu ya da borcun herhangi bir sebeple sona erdiği savunmaları yerinde görülmemiştir. Esasen, davalı tarafından icra dosyasında borcun bulunmadığı savunulmakla birlikte, borcun sona erdiği noktasında dosyaya herhangi bir delil de ibraz edilmemiş, bu husus yargılamada davalı tarafından ispatlanamamıştır.
Nihayetinde, 18/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamında bulunan genel kredi sözleşmesi hükümleri ile delillerle uyumlu, tarafların ve Mahkemenin denetimine açık şekilde düzenlendiği görülmekle, hükme esas alınmış, değinilen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, ayrıca alacak likit ve muayyen olduğu için İİK 67. maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … 21. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında ve aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın (44.096,74 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 3.012,25 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 530,85 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.481,40 TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 530,85 TL peşin harç gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 132,50 TL tebligat ve posta masrafı gideri olmak üzere toplam 1,663,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf giderinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacılara veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır