Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/469 E. 2022/34 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/161 Esas
KARAR NO : 2022/59

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, olay tarihinde önünde aniden duran araca çarpan … plakalı araca yandan çarptığını, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletiyle duramayarak bu araca çarptığını, kaza sonucunda davacının vücudunda kemik kırığı oluşturacak ölçüde yaralandığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin sağ şeritte seyir halinde iken iki tane araç önünde aniden durması nedeniyle davaya konu kazanın meydana geldiğini, dörtlülerini yakan önceki araç sürücüsü ve onun önünde duran … plaka sayılı aracın aniden durması nedeniyle önündeki … marka aracın aniden durması nedeniyle … marka araca yandan çarpmak zorunda kaldığını, … plaka sayılı … marka aracın asil kusurlu olduğunun bariz olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 50 TL trafik kazası sonrasında meydana gelen maddi tazminatının kaza tarihi olan 22.07.2017 tarihinden itibaren ticari faizle ile birlikte tahsiline, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe ve kaza tarihinden önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığını, açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taraf değişikliğinin kabulünün mümkün olmadığını, taraf değişikliğinin karşı tarafın rızasıyla yapılabildiğini, davacı tarafın taraf değişikliği talebine muvafakat etmediklerini, Mahkemece alınan 20.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla davanın reddi gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ‘’zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.’’ denildiğini, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesi 23.08.2019 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan işbu poliçe 01.06.2015 tarihli trafik sigorta poliçesi genel şartlarına tabi olduğunu, davacının emniyet kemeri veya kask durumunun araştırılması gerektiğini, davacının koruyucu tertibatlarını kullanmamaış olması durumunda hesaplanacak tazminattan Yargıtay kararları gereği % 20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Kaza tespit tutanağı, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyası, davacının rücuya tabi ödeme almadığına yönelik sosyal güvenlik kurumu kayıtları ve hizmet döküm cetveli, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin tüm hastane kayıtları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla trafik kazaları kusur konusunda uzman Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20/02/2020 tarihli raporda özet olarak; “…Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 22/07/2017 tarihinde meydana gelen olayda; a) Davacı sürücü (… plaka sayılı motosiklet sürücüsü) …’nin %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, b) Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı (… plaka sayılı … markaltip, 2010 model araç sürücüsü) dava dışı …’in davacı sürücünün yaralanması ile neticelenen olayda kusursuz olduğu, c) Dava dışı sürücü (… plaka sayılı … marka kamyonet sürücüsü) …’ın davacı sürücünün yaralanması ile neticelenen olayda kusursuz olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
… ili … ilçesi … Mahallesinde 22/07/2017 günü saat 13:20 sıralarında davacı sürücü …’ nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile Haliç istikametinden gelip …Yolunu takiben … yönüne doğru seyir ettiği esnada … önüne geldiğinde, davacı sürücünün motosikletin ön kısmıyla aynı yönde ve önünde duraklayarak seyreden … plaka sayılı davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı araca sağ arka tampon ve çamurluk kısımlarına çarpmak suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazasında davacının yaralandığı, kaza tespit tutanağına göre davacı sürücünün tedbirsiz ve kontrolsüz şekilde seyir ettiği, önündeki araç yavaşlamasına ve duraklamasına rağmen davacının yeterli takip mesafesini koruyamadığı ve bu suretle sigortalı araca arkadan çarpmak suretiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 56/1-c, 84/d madde hükümleri uyarınca tamamen kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün ise herhangi bir trafik kuralı ihlalinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı …’ nin trafik kazasında yaralanmış olması ve sigortalı araç sürücüsünden şikayetçi olması üzerine davaya konu trafik kazası hakkında soruşturma ve kovuşturma da yürütülmüştür. … 39. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyasında trafik kazasına ilişkin tüm deliller toplanmış, kazaya karışan sürücülerin ifadeleri alınmış, ayrıca olay mahallinde kusurun tespitine yönelik olarak keşif icra edilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır. Nihayetinde, Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda müşteki davacı sürücü …’ nin trafik kazasında 1. dereceden asli tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir. Müşteki / davacı tarafından işbu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de; İstanbul BAM 19. Ceza Dairesi Başkanlığı 2019/87 Esas, 2019/1211 Karar sayılı ilamı ile müştekinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar vermiştir. Bu halde, kesinleşen ceza mahkemesi ilamına göre sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasında kusurunun bulunmadığı, kusurun tümüyle davacı sürücüye ait olduğu sübuta ermiştir.
Bilindiği üzere, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hâkimi için bağlayıcı değildir (TBK 74). Ancak, Hukuk Mahkemesi hakimi her halde Ceza Mahkemesince belirlenen maddi olgu / vakıalarla bağlıdır.
Mahkememizce, ceza yargılamasındaki maddi olgularla trafik kazası ve kazanın oluş şekline yönelik bağlı kalınarak kusur araştırması yapılmış, ayrıca davacının iddiaları kapsamında eksik tahkikat yapılmaması için kusur raporu alınmıştır. Trafik kazaları kusur konusunda uzman yüksek makine mühendisi bilirkişi 20/02/2020 tarihli raporunda; davacı sürücü …’ nin mevcut trafiğe göre duraklayarak seyreden araca arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/d, 52/b, 56/c ve 84/d maddelerini ihlal ettiğinden %100 oranında tamamen kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde muhtemel alabileceği bir önlem veya tedbir bulunmadığından kusursuz olduğu değerlendirilmiş, Mahkememizce gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe üst limitleri dahilinde üçüncü kişilere verilen zararlardan sorumlu olduğu, halbuki davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün hiçbir kusurunun bulunmadığı, kazaya tümüyle davacı sürücünün kusurundan kaynaklandığı, bu bağlamda davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısının yasal olarak sorumluluğuna başvurulamayacağından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/02/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *