Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/463 E. 2021/921 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/463
KARAR NO : 2021/921

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin en büyük sorunlardan biri tedarikçilerin peşin satışa geçmesi ile şirketin nakit akışının etkilenmiş olması karşısında, firmanın ödeme zorluğu yaşaması durumunun söz konusu olduğunu, seçim süreçlerinin ise ülkenin ekonomiye odaklanamamasına ve sıkıntıya devam etmesine neden olduğunu, vadeli çekler ile ticari kredi ve cari hesap ödemelerinin vadesinde ödeme imkanının mevcut olmadığını, 30 Haziran 2019 tarihinden itibaren likidite sorununun yaşanacağını, şirketin konkordato projesi çerçevesinde borçlarını tamamen ödeyebilecek ve sağlıklı bir yapıyla faaliyetlerine devam etme fırsatı bulacağını, bu noktada şirket ortakları ve yönetim kurulu üyelerinin bu sürece katkı sunacağını, bilanço değerlendirmeleri ile borç alacak miktarlarının belirlenmesi ve iflas halinde ortaya çıkacak genel tablo ile ilgili davacı şirket ve davacı gerçek kişiler yönünden yapılan değerlendirmede ancak konkordato ile amaçlarının gerçekleşebileceğini, borçların ödenir hale gelebileceğini, bu noktada öncelikle perakende ve peşin satışa ağırlık verileceği, şirketin yaz sezonunda yapacağı satışlar ile borç miktarının ödenmesinin mümkün bulunduğunu, demirbaş kaydı bulunan taşınmazların satılmasının gündeme geleceğini, konkordato teklifinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren bağımsız denetim kurulu raporunun ise dosya içine sunulduğunu, buna göre geçici mühlet kararı verilmesi koşullarının ise oluştuğunu belirterek davacılar hakkında geçici mühlet, akabinde kesin mühlet verilmesini, konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
Talep 2004 sayılı İİK’nun 7101 sayılı yasa ile değişik 285 vd. maddeleri uyarınca konkordato talebine ilişkindir.
Davacılar vekilinin konkordato talep etmesine engel bir dava şartı olmayıp dava görevli ve yetkili olan mahkememizde açılmış, “itiraz eden alacaklılar” karar başlığında gösterilmiş, yargılama aşamasında komiser ve temsilci dinlenilmiştir.
Uyuşmazlık davacılar yönünden konkordato projesinin tasdiki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında olup tüm davacılar yönünden mahkememizce 31/07/2019 gürü saat 15:30 itibariyle üç ay süreyle geçici mühlet kararının verildiği, akabinde yeniden geçici mühletin uzatıldığı, altı aylık sürenin 29/09/2021 tarihinde son bulduğu, 31/12/2019 günü saat 15:30’dan itibaren bir yıllık kesin mühlet verildiği, 23/03/2021 tarihli ara karar istinaden 29/03/2021 günü saat 15:30’dan itibaren kesin mühletin altı ay süreyle uzatıldığı, bu arada dönem içinde Mahkememizce verilen kesin mühletin 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlüğe girmesi sonrası 86 günlük sürenin devreye girdiği, bu ilave sonrası kesin mühlete 86 günlük sürenin ilave olunduğu, bu suretle kesin mühletlerin belirlendiği, nihayet süresi içinde gerekçeli nihai raporun sunulmasından sonra mahkememizce tasdik yargılamasına başlanıldığı, tasdik yargılamasına başlanmasına dair kararın oluşturulduğu 20/09/2021 tarihi itibariyle konkordato tasdikine ilişkin kararın, ek kesin mühletin biteceği tarih karşısında imkansız hale gelmiş olması ve henüz bilirkişi incelemesinin tamamlanmamış olması dikkate alınarak mahkememizce yapılan tasdik yargılamasında bir karar verilinceye kadar ek kesin mühletin sona erdiği tespit olunan 27/09/2021 günü saat: 15:30’dan başlamak üzere altı (6) ay süre ile uzatılmasına, tasdik yargılamasına ilişkin dosyanın tekemmül edecek olması durumunda duruşma açılarak bu süre beklenmeksizin hüküm aşamasına geçilebileceğinin bildirilmesine, mevcut altı (6) aylık tasdik yargılaması için ek süre uzatım kararının Ticaret Sicil Gazetesine ve Basın İlan Kurumu’na gönderilmesine dair karar oluşturulmuş, bu suretle tasdik yargılaması işlemleri gerçekleştirilmiştir.
Somut uyuşmazlık açısından uygunlanması gereken 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun m.305 ve bu hükmün atıf yaptığı 302.maddesinde konkordato tasdiki şartları açıkça belirtilmiştir.
İİK m.302 maddesine göre;
“Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a)Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b)Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklarda kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder. ”
305.maddesinde ise “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d)206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması,
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen mevcut koşullar varsa konkordato tasdik edilecektir; koşullardan birinin dahi bulunmaması halinde konkordato tasdiki mümkün olmayacaktır…(Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, Ankara, 2019,Budak/Kale, Sayfa 527) O halde bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmelidir.
Tasdik koşullarının araştırılmasına yönelik olarak konkordato komiser heyetinin hazırlamış olduğu 20/08/2021 tarihli gerekçeli nihai rapor ile 12/11/2021 tarihli ve hükme esas ek rapor içeriklerine göre, her bir davacı yönünden ayrı ayrı incelemenin yapıldığı, bu inceleme sonucunda her bir davacı yönünden tasdik şartlarının tek tek ele alındığı, davacı şirket ve gerçek kişiler yönünden yönünden alacak sayısı ve meblağ açısından kanunda öngörülen çoğunluğun incelendiği, bu inceleme sonucunda davacı gerçek kişiler yönünden nisap çoğunluğunun sağlanamadığı, yine davacı borçlu şirketin mali tabloları üzerinde yapılan incelemede, teklif edilen tutarın borçlu şirketin iflası halinde elde edilebilecek tutardan çok daha ve önemli oranda fazla olduğu, davacı şirketin rayiç değerlere göre dahi borca batık olmadığı, konkordato projesine göre davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve 05/08/2021 tarihli proje gereği %80’nine isabet eden miktarın konkordato projesinin mahkememizce tasdik olunduğu tarihten itibaren 60 ay (5 yıllık) vadede, yine konkordato projesinin tasdikini müteakiben 6.aydan itibaren başlanılmak üzere her ayın 10. ile 15.günleri arasında ve 1.000,00 TL’den az olmamak üzere eşit taksitler halinde 60 ay vade içinde ödenmesine dair olduğu, teklif edilen vade ile kaynakların orantılı olduğu, davacı şirketin konkordato projesinin, alacaklıları tarafından kabul gördüğü dikkate alındığında, güncel mali verilere göre projenin hayata geçirilebileceğinin mümkün olduğu, İİK m.305’deki tasdik şartlarının davacı şirket yönünden sağlandığı, davacı gerçek kişiler yönünden ise sağlanamadığı, davacı gerçek kişilerin İİK m.43 kapsamında iflasa tabi şahıslardan olmadığı, rehinli alacaklılar için 2/3 çoğunluğun sağlanmış olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce oluşturulan 20/09/2021 tarihli ara kararda ise “İİK m.305/f.l- bend (a),(b) ve (d) bendlerinin davacı borçlular lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda;konkordatoya tabi olmayan imtiyazlı alacakların, rehinli alacakların,kamu alacaklarının ve gerekir ise düşümü gereken başkaca alacakların borçlunun aktifinden düşülmesi, bu suret ile davacının net aktifinin tespiti ile borçlunun konkordatoya tabi borçlarının yani pasifinin tespiti,akabinde en son teklif edilen oranın mevcut mal varlığı, haklar dahi gözetildiğinde finansal,muhasebesel, işletmesel ve mali durum ile orantılı olup olmadığını incelemeleri, bu inceleme sonucunda alacaklarını bildirmeyen veya konkordatoya olumlu oy vermemiş alacaklar yönünden daha elverişli bir teklifin söz konusu olup olamayacağı, halihazırdaki mevcut teklifin yukarıda açıklanan ölçüler gözetildiğinde makul ve kabul edilebilir olup olmadığı, özellikle konkordato komiser heyetinin “konkordato tasdikine dair gerekçeli raporlarının” içeriğinin ve sunulacak ek raporun açıdan denetlenmesi, bilirkişi kurulunun “raporlarını hazırlayacakları tarih itibariyle” İİK m.305/f.l-bend (a),(b) ve (d) hükümleri çerçevesinde konkordato tasdikine dair şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, itiraz edenlerin itirazlarındaki muhasebesel-finansal itirazların tasdik şartlarının oluşmasına engel olup olmadığı, konkordato nisap oranlarının davacı şirket lehine oluşup oluşmadığı, hususlarının gerekçeli ve denetime elverişli şekilde ele alınması için bilirkişi incelemesi yapılmasına” dair ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi kurulunun ise 25/10/2021 tarihli ve 31 sayfadan ibaret raporlarında sonuç olarak, davacı şirket yönünden teklif edilen şekliyle borçlarının ödemesinin mümkün olduğu, aktif büyüklüğüne göre ticari faaliyetlerine devam edebileceği, tüm açıklama ve rapor içeriği tespitlerine göre davacı şirketin teklifinin şirket bilançoları dikkate alındığında ödenmesinin mümkün olduğu, projenin İİK m.302 (a) ve (b) bendi fıkralarına uygun olduğu, davacı şirket yönünden borca ilişkin alacaklıların teminat taleplerinin bulunmadığı, bu nedenle teminat gösterilmesine gerek bulunmadığı, ayrıca tasdik harcının yatırılmasının gerektiği, davacı gerçek kişiler yönünden ise kanunda ön görülen sürede çoğunluğun sağlanamadığı noktasında gerekçeli olarak görüş açıklanmıştır.
Mahkememizce 26/11/2021 tarihi itibariyle icra edilen tasdik yargılaması sırasında “bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 25/10/2021 tarihli raporda rehinli alacaklıların alacak toplamı ve buna bağlı olarak harç miktarlarında farklılık bulunduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunda bu noktada maddi hata olup olmadığı hususunu açıklamak, var ise bu noktadaki belirsizliği gidermek, komiser heyeti raporunda maddi hata var ise bu hatayı gidererek eksikliği tamamlamak, ayrıca komiser heyetinin alınan bilirkişi raporu içeriği ve 25/10/2021 tarihi sonrası komiser heyetinin daha önce sunmuş olduğu kök niteliğindeki 20/08/2021 tarihli raporun 41.sayfasının (c) bendinde belirtilen adi alacaklılar yönünden ve aynı zamanda rehinli alacaklılar yönünden tasdikini istedikleri projeyi hükme elverişli şekilde ve özet olarak ve son defa açıklamak üzere komiser heyetine iki hafta süre ve imkan tanınmasına” dahi karar verilmiştir. Komiser heyeti ise hazırlamış olduğu 08/12/2021 tarihli yazısına ek raporlarında, davacı gerçek kişiler yönünden konkordato talebinin nisap yönünden kabul olunmadığı, daha önce atanmış olan bilirkişi heyeti tarafından rapor ile bir önceki tarihli yani 12/11/2021 tarihli raporları arasında herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde açıklama yapmışlardır.
Alınan raporlar dahi gözetilerek yukarıda belirtilen yasal şartın oluşup oluşmadığı somut olarak ve tek tek irdelenecektir.
Öncelikle belirtilmelidir ki “teklif edilen tutar ve iflas halinde elde edilebilecek tutar karşılaştırması, tamamen farazi ve varsayıma dayalı bir incelemedir. Özellikle iflas halinde elde edilebilecek tutarın kesin olarak belirlenmesi mümkün değildir.” (Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul, 2018, Sayfa 128-129)Bu nedenle teklif edilen tutarın iflas halinde elde edilebilecek tutardan fazla olup olmadığı muhasebesel ve işletmesel incelemeyi gerektirir. İflas halinde şirketin mal varlığının normal şartlar içinde en düşük maddi değere satılması ihtimali bu noktada gözardı edilemez. Nitekim gerek konkordato komiser heyetinin oy birliği oluşturduğu raporlar gerek bilirkişi kurulunun oluşturduğu rapor, teklif edilen tutarın iflas halinde elde edilebilecek tutardan fazla olduğunu göstermektedir. “Esasen burada nihai amaç konkordato teklifini kabul etmeyen alacaklıların mağdur edilmesini engellemeye yöneliktir”. (İbrahim Ercan, İcra ve İflas Hukukunda Mal Varlığının Terki Suretiyle Konkordato, Konya, 2008, sayfa 237) Bu duruma göre davacı borçlu şirket yönünden, mevcut konkordato teklifini kabul etmeyen alacaklılar dikkate alındığında mağduriyet doğmasını gerektirecek somut ve ispatlanmış bir durum yoktur. Özellikle bu noktada davacı borçlu şirketin tüm aktifinin borçların ödenmesine tahsisi mümkün olmadığı gibi konkordatonun talep edilmesini gerektiren amaca da uygun değildir. Zira davacı şirketin faaliyetine devam etme iradesi mevcuttur.
O halde davacı şirket yönünden iflas kararı verilmesi halinde ve konkordato talebinin red olunması durumunda alacaklıların alacağını tamamen tahsil etmesi imkansız gözükmekle davacı şirketin mevcut teklifinin alacaklılara daha uygun ve daha fazla koşullarda bir imkan sağladığı mahkememizce kabul edilmiştir. Kaldı ki “konkordatonun tasdik edilmesine karşı çıkan bir alacaklının İİK m.305 hükmünde düzenlenen bu şartın sağlanamadığına ilişkin itirazda bulunması halinde, aksinin bu alacaklı tarafından da ispatlanması gerekir. (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2019,Budak/Kale, Sayfa 368)
Oysaki böyle bir olayda ispat yükünü yerine getirmek zorunda olan alacaklıların üzerine düşen yükü yerine getirmedikleri, bu noktada somutlaşmış bir vakıa ve delilin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı şirket ve gerçek kişiler yönünden İİK.m.305/f.2 bend (a) hükmündeki şart gerçekleşmiştir.
Konkordatonun tasdiki açısından İİK m.305/f.2 hükmü gereği projeyle teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması önem arz eder. 4949 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi borçlunun teklifinin mevcudu ile orantılı olması gerekmekte iken “mevcut” ifadesi yerine daha geniş bir kavram olan “kaynakları” sözcüğü maddeye konulmuştur. (Talih Uyar, Alper Uyar, Cüneyt Uyar, İİK Şerhi, Cilt 2, 2010, Sayfa 3154) Buna göre borçlunun kaynakları ibaresini sadece mevcut olan değil ileride mevcut olması muhtemel gelirleri de kapsayabileceği mahkememizce kabul olunmuştur. Zaten yeni düzenlemede, mahkemenin beklenen hakları dahi dikkate alabileceğinin düzenlenmesi bu düşüncenin doğruluğunu ortaya koymaktadır. Gerek konkordato komiser heyetinin kök ve ek nihai raporları gerek bilirkişi kurulu raporları bir bütün olarak dikkate alındığında, davacı şirketin halihazırdaki muhtemel gelirleri, halihazırda mevcut kaynakları ve borçlarının dikkate alındığı, buna göre teklif edilen tutarların davacı şirketin kaynaklarıyla orantılı olduğu, konkordato talep eden davacı şirketin bilançolarında ikrar veya konkordato sürecinde kabul ettikleri alacakların gerçek borçlara tekabül ettiği, davacı borçlu şirketin ticari defter incelemelerinde net aktif miktarla birlikte konkordatoya tabi borçların teklif edilen ve kabul edilen konkordato projesi uyarınca iflasa nazaran daha yüksek tutarda olduğu, teklif edilen tutar ile kaynakların orantılı olduğu gerekçeli ve ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Bu arada borç miktarı, tasdik edilen borç ödeme planı ve şekli karşısında beklenen hakların durumuna dair yapılan inceleme sonuçları karşısında beklenen hakların dikkate alınabilmesi somut olayın özellikleri açısından mümkün değildir. İİK m.305/f.2 bend (b) açısından da tasdik şartı bu suretle davacı şirket yönünden oluşmuştur.
Gerek konkordato komiser heyetinin oy birliğiyle hazırlamış olduğu kök ve ek raporların içeriği gerek bilirkişi kurulunun raporlar içerikleri dikkate alındığında alacak miktarı ve alacaklı sayısı bakımından, davacı şirket yönünden gerekli nisap çoğunluğu dikkate alındığında kabul edilmiş bir proje bulunmaktadır. Bu oranın sağlanması esnasında oy kullanan alacaklıların kaydı, oy kullanma tarzı ve oluşan çoğunluk kanun hükümlerine uygun olarak gerçekleşmiş olup bu açıdan şikayet konusu olabilecek ciddi bir talep ileri sürülmemiştir. Böylelikle “oyların tanzimi ve ilgili alacaklının bizzat kendisinin mi oy kullandığı yoksa bu hususta oy kullanmaya yetkili temsilci tarafından mı oy kullanıldığı, oyun açık bir şekilde mi belirtildiği ve oyu onaylayan kişinin imzasının bulunup bulunmadığı hususlarının dikkatlice tetkik edilmesi” noktasında da gerekli inceleme yapılmıştır. (Dr. Orhan Eroğlu, Uygulamada Konkordato, Ankara, 2020, sayfa 213) Diğer yandan itiraz eden alacaklı beyanlarında geçen vakıaların bu oranın sağlanmasına engel nitelik taşımadığı anlaşılmaktadır. Buna göre İİK m.305/f.2 bend (c) hükmünde belirtilen şart davacı şirket yönünden şart oluşmuştur.
Komiser heyeti raporuna göre, İİK m.305/f.1 bend (d) hükmünde belirtilen alacaklılar ile ilgili olmak üzere davacı şirket yönünden gerekli teminatların sağlanması zorunludur. Bu noktada konkordato komiser heyetinin gerek kök gerek ek gerekçeli raporları yönünden teminatlandırmayı gerektirir fiili ve hukuki durumunun mevcut olmadığı, bu itibarla İİK m.305-d hükmü kapsamında da bu yöne ilişkin şartın dahi gerçekleştiği açıklanmıştır. Bu itibarla davacı şirket yönünden İİK m.305/f.1 bende (d) hükmünde belirtilen şart gerçekleştirilmiştir.
Bu arada 25/10/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunun 31.sayfasının (b) bendinde yer alan 1.810.730,65 TL tutarındaki borç ile ilgili komiser heyetinin onayına gerek olmadığı yeri gelmişken belirtilmelidir. Esasen bu miktar mühlet sonrası borçlu şirketin ortakları tarafından ödenmiş bir borç niteliğinde olup bu noktada 12/11/2021 tarihli komiser heyetinin özellikle 18.ve 19.sayfalarında gerekçeli ve denetime elverişli açıklamalar dahi yapılmıştır. O halde davacı şirket tarafından mühlet sonrası yapılmış bir ödemenin bulunmadığı anlaşılmakla komiser onayının gerekmediği, bu nedenle bu miktar yönünden teminat alınmasını gerektiren bir miktar bulunmadığı anlaşılmıştır.
Konkordato tasdikinin gerektirmiş olduğu tüm yargılama giderleri ve özellikle konkordato tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harçların da İİK m.305/f.1 bend (e) gereği tamamlatılması gerekir. Buna göre davacı şirket yönünden 7101 sayılı Yasanın m.51 hükmüyle değişik Harçlar Kanununa bağlı 1.sayılı tarifeye göre adi alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 2,27; yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinde binde 1,13 oranında harcın karşılanması gerekir. Konkordato komiser heyetinin hazırlamış olduğu kök ve ek raporları ve yine bilirkişi kurulu raporları içeriği dikkate alındığında, gerek adi alacaklılar yönünden gerekse rehinli alacaklılar yönünden harçların tamamının depo edildiği, gerekli kayıtların sunulduğu, esasen rehinli alacaklılar yönünden ön görülen 2/3 çoğunluk sağlanmış olduğundan bu konuda dahi tasdik kararı verilmesinin yasal şartlarının tamamının oluştuğu anlaşılmaktadır. Böylelikle davacı şirket yönünden, adi alacak ve rehinli alacak açısından ödenmesi gereken tutar ve bu tutarlar nedeniyle ödenmesi gereken harç gerekçeli ve denetime elverişli şekilde açıklanmış, mahkememizce harç miktarları denetlenmiştir. Yine konkordato tasdiki duruşması öncesi konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri mahkememizce gerek kalem gerek miktarlar itibariyle ayrıntılı olarak hesaplanmış, karar altına alınmıştır. Davacı şirket yönünden gerek tasdik harcı gerek yargılama giderleri kalem kalem ve tek tek davacılar vekiline bildirilmiş, davacılar vekili verilen süre içinde davacı şirket yönünden konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile adi alacaklılara ve rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan bedel üzerinden ödenmesi gereken harcı hüküm öncesi mahkememiz veznesine depo etmişlerdir. Hal böyle olunca davacı şirket yönünden İİK m. 305/f.1 (e) hükmünde öngörülen yasal koşul dahi oluşmuştur.
Davacı borçlu şirket borca batık olmasa dahi, mevcut kaynaklar ile borç durumu ve özellikle davacı şirketin faaliyete devam etme iradesi dikkate alındığında davacının tenzilat konkordatosu talebinin kabulü gerekmektedir. Özellikle konkordato süreci içinde devam eden ve halihazırda varlığını sürdürmekte olan Kovid-19 hastalığı, gerek uluslararası gerek ulusal ekonomiye etkilerini sürdürmekte, bütün dünya ekonomilerinde farklı düzeylerde de olsa belli bir kırılganlık oluşturmaktadır. Bu durum davacı şirketin ihtiyatlı hareket etmesi, kaynaklarının tamamını sınırsız şekilde ödemeye ayırmaması tenzilatlı ödeme yapma iradesindeki haklılığı göstermektedir. Zaten aksine bir komiser veya bilirkişi raporu da yoktur. Davacı şirketin batık olmasa dahi alacaklıların dahi, gerekli kanuni nisaplar çerçevesinde kabul etmiş olduğu proje çerçevesinde tenzilat konkordatosunun kabulüne de ayrıca yasal bir engel bulunmamaktadır. Konkordato talep eden davacı şirketin borca batık olmasa dahi tenzilat talep etmesine İİK m.285/f.1 hükmünün lafzı dikkate alındığında, yasal bir engel bulunmamaktadır. Kanun koyucu gerek adı geçen yasal hüküm ve gerekse müteakip hükümler çerçevesinde yapmış olduğu düzenlemede, borcunu vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan her borçluya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek hak ve imkanı tanınmıştır. Bir başka deyişle kanun koyucu tenzilat konkordatosu talep edebilmek için konkordato talep edenin, borçlarını vadesinde ödeyememesi veya ödeyememe tehlike altında olmasını yeterli görmüştür. Kanun koyucunun bu iradesine rağmen sadece borca batık olan şirketin tenzilat konkordatosu talep edebileceğini kabul etmek Kanunun açık lafzına aykırı olduğu gibi kanunun ayrım yapmadığı bir durum için Mahkememizin ayrıca bir ayrım yapması sonucunu doğuracaktır”. Oysaki Roma Hukuku döneminden beri kabul edilen ve halen devam eden genel yorum ilkesi gereği “kanunun ayrıma gitmediği yerde, yorumcu da ayrım yapamaz. (ubi lex non distinguit neque interpretis est distinguere). Kanun koyucunun konkordato hukukunda gerçekleştirmiş olduğu yeni düzenlemeler dikkate alındığında da kanun koyucunun amacının dahi bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Zaten hükümet gerekçesinden de “tenzilat konkordatosu için mahkemenin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmesi yolunun açık tutulması gerektiği, bu nedenle borca batık olmayan şirketin tenzilat konkordatosu talep etmesine engel yasal bir düzenleme yapılmadığı” anlaşılmaktadır. Nitekim doktrinde de temel kaynak niteliği taşıyan kitabın 2019 yılı basımında da borca batık olmayan şirketin tenzilat konkordatosu talep edebileceği yönünde görüş açıklanmıştır. (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2019,Budak/Kale; aynı yönde Dr.Orhan EROĞLU, Uygulamada Konkordato, Ankara, 2020, Sayfa 37) Buna göre kanuni nisap oranlarının sağlanmak suretiyle alacaklılar tarafından kabul edilen konkordato projesi içeriği, komiser ve bilirkişi kurulu rapor içerikleri dahi gözetilerek projenin kabul edilen hali ile tasdiki gerekmiştir.
Yargılama aşamasında itiraz eden … Bank A.Ş.vekili davacı şirketin kredibilitesinin bittiğinden dolayı finans sağlayamayacağını, zaten büyüme oranı eksi olduğundan ve aynı zamanda yeterli işletme sermayesi bulunmadığından projede belirtilen ciro ve karlılığın sağlanmasının mümkün olmadığını, ayrıca ortakların ne sermaye artışı ne de dışarıdan kaynak sağlayabileceğine dair somut bir durum bulunmadığını, bu nedenle konkordato talebinin reddolunması gerektiğini, 15/11/2021 tarihli dilekçesi ile beyan etmiş, … T.A.Ş.ise gerekli itiraz ve beyanlarını Mahkemeye açıklayacaklarını bildirmişlerdir.
Tasdik yargılamasına başlandıktan sonra davacı borçlulardan alacaklı olanların kayıt dilekçelerinde yer alan miktar esas olmak üzere bilirkişi incelemesi yapılması, İİK m.302/f.6 hükmü çerçevesinde çekişmeli alacaklara ilişkin ayrıntılı olarak araştırma yapılmış olması karşısında mahkememizce kesin olmak üzere karar verilmiştir. Gerek konkordato komiser heyeti raporu ve gerek açıklanan yönteme göre yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında gerekli araştırmalar, incelemeler tarafların dinlenilme hakları kısıtlanmaksızın, konkordato prosedürüne uygun olarak gerçekleştirilmiş olduğundan oylamanın davacı şirket yönünden konkordato tasdikine engel bir niteliği bulunmamaktadır.
İtiraz eden alacaklılar beyanlarıyla konkordato tasdikine yönelik itirazda bulunmuş iseler de tasdik yargılamasına başlandıktan sonra konkordato komiser heyetinden alınan ek raporlar ve özellikle tasdik şartlarına ilişkin olmak üzere bilirkişi kurulunun sunmuş olduğu raporlar karşısında, davacı şirket yönünden gerekli şartların oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu suretle İİK m.305 hükmünde belirtilen şartlar yönünden gerek konkordato komiser heyetinin ek raporları gerek bilirkişi kurulunun ayrıntılı raporu uyum içinde olmakla bu raporlara itibar etmeye engel bir durumun varlığı ispatlanamamıştır. Öte yandan konkordato komiser heyeti ve bilirkişi raporları dikkate alındığında sunulan belge ve kayıtlara göre nisap çoğunluğunun sağlandığı tereddütsüz olup mevcut kaynaklara göre projenin başarıya ulaşacağına dair gerekçeli olarak açıklanmıştır.
Son Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere “İİK 295.maddesi “Mühlet sırasında rehin ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir veya başlamış olan takiplere devam edebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. 17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289.maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin madde de belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ, Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20/10/1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3.kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar verilmiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirme gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295.maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3.kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3.kişi tarafından da verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK 45.maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3.kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3.kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır. Bu gerekçeler ışığında alacağı 3.kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3.kişinin Kanununun 303.maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekecektir… Dava dışı kişilerin taşınmazların üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta adi alacak olarak gözönünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 15.HD 2021/1389E. 2021/275K.sayılı ilamı) Buna göre itiraz eden alacaklının konumu gereği davacı şirket yönünden alacağı 3.kişinin rehniyle temin edilen alacaklılar adi alacaklı kabul edilmiş, nisap oylamalarındaki hesaplamalar ve nisap çoğunluğu Yargıtay uygulamasına uygun olarak gerçekleşmiştir.
Somut olayda konkordato kurumunun şartları ve amaçları karşısında davacı olan şirketin, alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiği noktasında da açık, inandırıcı, somutlaştırılmış bir delil ise yoktur.
Doktrinde “konkordato neticesinde ellerine geçecek tutarın iflas tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan fazla olacağının her hangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde bu iddiayı ileri süren alacaklının iflasın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunun ispat etmesi gerektiği” vurgulanmıştır. (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2019,Budak/Kale, Sayfa 527) Somut davada itiraz eden alacaklılarca ortaya konulmuş böyle bir ispat durumu da bulunmamaktadır.
Davacı şirketin konkordato talebi yönünden, itiraz eden tüm alacaklıların ileri sürdükleri vakıalar var ise de konkordato tasdikine engel olabilecek somutlaştırdıkları bir delil ve deliller zincirinin olmadığı kabul edilmiştir. “İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir(…) Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 792).” Sonuç olarak itiraz eden alacaklıların davacı şirket yönünden tasdikin şartlarının oluşmadığı noktasında ispatlayabildikleri bir hal yoktur.
Bu şartlarda konkordato tasdik şartlarını yerine getiren davacı şirket yönünden yapılan incelemede, itiraz eden alacaklıların itirazlarının mahkememizce kabul olunmasını gerektirecek bir ispat durumu olmadığı gibi kanuni çoğunluk tarafından kabul edilen teklifin içeriği, özellikle borçların ödeme süresi, ödenecek miktarlar ile ilgili ayrıntı olması karşısında İİK m.305 hükmünde belirtilen yasal koşulların oluşması, konkordato projesinin mahkememizce tasdik olunması pandemi nedeniyle gerçekleşen ve bütün dünya ekonomisini çok olumsuz etkileyen ekonomik süreç karşısında hakkaniyet icabıdır.
Ayrıca davacı şirket yönünden rehinli alacaklılar ile ilgili İİK m.308/h bendi uyarınca yapılandırma teklifinin mevcut olduğu ve gerekli çoğunluğun sağlandığı yukarıda irdelenmiştir. Buna göre davacı borçlu şirket ile rehinli alacaklılar arasında yapılan, rehinli alacaklıların yeniden yapılandırılmasına dair anlaşma içerikleri ve ödeme planları mahkememizce yapılan görevlendirme çerçevesinde konkordato komiser heyetinin gerek tasdik öncesi gerekse tasdik sonrası raporlarında açıklanmıştır. Buna göre … A.Ş., … A.Ş.ve … A.Ş.ile İİK m.308/h uyarınca anlaşma sağlandığı ve ödeme planlarına komiser raporlarında yer verildiği, yine … Bank, … Bank ve … Bankası ile herhangi bir anlaşma yapılmadığı, İİK m.308/h uyarınca rehinli alacaklılar için öngörülen üçte iki çoğunluk sağlandığından … Bank, … Bank ve … Bankasının en uzun anlaşma yapılan … Isıtma ve …’in anlaşmasındaki vadeye tabi olacağı açıktır. Zaten ödeme tablosu dahi komiser heyeti tarafından bu çerçevede hazırlanmış ve rehinli alacaklılar yönünden gerekli tasdik kararının verilmesinin diğer şartları ise oluşmuştur.
Öte yandan konkordato komiser heyetinin sunmuş olduğu kök rapor ve ek raporlar ile bilirkişi raporları dikkate alındığında davacı olan gerçek kişiler yönünden kanununun öngördüğü çoğunluğunun da sağlanamadığı, davacı gerçek kişilerin ve VUK. m.176 vd. hükümlerine göre iflasa tabi birinci sınıf tacir konumunda da olmadığı, bu itibarla bu davacı gerçek kişiler yönünden konkordato tasdik şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında … Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil numarasına kayıtlı olan … ANONİM ŞİRKET’inin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine, davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve 05/08/2021 tarihli revize proje gereği %80’nine isabet eden miktarın konkordato projesinin mahkememizce tasdik olunduğu tarihten itibaren 60 ay (5 yıllık) vadede, yine konkordato projesinin tasdikini müteakiben 6.aydan itibaren başlanılmak üzere her ayın 10. ile 15.günleri arasında ve 1.000,00 TL’den az olmamak üzere eşit taksitler halinde 60 ay vade içinde ödenmesine, davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarını İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması karşısında; rehinli alacaklılar ile yapılan mevcut protokol gereği rehinli alacaklılardan … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 540.000,00 TL; rehinli alacaklı … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 3.053.484,50TL; rehinli alacaklardan …Tic.A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 250.000,00 TL; rehinli alacaklı … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 650.000,00TL; rehinli alacaklı … A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 7.485.000,00TL; rehinli alacaklı … A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 6.360.000,00TL; olmakla davacı şirketin rehinli alacaklılar ile yapmış olduğu ve sunulan ödeme planının tasdikine; bu suretle rehinli alacaklı …A.Ş., …Tic.A.Ş., … A.Ş.’nin davacı borçlu şirket ile anlaşma sağlayan şirketler olarak aralarındaki ödeme planındaki vadeye tabi olmak üzere buna mukabil anlaşma sağlanamayan alacaklılar … Bank A.Ş., … Bank A.Ş., … Bankası A.Ş.’nin ise en uzun anlaşma yapılan …A.Ş., ile …A.Ş. ile akdedilen sözleşmedeki ödeme planındaki vadeye tabi olmak üzere ve bu ödeme planı çerçevesinde rehinli alacaklılar ile davacı şirket arasındaki 05/08/2021 tarihli projenin tasdik olunmasına, konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 22/12/2021 günü saat: 14:50 itibariyle sonuç doğurmasına, davacı …ANONİM ŞİRKETİ lehine mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının ve tüm mühlet kararlarının tasdik karar tarihi olan 22/12/2021 günü saat: 14:50 itibariyle kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle son verilmesine, mevcut alacak miktarı, alacaklı sayısı ve proje içeriği karşısında İİK m.306 hükmü çerçevesinde tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini alması amacıyla aynı zamanda komiserlik tecrübesi olan SMMM …’nin kayyım olarak tayin edilmesine, kayyım …’ye kayyımlık görevi süresi boyunca her ay ve aylık ücret olarak 4.000,00 TL ücret takdir edilmesine, kayyımlık ücretinin her ayın 10. ile 15.gün arası itibariyle mahkememiz veznesine ödenmesine ve ücretlerin konkordato talep eden şirket tarafından mahkememiz veznesine depo olunmasına, bu suretle kayyıma gerekli ödemelerin yapılmasına, kayyımın görevinin 22/12/2021 günü saat 14:50 ‘den itibaren başlamasına, kayyımın, davacı borçlu işletmesinin durumu ve proje uyarınca davacı borçlu ödeme kabiliyetinin muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkememize gerekçeli raporunu sunmasına, davacı borçlu şirketin, İİK m.307 hükmü uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışıyla finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine dair talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı şirket yönünden telafisi imkansız bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla ve takdiren İİK m.308/b hükmü uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair karar verilmesine yer olmadığına, davacı şirket yönünden İİK m.308/b hükmü gereği çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair ara karar oluşturulmadığından çekişmeli alacaklılara dava açmaları için ayrıca süre verilmemesine, davacı şirket yönünden, İİK m.308/c hükmü uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna, 206’ncı maddesinin birinci fırkasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında adı geçen İİK m.308/c-f.2 hükmünün uygulanmamasına, davacı şirket yönünden, konkordato komiserlerinin görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacı şirket konkordato talepleriyle ilgili hüküm fıkrasının İİK m.288 hükmü uyarınca daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine, davacı borçlular … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı…, … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı …’nin konkordato tasdik talebinin şartları oluşmadığından reddine, davacı gerçek kişiler hakkında şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına, adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden mahkememizce verilmiş olan tüm mühlet kararlarının ve tedbir kararlarının 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle tümden kaldırılmasına, adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine ayrı ayrı son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine, adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacı gerçek kişilerin konkordato talebinin ret olunduğunun, tüm mühlet ve tedbir kararlarının kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-1-)… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … ŞİRKET’inin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine,
Davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve 05/08/2021 tarihli revize proje gereği %80’nine isabet eden miktarın konkordato projesinin mahkememizce tasdik olunduğu tarihten itibaren 60 ay (5 yıllık) vadede, yine konkordato projesinin tasdikini müteakiben 6.aydan itibaren başlanılmak üzere her ayın 10. ile 15.günleri arasında ve 1.000,00 TL’den az olmamak üzere eşit taksitler halinde 60 ay vade içinde ödenmesine,
Davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarını İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması karşısında; rehinli alacaklılar ile yapılan mevcut protokol gereği rehinli alacaklılardan … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 540.000,00 TL; rehinli alacaklı … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 3.053.484,50TL; rehinli alacaklardan …A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 250.000,00 TL; rehinli alacaklı … Bank A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 650.000,00TL; rehinli alacaklı … A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 7.485.000,00TL; rehinli alacaklı … A.Ş.’nin rehin kapsamındaki borç tutarı olan 6.360.000,00TL; olmakla davacı şirketin rehinli alacaklılar ile yapmış olduğu ve sunulan ödeme planının tasdikine; bu suretle rehinli alacaklı …A.Ş., …Tic.A.Ş., … A.Ş.’nin davacı borçlu şirket ile anlaşma sağlayan şirketler olarak aralarındaki ödeme planındaki vadeye tabi olmak üzere buna mukabil anlaşma sağlanamayan alacaklılar … Bank A.Ş., … Bank A.Ş., … Bankası A.Ş.’nin ise en uzun anlaşma yapılan .. A.Ş., ile …Tic.A.Ş. ile akdedilen sözleşmedeki ödeme planındaki vadeye tabi olmak üzere ve bu ödeme planı çerçevesinde rehinli alacaklılar ile davacı şirket arasındaki 05/08/2021 tarihli projenin tasdik olunmasına,
Konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 22/12/2021 günü saat: 14:50 itibariyle sonuç doğurmasına,
2-Davacı … ANONİM ŞİRKETİ lehine mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının ve tüm mühlet kararlarının tasdik karar tarihi olan 22/12/2021 günü saat: 14:50 itibariyle kaldırılmasına,
3-Konkordato komiserlerinin görevlerine 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle son verilmesine,
4-Mevcut alacak miktarı, alacaklı sayısı ve proje içeriği karşısında İİK m.306 hükmü çerçevesinde tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini alması amacıyla aynı zamanda komiserlik tecrübesi olan SMMM …’nin kayyım olarak tayin edilmesine,
Kayyım …’ye kayyımlık görevi süresi boyunca her ay ve aylık ücret olarak 4.000,00 TL ücret takdir edilmesine,
Kayyımlık ücretinin her ayın 10. ile 15.gün arası itibariyle mahkememiz veznesine ödenmesine ve ücretlerin konkordato talep eden şirket tarafından mahkememiz veznesine depo olunmasına,
Bu suretle kayyıma gerekli ödemelerin yapılmasına,
5-Kayyımın görevinin 22/12/2021 günü saat 14:50 ‘den itibaren başlamasına,
6-Kayyımın, davacı borçlu işletmesinin durumu ve proje uyarınca davacı borçlu ödeme kabiliyetinin muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkememize gerekçeli raporunu sunmasına,
7-Davacı borçlu şirketin, İİK m.307 hükmü uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışıyla finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine dair talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı şirket yönünden telafisi imkansız bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla ve takdiren İİK m.308/b hükmü uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı şirket yönünden İİK m.308/b hükmü gereği çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair ara karar oluşturulmadığından çekişmeli alacaklılara dava açmaları için ayrıca süre verilmemesine,
10-Davacı şirket yönünden, İİK m.308/c hükmü uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna,
206’ncı maddesinin birinci fırkasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında adı geçen İİK m.308/c-f.2 hükmünün uygulanmamasına,
11-Davacı şirket yönünden, konkordato komiserlerinin görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
12-Davacı şirket konkordato talepleriyle ilgili hüküm fıkrasının İİK m.288 hükmü uyarınca daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine,
II-1-) Davacı borçlular … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı …’nin konkordato tasdik talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Davacı gerçek kişiler hakkında şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
Adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden mahkememizce verilmiş olan tüm mühlet kararlarının ve tedbir kararlarının 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle tümden kaldırılmasına,
2-Adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, 22/12/2021 günü saat 14:50 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine ayrı ayrı son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine,
3-Adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
4-Davacı gerçek kişilerin konkordato talebinin ret olunduğunun, tüm mühlet ve tedbir kararlarının kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine,
III-Bu dava nedeniyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile kalan 14,90 TL’nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına ve konkordato tasdik harcı davacı şirket yönünden alınmış olmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
IV-Davacılar tarafından harcanan giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,
V-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, konkordato hakkında verilen karara karşı konkordato talep eden … ŞİRKET, …, …, …, …’nin yönünden kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/12/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip