Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2023/177 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/457 Esas
KARAR NO : 2023/177

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … A.Ş arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini davalı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bahse konu sözleşmelere istinaden, borçlu firma adına kredilerin tahsis edildiğini, ancak, borçlunun müvekkili bankadan kullandığı kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemeleri için … 56. Notetliği’nin … tarih … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin sözleşmede yer alan adreslere keşide edilmesine ve tebliğine rağmen, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu dava dışı şirket ve kefiller hakkında haciz yaluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, … 20.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı/borçlu tarafından “Hesap kat ihtarnamesine dayanak olan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığı, bankaya bu miktarda borcu olmadığı, icra takibindeki asıl alacağa, işleyecek ve işlemiş faiz oranına ve diğer tüm ferilerine itirazda bulunduğunu”, yapılar itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu, öte yandan; 7155 sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca ticari uyuşmazlıklarda Kanun’da belirtilen konularda arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirildiğinden 20.02.2019 tarihinde arabuluculuk sürecinin bittiğine dair son tutanağın daha sonra sunulacağını, müvekkili banka ile davalılar arasında imzalanan sözleşmelerin ve bankamız kayıtlarının incelenmesinde davalının müvekkiline borçlu olduğu, davalı şahsın banka ile çerçeve sözleşme hükmünde olan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini, dava dışı borçlu şirketin kullanacağı tüm kredileri kapsayacak şekilde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığının görüleceğini, borçluların itirazlarının hiçbir haklı gerekçeye, hatta hiçbir gerekçeye dayanmamakta olup, davalı aleyhine yapılan icra takibinden evvel keşide edilen ihtarname ile talep edilen alacak tutarının davalıya bildirildiğini, temerrüdün gerçekleşmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine, imzalanan sözleşmelere istinaden ve sözleşmelerde yer alan temerrüt faizi ile ilgili düzenlemelere uygun şekilde icra takibine geçildiğini, bu nedenle, davalı/borçlu tarafından yapılan ve müvekkili bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını bildiren itirazın herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek tüm nedenlerle, … 20.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine vekâlet ücreti ile yargılama giderinin davalı tarafa yükletilmesime karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalının ikametgah adresiinin, “…” olmasına rağmen davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde açıldığını, müvekkilinin, davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinde kefil konumunda olduğunu, kredi sözleşmesinde her ne kadar yetki sözleşmesi mevcut olsa da mezkur yetki sözleşmesi müvekkili olan tacir olmayan kefili bağlamayacağından işbu nedenle; davanın yetkili mahkemede açılması gerektiğini, mahkemece davanın esasına girilebilmesi için taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, taraf teşkilinin de sağlanması için dava dilekçesi ve tensip tutanağının borca itiraz eden vekil olarak kendisine tebliğ edilmesi gerekmekte olduğunu, müvekkili tarafından imzaya yapılan itirazın yerinde olduğunu, … 20.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına itiraz edilirken imzanın müvekkiline ait olmadığının bildirildiğini bu nedenle, mahkemece ivedi bir şekilde imza incelemesi yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmedeki imza müvekkiline ait olsa bile ortada geçerli bir kefillik bulunmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesine kefil olur iken müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını, gerçek kişi kefiller için, kefilin evli olması durumunda doldurulması gereken alanın boş bırakıldığını, Yargıtay içtihatlarına göre de eşin rızası olunmadan yapılan kefil sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, ortada geçerli bir kefil sözleşmesi bulunmadan icra takibine geçildiği için müvekkilince yapılan borca itirazın kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca sözleşmede bulunan kefillik ibaresinin müvekkilinin kendi el ürünü olmadığını, işbu nedenle; hem imzaya itirazlarının olduğunu hem de müvekkilinin kendi el ürünü olmayan yazılarında kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan … Şirketi unvanlı şirketten istifa ederek hisselerini devrettiğini bu istifadan dolayı daha önce borçlu şirket için kefil olduğu borçlardan vazgeçtiğini beyan ettiğini, mezkur istifanameyi, ilgili bankalara müvekkilinin noter aracılığıyla gönderdiğini, ayrıca; kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan … Şirketinin, şirketin yetkilisi diğer kefillerden … ve müvekkili … arasında 07.10.2015 tarihinde protokol düzenlendiğini, İşbu protokolün 5.maddesine göre; müvekkili …’in kefaleti ile kullanılan kredilerden, bir sorumluluk doğması halinde şirket yetkilisi … ve şirket ayrı ayrı, müştereken ve müteselsilen herhangi bir ihtar ya da ihbara gerek kalmaksızın sorumlu olacaklarının da belirtildiğini, istifaname ve protokol gereğince icra takibine konu olan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinden müvekkilinin herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunamayacağını belirterek, haksız ve dayanıksız davanın reddine, alacaklının icra takibinin iptali ve kötü niyetli alacaklının kötü niyetle takip başlatılmasından dolayı %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 20. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, dava şartı arabuluculuk son tutanağı, … 56. Noterliğinin … tarihli … numaralı ihtarnamesi, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi celp edilmiş, incelenmiştir.
Mahkememizce resen seçilen Adli Belge İnceleme Uzmanı … tarafından sunulan 01/06/2022 tarihli rapor özetle ve sonuç olarak; ” İnceleme konusu … Bankasına ait, 13.10.2014 tarih, 55.000 TL bedelli, 60 sayfadan oluşan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 27. sayfasındaki ‘… A. Ş’ başlıklı kaşe izleri üzerine sol tarafa atılmış imza ile …’e atfen atılmış 28. Sayfadaki ve 33. Sayfadaki kefil imzalarının, mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla
ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davalı …’in eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili 09/01/2023 tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu borca ilişkin olarak davalı taraf ile anlaşma sağlandığından davadan feragat ettiklerini, davalıdan icra inkar, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve 12/01/2023 tarihli dilekçesi ekinde davadan feragat etme yetkisi içeren vekaletnamesini dosyaya sunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 16/01/2023 tarihli beyan dilekçesinde, davacı ile yapılan görüşmeler neticesinde davacı taraf ile anlaşma sağladıklarını, bu sebeple talep olunan kötü niyet tazminatı da dahil lehlerine herhangi bir yargılama gideri, tazminat ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, kötü niyet, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davacı tarafın feragat beyanı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacının talep sonucundan kayıtsız, şartsız olarak tamamen vazgeçtiği, davacı vekilinin davadan feragate ilişkin vekaletnamesinde özel yetkisinin de bulunduğu anlaşılmakla eldeki itirazın iptali davası yönünden feragat uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca, davacının ve davalının birbirlerinden tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığına yönelik ayrı ayrı sundukları yazılı beyanlar nazara alınarak taraflar aleyhine tazminata, yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesine, her bir tarafın yaptığı masrafın kendi üzerinde bırakılmasına, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ayrıca davacının ve davalının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının ve davalının tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 119,93 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 939,27 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan ‭819,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından taraflarca yapılan masrafların kendileri üzerilerinde BIRAKILMASINA, lehlerine ya da aleyhlerine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri talebinde bulunmamakla birlikte arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan toplam toplam 1,320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin taraflardan eşit oranda olmak üzere 660,00 TL’ sinin davacıdan; 660,00 TL ‘ sinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 01/03/2023

Katip
E- İmza

Hakim
E-İmza