Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/441 E. 2021/781 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/441 Esas
KARAR NO : 2021/781

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/12/2012
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

İstanbul 11.Asliye HM 2012/456 E dosyasından verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.10.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi bulunmayan otomobilde yolcu konumundaki müvekkilinin kaza sonucunda daimi sakat kaldığını, müvekkilinin %8 oranında çalışma gücünü kaybettiğini, davalıya teminat limitleri dahilinde ödeme yapması için başvuru yapıldığını ancak 8 iş günlük yasal süre içerisinde gereken ödemenin yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekilince sunulan 10/07/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, davadaki talep 59.473,00 TL’ye yükseltilerek eksik peşin harç yatırılmıştır.
CEVAP:
İlişkili kişi (davalı iken iradi taraf değişikliğiyle sonradan davalı olmaktan çıkan) … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davanın kazaya sebebiyet verdiği açıklanan … plakalı araç malikine ihbar edilmesinin gerektiğini, davacı tarafından dava öncesi vekil eden kuruma başvuruda bulunmuş olup ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, davacı tarafın varsa aşan zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iradi taraf değişikliği talebinin muvafatları alınmaksızın kabul edilmesinin yasa usul ve içtihatlara aykırı olduğunu, söz konusu karardan rücu edilmesi gerektiğini, nitekim öncelikle taraflarına 30/11/2020 tarihinde ilk defa tebliğ edilen dava konusu evraklardan davanın 2012 yılında açıldığını, işbu tarihe kadar müvekkili şirketin yokluğunda yargılama yapıldığını, hüküm kurulduğunu, işbu hükmün Yargıtay ilamı ile bozulduğunu, bu aşamaya kadar gelmiş bir dosyada taraf yanılgısının kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile karşı tarafın muvakati alınmaksızın davaya dahil edilmesinin hiçbir şekilde kabul edilebilir bir uygulama olmadığını, açıkça taraflardan birinin savunma ve adil yargılanma hakkının da ihlaline yol açtığını, dava konusu kaza tarihinin 06/10/2020 olduğunu, işbu davanın taraflarına yöneltildiği tarih itibariyle zamanaşımı süresinin geçmiş olduğundan davanın reddi gerektiğini, davacının dava konusu kazaya ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapmadığını, dava öncesi dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını, bu nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, dosya kapsamında alınan kusur, maluliyet ve tazminat raporlarının yokluklarında, savunma ve itirazları gözetilmeksizin alındığından söz konusu raporların kabulünün mümkün olmadığını, itiraz ve savunmaları gözetilerek kusur, maluliyet ve tazminat hususunda yeniden rapor alınması gerektiğini, davacının yaşı gözetilerek Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik veya Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun maluliyet raporu alınması gerektiğini, kusur oranlarının ATK trafik ihtisas dairesi raporuyla tespiti gerektiğini, zira müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere geçici işgöremezlik tazminatından müvekkilinin sorumlu olmadığı ve SGK sorumluluğunda olduğunu, davacı tarafça gelire ilişkin belge sunulmaması halinde tazminatın asgari ücret üzerinden hesap edilmesinin gerektiğini, tazminat hesaplamasının ZMMS Genel şartlara göre TRH2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz hesabıyla yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatlarının mahsubunun gerektiğini, araçta yolcu konumunda bulunan davacının müterafik kusuru ve hatır taşıması nedeniyle hesaplanan tazminattan toplamda %40 oranında indirim yapılması gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin söz konusu zarardan ancak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüt tarihinin KTK hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 06/10/2010 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle, araçta yolcu olan davacının, aracın ZMMS şirketinden kalıcı ve geçici işgücü kaybı zararına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dava ilk olarak … 11.Asliye HM … E dosyasında … Hesabına karşı açılmış, 22/04/2013 tarihli … K sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve yasal sürede talep üzerine tevzi edildiği … (Kapatılan) 49.ATM … E dosyası haline gelmiş, anılan mahkeme kapanınca dosyanın devri üzerine Mahkememizin 2014/891 E dosyası olmuştur.
Mahkememizin 2014/891 E dosyasında yapılan yargılama sonunda 15/12/2014 tarihli 2014/346 K sayılı kararıyla davanın 45.876,35 TL üzerinden ve 20/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın o zamanki davalı … Hesabı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17.HD’nin 2015/7294 E 2018/752 K sayılı ilamıyla “hesaplanan tazminattan önce davalının dava öncesi ödemesinin güncellenerek düşülmesi, sonra %20 müterafik kusur ve %20 oranında hatır taşıması indirimlerinin yapılması gerektiği, mahkemece bu sıralamaya uyulmadığı gibi hatır taşıması indiriminin %10 oranında uygulanmasının istikrar kazanmış içtihatlara uygun olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. O zamanki davalı … Hesabı vekilinin karar düzeltme istemi de 2018/4421 E 2019/6419 K sayılı ilamla reddedilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrası dosya Mahkememizin 2019/441 E dosyasına kaydedilerek, taraf vekillerinin bozma ilamı hakkında beyanları alındıktan sonra, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya … Hesabı husumetiyle açılmış, hükme bağlanmış, Yargıtay temyiz-karar düzeltme incelemesinden geçmiş ve Yargıtay tarafından sadece “davada hüküm kurulabilecek tazminat tutarı hesaplanırken hata yapıldığı” şeklinde (tahkikatı genişletici yönde değil) sınırlandırıcı bir bozma yapılmış ve mahkememizce de bu sınırlı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bu aşamadan sonra (davalı) … Hesabı vekilince dosyaya sunulan 08/11/2019 tarihli dilekçede, kaza tarihinde ZMMS poliçesi olmadığı gerekçesiyle GH sorumluluğuna başvurulmuş olan … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunduğu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği, müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş olup, bu dilekçe davacı vekiline de tebliğ edilerek beyanları alınmış, sonrasında ise husumet konusu davanın görülebilirlik şartı-ön şart niteliğinde olmakla mahkemece re’sen her aşamada gözetilmesi gerektiğinden ve taraflar lehine veya aleyhine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, mahkememizce bu iddianın araştırılmasına başlanmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin incelenen maddi hasarlı ve yaralamalı kaza tespit tutanağında … plakalı aracın kaza tarihinde … Sigorta nezdinde ZMMS poliçesi bulunduğu yazmaktadır. … Sigorta ise … Sigorta’ya külliyen devir birleşme yoluyla kaydı terkin olmuş durumdadır…. Sig. AŞ’nin ünvanı ise 2019’da … AŞ şeklinde değiştirilmiştir.
Emniyet trafik birimlerine yazı yazılarak … plakalı aracın tüm malik-plaka değişiktliğine ilişkin tescil kayıtları celbedilmiş, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine yazı yazılarak bu aracın tüm kaza geçmişi ile tüm ZMMS poliçe kayıtları, kaza ihbar kayıtları, hasar dosyası kayıtları celbedilmiştir.
Celbedilen SBGM kayıtlarına göre … plakalı araçla ilgili pek çok poliçe kaydı bulunmakta ise de, aşağıdaki paragrafta açıklanan poliçe ve tescil-malik-plaka kayıtları dışındaki diğer poliçelerin, … plakasının davamızın konusu olan 1989 model … marka araç öncesinde başka araçların plakası olduğu tarihlere ilişkin yani farklı başka araçlarla ilgili poliçeler olduğu görülmüş, davamızın konusu olan kazaya karışan 1989 model … marka aracın tescil-malik-ZMMS poliçe bilgileri ise aşağıda detayıyla açıklanmıştır.
İncelenen trafik tescil ve SBGM kayıtlarına göre, davacının yolcu olduğu sırada 06/10/2010 tarihinde tek taraflı trafik kazası yapan … plakalı …marka 1989 model … Şasi no.lu aracın, plakası… iken … tarafından önceki malikinden satın alındığı, …’in araçta plaka değişikliği yapmak için başvurduğu ve plaka değişene kadar araca …geçici plakasının verildiği, bu geçici plaka sırasında …’in araç için … Sigorta AŞ’den … no.lu ZMMS poliçesini düzenletmiş olduğu, kaza tutanağında da aracın ZMMS poliçesi olarak bu poliçenin yazılı olduğu, poliçenin 08/01/2010-08/01/2011 tarihlerini kapsadığı yani kazanın poliçe teminat tarihi içinde gerçekleşmiş olduğu; aracın geçici plakasının … tarafından … şeklinde değiştirildiği, palaka değişikliği sonrasında da … tarafından dava konusu kaza tarihinden 11 gün önce 24/09/2010 tarihinde … isimli kişiye noter sözleşmesiyle satılmış olduğu yani aracın işleteninin değiştiği, ancak bu işleten değişikliğinin/satışın … Sigorta’ya (… Sigorta 2011’de … Japan Sigorta’ya devrolarak tüzel kişiliği terkin olmuştur) bildirilmemiş olması nedeniyle poliçenin … Sigorta (yeni ünvanı …Sigorta-sonraki ünvan … Sig) tarafından hiç feshedilmemiş durumda olduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı KTK md 94’te “Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir” hükmüne, 95.maddede de “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu kaza, … plakalı aracın işleten değişikliği sonrası ZMMS poliçesi bulunan … Sig.AŞ’ye önceki işletenin (…) işleten değişikliğini kanunen bildirme süresi olan 15 gün daha dolmadan (…’na) devirden 11 gün sonra 06/01/2010 tarihinde meydana gelmiş olup, bu tarihe kadar işleten değişikliğinin sigorta şirketine bildirilmemiş olması, bu nedenle …nın fesih hakkını kullanamamış olması hususları, araçta yolcu iken kazada yaralandığı tartışmasız olan davacı zarar gören üçüncü kişiye karşı ileri sürülemeyeceği gibi, kaza öncesi bildirilmiş olsa ve … Sig.AŞ fesih hakkını kullanmış olsaydı bile, yukarıda yer verilen KTK md 94’te yazılı olan fesih sonrası 15 günlük yasal sorumluluk süresinin de kaza tarihi itibariyle sona ermemiş olacağı açık olmakla, aracın kaza tarihinde … Sig.poliçesinin zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun sona ermemiş durumda olduğu, bu nedenle sigortacı ile işleten arasında uygulanabilecek hüküm niteliğinde olan ZMMS Genel Şartlar C.4 maddesinde yer alan “devir sonrası 10 gün sonra sorumluluğun sona ereceğine” dair hükmün, davacı zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, uyuşmazlıkta … Sig. Poliçesinin geçerlilik süresi açısından KTK md 94-95’te yer alan hükümlerin uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim emsal Yargıtay (Kapatılan) 17.HD’nin 2019/2687 E 2019/6677 K sayılı içtihadı da bu yöndedir.
… AŞ’ye yazı yazılarak, tespit edilen ZMMS poliçesinin ve bu poliçeden dava konusu kaza nedeniyle yapılan ihbar ve ödeme bilgilerine ilişkin tüm hasar dosyası kayıtlarının gönderilmesi istenmiş ve mahkememize gönderilmiş olup, celbedilen hasar dosyası incelendiğinde davacının kaza sonrası ilk olarak kaza tutanağında yazılı olan … Sigorta’ya atfen … Sigorta’ya dava konusu tazminat talepleriyle ilgili olarak 29/11/2011 tarihinde ihbarda ve tazminat talebinde bulunduğu, … Sigorta’nın … no.lu ZMMS poliçesi nedeniyle … no.lu hasar dosyasını açtığı ancak davacının bu talebine karşılık bir ödeme yapmamış olduğu görülmüştür. Davacının … Sig.’nın kendisine ödeme yapmaması nedeniyle, ZMMS Genel Şartlar C.4 maddesinde yazılı (işleten değişikliği sonrası) 10 günlük süre geçtikten sonra kazanın meydana gelmesi nedenyle … Sig.nın talebini kabul etmediği düşüncesiyle daha sonra … Hesabına başvurmuş olduğu, … Hesabının ise davacıya … Sigorta poliçesinin geçerli durumda olduğuna dair bir bilgi vermeden aracın kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi olmadığını kabul ederek davacıya kısmi ödeme yaptığı, bu nedenle davacı tarafından da GH’nın yaptığı ödemenin yetersiz olduğu gerekçesiyle işbu tazminat davasını … Hesabına karşı açmış olduğu, … Hesabının ise bu durumu yargılama boyunca hiç ileri sürmediği, dosya Yargıtay karar düzeltme incelemesi sonrası 2019’da mahkememize gönderildiğinde ilk defa mahkememize verdiği 08/11/2019 tarihli dilekçeyle ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Davadaki husumet araştırmasına ilişkin celbedilen bu yeni delillerden sonra davacı vekilince dosyaya sunulan 09/11/2020 tarihli dilekçe ile, ZMMS Genel Şartlar C.4 maddesinde “sigorta sözleşmesinin işletenin değiştiği tarihten sonra 10 gün süresince yeni işleten için geçerli olduğunun” yazılı olduğu, dava konusu aracın 24/09/2010 tarihindeki işleten değişikliğinden 10 gün geçtikten sonra 03/01/2010’da … Sigorta poliçe sorumluluğunun anılan genel şart maddesi gereği sona erdiği, bu nedenle 06/01/2010 kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunmadığı, işleten değişikliği … Sig.’ya bildirilmediği ve poliçe feshedilmemiş olduğundan KTK md 94’te düzenlenen 15 günlük sorumluluk süresinin uygulanamayacağı ileri sürülmüş, mahkeme aksi kanaatte ise husumette kabul edilebilir yanılgı nedeniyle HMK md 124 kapsamında iradi taraf değişikliği taleplerinin kabul edilerek … Sigorta’nın davaya dahil edilmesi için taraflarına süre verilmesi talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK md 124/1’de bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın rızası ile mümkün olduğu, 124/4’te ise dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği, bu durumda hakimin davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmedeceği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın kaza öncesi pek çok plaka ve malik değişikliği bulunduğu, aynı zamanda bu plakanın pek çok farklı araçta kullanılmış olduğu, davacının önce kaza tutanağında yazılı olan ZMMS poliçesini yapan … Sig.ya (o tarihteki ünvanı bu şekildedir) yazılı başvuru yapmasına rağmen talebinin kabul edilmediği, kendisine açık ve net bir cevap da verilmemiş olduğu, aracın kazadan 11 gün önce satılmış olduğunu öğrenen davacının ZMMS Genel Şartlar C.4’te yer alan hüküm nedeniyle aracın kaza tarihinde geçerli poliçesi olmadığını düşünerek bu sefer … Hesabına başvurduğu, … Hesabının ise ne davacının başvurusu sırasında ne de … Hesabı husumetiyle mahkememizde yapılan yargılama sırasında aracın kaza tarihinde sorumluluğu devam eden bir ZMMS poliçesi olduğunu ileri sürmediği, aksine dava öncesi davacının başvurusunu doğru kabul ederek kısmi ödeme yapmış olduğu, kendi aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle mahkemece 2014/891 E yargılaması sırasında bu hususun araştırılmamış olduğu anlaşılmakla, davayı … Hesabına karşı açmakta davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, nitekim bu hususun mahkememizce bile (Yargıtay bozma ilamı sonrası) 2019/441 E’tan yapılan yargılama sırasında uzun süre yapılan araştırma ve yazışmalar sonucu ortaya çıkarılabildiği, bu nedenlerle tarafta kabul edilebilir yanılgı durumu olduğu, davacının taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı kanaatiyle, husumet konusu emsal Yargıtay içtihatları uyarınca usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı ve mahkememizce de yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken husus olduğundan, davacı vekilinin HMK md 124 kapsamında iradi taraf değişikliği talebi, karşı tarafın (… Hesabının veya … Sigorta’nın) rızası aranmaksızın mahkememizce kabul edilmiştir. Karşı tarafın rızası olmaksızın davacının iradi taraf değişikliği talebinin kabul edilmesinin usul ve hukuka uygun olmadığına dair (iradi taraf değişikliği sonrası davalı konumuna gelen) … Sig. vekilinin itirazlarının ise dosya kapsamına göre yerinde olmadığı, kaldı ki HMK md 124’ün açık hükmü uyarınca iradi taraf değişikliğinde rızası alınması gereken tarafın sonradan davalı olan … Sig. değil, önceki davalı olan … Hesabı olduğu, bu nedenle … Sig. vekilinin bu yöndeki itirazının dikkate alınamayacağı açıktır. Önceki davalı … Hesabı vekilince ise davacının iradi taraf değişikliği talebine rızaları olmadığına dair bir beyanda bulunulmadığı gibi, rızaları olmadığı kabul edilse bile yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının hatalı husumetle dava açmasına neden olanlar önceki ve sonraki davalılar olduğundan, kabul edilebilir yanılgı nedeniyle mahkememizce karşı taraf rızasının alınmasına gerek bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Emsal Yargıtay (Kapatılan) 17.HD’nin 2015/1118 E 2016/346 K sayılı, 2016/3948 E 2019/366 K sayılı, 2015/17285 E 2018/9342 K sayılı içtihatları, Yargıtay 11.HD’nin 1999/5169 E 1999/9555 K sayılı, Yargıtay 10.HD’nin 2005/10788 E 2005/13991 K sayılı, İstanbul BAM 9.HD’nin 2017/878 E 2018/157 K sayılı, 16.HD’nin 2017/139 E 2017/1499 K sayılı içtihatlarında da, husumet konusunun itiraz veya def’i olmayıp davanın görülebilirlik şartlarından olmakla, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği, hatta taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlardan olduğu vurgulanmaktadır.
Bu aşamadan sonra … Hesabı davalı konumundan çıkarılarak, … Sig.AŞ davalı olarak Uyap kaydına eklenmek suretiyle yargılamaya … husumetiyle devam edilmiş, dava dilekçesi ve ekleri anılan sigorta şirketine tebliğ edilerek dilekçe teatisi, ön inceleme aşamaları usule uygun gerçekleştirilmiş, davalı haline gelen … vekilinin usuli itirazlarıyla ilgili ara kararlar kurulduktan sonra, dosyada daha önce (2014/891 E yargılama sırasında) alınan ve esasen Yargıtay temyiz incelemesinden de geçerek eleştiri-bozma konusu yapılmamış durumda olan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları ile davacı vekilinin ıslah dilekçesi davalı … Sig.’ya usule uygun tebliğ edilip yasal beyan süreleri tanınmış, böylelikle davalının savunma hakkı da kısıtlanmamıştır.
… Sig.vekilince sunulan cevap dilekçesinde usuli itirazlar olarak, dava öncesi yazılı başvuru dava şartının yerine getirilmemiş olduğu, dava şartı arabuluculuk sürecinin yerine getirilmemiş olduğu, davanın zamanaşımına uğradığı şeklinde itirazlar ileri sürülmüşse de, … Sig.husumetiyle 2019’da yeni açılan bir dava olmayıp davanın açılış tarihi 11/12/2012 olduğu ve davalı … iradi taraf değişikliğiyle davalı konumuna geldiğinden davanın (01/01/2019’dan itibaren 6325 s.K 18/A maddesiyle yürürlüğe giren) arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilemeyeceğinden, ayrıca yaralamalı kaza nedeniyle ceza zamanaşımı uygulanması gereken davada dava açılış tarihi itibariyle zamanaşımının sona ermiş olduğundan bahsedilemeyeceği gibi davacının kaza nedeniyle iş gücü kaybı 06/05/2014 tarihinde alınan maluliyet raporuyla tespit edildiğinden bu raporun alındığı-kesinleştiği tarihe kadar davacının zararı öğrendiğinden bahsedilemeyeceği ve zamanaşımı başlamayacağından, davacı vekilinin usuli itirazları 12/02/2021 tarihinde … Sig.husumetiyle gerçekleştirilen ön inceleme celsesinde ara karar kurularak reddedilmiştir.
Davacının dava öncesi sigorta şirketine yazılı başvuru dava şartının yerine getirilmediği ileri sürülmüşse de, yukarıda açıklandığı üzere davacı davayı açmadan önce ilk olarak … Sig.ya başvurduğu ve gönderilen hasar dosyası yazısında açıkça bu husus mahkememize bildirilmiştir. Yargılama sırasında hasar dosyasındaki bu bildirim mahkememizce sehven farkedilemediğinden, yerleşik içtihatlar uyarınca bu husus tamamlanabilir dava şartı kabul edildiğinden, davacı vekiline süre verilerek … Sig.ya başvuru yapması sağlanmış, davacı başvurmuşsa da talebine bir cevap verilmemiş yani rededilmiş sayılmakla birlikte, aslında hasar dosyasında belirtildiği üzere davacının … Sig.ya 29/11/2011 tarihinde yazılı başvuru yapmış olduğu, yani bu dava şartını zaten davadan önce yerine getirmiş olduğu, bu nedenle davalı …’nun temerrüt tarihinin bu başvurudan 8 işgünü sonrası olan 12/12/2011 tarihinde doğduğu tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında maddi hasarlı ve yaralamalı kaza tespit tutanağı, alkol ölçüm tutanakları, davacının kaza sonrası hastanelerde gördüğü tetkik ve tedavi evrakı, … 3.Sulh Ceza Mah.nin …. dosyası Uyap kayıtları, alınan ifadeler, tanık beyanları, ilgili kişi … Hesabının hasar dosyası ve dava öncesi ödeme belgeleri, davalı (… Sig.yı devralan) … Sigorta AŞ’nin ZMMS poliçesi ve hasar dosyası, aracın trafik tescil kayıtları, SBGM kayıtları incelenmiş, davacının kaza nedeniyle kalıcı ve geçici işgücü kaybı oluşup oluşmadığı yönünden … Ü.Tıp Fak.Adli Tıp ABD’den maluliyet raporu alınmış, aktüer bilirkişiden tazminat bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan raporların kazanın oluş şekliyle uyumlu, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, … Hesabı husumetiyle yapılan yargılama sonunda Yargıtay 17.HD bozma ilamında bozma konusu yapılmamış olduğu, böylece bu rapor tespitleri yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, bozma ilamı sonrası iradi taraf değişikliğiyle davalı konumuna gelen sigorta şirketi husumetiyle yapılan yargılamaya esas alınmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın esası yönünden yapılan hukuki değerlendirmede, mahkememizin 2014/891 E dosyasından verilen 2014/346 K sayılı karara ilişkin gerekçede de yazılı olduğu ve Yargıtay 17.HD’nin bozma ilamında bozma sebebi yapılmayan ve o tarihte davalı konumunda olan … Hesabı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi suretiyle şeklen aslında kesinleşmiş durumda olan gerekçeler uyarınca, dosyada toplanan ve incelenen deliller kapsamında, aşağıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
… 3.Sulh Ceza Mahkemesi’nin kesinleşen … E … K sayılı kararı ile, …yönetimindeki … plakalı araçta davacı …ve iki arkadaşının da bulunduğu sırada trafik kazasının meydana geldiği, sürücü, davacı ve araçtaki diğer kişilerin alkollü oldukları (sürücü 186 promil alkollüdür), sürücünün alkolün etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiği, aracın takla attığı, kazada davacının yaralandığı tespitleriyle birlikte, sürücü hakkında arkadaşlarının yaralama suçundan şikayetçi olmadıkları, trafik güvenliğini tehlikeye atma suçundan mahkumiyetine ve HAGB kararı verilmiş olduğu, kararın bu şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza mahkemesince yapılan aracın sürücüsü olan …’ın 186 promil alkollü şekilde aracı kullanarak direksiyon hakimiyetini kaybettiği yani kazanın oluşumuna etki eden başkaca unsur bulunmamakla kazada tam kusurlu olduğu tespiti, ceza mahkemesinin kesinleşmiş maddi vakıa tespiti niteliğinde olup,TBK md 74 uyarınca mahkememiz açısından da bağlayıcıdır.
… Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan maluliyet raporunda, davacı yolcunun kaza nedeniyle meslekte kazanma gücünün %16’sını kalıcı olarak kaybettiği, ayrıca iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin 12 ay olduğu tespit edilmiştir.
Davacının kaza tarihinde çiftçi olduğu ceza dosyasında tespitli olup, asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği davacı tarafça ispatlanamadığından, asgari ücret elde ettiği değerlendirilerek tazminat hesabı yapılmıştır. Aktüerya uzmanı bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; kaza tarihinde 32 yaşında olan davacının yaşı, geliri, maluliyet oranı, geçici iş göremezlik süresini nazara alarak hesaplama yapmış ve davacının kalıcı işgücü kaybı zararının 57.971,51 TL, geçici işgöremezlik zararının 7.566,14 TL, toplam zararının 65.537,65 TL olarak hesaplandığını, hesaplanan zararın kaza tarihindeki ZMMS poliçe teminat limitini (150.000,00 TL) aşmadığı, dava öncesi (önceki davalı olan) … Hesabı tarafından davacıya 13/12/2012 tarihinde 4.996,00 TL tazminat ödemesi yapılmış olduğu, rapor tarihi itibariyle bu ödemenin işleyen yasal faiziyle birlikte güncellenmiş tutarının 6.064,05 TL olduğunu tespit edip bildirmiştir.
Davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesindeki 3.000,00 TL maddi tazminat talebi (raporda hesaplanan 65.537,65 TL’den dava öncesi ödemenin güncellenmiş tutarı olan 6.064,05 TL’yi düşmek suretiyle hesapladığı) 59.473,00 TL’ye yükseltilmiş ve eksik peşin harç yatırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporları kapsamında, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının 06/10/2010 tarihinde meydana gelen kazada yaralandığı, geçici olarak çalışamayacağı süre için kaybının 7.566,14 TL, sürekli maluliyetinden dolayı zararının ise 57.971,51 TL olmak üzere toplam zararının 65.537,65 TL olduğu, dava öncesi davacıya … Hesabı tarafından ödenen tutarın güncellenmiş tutarının öncelikle aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan toplam tazminattan düşülmesi gerektiği, (nitekim davacı vekilinin de bu ödemenin güncellenmiş tutarını düşerek ıslah dilekçesinde talepte bulunduğu), davacıya ödeme yapan davalı … Sig.değilse de davacının bu ödemeyi düşerek talepte bulunması ve bu ödemenin … Hesabıyla … Sig. arasında rücu konusu edilebileceği, bu şekilde davada talep edilebilecek bakiye tazminatın 59.473,60 TL olduğu, davacının davadaki talebinin ise 59.473,00 TL olduğu; ancak davacının aralarında araç sürücüsünün de bulunduğu arkadaşları ile birlikte içki içtikten sonra kaza yapan araca gezmek amaçlı binmiş olduğu, herhangi bir bedel ödemediği, taşımanın hatır taşıması niteliğinde olduğu, ayrıca davacının alkollü sürücünün aracına binmek suretiyle kendi yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğu, bu nedenle hesaplanan bakiye tazminattan, Yargıtay 17.HD’nin istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edildiği ve mahkememizin 2014/891 E yargılama sonucu verilen kararı Yargıtay’ın bozma ilamında da vurgulandığı üzere, bu hususta istikrar kazanmış durumda olan Yargıtay ve BAM içtihat ile uygulaması gereği, 818 sayılı BK md 43 (TBK md 51) gereği %20 oranında hatır taşıması indirimi, ayrıca 818 sayılı BK md 44 (TBK md 52) uyarınca %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre davada kabul edilebilecek tazminat tutarı;
65.537,65.-TL – 6.064,05= 59.473,60 TL
59.473,60 TL X %40 (-23.789,44) indirim = 35.684,16 TL’dir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının dava öncesi başvurusu üzerine (başvuru tarihindeki ünvanı) … Sig.AŞ’nin temerrüdü (… Sig.hasar dosyası gönderme yazısında 29/11/2011’de kendilerine ulaştığı bildirilen başvurudan 8 işgünü sonrası) 12/12/2011 tarihinde doğmuş olup, davada avans faizi talep edilmişse de sigortalı aracın kullanım amacı ticari değil hususi olduğundan, kabul olunan tazminata yasal faiz işletilmiştir.
Ancak, mahkememizce kısa karar hazırlanırken sonuç tazminat hesabı sırasında, yıl sonundaki iş, karar, duruşma yoğunluğu sebebiyle hesaba esas alınan rakamın birinde maddi hata yapılarak (iki rakamın yeri farklı yazılarak) hesap yapıldığı, bu nedenle sonuç tazminatın kısa karar hazırlanırken hatalı şekilde 35.701,62 TL olarak hesaplandığı, bu nedenle kısa kararda hatalı olarak doğru sonuç tazminat olan 35.684,16 TL yerine 35.701,62 TL üzerinden davanın kabulü şeklinde hüküm kurulduğu tespit edilmiş, taraflara tefhim edilen kısa kararda değişiklik yapılamayacağından, bu maddi hatanın gerekçede belirtilmesiyle yetinilmiştir.
Müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi-takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısım yönünden, istikrar kazanmış Yargıtay ve BAM içtihatları gereği, davacı aleyhine/davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
İradi taraf değişikliğiyle davada taraf olmaktan çıkarılan … Hesabı lehine ise, her ne kadar davanın kendi husumetiyle açılmasına … Hesabının neden olduğu ileri sürülebilirse de, husumet konusu mahkemece re’sen araştırılması gereken bir ön şart olduğundan, ilişkili kişi olarak kararda gösterilmek suretiyle, HMK md 124/son fıkra gereği … Hesabının yargılama sırasında yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsiline karar verilmiş ve … Hesabı lehine maktu vekalet ücreti takdir etmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
35.701,62-TL maddi tazminatın 12/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçe teminat limitini aşmamak şartıyla) davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsiliyle davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 2.438,77 TL olup, 21,15 TL peşin harç ve 182,65 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.234,97 TL harcın davalı … Sig.AŞ’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından (bozma ilamı öncesi ve sonrası) yapılan 485,00 TL posta tebligat gideri, 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 735,00 TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri olan (21,15 TL başvuru, 21,15 TL peşin,182,65 TL ıslah harcı) 224,95 TL harç toplamından oluşan 959,95 TL yargılama giderinin davalı … Sig. AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.355,24 TL nispi vekâlet ücretinin davalı … Sig.AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edilmişse de, davada reddedilen kısım takdiri indirimden kaynaklandığından, davalı … Sig.AŞ lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İlişkili kişi … Hesabı tarafından yapılan 115,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle … Hesabı’na verilmesine,
7-İlişkili kişi … Hesabı vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin (HMK md 124 gereği) davacıdan tahsiliyle ilişkili kişi … Hesabına verilmesine,
8-Mahkememizin 2014/891 E 2014/346 K sayılı önceki kararına göre … Hesabından tahsiline karar verilen bakiye karar ve ilam harcının tahsili için vergi dairesine yazılan Harç Tahsil Müzekkeresinin tahsilat yapılmamışsa işlemsiz iadesinin istenmesi, tahsilat yapılmışsa (taraf konumundan çıkarıldığından) … Hesabına iade edilmesi için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından karar tebliğ giderleri sonrası artan avansın, karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/11/2021

Katip

Hakim