Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/433 E. 2019/734 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/433
KARAR NO : 2019/734

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ: 27/09/2019

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin …bank T.A.Ş … Şubesi tarafından ….A.Ş’ne 09/10/2015 tarihli 35.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesine istinaden ticari krediler kullandırıldığını,borçlular tarafından icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığı iddiası ile yetki itirazında bulunduğunu,itirazın reddi gerektiğini,genel kredi sözleşmelerinde İstanbul mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiğini,icra takibinin yetkili yerde açıldığını,davalı tarafın alacağın sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz etmiş olduğunun açık olduğunu,bu nedenlerle yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini,davalıların borca,faiz oranına,işlemiş faize ve tüm fer’ilerine itirazının reddi gerektiğini,davalı tarafından … 14.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına yapılan itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra takibine yapılan itirazında icra müdürlüğünün yetkisine açıkça itiraz edildiğini,müvekkillerin adresinin … adresi olduğunu,bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüklerinin icra takibinde hiçbir şekilde yetkili olmadığını,yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu,bu nedenle icra dosyasına ilişkin yetki itirazlarının yenilendiğini,yetkisiz yerde takibin açılması nedeniyle öncelikle yetkisizlik kararı verilerek, yetkili İstanbul Anadolu Adliyesi Nöbetçi İcra Müdürlüklerine gönderilmesine karar verilmesini,bununla birlikte huzurdaki davaya konu icra takip dosyasında yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olması çerçevesinde, huzurdaki davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, huzurdaki davada yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olmakla,… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisine açıkça itiraz olunduğunu,yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine,dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini,diğer yandan hiçbir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla takibe dayanak yapılan genel kredi sözleşmesindeki borca da itiraz olunduğunu davalı lehine tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
Dava dosyasına göre itirazın iptali davasının dayanağı olan icra dosyasının … 14. İcra Müdürlüğü’ne ait olduğu, takibe süresi içinde itiraz olduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, davalının gerek icra dosyasına gerekse dava dosyasına icra müdürlüğünün yetkisiz olduğuna dair süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu, yetkili icra müdürlüğünü bu suretle açıkladığı,ayrıca mahkememizin yetkisine yönelik olarak itirazın yapıldığı anlaşılmakla öncelikle özel dava şartı olan icra dairesinin yetki durumu irdelenmelidir.
Genel kredi sözleşmesi davalılar ile davacı bankanın …(…) şubesi arasında imzalanmıştır.Davacı şirketin ve gerçek kişinin adresi İstanbul/ Kadıköy’dür.Bu ilçe İstanbul Anadolu Adliyesinin yargı çevresi içinde kalmaktadır.
Olayımızda ise, krediyi kullandıran banka şubesinin bulunduğu yerin ödeme yani ifa yeri olduğu açıktır. Yani, tarafların yaptıkları sözleşmeleri dikkate alındığında ifa yeri açıkca anlaşılmaktadır.Bu durumda ifa yeri, alacaklının merkez adresi değil,alacaklının şube adresidir.O halde BK.m.89 hükmü dikkate alındığında ifa yeri açıkca anlaşılmakta ise alacaklının yerleşim yerinin yetkili olacağı kabul edilemez.Buna göre somut olayda ifa yerinin neresi olduğu açıkca anlaşıldığından alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu İstanbul icra müdürlükleri yetkili olamayacaktır.
Öte yandan dayanılan genel kredi sözleşmesinin 6.2 maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağına dair düzenlemenin yapıldığı şeklen gözükmekte ise de “…” ibaresi sonradan ve el ile yazılmış olup bu ibarenin sonradan yazıldığını ve taraflarca paraf olunduğunu gösterir bir belge,vakıa,beyan ise mevcut değildir.” Oysaki 6100 sayılı HMK m.207 hükmüne göre inkar durumunda bu çıkıntı göz önünde tutulmaz.Nitekim davalılar vekili belgedeki el ile yazılan bu çıkıntıya yönelik açıkça inkar da bulunmuşlar ve bu ibarenin anlaşmaya aykırı olarak yazıldığını açıkça belirtmişlerdir.Bu tip kredi sözleşmelerinde yetkili yerin el ile yazılması ve bunun taraflardan biri tarafından anlaşmaya aykırı doldurulduğunun savunulması,ayrıca el ile yazılan kısmın paraf edilmemesi halinde el ile yazılan kısma itibar edilmemesi gerekir.Nitekim Yargıtay uygulamasıda bu yöndedir.(Yargıtay 11.H.D 2013/12104E. 2013/16635K.sayılı ilamı)O halde yetki sözleşmesindeki “İstanbul”ibaresine de itibar edilemez ve yetki şartı mahkememizi bağlamaz,icra müdürlüğünü ise yetkili hale getiremez.
Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere takip tarihi itibari ile ifa yerinin Kadıköy, davalı şirketin sicil adresinin ve davalı gerçek kişi adreslerinin Kadıköy olduğu,buna mukabil yetki sözleşmesine göre ise İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili kılan geçerli bir yetki şartının olmadığı açıktır.
Yerleşik yargısal uygulama gereği mahkememizin icra hukuk mahkemesinin yerine geçmek sureti ile icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı değerlendirilmesinin gerektiği, bu çerçevede İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığından gelen listeye göre Kadıköy İcra Müdürlüğünün İstanbul asliye teşkilatının dışında bulunduğu, İstanbul İcra Müdürlüğünün,takip tarihinde ifa yeri adresi olmadığı,BK. 89., HMK. 10 maddesi çerçevesinde takip tarihinde ifa yerinin Kadıköy ilçesi olduğu, İstanbul icra müdürlüğünün yetkisine dair yapılan ve geçerli bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı,davalıların adresinin ise Kadıköy ilçesi olduğu,bu yerlerin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü yetki çevresinin dahilinde olduğu açıktır.
O halde açıklandığı üzere öncelikle bu itiraz hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Zira borca yönelik itirazın iptâli davasının incelenebilmesi için evvela ortada yetkili bir icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin varlığı şarttır. İİK’nın 50. maddesi hükmüne göre para veya teminat borcu için takip hususunda HMK (eski HUMK.) daki yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla tatbik olunur.
Hal böyle olunca somut olayda yapılan açıklamalar gözetildiğinde,takip tarihi itibariyle davalıların yerleşim yerlerinin İstanbul icra müdürlüğünün yetkisi çevresinde olmadığı,taraflar arasındaki sözleşmeden ifa yerinin dahi Kadıköy olmakla İstanbul icra müdürlüğünün yetkili bulunmadığı,Kadıköy ilçesinin ise İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü yetki çevresinde kaldığı,öte yandan İstanbul İcra Müdürlüğünü yetkili kılan ve geçerli bir yetki sözleşmesinin ise var olmadığı ortaya çıkmıştır.
Bilindiği üzere itirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli şartlardan birisi de yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasıdır. Oysaki takip tarihi itibari ile yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacının açmış olduğu itirazın iptali davasında icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davanın reddi karşısında davacının, red nedeni karşısında ve kötüniyetli takip yapıldığı ispatlanamadığından davalının tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının açmış olduğu itirazın iptali davasında icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile özel dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE ,
2-Tarafların şartları oluşmayan tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
3-Alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 180.069,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 180.025,05 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından harcanan 12,80 TL vekalet harcı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalılar lehine AAÜT gereği takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde,gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK.341.maddesi uyarınca İstanbul BAM nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle oybirliği ile dosya üzerinde karar verildi.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır