Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2019/866 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/409 Esas
KARAR NO : 2019/866

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/11/2012 tarihinde davalı …’ in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı minibüsü ile … köprüsü istikametinden … sokağa dönerken kurallara aykırı olarak hızını kesmeyerek kendisine göre sağ taraftan gelen, karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkiline çarptığını, olay neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve çok uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkilinde hala kazadan kaynaklanan sağlık sorunlarının devam ettiğini, kaza tarihinde tutulan kaza tespit tutanağında davalının KTK 52/1 A maddesini ihlal ettiğinin belirtildiğini ve müvekkiline herhangi bir kusurun yüklenmediğini, müvekkilinin tedavi giderleri, kazanç kaybı ve çalışamadığı dönemde yoksun kalınan kar nedeniyle maddi zararlarının oluştuğunu ve müvekkilinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle acı, elem ve ızdırap duyması sebebiyle manevi zararının oluştuğunu, davalının sevk ve idaresindeki minibüsün … poliçe nosu ile trafik sigortalı bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş.ve kasko sigortalı bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş.’ de meydana gelen zarardan KTK 91.maddesi gereğince sorumlu olduklarını, bu nedenlerle belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi, davalı … ve …’ ten müvekkilinin maruz kaldığı acı, elem, ızdırap nedeniyle 60.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığının araştırılmasının gerektiğini, aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğramış olup, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, KTK 98.maddesi ve 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi kapsamında müvekkili şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, be nedenle müvekkilinin faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olması gerektiğini, bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya münderecatında arabuluculuk sürecinin tamamlandığına dair bilgi ve belge tespit edilemediğinden ve sigorta şirketinğ başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, aksi takdirde tüm delillerin toplanması ve bunu takiben ”Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine ”aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile tazminatın hesaplanmasına ve sorumluluğun azami limit ile sınırlı olacağına, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren işleycek yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; 26/07/2019 tarihli tensip zaptının 23 nolu ara karar gereği ”arabuluculuk tutanağının onaylı bir suretinin bir haftalık kesin süre içerisinde sunulması aksi halde davanın usulden reddolunacağının davacı vekiline bildirilmesine” şeklinde hüküm konulmasına rağmen davacı tarafça söz konusu belgenin sunulmadığını, bu nedenle davanın suluden reddinin gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davanın haksız ve kötü niyetli olarak ikame edildiğini, davacının sağına soluna bakmadan aniden aracın önüne çıkarak kazaya sebebiyet verdiğini, kaza tutanağının hatalı ve yanlı olduğunu, davacının tüm hastane masraflarının davalı … tarafından ödendiğini ve davalı tarafından davacıya maddi yardım yapıldığını, aradan yedi yıl geçtikten sonra davanın ikame edilmesinin kötüniyetli olarak sebepsiz zenginleşme gayelerini ortaya koyduğunu ayrıca olay tarihinde davacının yaşının küçük ve öğrenci konumunda olduğunu, bu sürede düzenli gelir elde etmediğini, bu nedenle geçici iş göremezlik ve yoksul kalınan kar nedeniyle maddi tazminatın talep edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının 26/07/2019 tarihli tensup zaptının 23 numaralı ara kararı uyarınca; ”Dava tarihi öncesinde düzenlenmiş arabuluculuk tutanağının onaylı suretinin bir haftalık kesin süre içerisinde davacı vekilince dosyaya sunulmasına aksi halde davanın usulden red olunacağının bildirilmesine” dair karar verilmiş ve 26/07/2019 tarihli tensip zaptının davacı vekiline 16/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 115. maddesi;
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”
(2) “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükümlerini düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılamayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası ve HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, Davalılar vekillerinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/11/2019

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır