Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/403 E. 2023/211 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2019/403
KARAR NO : 2023/211

DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 30.07.2018 tarihinde Karayolu Yük Taşıma Anlaşması yapılmış ve 31.07.2018 tarihinde davalı şirkete ait … (çekici) – … (dorse) plaka araca malın yüklendiğini, aracın 01.08.2018 tarihinde gümrükleme işlemlerinin tamamlanarak … Gümrüğünden çıkışının sağlandığını, yük taşıma sözleşmesine göre 12 gün taşıma süresi içerisinde malın alıcıya teslim edilmesi gerekirken, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranışı sebebi ile 06.09.2018 tarihinde alıcıya teslim edildiğini, sözleşmenin 5. Maddesine göre geciken her gün için davalı şirketin, davacı göndericiye 100 USD ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu bedelin fatura edilerek davalı şirkete gönderildiğini, ödenmemesi üzerine davalı aleyhine … 9. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız yere itiraz edildiği için durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında özetle; davacı şirket ile yapmış oldukları 30/07/2018 tarihli karayolu taşıma sözleşmesine istinaden araçlarının belirtilen adrese gönderilmiş olup yükleme işleminin gerçekleştirilerek, belirtilen gümrük idaresine doğru yönlendirildiğini, gümrükleme işlemi gerçekleştirildikten sonra davacı şirkete faturalarını kesip, avans çıkarması için hesap numarası verildiğini, ancak davacı şirket tarafından sözleşmede belirtilen gerekli ödeme (gümrüklemeye müteakip 4000 USD) zamanında ve tam olarak gönderilmediğini, TTK.nun 868. Maddesi gereğince; Taşıyıcı, gönderenden aldığı emir ve talimat ve tasarruflarının yerine getirilmesi için gerekli olan giderleri ve uygun bir ücret isteyebilir. Taşıyıcı emir, talimat ve tasarrufların uygulanmasına başlanmasını bir avansın ödenmesi şartına bağlayabilir, hükmü bulunduğunu, ayrıca aracın yoluna devam edebilmesi için gerekli evraklar vaktinde teslim edilmediğinden aracın yoluna devam edemeyip İstanbul’da evrak temini için beklediğini, davacı şirketin, kendisi tarafından hazırlanmış olan sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve yükün geç teslimine sebebiyet verdiğini, TT.nun 870/3.maddesi gereğince, taşımanın başlamasından sonra fakat teslim yerine ulaşılmasından önce bir gecikme olursa ve bu gecikme gönderenin riziko alanına giren bir nedenden kaynaklanmışsa, taşıyıcı, taşıma ücretinin yanında uygun bir bedel de istenebileceğini, böylece araçlarının müsaitlik durumunun, dolayısıyla başka taşıma işlerine ve bu işlerden elde edebilecekleri başkaca kazançlara engel olunduğunu, davacı şirketin bu tutarsız ve güven sarsıcı hareketlerine rağmen aracın boşaltma adresi olan Kazakistan’da gönderildiğini ancak burada da kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle aracın bekletildiğini, araç şoförüne ödeme yapılmadığı halde ödeme yapıldığına dair belge imzalatılmaya çalışıldığını, ödemenin sözleşmede belirtilen tutardan çok daha az şekilde yapılmaya çalışıldığı için yükü boşalttıklarını, yasal yollara başvurarak tahsilatlarını yaptıklarını, bu dosyaya sunulan dava konusu faturanın,15.12.2018 tarihinde yükün tesliminden 3 ay 15 gün sonra art niyetli olarak daha sonra düzenlenmiş bir fatura olup kabul etmediklerini, bu nedenle iade ettiklerini, ticari defterlerine de kaydetmediklerini belirterek, takibin iptaline, davacının kötü niyetli olduğundan dava değerinin %20’sindan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; nakliye & Taşımacılık hizmet sözleşmesine dayalı edimin yerine getirilmemesi (Zamanında malın ulaştırılamaması, gecikmeli teslim) nedeniyle sözleşmede öngörülen gecikme alacağı nedeniyle düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 9. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 28/01/2019 tarihinde, davalı aleyhine, faturaya dayanarak, 19.007,73.-TL asıl alacak, 416,35.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.424,08.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11/02/2019 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 03/07/2019 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 19.424,08.-TL toplam alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ticari ilişkinin ve dolayısıyla sözleşmenin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının taşıma sözleşmesi kapsamında taşıma süresinin aşılmasından kaynaklı olarak gecikme cezası talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır..
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraflar arasında 30.07.2018 tarihinde “Karayolu Yük Taşıma Anlaşması” adı altında taşıma sözleşmesi imzalandığı, taşıma süresinin 12 gün olduğu ve gecikme ücretinin her gün için 100 USD olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki bu düzenleme gecikme ve bekleme süreleri için belirlenmiş bir bedeldir. Sözleşmede davalı vekilinin savunduğu avans ödemesine ilişkin bir anlaşma bulunmamaktadır.
CMR Taşıma Senedinin, Türkiye- Kazakistan arası taşımaya ilişkin olduğu, taşıyıcı olarak davalı şirketin ve gönderen konumunda ise … Şirketinin bulunduğu, yükün brüt 21.679,30 Kg olduğu, yükleme tarihinin 01.08.2018 ve gümrükleme tarihinin İstanbul 06.08.2018 tarihi olduğu, bu durumda taşımanın 06.08.2018 itibarı ile başladığı, araç plakasının …-… olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir.
İcra takibine ve davaya konu dayanak 15.12.2018 tarih ve …numaralı fatura “Türkiye Kazakistan Nakliyesinden Doğan Gecikme Bedeli” açıklaması ile 19.007,73 TL bedelli olarak düzenlenmiş olup, taşıma sözleşmesinden kaynaklı olarak düzenmiş olup, gecikme bedeli talep edilmiştir (1 USD 7,0399 olarak alınmıştır).
Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi eşyanın karayolundan uluslararası taşınmasına ilişkin olduğuna ve Türkiye’den yapıldığına göre CMR hükümlerine tabidir. CMR’de düzenlenmeyen hususlar ise yetkili ulusal hukuk olarak TTK hükümlerine tabidir.
Bilirkişi raporunda da açıkça ifade edildiği ve mahkememizce de kabul edildiği üzere; CMR 23/5.maddesine göre ; “Gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder” denilmektedir. Buna göre gecikme tazminatı doğrudan doğruya taşıma konusu eşyaya gelen zararları değil gecikme dolayısıyla uğranılan dolaylı zararların tazmin edilmesini amaçlar ve burada taşıyıcıdan talep edilebilecek tazminat miktarı taşıma ücreti ile sınırlanmıştır. Taşıma ücreti ile sınırlı olan gecikme tazminatı maktu bir tazminat değil, ancak eşya ilgilisinin zararı ve miktarını ispat etmesi koşuluyla talep edilebilir. Başka bir ifadeyle gerçek zarar ilkesine uygun bir tazminat söz konusudur. CMR gerek taşıyıcı lehine olan hükümleriyle gerekse eşya ilgilisi lehine olan hükümleriyle kural olarak emredici olup, izin verilen konular ve sınırlar dahilinde taraf iradesiyle Konvansiyon hükümlerinden sapılabilir (CMR m.41/1). Bunlardan biri de CMR m.26’da hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre “Kaybolma, hasar veya kararlaştırılan zaman limitinin aşılması halinde gönderici, belirlenecek bu ücret ödenmesi karşılığında, teslim süresi için ödenecek özel faizin (özel menfaat) miktarını tayin eder ve bunu sevk mektubuna yazar. Teslim süresi için özel bir faiz (menfaat) ödeneceği beyan edilmiş ise, 23, 24 ve 25. maddelerde öngörülen tazminattan ayrı olarak, kanıtlanan fazla zarar ve hasar için beyan edilen miktara kadar tazminat istenebilir”.
Davamıza konu somut olayda taraflar arasındaki cezai şarta CMR taşıma belgesinde yer verilmemiştir; ancak CMR belgesinde cezai şarta yer verilmesine ilişkin koşulun yükü CMR belgesi ile birlikte kabul eden alt/fiili taşıyıcılara karşı özel menfaat beyanının ileri sürülebilmesi bakımından önemlidir. Ancak, taraflar arasındaki işbu dava bakımından önemli olmadığı düşünülmektedir. İkinci olarak CMR’de özel menfaat beyanı karşılığında bir ücret ödenmesi gerektiği ifade edilmesine rağmen bunun CMR belgesinde yer alması gerekmediği gibi çoğunlukla navlun içine giydirilmiş olarak tahsil edileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Somut olayda davalı taşıyıcı şirket yüklemesi ve gümrüklemesi yapılan aracı (Whatsapp yazışmalarına göre) yurt dışına çıkarmamış, yurt içinde bekletmiş ve yurt dışına çıkarmış gibi yapmış görünmektedir. Bu nedenle her ne kadar taşıma süreci başlamış ise de taşıyıcının kendinden kaynaklı sebeplerle taşıma süresi için kararlaştırılan süre aşılmış ve eşya geç de olsa alıcısına teslim edilmiştir (taraf beyanlarına göre). Buna göre, nispi olarak anlaşılan ve her iki taraf için akdi geçerliliği olan taraflar arasındaki sözleşmedeki gecikme koşulu meydana gelmiş olduğu değerlendirilmektedir. Bilirkişi, raporunda bu şekilde bir değerlendirme yapmıştır.
Mahkememizce de, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde taşıma süresi 12 gün olarak kararlaştırılmıştır. Gecikilen her gün için 100,00 USD ödenmesi kabul edilmiştir. Bu anlaşma CMR’ye aykırı bir durum değildir. Raporda da işaret edildiği üzere “özel menfaat beyanı” olarak kabul edilerek, geçerli olduğu değerlendirilmiş, bilirkişinin görüş ve tespiti benimsenerek hükme esas alınmıştır. Böylece, Hamule senedindeki bilgilere göre 06.08.2018 tarihinde taşımaya alınan yük 06.09.2018 tarihinde teslim edildiğine göre, arada geçen 31 günlük süreden 12 günlük taşıma süresi düşüldüğündü gecikme süresinin 19 gün olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu faturada 1 USD= 7,0399 TL olarak alınarak yapılan hesaplamada; 19.007,73: 7,0399= 2.700:100=27 gündür. Diğer bir anlatımla davacıya gör e gecikme süresi 27 gündür. Oysa mahkememizce bulunan ve kabul edilen gecikme süresi 19 gün olup, davacının talep edebileceği gecikme bedeli 19×100,00.-USD=1.900,00.-USD’dir. Takip tarihi olan 28.01.2019 tarihindeki dolan kuru 5,2938.-TL’dir. O halde takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği asıl alacak miktarı 1.900,00.-USD x 5,2938.-TL = 10.058,22.-TL’dir. Bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Davacı her ne kadar icra takibinde işlemiş faiz de talep etmekte ise de davalının TTK.nun 18/3 ve TBK.nun 117.maddeleri doğrultusunda temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge ibraz edilmediğinden bu talebi kabul edilmemiştir.
Davacının alacağının, sözleşmeden doğan gecikme cezası olup, faturaya ilişkin olduğu, davalının taşımadaki gecikmeyi ve sözleşme şartlarını bildiği, gecikme gün sayısını da hesap edebileceği, bu nedenle davanın konusunun tartışmalı, yargılamayı gerektirir bir durum olmadığı, dolayısıyla alacağın likit (belirlenebilir) olduğu kabul edildiğinden, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının .. 9. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
Takibin 10.058,22-TL asıl alacak (işlemiş faiz çıkartılmak suretiyle) üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizi UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (10.058,22-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 2.011,64-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 687,08-TL olup, peşin alınan 234,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 452,48-TL karar ve ilâm harcının DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 234,1‬0-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00-TL toplamı 1.734,1‬0-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 897,95-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç toplamı) 279,00-TL’nin toplamı 1.176,95‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 9.200,00-TL vekâlet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 9.200,00-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde İLGİLİ TARAFA İADESİNE,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 683,52-TL’sinin davalıdan, 636,48-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nın 341/2.maddesi uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/03/2023

KATİP

HAKİM