Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2020/356 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/312
KARAR NO:2020/356

DAVA:Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ:19/07/2018
KARAR TARİHİ:25/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; tedarik edilen traktör parçaları nedeniyle müvekkili şirket tarafından müflis şirket aleyhine usulüne uygun şekilde faturaların düzenlendiğini, iflas idare heyeti tarafından satın alınmış olan bu traktör parçaları için müvekkil şirket tarafından düzenlenen fatura bakiyelerine müteakip yönetici kayyım … ve iflas idare heyetinden …’ın imzaları ile yedi adet çekin bankaya ibraz edildiğini, karşılıksız çıktığını, çeklerin karşılıksız çıkması ve müvekkil şirketin mevcut olan alacağın alınamaması nedeniyle 379.393,50TL masa borcu için 29/08/2016 tarihinden başvuru yapıldığını, iflas heyeti tarafından 29/09/2017 tarihinde masa borcu olarak kaydedilmesinin reddine karar verildiğini, iflas idaresi tarafından müflis şirketten traktör yapılmak için parça alındığını, bunun karşılığından müflis şirkete parçaların teslim edildiğini, fatura düzenlendiğini, masa borcu olduğunun şüphesiz olduğunu, var olan alacağın masa borcu olarak kabul edilmemesi, iflas idaresi heyetinin sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını, masa borcu olarak kaydedilmek suretiyle müvekkil şirkete tam ve iflas alacaklılarından önce ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idare memurları cevap dilekçesi ile; davanın süresi içinde açılmadığını, yedi adet çek sureti ve cari hesap özeti ve satış faturasının davacı tarafından ibraz edilmiş ise de gerek birinci alacaklılar toplantısında gerek ikinci alacaklılar toplantısında iflas idare memurları ile yönetici kayyımlara masa adına çek keşide etme yetkisinin ise verilmediğini, bu nedenle 379.393,50TL alacağın masa borcu olarak kaydı talebinin red olunması gerektiğini, ayrıca alacaklı olan şirketin … Şirketi olup müflis şirketin de borçlu sıfatının bulunmadığını, ayrıca davacı şirketin müvekkil şirkete teslim ettiği fatura ve çek kayıtlarının bulunmadığını, bu çerçevede süre, husumet ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları, davacı şirket tarafından müflis şirkete alacağa esas traktör ve parçalarının satılıp satılmadığı, alacağa esas olan faturaların, şirketlerin 2015-2016 yılı ticari defter ve kayıtlarında gözüküp gözükmediği, ne şekilde gözüktüğü, yine müflis şirket adına dava konusu edilen çeklerin taraf şirketlerin ilgili yıllara ait defter ve kayıtlarında ne şekilde gözüktüğü, bu fatura ve çekler nedeniyle taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarında aleyhe ve lehe muhasebesel kayıt olmadığı, bu noktada davalı müflis şirketin görevlendirdiği mali müşavir …’ın iflas müdürlüğüne ibraz ettiği denetim raporu içeriği ile bilirkişi kurulunun saptadığı muhasebesel kayıtların uyumlu olup olmadığı, çelişki taşıyıp taşımadığı, halihazırda bu fatura ve çekler nedeniyle davacının masadan alacağının bulunup bulunmadığı, mevcut iflasa dair tüm kararlar gözetildiğinde davalı olan müflis şirket adına hareket edenlerin masa adına iddia olunan akdin tarafı olma ve bu suretle çek teslim etmesi eyleminin mevcut kayıtlar ile çelişkili olup olmadığı, çek düzenleme yetkisi olmasa dahi davacının somutlaştırmış olduğu fatura ve diğer deliller ile davacının kambiyo evrakı olmasa dahi bu belgeler ve yukarıda açıklanacak diğer hususlar çerçevesinde muhasebesel yönden alacağının doğup doğmadığı, doğmuş ise davacının davalıdan talep edebileceği masa alacağının kaç TL olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davacının satıcı, davalının alıcı olarak davacı tarafından iddia olunduğu, alacağın iflas sonrası ve iflas masası faaliyetlerinden doğan masa alacağı olduğunun iddia edildiği, davacının iddiası ile ilgili fatura ve verilmiş çeklere dayandığı, masa alacağının red olunduğu, davanın ise gelen kayıtlara göre ve bu aşamada süresi içinde açıldığı açık olup bu hususların tartışmasızdır.
Dava dosyasının ilk olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, akabinde tarafların birinci sınıf tacir olması nedeniyle dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik nedeniyle gönderildiği, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ise … E. … K. ilamına istinaden davanın kayıt kabul davası olması sebebiyle ve görevsizlik kararıyla mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “ nun 46. maddesinde , 2004 sayılı Kanuna , geçici 14.maddenin eklendiği belirtilmiş, geçici 14. maddede ise,”Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur. Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında, İflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler “, düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 66/ b bende ki düzenlemeden söz konusu hükümlerin yayım tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) hususlardan kaynaklanan davalara ; 1-Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin,2-Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1,2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14.maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kapsamda görülmekte olan davalar bakımından İflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına, mahkemelerin derdest dava dosyalarının bu karara dayanarak anılan mahkemeye göndermeyeceğine, iş bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine karar verildi “ kararı alınmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli ,538 karar nolu kararı , 5 Nisan 2018 tarihli ve 30382 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmış olup, bu dava ise 19/07/2018 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere İİK m. 235 hükmünden kaynaklanan kayıt kabul davaları, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin almış olduğu karar dairesinde ihtisas mahkemelerinin görevleri arasında yer almakta olduğundan bu noktada mahkememize gönderilen davanın niteliği önem arz etmektedir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalarına rağmen yapılan tahkikat duruşmaları sonrası uyuşmazlıkla ilgili bilirkişi kurulu raporunun alındığı, gelen bilirkişi kurulu raporu içeriğinde de irdelendiği üzere dava konusu alacak miktarının iflas tarihinden sonra doğan alacak miktarlarına ilişkin bulunduğu açıktır. Yeni kayıt kabul davalarının iflastan önce ve müflisten alacaklı olanların diğer bir ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK m.235 hükmünden alan davalar olduğu, somut davada olduğu üzere iflas tarihinden sonra doğan alacakların ise genel mahkemelerde açılması ve görülmesi gerektiği, bu itibarla bu davanın İİK m.235 hükümünde düzenlenen kayıt kabul davalarından olmadığı, (Yargıtay 23 H.D 2014/8423 E. sayılı ilamı) anlaşılmaktadır.
Somut olay yönünden dava, İİK m.235 maddesinden kaynaklanmadığından Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03/04/2018 Tarih ve 538 sayılı kararının ikinci paragrafının dördüncü maddesinde belirtilen İİK m.235 maddesinden kaynaklanan iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar kapsamında bulunmadığı, bu itibarla bu tip davaların atıf yapılan Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere genel hükümlere göre esasen görülmesinin Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde zorunluluk arz ettiği, mahkememizin İİK m.235 hükmünden kaynaklanmayan ve genel hükümlere göre genel görevli mahkemelerce görmesi gereken masa alacağı ile ilgili uyuşmazlıklar açısından ihtisas mahkemesi konumunda bulunmadığı kesin olarak ortaya çıkmıştır.
Somut uyuşmazlığın tarafların birinci sınıf tacir olması, uyuşmazlığın kaynaklandığı ilişki karşısında başkaca özel mahkemenin görevli bulunmadığı, bu itibarla …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı … K. sayılı ilamına istinaden ticaret mahkemesinin görevli olduğu yönündeki kararın bu hali ile isabetli olduğu ve kesinleştiği, akabinde yukarıda yapılan açıklamalar karşısında bu uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde dosyayı gönderen …. ATM tarafından görülmesinin gerekli ve mümkün olduğu, bu davanın İİK m.235 hükmünden kaynaklanan kayıt kabul davası olmadığından ihtisas mahkemesinde görülmesinin şartlarının oluşmadığı görülmüştür.
Yapılan açıklamalar karşısında Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114 hükmü uyarınca davanın usulden reddine, mahkememizce verilen hükme karşı süresi içinde kanun yoluna başvurmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği ….Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine; mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurması halinde ilgili daire tarafından, istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi amacı ile Bölge Adliye Mahkemesine taraflardan biri tarafından başvurulması halinde ilgili daire tarafından görevli mahkemenin belirlenmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114 hükmü uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizce verilen hükme karşı süresi içinde kanun yoluna başvurmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği ….Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurması halinde ilgili daire tarafından, istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi amacı ile Bölge Adliye Mahkemesine taraflardan biri tarafından başvurulması halinde ilgili daire tarafından görevli mahkemenin belirlenmesine,
4-6100 sayılı HMK.m.331/2 hükmü uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı tarafın yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.24/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır