Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/306 E. 2021/951 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/306 Esas
KARAR NO : 2021/951

DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …Tic. Ltd. Şti. 2 ortaklı bir şirkettir ve ortaklar şirkette %50-%50 hisseye sahip olduğunu, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … numara ile kayıtlı Şirketin kiracı olarak bulunduğu taşınmaz ile ilgili kira sözleşmesi sona ermiş ve şirketin adres nakli zorunluluğu doğduğunu, bu zorunluluk nedeniyle adres değişikliği amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısı ilanlı olarak ve sadece adres değişikliği gündemiyle 25.05.2018 tarihinde ortaklar olağanüstü toplantıya çağrıldığını, olağanüstü toplantı 25.05.2018. tarihinde bu gündemle yapıldığını, anılan genel kurulun iptali ve şirketin feshi için … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile birleşen … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan Genel Kurul sonrası kararın tescili için … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuru yapılmış ve Müdürlükçe ” gerekli çoğunluk sağlanamadığı” gerekçesiyle reddedileceğinin anlaşılması üzerine “geçici tescil” için talepte bulunulduğunu, müdürlük talebi reddedildiğini, kötü niyetli ortak Salih Ünal’ ın adres değişikliğine muvafakat etmemesi Şirket’ in işleyişini engellemektedir. Türk Ticaret Kanunun 32/4 maddesi “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan .. hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur.” hükmünü amir olup Mahkemece genel kurulun iptali hakkında bir karar verilene dek geçici tescil yapılması bir zorunlu olduğunu, açıklanan nedenlerle … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03.05.2019 tarihli “red kararının kaldırılarak genel kurul kararının geçici olarak tescilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili … Ticaret Sicil Müdürlüğü, Türk Ticaret Kanunu m.32 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkili … Ticaret Sicil Müdürlüğü, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemez. Nitekim, bu husus, Türk Ticaret Kanunu m.32’de, “..Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelendiğini, Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır”. denilmek suretiyle ifade edilmiştir. Buna göre, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir; aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedildiğini, bilindiği üzere; limited şirketlerde genel kurulların toplantı ve karar nisabı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.620 vd. maddelerde emredici nitelikteki hükümlerle düzenlendiğini, dava konusu edilen genel kurul, anılan emredici nitelikteki hükümlere aykırılık taşıdığı için, öncelikle, hukuka uygun biçimde iade edildiğini, gerçekten de; dava konusu edilen genel kuruldaki karar nisabına aykırılık açık olup; tescili istenen kararda, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınması zorunlu olduğu halde; emredici hüküm mahiyetindeki karar nisabına uygun olmadan alınmış ve bu bakımdan da geçersiz ve hatta yok hükmünde bir genel kurul kararı söz konusu olduğunu, tescil başvurusunun iadesinden sonra da, aynı genel kurulun geçici tescil başvurusu yapılmış ve yukarıda açıklanan iadesi sonucunu doğuran gerekçeye binaen, bu geçici tescil başvurunun da, Müvekkil tarafından hukuka uygun biçimde reddine karar verildiğini, başka bir deyişle; geçici tescil edilmesine ilişkin talebin reddi üzerine dava konusu edilen genel kurul; tescil başvurusunun iade olmasından epey sonra, bahse konu emredici nitelikteki hükümlere aykırılığa ilişkin eksiklik giderilmediği ve zaten giderilmesi de mümkün olmadığı halde, yeniden geçici tescil edilmek üzere bir başvuruya konu edilmiş olup; hukuka uygun biçimde geçici tescil talebi de reddedildiğini, emredici bir kurala aykırılık taşıyan herhangi bir karar, geçici tescile de konu edilemez; zira emredici bir kurala aykırılık hali, Mevzuatta geçici tescilin yapılabileceği hallerden biri değildir; zira emredici kuralın söz konusu olduğu halde tescilden imtina etme konusunda ya da tescili red konusunda hiçbir tereddüt bulunmadığını, gerçekten de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda çok sınırlı haller için öngörülmüş bulunan geçici tescile ilişkin hallerden en önemlisi, tescilinde tereddüt bulunan bir halin varlığı olmakla; emredici kurallara aykırı olduğu çok açık olan dava konusu olayın tescil edilmemesinde hiçbir duraksama olamayacağı çok açık olduğunu, bunun aksinin kabulü, emredici nitelikte hükümlerin “ratio legis”i ile örtüşmez; yani emredici hükümlerin mahiyetine uygun olmayacağını, mezkur hükmün lafzında, geçici tescili mümkün kılan bir diğer ihtimal de, çözümü mahkeme kararına bağlı bir halin varlığı olmakla; emredici nitelikteki bir kurala aykırı bir genel kurul kararının, mahkeme kararı ile tescil edilebilir bir hüviyet kazanması olanaksız olduğundan; geçici tescile ilişkin bu hal de dava konusu olay bakımından mevcut olmadığını, başka bir deyişle; çözümü mahkeme kararı ile mümkün olacak veyahut da mahkeme kararı neticesine göre değişecek mahiyette bir tescil başvurusu söz konusu olmadığını, zira emredici nitelikteki kuralların mahkeme kararı ile değişmesi olanaksız olduğundan, dava konusu olayda sabit olan emredici kurallara aykırılığın, mahkeme kararı ile giderilmesi de mümkün olmayacağını, Mevzuat gereğince kat’i veyahut da geçici şekilde tescil edilmesi mümkün olmayan tescil başvurusuna dair verilen red kararı hukuka uygun olduğundan; açılan davanın reddi gerektiğini açıklanan nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinin 2.fıkrası uyarınca “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” Huzurdaki dava niteliği itibariyle geçici tescil talebine dayanmakta olup; davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nun 7251 sayılı kanun ile değiştirilmeden önceki haliyle 4/2.maddesi uyarınca, miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanacağı hüküm altına alınmış olup, eldeki davada da miktar dikkate alınmaksızın basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği sabittir.
Basit yargılama usulüne ilişkin kurallar HMK’nin 316-322. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 320/4. maddesine göre, basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve 322/1. maddesine göre de, bu Kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
HMK’nin 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
HMK’nin 320. maddesinin 4. bendine göre ise basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.
İş bu dava dosyasının 10/09/2019 tarihli duruşmada dosyanın ilk kez işlemden kaldırıldığı sabittir. Devam eden yargılamada 19/10/2021 tarihli celseye davacı vekili mazeret bildirmeksizin katılmamış olması karşısında, bir önceki celse davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gününü UYAP ortamından öğrenilmesine karar verildiği, kendisine usulüne uygun olarak duruşma zaptının tebliğ edilmediği ve duruşma günün bildirir ve yokluğunda yapılacak işlemleri bildirir meşruatlı tebligatın yapılmadığı yüksek mahkeme içtihatları uyarınca duruşma gününün UYAP’ tan öğrenilmesine ilişkin HMK kapsamında herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı görülmekle, davacı vekiline bir sonraki duruşma gününü bildirir iş bu duruşma zaptı ekli ve HMK m.150 ihtaratlı meşruhatlı davetiye ile duruşma gününün tebliğine karar verilmiş; Davacı vekilinin … 12. A.T.M dosyasını gerekçe göstererek mesleki mazeret dilekçesi sunduğu anlaşılmış; mahkememizce … 12. A.T.M … E.sayılı dosyasının bu dosya açısından bekletici mesele yapıldığına dair daha önce verilmiş bir ara karar bulunmadığından davacı vekiline ihtarı ile davacı vekilinin vekaletnamesinde tevkil yetkisi de göz önünde bulundurulmakla mazeretinin bu celse son kez olmak kaydı ile kabulüne, Önümüzdeki celse davacı vekilinin muhtemel mazeretinin kabul olunmayabileceğinin iş bu duruşma tutanağının tebliği ile ihtarına, davacı vekiline yeni duruşma gününün tebligat yolu ile bildirilmesine, tebligat içeriğin HMK m.150 ihtaratının işlenmesine karar verilmiştir.
27/12/2021 tarihli celseye davacı vekilinin mazeret bildirmeksizin katılmaması neticesinde, dosya incelenmiş; basit yargılamaya tabi davada 10/09/2019 tarihli duruşmada dosyanın ilk kez işlemden kaldırıldığı, 18/09/2019 tarihinde yenileme talebi üzerine, dosyada yenileme tensibinin yapıldığı, bu haliyle ikinci kez takip edilmediği anlaşılmış olup; basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebi ile HMK 150 ve HMK 320/4 maddeleri gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebi ile HMK 150 ve HMK 320/4 maddeleri gereği DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile, bakiye 14,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/12/2021

Katip …

Hakim …