Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2023/124 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO : 2023/124

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2013
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen 18/04/2012 tarihli sözleşmeye istinaden düzenlenen 16.520,00 TL’lik fatura bedelinin ödenmemesi üzerine … 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, zira sözleşme gereği müvekkilinin … adresinde bulunan 2 adet villanın dış cephe betopan mamülü yalıpan ve taşonit ile kaplaması ve davalı şirketin bu işlem karşılığında 159.300,00 TL ödemesi konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği, sözleşme dışı olarak ekstra söve imalatları da yaptığını, ancak davalı tarafın bakiye 16.520,00 TL’yi ödemekten kaçındığını bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18/04/2012 tarihinde 2 adet sözleşme akdedildiğini, sözleşmelerin birinin konusunun iki adet villanın dış cephesinin kaplanıp boyanması olduğunu ve toplam tutarın 135.000,00 TL + KDV olduğunu, diğer sözleşmenin konusunun sosyal tesisin dış cephesinin kaplanıp boyanması işi olduğunu ve toplam tutarının 30.000,00 TL + KDV olduğunu, KDV dahil yapılacak işler karşılığında müvekkilinin 194.700,00 TL almayı hakedeceğini, sözleşmenin imzalanmasından 2 gün sonra sözleşmeden kaynaklanan borca mahsuben sözleşme gereği borcunun tamamının hatta fazlasını ödeyerek borcunu kapattığını, taraflar arasında 31/12/2012 tarihi itibariyle mutabakat mektubu imzalandığını, 17.352,59 TL talep edilmesinin mutabakat mektubuna aykırı olduğunu, yapılan sözleşmeler gereğince müvekkilinin toplam 258.799,40 TL ödediğini, davacı tarafça mutabakat metni imzalandıktan sonra fatura tanzim edilip talepte bulunulduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde;
“…Taraflar arasındaki sözleşme gereği eser karşılığında ödenmesi gereken bedelin ödenip ödenmediği, davacı tarafın talep edebileceği alacağın bulunup bulunmadığının tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bir mali müşavir bilirkişi marifetiyle tanzim ettirilen 05/09/2014 tarihli raporda özetle, her iki tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasında sözleşmelerin 4.2 maddesi gereği yapılan işlerin toplam bedelini gösteren bir belgeye rastlanmadığı, davacı tarafın yüklenici olarak sözleşme kapsamı ve kapsamı dışı işlerin toplam bedelinin somut olarak belgelemesi gerektiği, buna göre dava konusu faturayı kesip kesemeyeceğinin anlaşılacağı yönünde görüş ve kanaat belirttiği anlaşılmış, davacı itirazlarının değerlendirilmesi için dosya inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin eser üzerinde yerinde inceleme yaparak tanzim ettiği 03/02/2015 tarihli raporda tarafların keşifteki beyanlarından ve yapılan incelemelerden yapılan işlerin kalitesi, işlerin kabulü hususları ile ilgili taraflar arasında anlaşmazlık bulunamadığı, hatalı, kusurlu, eksik imalat bulunmadığı, yapılan işlerin detaylarını, miktarını, sözleşme harici eksik yada fazla işleri belirleyecek herhangi bir hakedişe rastlanılmadığını, davacı tarafça keşif esnasında belirtilen 3 kalem işin hangi faturaya yansıtıldığı ve ödenip ödenmediğinin anlaşılamadığını, sözleşmenin 8. Maddesindeki gibi yazılı bir ilave işlem belgesinin bulunmadığını, profesyonel olmayan bir kusur ile sadece faturalar kesilerek karşılıklı antant kalınarak ödemeler yapıldığını, davalı tarafın sözleşme dışı işler için ödemiş olduğu bedelleri dava konusu faturaya karşılık ödemiş gibi gösterdiği ve bilirkişiyi yanılttığını, davalı tarafa toplamda 91.029,39 TL bedelli 4 adet fatura gönderildiğini, dolayısıyla 159.300,00 + 91.029,39 TL = 250.000,00 TL ödeme yapılması gerektiğini (250.000,00 – 228,799,40 = 21.200,60 TL) bununla beraber 23/08/2012 tarihli 24259 nolu faturadaki 1, 2, 3, 4 kalemlerde yer alan 68.130,00 TL bedelli faturaya dosyada rastlanılamadığı, konunun uzmanlık alanı dışında kaldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2. Maddesi gereği yapılan işlerin toplam bedelini gösteren bir belgeye rastlanmadığı, davacı tarafın sözleşme kapsamı ve kapsamı dışı işlerin somut ve teknik olarak belgelemesi gerektiği bu hususları ispat edecek somut bir delile rastlanmadığı yönünde görüş ve kanaat belirttiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın farklı bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, mali müşavir bilirkişi raporunda taraflar arasında iki adet sözleşme akdedildiğini, ek sözleşmenin 18/04/2012 tarihli iki adet villanın dış cephesinin kaplanıp boyanması için 135.000,00 TL + KDV = 159.300,00 TL bedelli sözleşme olduğunu, ikinci sözleşmenin sosyal tesisin dış cephesinin kaplanıp boyanmasına ilişkin 30.000,00 TL + KDV = 35.400 TL bedelli sözleşme olmak üzere sözleşmeye bağlı işler toplamını 194.700,00 TL (KDV dahil) olduğu, sözleşemeler kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturaların 63.130,00 TL tutarlık kısmının sözleşmeye ilişkin olarak tanzim edildiği, yine 79.650,00 TL ve 35.400,00 TL olmak üzere toplam 115.050,00 TL’lik kısmının sözleşmeye ilişkin olduğu ve bunun dışında kalan işlerin sözleşme dışı işler olduğunun anlaşıldığını, dava konusu faturanın davalı defterlerinde yer almadığı, fatura açıklamalarına göre davacı tarafça sözleşme konusu işlere ilişkin düzenlenen faturalar toplamının 194.700,00 TL olduğu, takip konusu faturanın sözleşme konusu işlere ilişkin faturalar kapsamında kaldığı ve her iki sözleşme bedeli nazara alındığında 194.700,00 TL’ye ulaşıldığından davalının takip konusu faturadan sorumlu olduğu, davacının sözleşme dışındaki işlere ilişkin düzenlediği faturaların toplam 50.629,39 TL bedelli olduğu, davacının sözleşme kapsamında ve sözleşme dışında alması gereken bedel toplamının 194.700,00 TL + 50.629,39 TL = 245.329,39 TL olduğunun, bu nedenle davalı tarafça yapılan 228.799,40 TL mahsup edildiğinde davacının 16.529,99 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat belirttiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında akdedildiği kabul edilen iki adet sözleşme kapsamında davacı tarafça yapılan eser karşılığında tanzim edilen fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında iki adet sözleşme kapsamında KDV dahil 194.700,00 TL bedel karşılığında eser sözleşmesinin yerine getirileceği, davacı tarafça yapılan imalatların sözleşmeye uygun bir şekilde yapılıp davalıya teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın davacı tarafça tanzim edilen fatura konusu iş bedelinin sözleşme kapsamında düzenlenip düzenlenmediği, faturanın sözleşme dışı işlere ilişkin olarak düzenlenip düzenlenmediği, sözleşme kapsamında düzenlendiğinin tespiti halinde davalı tarafça yapılan ödemelerin borcu sona erdirip erdirmediği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Takip konusu fatura içeriğinin “…” olarak belirtildiği ve sözleşme kapsamında kalan işe istinaden düzenlendiği, sözleşme kapsamında davacı tarafça ödenmesi gereken eser bedelinin 194.700,00 TL olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı tarafça sözleşmeye ilişkin işler nedeniyle 178.170,60 TL tutarında ödeme yapıldığı, sözleşme dışı işler nedeniyle 50.629,39 TL ödeme yapıldığı, sözleşme dışı işler nedeniyle yapılan ödemenin takip konusu faturaya mahsup edilmesi gerektiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının sözleşmeye ilişkin işler nedeniyle 16.529,99 TL alacaklı olduğu ve takipten önce temerrüte düşürüldüğü anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20 si oranında 3.474,51 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 11/12/2018 tarih ve 2017/1322 Esas – 2018/1652 Karar sayılı ilamında;
“…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 18/04/2012 tarihli sözleşme ile …’de bulunan … Projesi içindeki iki bloktan oluşan toplam 4 villanın dış cephesinin … AŞ mamulü 10 ve 12 mm taşonitler kullanılarak kaplanması, düz mekanların … ile kaplanıp üzerinin fileli sıva ve süsleme yapılıp tasarım doğrultusunda görülen süs ve dekoratif sövelerin kaplanması işinin 135.000,00 TL + KDV bedelle yapılması; aynı tarihli ikinci sözleşme ile de, sosyal tesisin dış cephesinin…AŞ mamulü 10 ve 12 mm taşonitler kullanılarak kaplanması ve boyanması işinin 30.000,00 TL + KDV bedel ile yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Dosya kapsamındaki belgelerden davalı tarafından davacıya gönderilen 19/02/2013 tarihli mutabakat mektubunda, şirket nezdindeki cari hesabın 31/12/2012 itibariyle 160,00 TL alacak bakiyesi verdiğinin belirtildiği, davacı tarafından kaşe ve imza ile “mutabıkız” denildiği, yine davacı tarafından davalı adına 79.650,00 TL, 63.130,00 TL ve 16.520,00 TL bedelli faturalar düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında düzenlenen 05/09/2014 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ve keşif sonrası düzenlenen 03/02/2015 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporunda yapılan işlerin belgelendirilemediği belirtilmiş, 24/03/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ise fatura ve ödemelere göre davacının 16.529,99 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusunun eser sözleşmesi olduğu göz önüne alındığında, alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime elverişsiz olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece mahallinde uzman inşaat mühendisi bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak, dosya kapsamındaki takip konusu fatura ve belgeler de dikkate alınarak, faturaya konu işin sözleşme konusuna giren işlerden mi, yoksa sözleşme dışı işlerden mi olduğu, yine her iki sözleşmeye konu işler ile sözleşme dışı işlerin de belirlenerek, sözleşme konusu işlerin sözleşme fiyatları ile, sözleşme dışı işlerin ise yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayici ile değerlendirilerek iş bedelinin bulunarak, yapılan ödemeler düşülüp, mutabakat belgesi ve diğer deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde hiç durmadan salt belgelerden hareketle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme yapılıp yeniden bir kararı verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…” denilerek Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, mahallinde uzman inşaat mühendisleri aracılığıyla inceleme yapılmış, bu hususta bilirkişi kuruluna yerinde inceleme yetkisi de verilmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi …, Hukuçu …ve Mali Müşavir …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 24/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacı ile davalı arasında, …, … Sosyal Tesis ve villalarda cephe kaplamalarının yapılması hususunda iki adet sözleşme imzalanmış olduğu, işin devamı sırasında bazı ilave imalatların yapılmış olduğu, Asansör Kulesi imalatına ait faturaların kabul edilmesi halinde davacının yapmış olduğu toplam imalat miktarı 204.449,37 TL + KDV = 241.250,25 TL olduğu, yapılan ödemenin 228.799,40 TL olması nedeni ile davacının KDV dahil 12.450,85 TL talep edilebileceği, Asansör Kulesi imalatına ait faturaların kabul edilmemesi halinde davacının yapmış olduğu toplam imalat miktarı KDV dahil 235.107,78 TL olduğu, yapılan ödemenin 228.799,40 TL olması nedeni ile davacının KDV dahil 7.704,12 TL talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Yapılan itirazlar ve mahkememizce yapılan değerlendirme gereğince dosyanın ek rapor için tekrar bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin 04/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; olarak; “… Davacı ile davalı arasında, …, …Sosyal Tesis ve villalarda cephe kap lamalarının yapılması hususunda iki adet sözleşme imzalanmış olduğu, İşin devamı sırasında bazı ilave imalatların yapılmış olduğu, İlave iş olarak tespit edilen asansör kulesi ve villa aksesuarları imalatlarına ait faturalar davalı tarafça itirazsız kabul edildiğinden, hesaplamanın faturalardaki tutarlar üzerinden yapılması halinde, davacının sözleşme kapsamındaki işlere ilişkin olarak eksik ödediği tutarın KDV dahil 10.040,00 TL olarak karşımıza çıktığı, bu tutarı davalıdan talep edebileceği, İlave iş olarak tespit edilen asansör kulesi ve villa aksesuarlarına ait imalatların hak ediş bedelinin faturalar üzerinden değil, Yargıtay kararlarında da ifade edildiği üzere işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiç değerleri üzerinden hesaplanması gerektiğinin kabul edilmesi halinde ise, davacının sözleşme kapsamındaki işlere ilişkin olarak eksik ödediği tutarın KDV dahil 7.704,20 TL olarak karşımıza çıktığı, bu tutarı davalıdan talep edebileceği, Mutabakat be’gesinin ıslak imzalı halinin davalı tarafça dosyaya sunulması halinde veya Sayın Mahkemenizce davalı tarafça dosyaya sunulan fotokopi metnin delil değerine haiz olduğunun kabul edilmesi halinde, taraflar arasındaki uzlaşma sebebiyle davacının davalıdan mutabakat belgesinde yer alan tutar dışında herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Mahkememizce, itirazlar üzerine yapılan değerlendirme gereğince dosyanın 2.kez ek rapor için bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin 08/09/2021 tarihli 2.Ek raporunda özetle ve sonuç olarak; olarak; “… Davacının gerek sözleşme içi, gerekse sözleşme dışı olarak yaptığı toplam imalatın toplam olarak 236.503,60 TL olduğu bu miktardan 228.799,40 TL ödemenin düşülmesi ile davalıdan 7.704,20 TL talep edebileceği, Dosyaya mübrez ödeme ihtarında yer alan ödeme günü ve takip talebindeki işleyecek olan faiz oranından hareketle takip konusu faturadan kalan alacak için takip öncesi işlemiş faiz tutarı 420,83 TL olarak hesap edildiği…” şeklinde tespit edilmiştir.
Taraflarca yapılan itirazlar nedeniyle dosya bu sefer incelenmek üzere bilirkişi …’na tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 29/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Taraflar arasında ki iuyuşmazlığın davacı tarafça takibe konu edilen 16.520,00 TL’lik faturaya ilişkin olduğu, Rapor içeirğinde açıklandığı üzere davacının tanzim ettiği 228.809,39 TL’lik fatura karşılığında davalı tarafın 228.799,39 TL’lik ödeme yaptığı, Davacının davalı adına tanzim ettiği faturaların 184.670,00 TL’lik kısmının dosya kapsamında bulunan iki sözleşme kapsamında kesildiği, Kalan 44.139,39 TL’lik kısmın ise davalı adına yapılan ilave işler (teknik değerlendimeler kapsamında) ile ilgili olduğu,Tüm bu açıklamalar ve Bölge Adliye Mahkemesi bozma kararı göz önüne alındığında davacının davalı taraftan talep edebileceği alacak tutarının (194.700,00 TL sözleşmeler kapsamında tanzim edilmesi gereken 184.670,00 TL Sözleşmeler kapsamında tanzim edilen) 10.030,00 TL’si olacağı hesaplanmıştır. Tüm bu açıklamave değerlendirmelere göre davacının 20.08.2013 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 10.030,00 TL asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı, Davalının TBK md 117 kapsamında 21.03.2013 tarihi itibar ile mütemerrit olduğu nazara alındığında; Davacının 20.08.2013 takip tarihi itibari ile davalı şirketten 10.030,00 TL asıl alacak ve 582,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.612,30 TL faizli alacağının hesaplandığı Davacının 17.352,59 TL’lik talebi ile karşılaştırıldığında 6.740,29 TL’lik fazla talebin olduğu, Fazlalığın hem anapara (6.490,00 TL) hem de işlemiş faiz (270,29 TL) hesaplamasından kaynaklandığı, Davacının davalı şirketten olan takibinin 10.612,30 TL üzerinden devamı ile birlikte davacının davalı şirketten olan 10.030,00 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren davacı talebi doğrultusunda 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arası %13,75; 01.01.2014-31.12.2014 tarihleri arası %11,75; 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arası %10,50; 01.01.2017-30.06.2018 tarihleri arası %9,75;01.01.2017-30.06.2018 tarihleri arası %9,75; 01.07.2018-31.12.2019 arası %19,50; 01.01.2020-30.06.2020 arası %13,75; 01.07.2020-31.12.2020 arası %10,00; 01.01.2021-31.12.2021 tarihleri arası %16,75; 01.01.2022 sonrası %15,75) üzerinden basit usulde temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, Davacı ve davalı tarafça talep edilen tazminatlara ilişkin takdir ve değerlendirmenin Sayın mahkemeye ait olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, istinaf ilamı ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; … 5. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibine dayanak teşkil eden 21/03/2013 tarihli KDV dahil 16.520,00 TL bedelli “…” açıklamalı faturanın, mahallinde inşaat mühendisi bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde sözleşme kapsamında kalan işlerden olduğu, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları işler dışında bir takım sözleşme dışı ilave işlerin de yapıldığı, esasen bu noktada taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, mahallinde yapılan inceleme ile bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 04/12/2020 tarihli ek ve 08/09/2021 tarihli ikinci ek raporlarda sözleşmeye dayalı işler ile sözleşme dışı işlerin tek tek tasnif edilerek ve tablo halinde belirlendiği, istinaf ilamı uyarınca sözleşme konusu işlerin sözleşme fiyatları ile sözleşme dışı ilave işlerin ise yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayici değerlendirmesinin zorunlu olduğu, bu itibarla sözleşmeye dayalı işler yönünden taraflar arasında iki adet sözleşme akdedilmesi ve toplam sözleşme bedelinin 165.000,00 TL + KDV = 194.700,00 TL olduğu, sözleşme dışı işler yönünden az önce belirtildiği üzere bu işlerin ne olduğu tasnif edilip tablo halinde açıklandıktan sonra bilirkişi kurulunca düzenlenen 08/09/2021 tarihli ek raporda yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayici uyarınca sözleşme dışı ilave işler bedelinin 35.426,78 TL + KDV = 41.803,60 TL olduğu, bu halde sözleşme kapsamındaki işler ile sözleşme dışı ilave işler bedeli birlikte değerlendirildiğinde toplam iş bedelinin 194.700 TL + 41.803,60 TL = 236.503,60 TL olduğu, işlerin eksik yapıldığı veya ayıplı olduğu noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bu bağlamda davacı yüklenicinin toplam 236.503,60 TL iş bedelini talep etme hakkının bulunduğu, davalı iş sahibi tarafından yapılan ödemelere ilişkin tüm belge ve delillerin / ödeme kayıtlarının dosyaya ibraz edildiği, davalı iş sahibi tarafından yapılan toplam ödeme tutarının 228.799,40 TL olduğu, ödeme tutarıyla ilgili olarak yine taraflar arasında çekişme bulunmadığı, toplam iş bedelinden kanıtlanan ve çekişmesiz olan ödemeler mahsup edildiğinde 236.503,60 TL – 228.799,40 TL = 7.704,20 TL bakiye iş bedelinin bulunduğu, bilirkişi kurulu tarafından sunulan 08/09/2021 tarihli 2. ek raporun bu anlamda ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık, istinaf ilamındaki nedenleri karşılar şekilde düzenlenmiş olup içeriği de denetlenerek mahkememizce hükme esas alındığı, dolayısıyla davacının icra takibine konu dayanak fatura sebebiyle davalıdan 7.704,20 TL Asıl alacak kadar alacaklı olduğu, öte yandan icra takibinden önce dayanak fatura alacağının ödenmesi için davacı tarafından … 40. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesinin keşide edildiği ve borcun ödenmesi için davalıya iki günlük mehil verildiği, mezkur ihtarnamenin 19/03/2013 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğinin tebligat parçası ve noter mazbatasından sabit olduğu, davalı şirket açısından 21/03/2013 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, icra takip tarihinin 13/08/2013 tarihi olduğu nazara alındığında, 21/03/2013 temerrüt tarihinden 13/08/2013 takip tarihine kadar davacının işlemiş avans faizi istemeye hakkının bulunduğu, bilirkişi kurulunun 2. ek raporunda hem tarihler hem de yapılan faiz hesabının isabetli olduğu ve davacının 420,83 TL işlemiş faiz talep edebileceği nazara alınarak, netice itibariyle davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 7.704,20 TL asıl alacak ve 420,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.125,03 TL alacaklı olduğu, son olarak özellikle davalının savunmaları kapsamında dosya içerisinde bulunan 19/02/2013 tarihli mutabakat mektubu yönünden yapılan değerlendirmede; mutabakat mektubunun faks yoluyla düzenlendiği, mutabakat faksında davacı şirkete ait telefon ve faks numarasının bulunmadığı, bu itibarla hangi telefondan ve hangi faks numarasından mutabakat faksının gönderildiğinin tespit edilemediği, yargılamada gelinen aşamaya kadar davalı tarafından telefon ve faks numarası mahkememize bildirilmediğinden bu yönde bir araştırma da yapılamadığı (Y. 19. H.D. 2018/1691 E., 2019/1415 K), kaldı ki davacının faksın kendilerine ait olmadığını ve mevcut mutabakat beyanının davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürdüğünden, davalının bu yöndeki savunmasını ispatlayamaması sebebiyle mevcut mutabakat faksının borcu sona erdiren geçerli bir belge ve delil olarak mahkememizce kabul edilmemiş, açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine, ayrıca yasal şartlar oluştuğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin 7.704,20 TL Asıl Alacak ve 420,83 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 8.125,03 TL üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hükmedilen asıl alacağın ( 8.125,03 TL ) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (8.125,03 TL) üzerinden alınması gereken 555,02 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 209,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 345,12 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 209,90 TL peşin harç, 437,50 TL posta ve tebligat masrafı ve 6.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.147,40 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 3.342,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile 8.125,03 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak önceki kararın yalnızca davalı tarafından istinaf edilmesi ve davacının ise herhangi bir istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan önceki hükümde karar altına alınan 2.084,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır