Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/295 E. 2021/320 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/295
KARAR NO : 2021/320

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine … 7. Noterliği … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilmiş olup ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilip edilmediği hususunun belli olmadığını, bu nedenle hesap kat ihtarına temerrüt faizlerine borca ve tüm ferilerine itirazlarının olduğunu, 31/05/2017 tarihinde … 26.icra müdürlüğünün … Esas sayılı ile takibe geçilfiğini, ödeme emri muhtara tebliğ edildiğini, tebligatın usülsuz tebligat olduğunu takipten müvekkilinin haberdar olmadığını, takibe dayanak olarak hesap kat ihtarı ekindeki hesap özeti olarak gösterildiğini, borçla ilgili müvekkilinin hiçbir bilgisi olmadığını, Hesap Kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, takibe konu Kredi Ticari kredi olup müvekkilinin kefil sıfatının taşıdığını gösterdiğini, takip ekinde kredi sözleşmesi bulunmadığından, iddia edilen alacağın 18 yıl öncesine dayandığından, müvekkil olayı hatırlamadığından sözleşmedeki imzanın müvekkile ait olup olmadığı hakkındaki itiraz haklarını saklı tuttuklarını, takip konusu borcu kabul etmediklerini, takip tarihinden önce borcun zamanaşımına uğradığını, takibe konu kredi ana alacağının 2.957,00-TL olduğunu takibe geçilen miktarın 915,793,01-TL olduğunu, müvekkilin kredi sözleşmesinde böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığı, talep edilen faiz oranı ve faiz miktarının fahiş olduğundan sözkonusu faize, faiz oranına ve hesaplamasına itiraz ettiğini ve borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, … 26. icra dosyasına, borçlu olmadıklarının tespitine, takibe borca faize ve faiz oranına itirazımızın kabulü ile takibin iptaline takibin durdurulmasına alacaklı davalı haksız ve kötü niyetli takip yaptığından %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve ücreti vekalet ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil bankanın … şubesi kredi borçlusu davacı müşterek borçlu müteselsil kefil … aleyhine tarafımızdan başlatılan ilamsız takibe davacı borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığını, borçlunun itirazları haksız, yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bankadan kullandırılan kredi borcu ticari nitelikte olduğu HMK 1. Maddesi yollanması 6102 sayılı T.K. 3-4 maddeleri gereğince her iki tarafın tacir olduğunu ve yapılan sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi niteliğinde olduğunu, borcu olmadığı yönündeki iddiaları mesnetsiz olduğunu, hesabın 04.05.1999 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile … 7. noterliğince kat edilerek sözleşmede belirtilen adreslere tebliğ edildiğini, hesap kat ihtarı ekindeki hesap özetinin de İİK 68. madde gereği yasal süresi içinde itiraz edilmediğinden kesinleştiğini, 19/03/2001 tarihli belge beyanlarında borcunu ikrar etmekle 1999 depremi ve mali kriz nedeniyle borçlarını ödeyemediklerini beyan ettiğini, müvekkil bankaya başvurarak ödeme planı sunduklarını, zamanaşımı iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil banka alacağı 4389 sayılı yasa ve bunu değiştiren. 5020 sayılı kanun çerçevesinde hazine alacağı sayıldığını, alacağına ilişkin dava ve takiplerde 4389 sayılı yasaya 5020 sayılı yasaya eklenen 3. Madde gereğince zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu, Hesap kat ihtarından bu yana 20 yıl süre geçtiğini, davacı borçlunun tebligatının usulsüz olduğuna dair iddiaları dava konusuyla ilgili olmadığını, yargılama konusunun dışında kalmadığını, takip ile talep edilen faiz oranı ve akdi faiz oranı ve akdi temerrüt faiz oranı olduğundan borçlunun faize ilişkin itirazının da reddi gerektiğini, öncelikle Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik karan verilmesine yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali takibin devamına takip tutarı üzerinden %20 inkar tazminatına yargılama gideri ve avukattık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
… 2.Tüketici Mahkemesinin …E. …K.sayılı ilamında “Dava dilekçesinin HMK114/2, 115/2 maddesi uyarınca GÖREV yönünden dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE; karar kesinleştiğinde ve talepte bulunulduğunda dosyanın görevli nöbetçi ASLİYE TİCARET (İŞ BÖLÜMÜ SEBEBİYLE 1.veya 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE) mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 20/1 maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına” dair karar verilmesi üzerine dosya mahkememize intikal etmiştir.
O halde Yargıtay ve BAM’ın uygulamaları karşısında … 2.Tüketici Mahkemesi kararının bir görevsizlik kararı niteliğinde olduğu mevcut uygulama ile sabittir. Mevcut uygulamaya direnme dahi mümkün olmadığından gereğinin yerine getirilmesi usulen zorunludur. Buna göre görevsizlik kararı sonrası dosyasının mahkememize usule uygun intikal edip etmediği irdelenmelidir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki 20/05/2021 tarihli duruşma tutanağında belirtildiği üzere “… 2. Tüketici Mahkemesinin … E. … K.sayılı ve 08/11/2018 tarihli olan görevsizlik kararının dava dilekçesinde adı geçen davalı Tasfiye Halinde …Bankası A.Ş ‘ ye tebliğ olunduğu, ancak adı geçen bankanın dava konusu alacağını … 48. Noterliğinin …tarihli ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile … A.Ş ye temlik ettiği,
08/01/2019 tarihi itibari ile … AŞ nin davalı konumuna halef sıfatı ile kavuştuğu, davacının davasının menfi tespit olarak devam ettiği,
Açıklanan usuli duruma rağmen görevsizliğe dair kararın dava konusu alacağı temlik eden … A.Ş vekiline 30/04/2019 tarihi itibari ile tebliğ edildiği,
Ancak bu tarih itibari ile dava konusu alacağı temlik alan davalı … .AŞ ye gerekçeli kararın tebliğ olunmadığı,
Nitekim mahkemece görevsizlik kararı verildikten sonra dahi davacı vekilinin 25/04/2019 tarihli dilekçe ile ve açıkça görevsizliğe dair gerekçeli kararın temlik alan … A.Ş ye tebliğ olunmasını dahi açıkça talep olunduğu,
Davacı vekilinin 25/04/2019 tarihli bu talebine rağmen dava konusu alacağı temlik alan şirkete görevsizlik kararının tebliğ edilmediği, esasen davacının temlik alan yeni davalıya dahi görevsizlik kararının tebliğ olunması talebi ile temlik alan davalıya karşı dahi davasına devam etme iradesini HMK m.125 hükmüne göre açıkça ortaya koyduğu,
Buna rağmen alacağı temlik alan davalıya görevsizlik kararının tebliğ edilmeksizin kararın 15/05/2019 tarihi itibari ile şeklen kesinleştirildiği” saptanmıştır.
HMK.m.20 uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine ve yapılan talep sonrası dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi gerekir. Elbette dosyaya yeni bakacak mahkemenin görevinin başlayabilmesi önceki görevsizlik kararının şeklen kesinleşmesi gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında da belirtildiği üzere, kararı kesinleştiren tebligat bilgilendirici ve belgelendirici olup her aşamada ve re’sen ele alınması gereken veya en azından görevli mahkemece değerlendirmesi gereken usuli meseledir. O halde halihazırda bir görevsizlik kararı olduğu anlaşılmakla bu çerçevede değerlendirme yapılmalıdır.
“Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK’nun 20. maddesi). İki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
(….)Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
 (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki açık düzenleme uyarınca somut olayda olduğu üzere görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin, iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Ancak, görevsizlik kararından sonra görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği açıktır. Nitekim, HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu kararın tebliği tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
(..)Bu durumda ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir görevsizlik kararının varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Görevsizlik kararı kesinleşmediğinden görevli mahkemede davaya devam edilmesi de mümkün değildir.
O halde; öncelikle görevsizlik kararının davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesinin sağlaması için dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile kararın anılan mahkemece kesinleştirilmesi gerekmektedir. “(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı 2017/1-1237 E. 2019/453 K.sayılı ilamı)
Oysaki gerekçede açıklandığı üzere … 2.Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleştirildiği tarih itibariyle dosyada davalı durumundaki temlik alan … A.Ş.vekiline gerekçeli karar tebliğ edilmemiş, bu suretle adı geçen karara karşı davalı tarafın kanun yollarına başvurma hakları usulüne uygun olarak tanınmamış ve hak arama hürriyeti bu şeklide sınırlandırılmış ve en önemlisi yukarıda atıf yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı çerçevesinde görevsizlik kararı kesinleştirilmemiş bulunmaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda atıf yapılan Yargıtay HGK ilamında da belirtilmiş olduğu üzere … 2.Tüketici Mahkemesi … E. … K.sayılı ilamı görevsizlik kararı niteliğinde olup dava dosyasından usulen el çekilmesine dair bir karar olduğundan dolayı öncelikle taraflara tebliğ olunması; akabinde gönderme dilekçesi sonrası mahkememize iadesi, bu noktada taraflara gerekli usuli uyarının yapılması amaçlarının temini için Yargıtay HGK uygulamanın gereği ve açıklanan nedenlerle dosyanın iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargıtay HGK ilamında da belirtilmiş olduğu üzere görevsizlik kararı niteliğinde olan ve dava dosyasından usulen el çekilmesine dair kararın öncelikle temlik alan davalı … A.Ş vekiline tebliğ olunması; akabinde dosyanın mahkememize iadesi amaçlarının temini için Yargıtay HGK uygulamanın gereği dosyanın … 2. Tüketici Mahkemesine iadesine,
2-GÖREVSİZLİK KARARININ KESİNLEŞTİRİLMESİ SONRASI DAVA DOSYASININ BAŞKACA MAHKEMEYE TEVZİ OLUNMAKSIZIN DOSYANIN ÜST YAZI İLE MAHKEMEMİZE GÖNDERİLMESİNE,
Vekillerin huzurunda kararın niteliği gereği kesin olarak ve oy birliği ile karar verildi.20/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip