Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/246
KARAR NO : 2023/893
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan banka dışındaki diğer kredi kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesi ile icra takibine konu edilen kredilerin davalı … borçlusu … A.Ş lehine ve davalı borçlu …’ın müteselsil kefaletiyle imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinin ilgili hükümlerine dayanılarak açılan ve kullandırılan kredilerin, müvekkil bankanın” … Mah. … Sokak No…. ” adresinde bulunan … şubesi nezdindeki hesaplardan kaynaklanmakta olduğunu, davalı borçluların borca, faize , faiz oranlarına ve tüm ferilere ilişkin itirazlarının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, hesabın kat edilmesiyle birlikte müvekkil bankanın alacağının muaccel hale geldiği, müvekkil banka ile borçlu arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmesi gereğince hesapları kat etmesiyle birlikte müvekkil bankanın alacaklarının muaccel hale geldiği, davalı borçluların genel kredi sözleşmesini imzalamak suretiyle faiz oranını açıkça kabul ve beyan etmiş olduklarını, genel kredi sözleşmelerinde kredinin kefalet karşılığı kullandırılması nedeniyle kefilin sorumluluğunu açıkça düzenlenmiş olduğunu, genel kredi sözleşmeleri uyarınca müvekkil bankanın gayrinakdi risklerinin depo talebinin yasal olduğunu, kefil …’ın da vadeli akreditif kredisi bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduğunu, itirazların iptalini, davalı borçluların %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile müvekkillerinin davacı bankaya borcu bulunmadığını, alacaklı bankanın haksız ve kötüniyetli olarak mükerrer tahsilat yapmadan davayı ikame ettiğini, davacı bankada davalılar tarafından verilen 2018 yılının Ekim ayı sonu itibariyle 266.250 USD nakit mevduat ve 523.000 TL müşteri çeki mevcut olduğunu, ilgili çeklerin dökümünün dilekçe ekinde mevcut olduğunu, dava konusu borca, kredi sözleşmesine, ihtarnameye ve ekli hesap özetine itiraz ettiklerini, müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğinden temerrüt faizi işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, banka tarafından işletilen faiz oranı açıkça hukuka aykırı olduğundan itiraz ettiklerini, kefalet sözleşmesinin geçersiz ve kefile başvurma şartları oluşmadığından müvekkilin bu sözleşmeden kaynaklanan borçları bulunduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde gösterilen borçlara itiraz etmekle birlikte ortada geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmaması ve kefile başvurma şartları oluşmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, eşin rızası alınmaksızın yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olacağını, bu borçtan kefilin sorumluluğunun bulunmadığını, hukuki menfaati bulunmayan davacı tarafından haksız ve kötü niyetle açılan davanın esastan reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında, davalı şirketin asıl borçlu, davalı gerçek kişinin kefil olduğu, süresi içinde icra müdürlüğüne itiraz sunulduğu, itirazın iptali davasının ise süresi içinde açılmış olduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takibe esas sözleşme içeriği dikkate alındığında takip tarihinde belirtilen her bir miktar nedeni ile asıl borçludan talep edilebilecek miktarların ne olduğu, özellikle kefil yönünden ihtarnamenin davalı kefile tebliğ olunması halinde, kefilin temerrüd tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa uygulanacak temerrüd faizinden sorumluluğu açık olmakla kefil yönünden kat ihtarnamesinin davalıya tebliği tarihine göre önel süresinin eklenerek temerrüd tarihinin tespiti, bu çerçevede davalı kefilin kendi temerrüd tarihine kadar olan kefalet sınırları içinde kalmak koşulu ile asıl alacak ve asıl borçlunun temerrüdünden sorumlu olacak olması, bu çerçevede davalı kefil yönünden temerrüd için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olması, sözleşmede öngörülmediği sürece İİK.m.68 hükmünün kefil yönünden uygulanmasının ise mümkün olmaması, kefil yönünden temerrüd tarihinin ne şekilde belirlendiğinin açıklanması, buna göre temerrüd tarihinin tespiti (Yargıtay 19.HD 2015/3357E., 2015/16301K.sayılı ilamı) Yargıtay uygulaması ve sözleşme hükümleri karşısında bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bankanın temerrüd halinde uyguladığı en yüksek faiz oranının belirlenmesi, bu oranın % 30 fazlasının ilave edilerek borçlunun sorumlu olduğu temerrüd faizinin tespiti, (Yargıtay 19.HD 2015/7884E., 2016/2362K.sayılı ilamı yine konu ile ilgili Yargıtay Genel Hukuk Kurulunun ve 19HD’nin emsal uygulamaları) kefilin gayri nakdi kredilerden dolayı sorumluluğuna dair sözleşme hükümlerine göre sorumlu olup olmadığı, buna göre her bir davalıdan talep olunan ve hesaplanan miktarların ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarının araştırılması için Mahkememizce atanan bankacı bilirkişinin hazırlamış olduğu 28/12/2020 tarihli rapor içeriğine göre “takip tarihinden sonra yapılan kısmi ödemeler nazara alınarak hem takip ve hem de dava tarihi itibariyle yapılan terditli hesaplama sonuçları aşağıda (a) ve (b) bentleri altında arz edildiği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacaklarının nakdi krediler yönünden davalı … lehtarı (asıl borçlu) şirketin sorumluluğu bakımından iskonto kredisi ve diğer alacaklar bakımından;
Alacak Kalemleri
Talep Edilen
Hesaplanan
Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak
343.486,22
343.486,22
343.486,22
İşlemiş Faiz
11.744,76
25.634,43
11.766,76
Gider Vergisi (BSMV)
587,24
1.281,72
587,24
Masraf
1.812,11
1.774,99
1.774,99
TOPLAM ALACAK
357.630,33
372.177,36
357.593,21
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 37,12TL (357.630,33 -357.593,21=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaran asıl alacak tutarı 343.486,22 TL’na %46,80 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (….) ile birlikte istenilebileceği, … kart ve esnek hesap bakımından;
Alacak Kalemi
Talep Edilen
Hesaplanan
Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak
56.319,22
56.319,22
56.319,22
İşlemiş Faiz
2.919,01
2.967,17
2.919,01
Gider Vergisi (BSMV)
145,95
148,36
145,95
TOPLAM ALACAK
59.384,18
59.434,75
59.384,18
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 56.319,22 TL’na %33 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, davalı kefilin sorumluluğu bakımından; iskonto kredisi ve diğer alacaklar bakımından;
Alacak Kalemleri
Talep Edilen
Hesaplanan
Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak
343.486,22
343.486,22
343.486,22
İşlemiş Faiz
11.744,76
20.820,90
11.744,76
Gider Vergisi (BSMV)
587,24
1.041,05
587,24
Masraf
1.812,11
1.774,99
1.774,99
TOPLAM ALACAK
357.630,33
367.123,16
357.593,21
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 37,12TL (357.630,33 -357.593.21=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 343.486,22 TL’na %46,80 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, … kart ve esnek hesap bakımından;
Alacak Kalemleri
Talep Edilen
Hesaplanan
Talep Edilmesi Gereken
Asıl Alacak
56.319,22
56.319,22
56.319,22
İşlemiş Faiz
2.919,01
2.457,99
2.457,99
Gider Vergisi (BSMV)
145,95
122,90
122,90
TOPLAM ALACAK
59.384,18
58.900,11
58.900,11
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 484,07TL (59.384 18-58.900,11=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 56.319,22 TL’na %33 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, gayrinakdi alacak bedellerinin depo talebi yönünden gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesi bakımından dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (16) adet çek yaprağından dolayı toplam 25.600,00TL’sini (1.600,00 TLx 16 adet çek yaprağı bedeli) faiz getirmeyen bir hesapta davalı … lehtarı şirket ve kefil tarafından müteselsilen depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı (sözleşmenin 9/21 ve 10.9 maddesinin yanı sıra 5941 s.Çek Y.2.ve 3 m. Uyarınca), gayrinakdi ithalat akreditifi bedeli kredisi davacı bankaca tanzim edilen … referans no.lu 532.500,00 USD’lik ithalat akreditifi bedelinin davalı şirket ve kefili tarafından depo edilebileceği, anılan ithalat akreditifi bedeli dava tarihinden sonra 08.07.2019 tarihinde tazmin edildiği, davacı bankanın dava tarihi itibariyle alacakları davalı … lehtarı (asıl borçlu) şirket yönünden iskonto kredisi ve diğer alacaklar bakımından asıl alacak 270.489,17TL, işlemiş faiz 30.173,23 TL, BSMV 1.508 66 TL, dava tarihi itibariyle toplam alacak 302.171,06 TL olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, dava tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 270.489,17TL’ye %46,80 oranında temnerrüt faizi ve bu faiz üzerinden 96 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, business kart ve esnek hesap yönünden anılan kredi yönünden herhangi bir tahsilat yapılmadığı için, haliyle bu kredi bakımından bir hesaplama yapılamadığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçlarının nazara alınması gerekebileceği, davalı/kefil yönünden (2.A.a-1) bendi altında hesaplanan alacak tutarı aynı şekilde davalı/kefil bakımından da geçerli olduğu, çünkü, takip tarihi itibariyle her iki borçlunun da sorumlu olduğu miktar eşit düzeyde olmakla (taleple bağlılık kuralı gereği) davalı/kefil açısından (1) no.lu krediler bakımından ayrı bir hesaplamaya hacet kalmadığı, davalı/kefil açısından (2) no.lu kredi bakımından herhangi bir tahsilat yapılmadığı için, haliyle bu kredi yönünden bir hesaplama yapılamadığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçlarının nazara alınması gerekebileceği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Adı geçen birinci bankacı bilirkişi raporuna yönelik davacı vekilinin 15/01/2021 tarihli itiraz dilekçesi karşısında ise ek rapor sunan birinci bankacı bilirkişi, 12/04/2021 tarihli raporunda kök rapordaki görüş ve kanaatine bağlı olduğunu belirtmiştir.
Adı geçen ek raporun tebliğ olunması sonrası davacı vekilinin sunmuş olduğu 21/04/2021 tarihli itiraz dilekçesi karşısında yine birinci bilirkişiden 29/06/2021 tarihi itibariyle rapor alınmıştır. Adı geçen bankacı bilirkişi sunmuş olduğu 29/06/2021 tarihli raporunda “dava dilekçesinin sonunda belirtilen alacak kalemleri nazara alınarak kök raporda revizyon yapıldığını, bu revizyon sonucunda ise “29/06/2021 tarihli raporda davacı bankanın dava tarihi itibariyle alacakları davalı … lehtarı (asıl borçlu) şirket yönünden iskonto kredisi ve diğer alacaklar bakımından asıl alacak (anapara) 239.568,75TL işlemiş faiz, 26.724,06TL, BSMV 1.336,20TL, dava tarihi itibariyle toplam alacağın 267.629,01 TL olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, dava tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 239.568,75 TL üzerinden %46,80 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, … kart ve esnek hesap yönünden; anılan kredi yönünden herhangi bir tahsilat yapılmadığı için, haliyle bu kredi bakımından bir hesaplama yapılamadığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçlarının nazara alınması gerekebileceği, davalı/kefil yönünden iskonto kredisi ve diğer alacaklar bakımından asıl alacak (anapara) 221.990,98 TL, işlemiş faiz 24.763,25TL, BSMV 1.238,16 TL, dava tarihi itibariyle toplam alacak 247.992,39 TL olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, dava tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 221.990,98 TL’ye %46,80 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, … kart ve esnek hesap yönünden; anılan kredi yönünden herhangi bir tahsilat yapılmadığı için, haliyle bu kredi bakımından bir hesaplama yapılamadığı, takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçlarının nazara alınması gerekebileceği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Adı geçen raporun tebliğ olunmasından sonra ise ve talep doğrultusunda atanan ikinci bankacı bilirkişi ise 23/08/2021 tarihli ve münferiden hazırlamış olduğu raporda “dava konusu alacak tutarının, davacı …Ş. ile davalı asıl borçlu … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden, davalı şirkete kullandırılan iskonto kredileri, business kredi kartı, esnek ticari hesaptan kaynaklanan nakit ve iade edilmemiş çek yaprakları ile 532.500,00 USD tutarlı vadeli akreditif kredisinden kaynaklanan gayrinakdi borçtan kaynaklandığı, davalı asıl borçlu şirket için taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, 18.01.2019 takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda, davacı bankanın; iskonto kredilerinden dolayı toplam 357.630,31 TL ve business kredi kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 59.384,18 TL nakit alacak tutarı, iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarı sebebiyle 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden dolayı 532.500,00 USD tutarında gayrinakdi alacak tutarı bulunduğu, davacı banka tarafından, takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce elindeki teminat çeklerinden toplam 95.000,00 TL tahsilat yapıldığı, Yargıtayın emsal kararlarına göre, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemelerin, itirazın iptali davasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu gözetilerek 95.000,00TL ödeme için, takip tarihi ve ödeme tarihi arasındaki zaman dilimi için faiz ve faizden kaynaklı BSMV hesaplandığında, geriye 92.825,72 TL kaldığı, işte hesaplanan bu tutarın, davacının takip tarihi itibariyle mevcut alacağından mahsup edilmesi gerektiği, söz konusu tutar TBK’nın 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan olmak üzere, davalı asıl borçlu bakımından iskonto kredileri için takip tarihi itibariyle hesaplanan 357.630,31 TL’dan düşüldüğünde, davacı bankanın; iskonto kredilerinden dolayı 264.804,59 TL (— 357.630,31 TL – 92.825,72 TL) ve business kredi kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 59.384,18 TL nakit alacak tutarı, iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarı nedeniyle 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden kaynaklanan 532.500,00 USD tutarında gayrinakdi alacak tutarı bulunduğu, davalı asıl borçlu şirket için taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, 02.05.2019 dava tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda ise, davacı bankanın; iskonto kredilerinden dolayı toplam 302.396,25 TL ve business kredi kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 65.021,73 TL nakit alacak tutarı, iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarından kaynaklanan 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden dolayı 532.500,00 USD tutarında gayri nakit alacak tutarı bulunduğu, davalı kefil …’ın, taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinde 50.000.000,00 TL’lık geçerli kefaleti bulunduğu, adı geçene kat ihtarnamesi tebliğ edilemediğinden, davalı kefil takiple temerrüde düştüğü, bu sebeple dava konusu kredilere, ilgili krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranları üzerinden faiz hesaplandığı, yapılan hesaplama sonucunda davalı kefil …’ın; iskonto kredilerinden dolayı toplam 347.118,56 TL ve business kredi kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 58.871,68 TL nakit borç tutarından, iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarı sebebiyle 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden dolayı 532.500,00 USD tutarında gayrinakdi borç tutarından sorumlu tutulabileceği, davacı banka tarafından, takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce elindeki teminat çeklerinden sağlanan 95.000,00 TL’lik tahsilat için, hemen yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde hesaplanan 92.825,72 TL’lık net tutar, TBK’nın 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflar olmak üzere, davalı kefil bakımından iskonto kredileri için takip tarihi itibariyle hesaplanan 347.118,56 TL’den düşüldüğünde, davacı bankanın; iskonto kredilerinden dolayı 254.292,84 TL (= 347.118,56 TL – 92.825,72 TL) ve … kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 58.871,68 TL nakit borç tutarından,
iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarı sebebiyle 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden dolayı 532.500,00 USD tutarında gayri nakit borç tutarından, sorumlu tutulabileceği, davalı kefil … için taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, 02.05.2019 dava tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda ise, adı geçenin; iskonto kredilerinden dolayı toplam 290.392,25 TL ve business kredi kartı ile esnek ticari hesaptan dolayı toplam 64.509,23 TL nakit borç tutarından, iade edilmemiş çek yapraklarının banka sorumluluk tutarından dolayı 25.600,00 TL ve vadeli akreditif kredisinden kaynaklanan 532.500,00 USD tutarında gayri nakit borç tutarından sorumlu tutulabileceği, takip talebinde istenilen %46.80 temerrüt faiz oranının, taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinin 11/b Maddesi hükümlerine uygun olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
İkinci bankacı bilirkişinin hazırlamış olduğu 23/08/2021 tarihli rapor üzerine ek rapor alınmış ise de ikinci bilirkişi kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığını açıklamıştır.
Raporlar arasında doğan çelişki karşısında ise münferiden rapor sunan üçüncü bilirkişi ise 06/03/2022 tarihli raporda takip ile dava tarihi arasında tahsilat sağlandığı, bu tahsilat çerçevesinde “bu itibarla dosyaya sunulan belgelerden 2.bilirkişi … tarafından takip tarihine kadar hazırlanan raporun iş bu iskonto kredisinin işleyişini dikkate alarak hazırlandığından takip tarihine kadar tüm hesaplamalara itibar edilmiş olup,dava tarihi itibari ile hesaplama ve değerlendirme yapılacağı, iskonto kredileri yönünden davacı bankanın davalı asıl borçludan dava tarihi itibari ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 270.600.13TL asıl alacak 30.604.87 TL işlemiş faiz ve 1.530.24TL BSMV olmak üzere toplam 302.735.24 TL alacaklı olduğu, 270.600.13 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %46.80 oranında temerrüt faizi ve bu faizin BSMV’nin davalıdan istenebileceği, business kart ve esnek hesap yönünden davacı bankanın KMH ve kredi kartlarından dolayı davalı asıl borçludan dava tarihi itibari ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 56.319,22 TL asıl alacak; 8.268.43TL işlemiş faiz ve 41.342TL BSMV olmak üzere toplam 65.001.07TL alacaklı olduğu, 56.319.20 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık TCMB tarafından üç ayda bir deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSM nin davalıdan istenebileceği, davalı kefil yönünden; takip tarihi itibarı ile davacı banka alacağı, takiple dava arasında tahsılat sağlandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen “ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferileri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacağı, bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarının bulunduğu, bu uygulamanın her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorunda olduğu, bu şekilde yaptlan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmesi gerekmekle bu noktada davacı bankanın iskonto kredilerinden dolayı davalı kefilden dava tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 260.234.58 TL asıl alacak; 29.432 53TL işlemiş faiz ve 1.471.63TL BSMV olmak üzere toplam 291. 138.74 TL alacaklı olduğu, 260.234.58 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %46.80 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceği, business kart ve esnek hesap yönünden; davacı bankanın KMH ve kredi kartlarından dolayı davalı kefilden dava tarihi itibarı ile – tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 56.319.22TL asıl alacak 8.268,43TL işlemiş faiz ve 413,42 TL BSMV olmak üzere taplam 65.001.07TL alacaklı olduğu, 56.319.20 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %46,80 ve TCMB tarafından üç ayda bir deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin BSMV’sinin davalıdan istenebileceği, davacı bankanın davalılardan 25.600.00 TL çek ve 532.500.00 TL akreditif kredisi bedelini depo talebinde bulunabileceği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Birinci bilirkişi …ve ikinci bilirkişi … ve üçüncü bilirkişi …’un münferiden hazırlamış oldukları raporun birebir sonuç itibariyle aynı olmaması, bu noktada farklılığın giderilmesine yönelik bilirkişi kurulu atanması gerektiği takdir edilmiştir.
Bu çelişkinin giderilmesi amacıyla rapor sunan bilirkişi kurulu ise 01/12/2022 tarihli raporlarında takip tarihi itibariyle davalının borç miktarlarını tespit ettikten sonra ve yapılan ödemeleri dikkate alarak gerek davalı şirket ve gerekse davalı kefil … yönünden tek tek inceleme yapmış, bu inceleme sonucunda “davacı banka takip tarihinden itibaren; iskonto kredileri asıl alacak tutarlarına %46,80 oranında temerrüt faizi istemesine karşın, dosyaya sunulan %33 emsal faiz oranı esas alınarak, %33’ün %30 fazlasıyla %42,90 oranında, esnek ticari hesap kredisi (ticari kredili mevduat hesabı) ve business kart asıl alacak tutarlarına mevzuata uygun olarak takip tarihinden itibaren %33 dava tarihinden itibaren %31,80 oranında temerrüt faizi isteyebileceği, davalı şirkete kullandırılan akreditif kredisi bedeli davacı banka tarafından, takip tarihinden ve dava tarihinden sonra 08.07.2019 tarihinde ihracatçı firmaya 532.500,- USD olarak transfer edilmiş
olup, infazda dikkate alınması gerektiği, iskonto kredilerinin teminatına alınan ve tahsili sağlanamadığında icra takiplerine konu edilen rapor içeriğinde detayı verilen toplam 875.000,- TL+150.000,-TL=1.025.000,- TL çek bedellerine
mahsuben tahsilat sağlanması halinde davalıların kredi borçlarına mahsubu gerektiği” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Münferiden rapor hazırlayan üç farklı bilirkişinin raporları arasındaki çelişkinin giderilememesi karşısında adı geçen bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmıştır. Ancak çelişkiler gerekçeli olarak giderilememiştir.
Adı geçen ve münferiden rapor sunan bankacı bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilememesi üzerine Mahkememizce oluşturulan 13/04/2023 tarihli ara kararda;
Münferiden rapor sunan bilirkişiler …’ in gayrinakdi akreditif bedelinin dava sırasında tazmin edilmiş olması nedeniyle 23/08/2021 tarihli raporunda yer alan 532.500-USD tutarındaki vadeli akreditif bedeli ile ilgili,
a)Bilirkişi …’ in 06/03/2023 tarihli raporunun ikinci sayfasının a.3 maddesindeki hesaba bankacılık uygulaması yönünden iştirak edip etmediğini bir hafta içinde açıklamasına,
b)Müştereken rapor sunan bilirkişi kurulunun gayrinakdi akreditif bedelinin dava sırasında tazmin edilmiş olması nedeniyle hazırlamış oldukları 02/12/2022 tarihli ek raporun 4.sayfasının ilk paragrafında yer alan 532.500-USD tutarındaki vadeli akreditif bedeli ile ilgili,
Bilirkişi …’in 06/03/2023 tarihli raporunun ikinci sayfasının a.3 maddesindeki hesaba bankacılık uygulaması yönünden iştirak edip etmediğini iki hafta içinde açıklamalarına,
Bu suretle bilirkişi kurulunun emsal nitelikteki Yargıtay 19.HD nin 2005/12039 E.-2006/6763 K.sayılı kararında belirtilen “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kefilin takiple birlikte temerrüde düştüğünün kabulünde ve takip talepnamesinde istenilen temerrüt faiz oranı gözetilerek hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı yanca yatırılan peşin harcın ve davacının yapmış olduğu giderlerin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı banka vekili birinci bilirkişi ek raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde akreditif bedeli alacaklarının nakde dönüştüğünü bildirmip olup, takip talepnamesinde “…icra safahatında teminat mektubu veya vadeli akreditifin nakde çevrilmesi halinde nakde çevrildiği tarihten itibaren tazmin tutarına uygulanan yıllık %210 temerrüt faizi ve BSMV ile KKDF ve her türlü masraf ve vekalet ücretiyle…” tahsili istenmiş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
İlam içeriği gözetildiğinde davalı kefilden ve borçludan takip talepnamesinde istenilen temerrüt faiz oranının talep edilip edilmeyeceğinin dikkate alınması,
En önemlisi dava dosyasında vadeli akreditif alacağının yargılama sırasında tazmin edilmiş olması ve daha önemlisi takip talebinin son paragrafında”meri ithalat vadeli akreditif kredisinden kaynaklanan gayrinakit alacaklar nakit teminat olarak depo edilmeden takip sırasında nakde dönüştüğü taktirde, nakde dönüşme tarihinde muhataba müvekkil bankaca ödenen tutarın nakde dönüştüğü tarihten tahsiline kadar tazmin tarihindeki temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra masrafları ve avukatlık ücretleri ile birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla tahsili talep edilmektedir.”ibareleri mevcut olmakla,
Bu ibarelerin ve talebin dikkate alınmak suretiyle vadeli akreditif kredisi ile ilgili bilirkişi …’ in 06/03/2023 tarihli raporunun 2.sayfasının a.3 maddesindeki hesaba bankacılık uygulamaları açısından itibar edilip edilemeyeceği, itibar edilemeyecekse gerekçesinin ne olduğunun bankacılık uygulamaları açısından irdelenmesi,
Bu irdeleme yapılırken asıl borçlu dışında, sözleşme hükümleri dikkate alındığında kefilin sözleşmenin 10.13 maddesinin 5.bendi gözetildiğinde ithalat akreditif bedeli kredisinden kefil olarak sorumlu olup olmadığının dahi dikkate alınması,
Bu suretle bu yöne ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin dahi giderilmesi açısından …ve bilirkişi kurulunun görevlendirilmesine,”
şeklinde ara karar oluşturulmuştur.
Münferiden rapor hazırlayan ikinci bankacı bilirkişi 17/04/2023 tarihli ek raporunda, bu defa bilirkişi …’in hazırlamış olduğu 06/03/2023 tarihli rapora genel olarak iştirak etmekle birlikte temerrüt faiz oranının açıklanan nedenlerle belirtilen oran olduğunu, akrektif bedelinin TL karşılığına uygulanması gereken temerrüt faiz oranı noktasındaki kararın ise Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Münferiden rapor hazırlayan bankacı bilirkişiler arasındaki çelişkinin ve aynı zamanda bu çelişkiyi gidermek amacıyla bankacılardan seçilen bilirkişi kurulu raporunun sunulması ile ortaya çıkan çelişkinin devam etmesi nedeniyle çelişkiyi giderici yeniden rapor alınması takdir edilmiştir.
Bu durumda Yargıtay 23.HD’nin 2014/10666E. 2015/6828K.sayılı kararında da vurgulandığı üzere “(…)dosyadaki mevcut bilirkişi raporlarından davacı şirketin borca batık olduğu hususu kesin bir şekilde tespit edilememiştir. Mahkemece alınan üç adet bilirkişi raporu bu hususta birbiriyle çelişkili olduğu gibi, alınan en eski tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin borca batık olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece bu durumda konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, TTK’nın 376. maddesi de göz önüne alınarak davacı şirketin kaydi değerleri dışında aktif ve pasifinin reel değerlerinin tespit edilmek suretiyle, davacı şirketin bilançosunun borca batık olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, bu belirlemelere göre davacı şirket borca batık halde ise bu kez de iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı, projenin uygulanması halinde şirketin borca batıklıktan kurtulup kurtulamayacağı belirlenmelidir” şeklindeki uygulaması dikkate alındığında üç adet münferiden rapor hazırlayan bankacı bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmediği gibi bu çelişkiyi gidermek için alınan bilirkişi raporunun olarak sözleşme kapsamına genel olarak dosya kapsamına, aykırı bulunduğu gözetilerek yeni bilirkişi kurulundan rapor alınması uygun görülmüştür. (Yine aynı yönde Yargıtay 23.HD 2013/1502E. 2015/2546K.sayılı kararı)
Mahkememizce atanan bankacılardan kurulu yeni bilirkişi kurulu ise 05/10/2023 tarihli raporunda genel kredi ve teminat sözleşmesi ve kredi hesapları, kefilin sıfatı, icra dosyası içeriği ve kat ihtarnamesini dikkate almak suretiyle kat tarihi itibariyle alacaklı tutarını her bir davalı yönünden ve her bir hesap yönünden ayrı ayrı hesaplamış, temerrüt faiz oranını tek tek tespit etmek suretiyle talebe konu alacaklar yönünden temerrüt faiz oranını tespit etmiş, teminat çeklerinin akıbetlerini ise tek tek tespit etmiştir. Buna göre adı geçen bilirkişi kurulu takip tarihi itibariyle dava konusu edilen iskonto kredileri yönünden asıl alacak tutarları, faiz oranları, geri ödeme tutarları, geri ödeme tarihi itibariyle alacak tutarları, işlemesi gereken faizler noktasında tek tek yeni inceleme yapmak suretiyle iskonto kredileri açısından takip tarihi itibariyle alacak hesabı yapmış, ayrıca …ile esnek ticari kart yönünden ise takip tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak miktarını hesaplamıştır. Öte yandan ise gayri nakdi alacak niteliğindeki çek karnesi kredisi yönünden davacının risk alacağının bulunduğu, davalılar yönünden ise gayri nakdi kredi riskinin temininden itibaren nakdi risk haline dönüştüğünü açıklamıştır. Yine aynı raporda takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce yapılan ödemelerin varlığı dikkate alınarak gerek iskonto kredisi gerek business kredi kart ile esnek ticari kart yönünden tek tek hesaplamalar yapılmıştır. Buna göre takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemelerin varlığı karşısında gerekli mahsup işlemlerinden sonra gerek asıl borçlunun gerekse kefilin nakdi krediler yönünden sorumlu oldukları miktar tek tek ve denetime elverişli şekilde hesaplanmıştır.
Yargıtay HGK uygulamaları ve aynı zamanda daire uygulamaları karşısında takip sonrası ve dava tarihi öncesi ödemelerin mahsup işlemlerinin yapılması işlemi gerçekleştirilmekle asıl borçlu ve kefil yönünden dava tarihi itibariyle nakdi alacaklar yönünden hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu hesaplamaya göre dava tarihi itibariyle asıl borçlu şirket yönünden münferiden rapor hazırlayan bankacı bilirkişi …’in raporu ile çelişkiyi gidermek amacıyla alınan ve dosya kapsamına uygun hesaplama yapan 05/10/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu aynı sayılabilecek niteliktedir. Kaldı ki bu noktada münferiden rapor hazırlayan üçüncü bankacı bilirkişi …’un sonuç olarak bulduğu rakamlar dahi adı geçen bilirkişi …’in raporu ve çelişkiyi gidermek amacıyla rapor sunan 09/10/2023 tarihli rapor içeriğiyle dahi uyumludur. Yine bu hesaplamaya göre dava tarihi itibariyle kefil olan gerçek kişi yönünden ise münferiden rapor hazırlayan bankacı bilirkişi …’in raporu ile çelişkiyi gidermek amacıyla alınan ve dosya kapsamına uygun hesaplama yapan 05/10/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu aynı sayılabilecek niteliktedir. Kaldı ki bu noktada münferiden rapor hazırlayan üçüncü bankacı bilirkişi ..’un sonuç olarak bulduğu rakamlar dahi adı geçen bilirkişi … ile çelişkiyi gidermek amacıyla rapor sunan 09/10/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporuyla genel olarak uyum içindedir.
Yukarıda belirtilen hususlar dışında münferiden rapor sunan bankacı bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla rapor alınmıştır. Buna göre 01/11/2022 tarihli kök raporunu sunan bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarında, temerrüt faiz oranlarını %30 fazlasıyla %42,90 olarak tespit etmişdir. Ne var ki münferiden rapor sunan bankacı bilirkişiler … ve …’in kök raporlarında da ayrıntılı olarak izah olunduğu üzere taraflar arasındaki mevcut kredilere zaten uygulandığı tespit olunan faiz oranı %37,50’dir. Bu noktada bankanın ticari defter ve kayıt belgelerinin sözleşme çerçevesinde esas alınması dosya kapsamına uygundur. Buna göre iskonto kredilerine uygulanan en fazla yıllık faiz %37,50’dir. Taraflar arasında varlığı tartışmasız olan 11/b maddesi uyarınca %30 arttırım yapıldığında ise uygulanacak yıllık faiz oranı %48,75’tir. Ne var ki 6100 sayılı HMK m.26 hükmü uyarınca taleple bağlılık esas olup, davacı takip talebi ile %46,80 oran talep etmiştir. Bu açıdan taleple bağlılık esastır.
Nitekim “Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” (Yargıtay HGK 2017/1650E 2019/507K.sayılı sayılı kararı) şeklindeki Yargıtay uygulaması mevcuttur. Buna göre itibar edildiği açıklanan raporlarda, davacı bankanın kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalı asıl borçlunun kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlenmiş, taleple bağlı kalınarak tespit olunan %46,80 oran çerçevesinde temerrüt tarihine kadar akdi faiz işletilmiş, akabinde ise temerrüt tarihinden başlayarak icra takip tarihine kadar ve sözleşmenin 11/b hükmü uyarınca akdi faizin %30 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanarak davalıların takip tarihi itibariyle sorumlu oldukları alacaklar tespit edilmiş, yine yapılan ödemelerin dahi TBK m.100 hükmü çerçevesinde mahsubu yapılarak dava tarihi itibariyle sorumluluk miktarları bulunmuştur. Buna göre 05/10/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile bu rapor ile uyumlu …’in hazırladığı rapora açıklanan gerekçeler nedeni ile itibar edilmiştir.
Bu arada dava konusu olan gayrinakdi alacak ile ilgili gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesi noktasındaki bankacı bilirkişileri arasında farklılık giderilememiş olup, bu noktadaki uyuşmazlık ise yargısal yorum yoluyla giderilmiştir. Bu yorum çerçevesinde davacı tarafça, bankanın iade edilmeyen çek yaprak sayısı 16 adettir. Ancak bu noktada dikkat etmek gerekir ki 5941 Sayılı Çek Kanunu m.3/9 “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.” düzenlemesinin somut olayda uygulanma imkanı bulunmaktadır. Yargıtay uygulamasında da belirtildiği üzere, çek yaprağının basım tarihleri dikkate alındığında kanunda belirtilen beş yıllık sürenin yargılama aşamasında dolmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle mevcut kanun düzenlemesi çerçevesinde artık kanundaki açık düzenleme nedeniyle ve istisnai hal dahi bulunmadığından bir an için çek hamilleri için söz konusu çeklerin hüküm aşamasına kadar ibraz edilmemesi karşısında, artık söz konusu çekler nedeniyle davacı bankanın yasal yükümlülüğü kapsamında garanti bedelini ödemesi yani tazmin etmesi durumu ortadan kalkmıştır. Kanun koyucunun açık düzenlemesi karşısında davanın açıldığı tarih itibariyle davacı banka haklı olsa da çek basım tarihleri karşısında beş yıl içinde ibraz olunmayan bu çekler yönünden artık davanın yargılama sırasında konusuz hale geldiği kabul edilmelidir. Bu nedenle bu çekler yönünden herhangi bir depo hükmü kurulabilmesi her iki davalı açısından da öncelikle bu nedenle mümkün değildir. Elbette konusuz kalan bu çekler ile ilgili davanın açıldığı tarih itibariyle davacı haklıdır. Bu nedenle HMK m.331 hükmü uyarınca davacı lehine yargılama giderleri yasal açıdan zorunludur. (İstanbul BAM 12.HD 2020/219E. 2022/1422K.sayılı kararı)
Davacı ayrıca gayrinakdi ithalat akreditif bedeli kredisi alacağını talep etmektedir. Yargılama sırasında bu bedel yönünden tazmin gerçekleşmiştir. Söz konusu hal karşısında bu kredinin niteliği üzerinde öncelikle durulmalıdır.
Banka kredi sözleşmelerinin ikinci türü rotatif (dönerli) kredilerdir ve bunlar genel olarak cari hesap şeklinde işlerler. Bu kredi türünde banka belirli bir tutarda krediyi müşterinin talimatı çerçevesinde kullandırmak üzere hazırda tutar. Müşteri bu tutarı avans olarak kullanabileceği gibi çek ödemesi, akreditif açılması, teminat mektubu düzenlenmesi gibi taleplerle kullanabilir; genel kredi ilişkisi içinde nakdi ya da gayrinakdi kredi biçimleri gündeme gelebilir. (Yargıtay HGK 2014/19-1400E. 2016/1069K.sayılı kararı) Somut olayda dava tarihi itibariyle gayrinakdi ithalat akreditif bedel kredisi söz konusudur.
Mahkememizce itibar olunan ve 09/10/2023 tarihli raporu sunan bilirkişi kurulu raporunda ve yine bu raporla uyumlu …’in 17/03/2023 tarihli, yine …’in sunmuş olduğu 06/03/2023 tarihli raporu dikkate alındığında akreditif bedeli yönünden bu bedelin tazmin tarihindeki efektif satış kur karşılığı olan 3.057.452,00 TL’nin tahsili gerekmektedir. Bu nedenle tazmin tarihinden itibaren ise yine açıklandığı üzere %46,80 oranında ve talebe uygun olarak temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisinin dahi davalılardan talep edilebileceği Mahkememizce benimsenmiştir.
Nitekim Mahkememizce benimsenen Yargıtay 19.HD’nin 2005/12039E. 2006/6763K.sayılı kararında “Davacı banka vekili birinci bilirkişi ek raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde akreditif bedeli alacaklarının nakde dönüştüğünü bildirmip olup, takip talepnamesinde “…icra safahatında teminat mektubu veya vadeli akreditifin nakde çevrilmesi halinde nakde çevrildiği tarihten itibaren tazmin tutarına uygulanan yıllık %210 temerrüt faizi ve BSMV ile KKDF ve her türlü masraf ve vekalet ücretiyle…tahsili istenmiş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” şeklinde açıklanan gerekçesi karşısında Mahkememizce akreditif bedeli alacağının nakde dönüştüğü dikkate alınmış, ayrıca takip talebindeki talep ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce itibar olunan bilirkişi raporlarında incelemesi yapılan nakdi alacak kalemleri yönünden davalı gerçek kişi mevcut kanuni düzenlenemeler çerçevesinde geçerli şekilde kefil olmuştur. Bu nedenle mahkememizce itibar olunan bilirkişi kurulu raporları karşısında, davalı kefil müşteri lehine açılmış bulunan bu krediler ile bu kredilere ilişkin doğmuş ve doğacak tüm borç taahhütlerinden sorumludur. TBK çerçevesinde ise geçerli kefalet mevcut olmakla itibar olunan raporlardaki nakdi alacak miktarlarından dolayı kefil sorumlu olacaktır. Öte yandan gayrinakdi alacak kalemleri yönünden dahi davalı kefilin sorumlu olduğunu kabul etmek gerekir. Zira genel kredi sözleşmesinin 10.13 madde hükmü uyarınca davalı gerçek kişi kefil mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından yani bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlarından dolayı sorumlu olduğunu kabul etmiş, bu noktada sorumlu olduğu azami miktarları, kefalet tarihini kendi el yazısı ile belirtmek suretiyle imzalamıştır. Esasen aynı davalı gerçek kişi, yine aynı sözleşmenin 10.13 madde hükmü uyarınca akreditif bedelinin depo olunmasından dahi müteselsilen sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Artık sözleşmedeki açık hükümler ve davalı gerçek kişi kefilin şirket ile olan organik bağı karşısında Mahkememizce itibar olunan rapordaki gayrinakdi alacak kısımları ile ilgili dahi davalı gerçek kişi kefilin sorumlu olduğu kabul olunmuştur.
Bilindiği üzere İİK.m.67/f.2 hükmüne göre itirazın iptali davalarında davalı borçluların itirazlarının haksızlığına karar verilmesi karşısında borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde ise alacaklı tazminata mahkum edilir. Buna göre davalı borçluların benimsenen rapordaki nakdi alacak yönünden itirazlarının haksız olduğu açıkça anlaşıldığından davacı lehine varlığı ispatlanan miktarlar üzerinden davalılar aleyhine ve davalı gerçek kişinin sorumluluğu ile sınırlı olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Buna mukabil davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından nakdi alacak yönünden davalıların kötü niyet tazminat talebi ise reddolunmuştur.
Öte yandan gayrinakdi alacak kaleminin likit olmaması ve Yargıtay uygulaması gereği davacının icra inkar tazminatı red edilmiş, yine dava açıldığı tarihte haksız olduğu anlaşılan davalıların da kötüniyet tazminat talepleri aynı gerekçe ile reddolunmuştur.
Yapılan açıklamalar karşısında nakdi alacak yönünden davacının, davalılardan … şirketi ile davalı kefil … yönünden açtığı davada -tahsilde tekerrür olmamak üzere -davacının davasının kısmen kabulüne, … 34. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasına konu kredilerin dava tarihi itibariyle; İskonto kredisi yönünden 264.804,59-TL asıl alacak; 35.801,58-TL faiz; 1.790,08-TL BSMV ayrıca business card ve esnek ticari hesap yönünden 56.319,22-TL asıl alacak; 8.268,13-TL faiz; 413,42-TL BSMV olmak üzere sonuç toplam 321.123,81-TL asıl alacak; 44.069,71-TL faiz; 2.203,50-TL BSMV’den oluşan 367.397,02-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının,- davalı kefil …’ın sorumluluğu iskonto kredisine konu 254.292,84-TL asıl alacak; 34.380,39-TL faiz; 1.719,02-TL BSMV; ayrıca business card ve esnek ticari hesap yönünden 56.319,22-TL asıl alacak; 7.780,12-TL faiz; 389,01-TL BSMV olmak üzere toplamda 310.612,06-TL asıl alacak; 42.160,51-TL faiz; 2.108,03-.TL BSMV ‘den oluşan 354.880,60-TL miktar ile sınırlıdır.- belirtilen miktarlar çerçevesinde ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar açısından her bir davalı yönünden-tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin aynen devamına, iskonto kredisine konu asıl alacak tutarlarına dava tarihinden itibaren yıllık %46,80 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV) ve ayrıca esnek ticari hesap ve business carda konu asıl alacak tutarlarına ise dava tarihinden itibaren yıllık %33 ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV) -tüm davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere-uygulanmasına, hükmedilen toplam 367.397,02-TL alacağın- davalı kefil … yönünden matrah olan 354.880,60-TL üzerinden hesaplanacaktır.- %20 sine isabet eden icra inkar tazminatının tek olarak -tüm davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile tek olarak davacıya verilmesine, davacının nakdi krediler ile ilgili her iki davalıya yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davalıların şartları oluşmayan kötüniyet tazminat taleplerinin ise reddine; gayrinakdi alacak yönünden gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesi bakımından; takibe konu 16 adet çek yaprağı yönünden talep konusuz kaldığından bu yöne ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu talebe ilişkin davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, bu talebe ilişkin davalıların şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine; gayrinakdi ithalat akreditif bedel kredisi bakımından; …. 34. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibine konu akreditif bedeli nakde dönüştüğünden, takip talebindeki talebe uygun olarak tazmin tarihi itibariyle efektif satış kur karşılığı olan 3.057.402,00-TL nin tazmin tarihi olan 08/07/2019 tarihinden itibaren yıllık % 46,80 oranında temerrüt faizi olan ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davalılardan tahsiline, dava tarihinden sonra nakde dönüşen gayrinakdi bedel yönünden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I.NAKDİ ALACAK YÖNÜNDEN
DAVACININ, DAVALILARDAN … ŞİRKETİ İLE DAVALI KEFİL … YÖNÜNDEN AÇTIĞI DAVADA -TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK ÜZERE -DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜNE,
… 34. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasına konu kredilerin dava tarihi itibariyle;
İskonto kredisi yönünden 264.804,59-TL asıl alacak; 35.801,58-TL faiz; 1.790,08-TL BSMV ayrıca business card ve esnek ticari hesap yönünden 56.319,22-TL asıl alacak; 8.268,13-TL faiz; 413,42-TL BSMV olmak üzere sonuç toplam 321.123,81-TL asıl alacak; 44.069,71-TL faiz; 2.203,50-TL BSMV’den oluşan 367.397,02-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının,- davalı kefil …’ın sorumluluğu iskonto kredisine konu 254.292,84-TL asıl alacak; 34.380,39-TL faiz; 1.719,02-TL BSMV; ayrıca … ve esnek ticari hesap yönünden 56.319,22-TL asıl alacak; 7.780,12-TL faiz; 389,01-TL BSMV olmak üzere toplamda 310.612,06-TL asıl alacak; 42.160,51-TL faiz; 2.108,03-.TL BSMV ‘den oluşan 354.880,60-TL miktar ile sınırlıdır.- belirtilen miktarlar çerçevesinde ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar açısından her bir davalı yönünden-tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin aynen devamına,
İskonto kredisine konu asıl alacak tutarlarına dava tarihinden itibaren yıllık %46,80 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV) ve ayrıca esnek ticari hesap ve … konu asıl alacak tutarlarına ise dava tarihinden itibaren yıllık %33 ve bunun %5 gider vergisinin (BSMV) -tüm davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere-uygulanmasına,
Hükmedilen toplam 367.397,02-TL alacağın- davalı kefil … yönünden matrah olan 354.880,60-TL üzerinden hesaplanacaktır.- %20 sine isabet eden icra inkar tazminatının tek olarak -tüm davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile tek olarak davacıya verilmesine,
Davacının nakdi krediler ile ilgili her iki davalıya yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Davalıların şartları oluşmayan kötüniyet tazminat taleplerinin ise reddine,
II.GAYRİNAKDİ ALACAK YÖNÜNDEN
1-Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedelinin Depo Edilmesi Bakımından;
Takibe konu 16 adet çek yaprağı yönünden talep konusuz kaldığından bu yöne ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Bu talebe ilişkin davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Bu talebe ilişkin davalıların şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Gayrinakdi İthalat Akreditif Bedel Kredisi Bakımından;
… 34. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibine konu akreditif bedeli nakde dönüştüğünden, takip talebindeki talebe uygun olarak tazmin tarihi itibariyle efektif satış kur karşılığı olan 3.057.402,00-TL nin tazmin tarihi olan 08/07/2019 tarihinden itibaren yıllık % 46,80 oranında temerrüt faizi olan ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davalılardan tahsiline,
Dava tarihinden sonra nakde dönüşen gayrinakdi bedel yönünden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
III-1)492 sayılı Harçlar Kanunu gereği nakdi alacak için 367.397,02 TL üzerinden alınması gereken 25.096,89 TL harç ile gayri nakdi alacak nedeniyle alınması gereken 269,85TL harç toplamları olan 25.366,74TL harcın, peşin alınan 53.987,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 28.620,48TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından harcanan nakdi alacak için 25.096,89 TL harç, gayri nakdi alacak için 269,85TL harç olmak üzere toplam 25.366,75 TL harcın davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen tahsili ile -davalı kefil … aleyhine hükmedilen nakdi alacak nedeniyle 24.241,90 TL ve gayrinakdi alacak için 269,85 TL olmak üzere 24.511,75TL’den sorumludur- davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından harcanan 743,50TL tebligat posta masrafı ile 17.100,00TL bilirkişi ücreti, 44,40 TL başvuru olmak üzere toplam 17.887,90 TL yargılama giderinin davanın şirket yönünden %99 kabul oranına isabet eden 17.709,02 TL yargılama giderinin davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen tahsili ile -davalı kefil … aleyhine hükmedilen miktarın talep edilenin %98’ine isabet etmesi nedeniyle sadece 17.530,14 TL’den sorumludur- davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından harcanan 7.750,00TL bilirkişi ücretinin davanın kefil yönünden %2 red oranına isabet eden 155,00TL’sinin davacıdan tahsili ile -davalı şirket yönünden red oranı karşısında şirketin hak ettiği miktar 77,50 TL ile sınırlıdır- tek olarak davalılara verilmesine,
4-Nakdi alacak yönünden dava kısmen kabul edildiğinden, kabul edilen 367.397,02 TL üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereği hesaplanan 57.109,55 TL -kefil … aleyhine hükmedilen 354.880,60 TL nedeniyle sorumluluğu 55.232,09 TL ile sınırlıdır- nisbi vekalet ücretinin davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen tahsili ile tek olarak davacıya verilmesine,
Nakdi alacak yönünden dava davalılar yönünden kısmen red edildiğinden ve şirket yönünden red miktarı 25.766,95 TL, davalı kefil … yönünden 38.283,37 TL olmakla ve red nedeni aynı bulunduğundan AAÜT gereği tek olarak hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile tek olarak davalılara verilmesine,
Gayrinakdi alacak kalemleri yönünden davacı haklı olmakla Yargıtay uygulaması gereği maktu harca tabi bu kalemler yönünden AAÜT gereğince 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin, davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen ve tek olarak tahsil olunarak davacıya verilmesine,
5-1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği şirket yönünden %99 kabul oranına isabet eden 1.306,80TL’nin davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen tahsili ile -davalı kefil … %98 kabul oranına isabet eden 1.293,60TL ile sorumludur- ve ayrıca bakiye %1 red oranına isabet eden 13,20TL’nin ise davacı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …