Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/288 E. 2021/901 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/288 Esas
KARAR NO:2021/901

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/05/2019
KARAR TARİHİ:21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … tarafından, müvekkili hakkında …. İcra Dairesi’nin … E. Sayısı dosyası kapsamında, 18/09/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri, 31/10/2018 tarihinde, müvekkilin “… Mah. … Sk. No:… İç Kapı No:… …/…” adresine, kapısına bilgi amaçlı herhangi bir not yapıştırılmaksızın ve sitede görevli kapıcı ve güvenlik görevlisine haber edilmeksizin usulsüz olarak Tebligat Kanunu m.21/2’ye göre tebliğ edildiğini, müvekkili mahalle muhtarıyla yaptığı görüşmede, kendisi adına gelmiş herhangi bir tebligat olmadığı bilgisini aldığını, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını … hesabına haciz konulması üzerine banka müşteri hizmetlerinden öğrenildiğini, usulüne uygun olmayan takibin iptali için …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında şikayet yoluna başvurulduğunu, mahkemece hukuka aykırı olarak 01/04/2019 Tarih ve 2019/291 K. Numaralı kararı ile şikayetin kesin olarak reddine karar verildiğini, müvekkilinin dosyadaki diğer borçlular, … Müh. İnş. Kim. Taah. Gıda Bilg. San. Tic. Ltd. Şti ve … …. Taah. Tic. Ltd. Şti ile fiili, hukuki veya ticari herhangi bir irtibatı söz konusu olmadığını, davalı ile müvekkili arasında senet düzenlenmesini gerektirecek bir iş ilişkisi veya ticari ilişki bulunmadığını, davaya konu ciroda lehtar olarak … San. Ltd. Şti gösterildiğini, apılan araştırmalarda böyle bir tüzel kişiliğin olmadığı tespit edildiğini, bono altındaki imzada müvekkile ait olmadığını, davalı/alacaklı vekili tarafından düzenlenen takip talebinde, takip dayanağı olarak 30/10/2016 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli 1 adet bonoya dayanılmışken, icra dairesi tarafından düzenlenen 18/09/2018 tarihli ödeme emrinde 30/10/2016 vade tarihli her biri 25.000,00 TL bedelli 2 adet bono takip dayanağı olarak belirtildiğini, ödeme emrinde toplam alacak 60.485,62 TL olarak gösterildiğini açıklanan nedenlerle müvekkilinin …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitini, davalı haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkil lehine %20’den az olmamak üzere tazminatın tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesini sunmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında takibe konu bono nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespite konu edilen bononun incelenmesinde; 18.08.2016 keşide tarihli, 25.000,00-TL bedelli, 30.10.2016 ödeme tarihli bonoda keşideci olarak dava dışı ….Ltd.Şti. İsimli şirketin kaşecinin olduğu ve davacı …’ın isminin yazılı göründüğü, lehtarın ….Şti. Olduğu, hamilin ise davalı … olduğu görünmektedir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ise davalının takip alacaklısı olduğu, dava dışı ….Ltd.Şti. Ve yine dava dışı ….Şti. İle davacının borçlu olarak takip borçlusu olarak görülmektedir.
Davacı bonoda imza veya yazıların kendisi ile ilgisi olmadığından bahisle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davacının kendisine yöneltilen icra takibine yönelik ….İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, … K. sayılı dosyasının incelenmesinde şikayetin yasal süresinde olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mülga 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 Sayılı TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 Sayılı TTK’nın 778. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 Sayılı TTK’nun 677 (eTTK 589) maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir.
Ancak Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.). Somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasının incelenmesi gerekmektedir. Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, imzanın da sahte olduğu yönündeki itirazlar, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 6100 Sayılı HMK’nın 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılmalıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/404 Esas, 2021/653 Karar sayılı ilamı)
Bu kapsamda dosyanın teknik inceleme ile değerlendirme yapılması için kendisine tevdi edilen, Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı bilirkişisi Prof Dr … tarafından mahkememize sunulan 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” İnceleme konusu alacaklısı … San. Ltd. Şti, borçlusu …, 18.08.2016 düzenleme tarihli, 30.10.2016 ödeme tarihli, 25.000 TL bedelli senedin ön yüzündeki “…” başlıklı kaşe izleri üzerine ve açığa …’a atfen atılmış olan ikişer adet imzanın, mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davacı …’ın eli ürünü olmadığı” kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı uyarınca, dava konusu olan lehtarı … San. Ltd. Şti, borçlusu …, 18.08.2016 düzenleme tarihli, 30.10.2016 ödeme tarihli, 25.000 TL bedelli senedin ön yüzündeki “…” başlıklı kaşe izleri üzerine ve açığa …’a atfen atılmış olan ikişer adet imzanın, mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davacı …’ın eli ürünü olmadığı anlaşılmakla, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak 30/10/2016 vade tarihli, 25.000,00-TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş; Ticaret Sicil kayıtlarının tetkikinde de … San. Ltd. Şti. Şeklinde unvana sahip bir şirketin kaydının bulunmadığı anlaşılmakla, davalının huzurdaki davaya bonodan kaynaklı bir hakkının olmadığı, dava kambiyo senedine karşı açılmış ve ciro yoluyla hamil olduğunu iddiasına dayanan takip alacaklısının dayandığı senetten meşru hamillik vasfı oluşmaksızın davacı aleyhine takibe giriştiği anlaşılmakla, kötü niyetli olduğu anlaşılmakla kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesinde …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasından borçlu olmadığının tespiti talep ettiği, dilekçe içeriğinde ilgili icra dosyasından gönderilen ödeme emrinde 25.000-TL bedelli 2(iki) adet bononun takip dayanağı olduğunun belirtildiği ve netice-i talebinin 50.000-TL üzerinden harçlandırdığı görülmekle, 19/10/2021 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile davacı vekilinden …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini istemesine karşın, dilekçe içeriğinde belirtilen diğer 25.000-TL bono ile ilgili ve davasını netice-i talebinden ayrıksı olarak 50.000-TL üzerinden harçlandırılmasının sebebini açıklayarak davasının netice-i talebinin somutlaştırılmasına yönelik HMK m.31 gereğince 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilince verilen süre içerisinde ilgili icra dosyasının UYAP kayıtlarından takibin 25.000-TL’lik 30/10/2016 vade tarihli 2 adet senet için yapıldığını, bu yüzden davasının bu miktar üzerinde harçlandırıldığına ilişkin beyan verildiği, dosyamız üzerindeki fiziki bulunan icra dosyasındaki ödeme emri ve takip talebi ile UYAP kayıtlarındaki icra dosya bilgilerini bu yönüyle birbiriyle çelişki oluşturduğu, çelişkinin sebebinin anlaşılması ve giderilebilir nitelikte ise bu hususta mahkememize bilgi verilmesi amacıyla HMK m.31 uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi de dikkate alınarak ilgili icra müdürlüğünden fiziki icra dosyası ile UYAP kayıtlarında farklığın takip dayanak evrakları da incelenmek suretiyle mahkememize bilgi verilmesi istenmiştir.
Mahkememizce mevcut karışıklığın giderilmesi için; ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmış, …. İcra Müdürlüğünün 02/11/2021 tarihli cevabi yazısında “Müdürlüğümüz dosyasının tetkikinde takibe dayanak belgenin 30.10.2016 ödeme günlü 25.000,00-TL bedelli bir adet bono olduğu, alacaklı vekili tarafından Müdürlüğümüz dosyasına sunulan ve ilgili İcra Müdür Yardımcısı tarafından havale edilerek esasa kaydı yapılan takip talebinin de (ekte taratılarak gönderilmiştir) 25.000,00-TL bedelli bir adet bonoya dayalı doldurulduğu, takip açılış harcının da bu takip talebine göre alındığı, UYAP kayıtlarında ise takibe dayanak bononun sehven iki kere sisteme girilmiş olması nedeniyle iki adet bonodan ödeme emrinin UYAP’a kaydedildiği ancak doğru takip talebi ve ödeme emrinin fiziki dosyadaki gibi olduğu anlaşılmıştır.” denilmekle uyuşmazlığın 25.000-TL bedelli tek bir bono ile ilgili olduğu davacının dava dilekçesinin netice-i talebinden anlaşılacağı üzere, davasının da bu bonodan borçlu olmadığına yönelik menfi tespit istemine yönelik olduğu, davacının dava değerinin Uyap kayıtlarına itibar ederek fazla göstermesinin ve bu değer üzerinden harcı netice-i talebine nazaran fazla yatırmasının ve mevcut davasının dava değerinin değişmesine yol açmayacağı anlaşılmakla; 25.000,00-TL bedelli bir adet bono dayanak yapılan …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasından borçlu olmadığına yönelik menfi tespit davasına ilişkin olduğu, davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, …. İcra Müdürlüğünün dosya kapsamındaki cevap yazısından açıkça anlaşılacağı üzere takip konusunun da 25.000,00-TL bedelli bir adet bono olduğu gözetilerek; bu haliyle davacının takibe konu edilen bonodaki imzaların kendisine ait olmadığının anlaşılması nedeniyle mevcut davanın tam kabulüne dair hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak 30/10/2016 vade tarihli, 25.000,00-TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İcra dosyasında takibe konu edilen 25.000,00-TL’nin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.707,75 TL karar harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 853,88 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 329,10 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 1.029,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2021

Katip …

Hakim …