Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/266 E. 2019/431 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/266 Esas
KARAR NO : 2019/431

DAVA : Menfi Tespit (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019
KARAR TARİHİ : 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan kumaş satın aldığını, satın aldığı kumaşların bir kısmının ayıplı olduğunu, … 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından kumaşlar üzerinde tespit yaptırıldığını, kumaşların bir kısımının ayıplı çıktığını, davalı şirketin müvekkili şirkete ayıplı malları iade alacağını söylediğini, ancak bu beyanına rağmen malları iade almadığını ve ayıplı malların ücretine istinaden … 35. İcra Müdürlüğünün… Esas ve… Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, müvekkilinin başlatılan takiplere itiraz ettiğini, davalı tarafın … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayııl dosyası ile itirazıp iptali davası açtığını ileri sürerek öncelikle dava dosyasının 2017/1146 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini, aksi takdirde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, satım sözleşmesine konu teslim alınan mallardaki ayıp nedeni ile ayıplı mal bedeli kadar borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır.
Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur.
İİK’nun 72’inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir.
Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir . (Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1526 E 2018/1548 K sayılı emsal ilamı)
Somut olayda ,davacı tarafından arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılamayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın , dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin ve yeterli alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 2.700,59 TL’den mahsubu ile fazlaca alınan 2.656,19 TL harcın karar kesinleşitiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere olmak üzere karar verildi. 20/05/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)