Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/263 E. 2021/68 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2021/68

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, merkezi …’da olan “…” ismiyle faaliyet gösteren ve restoranlara gıda ve temizlik maddeleri satan bir şahıs şirketi olduğunu, davacı müvekkili ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişki çerçevesinde, davalı firmaya teslim edilen ürünler için davacı tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı olan 36.274,02-TL’nin davalı firma tarafından ödenmemesi nedeniyle … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak başlatılan icra takibine davalı yanca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, Mahkemece davacı ve davalı firmanın ticari defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesi halinde taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde takibe konu cari alacak rakamı tespit edilebileceğini, dava öncesi arabuluculuk görüşmesinin anlaşamama tutanağı ile sonuçlandığını belirterek, davalı borçlunun … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki haksız itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı/borçlu aleyhine, İ.İ.K. md.67/II gereğince % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili tarafından davacı yana tüm ödemelerin yapılmış olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, işbu hususun davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağını, davacı tarafından eksik ve ayıplı ifa hizmeti verildiğini, davacı yan tarafından müvekkiline teslim edilen usule uygun bir faturanın bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline teslim edilen faturaların sunulması ve kime teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini belirterek, açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari ilişki kapsamında cari (açık) hesap alacağına dayalı alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
… 19. İM … Esas takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacı tarafından cari (açık) hesap alacağına dayalı 36.274,02-TL tahsil talebiyle başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava şartı arabuluculuk süreci yerine getirilerek anlaşamama nedeniyle açıldığı görülmüştür.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, takip dosyası, takip dayanağı açık hesabın kaynağı faturalar, muavin defter ve açık hesap dökümleri, bono ödemesine ilişkin bono suretleri, tahsilat makbuzları, tarafların BA BS formları incelenmiş, tarafların ilgili dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yapılarak kök ve ek rapor alınmıştır.
Mali bilirkişiden alınan kök ve ek raporda yapılan tespitler ve rapor eki taraf muavin defter-açık hesap kayıtlarının incelenmesi sonucunda özetle; tarafların incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinin usule uygun tutulmuş ve süresinde noter açılış-kapanış tasdikleri yaptırılmış olduğu, yani her iki tarafın defterlerinin de sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette olduğu, davacının davalıya düzenlediği tüm mal satış faturalarının her iki taraf defterlerinde aynen kayıtlı olduğu yani ticari defter fatura kayıtlarının birbiriyle mutabık olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıdan takip talebindeki gibi 36.274,02 TL alacaklı göründüğü, davalının defterine göre ise davalının davacıya sadece 274,02 TL borçlu göründüğü; incelenen muavin defter ve açık hesap kayıtlarına göre davacının davalıdan iki adet hatır senedini tahsilat makbuzu düzenlemek suretiyle almış olduğu, davalının davacıya ilk verdiği 30.06.2018 vadeli 23.110,00 TL bedelli bononun hatır senedi niteliğinde olduğu, davalının cirosunu içermediği ve davacı defterinde hiç kaydının bulunmadığı,zira bu bononun vadesinde ödenmemesi nedeniyle ticari defter kayıtlarına alınmayarak davalıya iade edilmiş durumda olduğu, davalı defterinde ödeme olarak kaydedilmişse de daha sonra davacıdan iade alındığına dair ters kayıt da bulunduğu, bu nedenle bu bononun taraf defterlerinde mutabakatsızlık yaratan durumu olmadığı, defterler arasındaki mutabakatsızlık sebebinin ise davalı defterinde ödeme olarak kayıtlı olan 12.07.2018 düzenleme 20.09.2018 ödeme tarihli 36.000,00 TL bedelli bononun davacı defterinde tahsil kaydının bulunmamasından kaynaklandığı, bu 36.000,00 TL bedelli bononun vadesinde ödenmemiş olması nedeniyle davacı tarafından kayıtlara hiç alınmamış olduğu, bu bononun da hatır senedi mahiyetinde olduğu, davalının cirosunu içermediği ve bononun keşidecisinin davalı şirket değil dava dışı …Ltd.Şti olduğu, bu bono vadesinde ödenmeyince davacının dava dışı keşideci hakkında … 21.İM … E dosyasıyla (raporda takip no. … olarak yanlış yazılmıştır) takip başlattığı tespit edilip bildirilmiştir.
Ek raporda mahkememizce bonoların davacı taraf açık hesaplarına eklenmesi durumunda defterlerde oluşan durumun tespiti istenmesi üzerine bilirkişi tarafından ek raporun 3.sayfasında (2) no.lu bölümde davacının oluşan açık hesap kaydı gösterilmişse de, bu tabloda bilirkişi tarafından (mutabakatsızlık sebebi olan) 36.000,00 TL’lik bono davacının defterine tahsilat olarak kaydedildikten sonra, bononun ödenmemiş olduğu gerekçesiyle açık hesaba senet çıkışı olarak da yazılmak yani tahsilat kaydı ters kayıtla kapatılmak suretiyle, davacının yine davalıdan 36.274,02 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmişse de, kambiyo evrakının hukuki değerlendirmesinin mali bilirkişi tarafından yanlış yapıldığı anlaşılmış olup, bu husus mahkememizce hukuken değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Ayrıca ek raporda 5.sayfada “davalı …Ltd.Şti. yasal muhasebe muavin defter kayıtlarında davacı …’nın 36.274,02 TL lık açık hesap alacağı bulunduğu” şeklindeki ifadenin kök rapora ekli davalı muavin defter ve açık hesap kaydının durumuna açıkça aykırı olduğu, mali bilirkişinin bu ifadeyi, vadesinde ödenmeyen bonoya ilişkin davalının kendi defterindeki bonoyla ödeme kaydını ters kayıtla kapatması gerektiği şeklindeki (kambiyo hukukuna uymayan) kendi görüşüne göre yazdığı ve davalının defter kayıtlarının durumuna açıkça aykırı olduğu görülmektedir.
TBK md 195’de “borcun iç üstlenme sözleşmesi”, md.196’da ise “borcun dış üstlenme sözleşmesi”, md.201’de “borca katılma” düzenlenmiş ve bu sözleşmeler için herhangi bir geçerlilik şekli (yazılı vb) öngörülmemiş olup, md.196 hükmüne göre, borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılan sözleşme ile olur. Md 201 hükmüne göre ise borca katılma katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşme olup borca katılan ile borçlu alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olur.
Dosyada mevcut iki bononun ve bu bonoların davacıya teslimine ilişkin davacının düzenlediği tahsilat makbuzlarının ve kök rapora ekli tarafların muavin defter ve açık hesap kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davalı şirketin 36.274,02 TL’lik ödenmemiş fatura borcu nedeniyle davacı alacaklının bizzat kendisinin düzenlediği … tarihli … no.lu Tahsilat Makbuzu ile davalı şirketten tahsilatın makbuzu olduğuna dair kayıt da yazılmak suretiyle, dava dışı …’ın keşide ettiği … vadeli 23.110,00 TL bedelli bonoyu teslim aldığı, ancak bonoyu davalı şirkete ilişkin açık hesap ve ticari defter kaydına kaydetmediği ve davalı borcundan mahsup etmediği, davalı şirketin ise bu bonoyu defterine ödeme olarak kaydettiği, daha sonra bononun vadede ödenmemesi üzerine yerine dava dışı …’dan senet alındığına dair teslim belgesi düzenlenmek ve yazılmak suretiyle bu kişiye iade edildiği, davalı şirketin ticari defterinde bu bononun ödeme ve iade kayıtlarının bulunduğu, 23.110,00 TL’lik iade edilen senet yerine …Ltd.Şti’nin keşide ettiği 12.07.2018 düzenleme 20.09.2018 vade tarihli 36.000,00 TL’lik bononun ise yine davalı şirketten tahsilat yapıldığına dair kayıt bulunan ve bizzat davacı tarafından düzenlenen … tarihli … no.lu Tahsilat Makbuzu ile teslim alındığı, bu bononun da davacı defterine davalıdan tahsilat olarak kaydedilmemiş oldğu, davalı defterinde ise bono ile fatura ödemesi olarak kaydının bulunduğu, netice itibariyle davacının davalı şirketten olan alacağını dava dışı şirketin verdiği bono ile tahsil etmek konusunda dava dışı şirketle anlaşmış olduğu, bu durumun dava dışı şirketin davalı şirketin borcunu üstlendiği ve davacının da bunu kabul ettiği anlamına geldiği, kambiyo evrakı bir ödeme aracı olmakla davacının teslim aldığı bonoyu kendi defterine tahsilat kaydını yapmamasının davacı lehine sonuç doğurmasının mümkün olmadığı, 36.000,00 TL’lik (mutabakatsızlık sebebi) bononun vadesinde ödenmemis üzerine davacının dava dışı (davalının borcunu üstlenen) şirket hakkında ayrı bir kambiyo takibi başlattığı, aynı zamanda da davalı şirket hakkında fatura alacağına dayalı olarak davamızın konusu olan ilamsız takibi başlattığı, bu durumun davacının aynı alacakla ilgili iki farklı kişi hakkında (borçlu ve borçlunun borcunu üstlenen hakkında) takip başlattığı ve aynı borcu iki farklı kişiden tahsil talep ettiği anlamına geldiği, bu şekilde talepte bulunulabilmesi için davacı ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmenin “borcun dış üstlenilmesi” sözleşmesi değil “borca katılma” sözleşmesi olduğunu ispatlaması gerektiği, bunu ispatlar bir sözleşme veya delilin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı, ancak borca katılma durumunda davalı borçlu ile borca katılanın aynı borçtan müteselsilen sorumlu tutulabileceği, ancak davacının ikisi hakkında ayrı takip başlattığı ve müteselsil tahsil değil ayrı tahsil talep ettiği, bizzat kendi düzenlediği tahsilat makbuzlarında davalı şirketin borcunun tahsili için bononun dava dışı kişiden alındığına dair kendi kaydı bulunduğu görülmekle, dava dışı şirketle aralarındaki sözleşmenin borca katılma sözleşmesi olduğunun kabul edilemeyeceği, olsa olsa borcu dış üstlenme sözleşmesi olduğunun kabul edilebileceği, dava dışı …Ltd.Şti’nin borcu dış üstlenen konumunda olduğu, bu durumda davacının davalı borçludan olan 36.000,00 TL’lik (bono ile üstlenilen kısım) alacağını ancak borcu üstlenen şirketten talep edebileceği, nitekim bu talebini dava dışı şirkete karşı takip başlatmak suretiyle ileri sürdüğü, davalı asıl borçludan ancak bakiye alacağı olan 274,02 TL’yi dava konusu takipte talep edebileceği kanaatiyle, aşağıdaki şekilde davanın sadece bu kısım alacak yönünden kabulüne, kabul edilen kısımla ilgili fatura alacağı likit ve davalının itirazı haksız olduğundan lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Davacının reddedilen kısımla ilgili kötüniyetle takip başlattığı davalı tarafından ispatlanamadığından, davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 19.İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin 274,02-TL asıl alacak yönünden takip sonrası aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında 54,80-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL maktu karar ve ilâm harcının peşin alınan 438,10-TL harçtan mahsubu ile 378,80-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 115,55-TL posta ve tebligat masrafı, 900,00-TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama gideri toplamı üzerinden davanın red/kabul oranına göre hesaplanan 7,67-TL yargılama gideri ile, 103,70 TL harç (44,40 TL başvuru harcı, 59,30 TL alınması gereken karar ve ilam harcı) toplamı 111,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, dava kabul/red oranına göre 1.310,03-TL’sinin davacıdan, 9,97 TL’sinin davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan kabul edilen kısım yönünden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 274,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan reddedilen kısım yönünden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.400,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/02/2021

Katip …

Hakim …