Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/260 E. 2021/83 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/260
KARAR NO : 2021/83

DAVA : Tapu İptal Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 07/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan tapu iptali ve tescili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalılardan … Limited Şirketi ile davalılar arasında … ili , … İlçesi … mahallesi 580 Ada 5 numaralı parselde kayıtlı ( 26/11/2018tarihinde parsel numarası 11 olarak değişmiştir.) arsaya ilişkin olarak düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin … 2. Noterliğinde düzenlendiğini, bu sözleşme gereği arsa sahibi davalılar tarafından diğer davalı … Limited Şirketine 1. Normal katta bulunan 3 numaralı bağımsız bölüm ve zemin katta bulunan iki adet depolu dükkanın verilmesine dair karar verildiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında 05/05/2018 tarihinde ve dosyaya sunulan sözleşmede … ili , … İlçesi … mahallesi 580 Ada 5 numaralı parselde kayıtlı (26/11/2018tarihinde parsel numarası 11 olarak değişmiştir.) arsa üzerindeki kaba inşaatın 1,2,3,4 katlarının malzemeli ve yapım işi konusunda anlaşmaya varıldığını, varılan anlaşma gereğince en geç 08/05/2019 tarihinde teslim edilmesi gerekirken müvekkil tarafından işin 09/01/2018 tarihinde hak ediş düzenlenerek işin teslim edildiğini, müvekkilinin 858.472,53-TL alacağına ilişkin olarak ne barter ne de çek ile bugüne kadar ödenmediğini, bu nedenle tescili yapılacak taşınmazlara ilişkin tüm işlemlerin yargılama bitimine kadar durdurulmasını, tapuda tescil işleminin yapılmamasını, eğer yapılmış ise tedbir konulmasını mümkün olmadığı taktirde müvekkilin alacağı nedeni ile müvekkil şirket lehine tapuda satış, devir ve tescil işlemlerinin yapılmasını, müvekkili tarafından yapılan imalatların bedelinin arsa sahiplerine sağlanan artı değer sebebi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … davacı ile hiçbir sözleşmesinin bulunmadığını, statik ve mimari açısından gerekli işlemin yapılmadığını, bu çerçevede davanın red olunmasını savunmuştur.
Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, … vekili ise zamanışımı definde bulunduklarını, … Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğunu, davanın arabuluculuğa tabi bulunduğunu, tedbir talebinin red olunmasını savunmuştur.
Davalı … vekili Büyükçekmece mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili aşçısından arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi olmadığını, ayrıca davacı firmanın işini sözleşmeye uygun yerine getirmediğini, bu çerçevede davanın usulden ve esastan red olunmasını savunmuştur.
Davalı … vekili … Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu yapılacak binanı inşasının tamamen davalı yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin sorumlu olmadığını, ayrıca davalının sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı tarafın muaccel alacağının olmadığını, bu nedenle davanın usul ve esastan red olunmasını savunmuştur.
Yargılama aşamasında davacının tüm geçici hukuki koruma talepleri red edilmiş olup bu yöne ilişkin istinaf talebine başvurulduğuna dair ise dosyada henüz belge mevcut değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eksiksiz tespiti ve buna göre yargılamaya yön verilmesi açısından taraflara gerekli tebligat yapıldıktan sonra ve ayrıca 24/11/2020 tarihli ara karar ile davacı vekiline süre verilmiş, bu çerçevede dava dilekçesinin 6.maddesinin ilk paragrafının son satırındaki asli talebin, davalı şirket ile diğer davalı arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği devredilecek taşınmazların, ”öncelikle davacı adına tescili olduğu” anlaşılmakla beraber bu noktada farklı beyan var ise davacı vekilinin bir hafta içinde açıklama yapmasına; buna göre fer-i talebin ise bu durumda mahkememizce ve daha önce açıklandığı üzere alacak davası olduğunun kabulü ile yargılamaya devam olunmasına, dair karar oluşturulmuştur.
Davacı vekilinin akabinde sunduğu 28/01/2021 tarihli dilekçe ile mahkememizde açmış oldukları davada taleplerinin başında müvekkili tarafından yapılan imalatlar nedeni ile müvekkilinin hak ettiği ve icra takibi ile kesinleşen alacağın karşılığı olarak diğer davalıların davalı … şirketine yapması gereken hisse devri ve kat irtifakının kurulması ile birlikte devredecekleri bağımsız bölümü davacı adına tescilini talep ettiğini açıklamış; ayrıca tescil talebine konu olan bölümleri yeniden bildirmiştir.
Davacının tapu iptal ve tescil talebine konu olan taşınmazların gerek açıklanan beyanlar ve gerekse gelen tapu müdürlüğü kayıtlarına göre Büyükçekmece ilçe sınırları dahilinde olduğu ise tartışmasızdır.
Anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık özü itibari ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin bulunmaktadır. En azından davacı şirket ve davalı şirket arasındaki temel ilişki karşısında davanın nisbi ticari dava olduğu, diğer gerçek kişilerin ise nisbi ticari davanın var olduğu gerçeğini değiştiremeyeceği, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olduğu öncelikle kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere taşınmazın aynından doğan davalarda “Yetki” başlıklı 6100 sayılı HMK m.12/f.1 hükmünde “Taşınmaz üzerindeki aynî hakka ilişkin veya aynî hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda ise davacı vekili, halihazırda davalılar adına kayıtlı olduğunu ileri sürdüğü … ili … ilçesi, … mahallesi 580 Ada 5 numaralı parselde kayıtlı (26/11/2018 tarihinde parsel numarası 11 olarak değişmiştir.) bulunan taşınmazın öncelikle açıklamış olduğu vakıalar nedeni ile mevcut tapusunun iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmektedir.
… Mahkemelerinin yargı çevresini düzenleyen ve önceki yıllarda yayınlanan ve dönemin HSYK Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile … Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ilçelerini kapsadığı gibi 2008 tarihi itibari ile dönemin HSYK sı tarafından yayınlanan yargı çevresine ilişkin kararlar gereği halihazırda” Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin” adı geçen ilçeleri halihazırda yargı çevresi olarak kapsamakta olduğu, bu itibarla dava konusu taşınmazın … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinde dahi bulunduğu, davanın taşınmazın … kaynaklanması karşısında ise bu davanın … Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiği açıktır.
Yukarıda açıklandığı üzere somut davanın taşınmazın aynından doğması ve taşınmazın aynından doğan davalarda ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olması karşısında bu husus 6100 sayılı HMK m.114/f.1 bend (ç) hükmü uyarınca dava şartı niteliğindedir. Bu nedenle diğer usuli itirazlardan önce bu hususun dikkate alınması gerektir.
Dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması, HMK m.115/f.1 hükmü uyarınca yasal olarak zorunlu olup mevcut dava şartı noksanlığı durumunda ise HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca ise davanın usulden reddi gerekir.
Esasen somut olaydaki dava şartı noksanlığının giderilmesi ise bu dava şartı niteliği gereği mümkün bulunmamaktadır.
Bu şartlarda davacının davalılara karşı açmış olduğu davanın kesin yetki nedeni ile ve dava şartı yokluğundan red olunması yasal zorunluluktur.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının tüm davalılara yönelik açmış olduğu davasının kesin yetki nedeniyle usulden ve dava şartı yokluğundan reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının tüm davalılara yönelik açmış olduğu davasının kesin yetki nedeniyle usulden ve dava şartı yokluğundan reddine,
2-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karara karşı kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştirilmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesine,
4-Başka mahkemede davaya devam edilmesi söz konusu olmadığında dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin taraf vekillerine ihtarına,
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderlerine bu aşamada hükmedilmemesine,
6-Harç ve tüm yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 05/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …