Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/236 E. 2021/626 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/13 Esas
KARAR NO : 2021/561

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2012
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … firması ile 27/01/2011 tarihinde bayilik sözleşmesi ve genel şartnamesi ile buna bağlı ek sözleşmeler imzalayarak bu firmaya bağlı bölge depo bayisi olarak çalıştığını ve bu firma ile yapılan sözleşmede aylık gaz satışından ton başı 380 TL+KDV prim ücreti almakta iken bu firmanın davalı … Aş’ye devredildiğini ve devir işleminin de davalı tarafından 26/08/2011 tarihli mektup ile müvekkiline bildirildiğini, davalının devir işleminden sonra davacının dava dışı … firması ile akdetmiş olduğu sözleşmelere aykırı hareketlerde bulunduğunu ve davacının ticari faaliyetini zorlaştırıcı ve davacının aleyhine davranışlarda bulunduğunu, davacıya dava dışı … ile akdedilen sözleşme uyarınca ödemesi gereken primleri ödemediği gibi gaz sevkiyatını da durdurduğunu, müvekkili davacının aylık ortalama 42 ton gaz satışı olduğunu ve davalının gaz sevkiyatını durdurması ve bu sevkiyatları yapacak olsaydı elde edeceği prim alacaklarından mahrum kaldığını, davacının birçok kez yapmış olduğu sözlü ihtarlara cevap verilmediğini ve davacı tarafından … 2. Noterliğinin … tarih ve … ve … tarih ve .. sayılı ihtarnameleri ile davalının … Bölge Müdürlüğü’ne ihtarda bulunulduğunu, yapılan ihtarlarda … firması ile davacı arasında akdedilen sözleşmelere uyulması gerektiğinin bildirildiğini ancak davalının sözleşmeye aykırı davranmaya devam ettiğini ve davacının dağıtım yaptığı bayilere gaz satışını kendi bayilerinin yapacağını bildirerek davacının ticari faaliyetini sona erdirme çabası içerisinde olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak şartıyla maddi zarar ile kar mahrumiyeti sebebi ile şimdilik 20.000,00 TL tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya gaz sevkiyatı yapılması hususunda tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin dayanağının belli olmadığı gibi davacının iddialarının açık ve net olmadığını, … ile davalının birleşmesinin de söz konusu olmadığını, davalı ile dava dışı … Aş arasında devir ve temlik sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme uyarınca da … Aş’nin tüplügüz satışını yapan bayileri ile yapılmış olan sözleşmelerin davalı tarafından devir ve temlik alındığını, … Aş’nin ticari hayatına devam ettiğini ve davacı ile … A.Ş arasında imzalanan 27/11/2011 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca davacının satın almış olduğu gazın bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, yapılan devir işlemi sırasında da davacının yüklü miktarda bakiye borcu bulunduğunu ve bu durum sebebiyle davacı ile ek sözleşmeler imzalandığını, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının devir işleminden sonra taahhüt ettiği miktarda gaz alımı da yapamadığını ve son olarak da 118.206 TL’lik gaz bedelini ödemediği gibi keşide ettiği çeklerin de karşılıksız çıktığını, devir işleminden sonra davacıya ancak nakit ile 69 ton gaz satışı yapıldığını, davacıya LPG prim ödemelerin ise aylık gaz satışı yapılıp faturası ödendikten sonra gerçekleştirileceğinin yapılan sözleşmelerle kararlaştırıldığını, davacının hergün mali rizikosunun arttığını ve borçları sebebiyle davacıya davalı tarafça … 29 Noterliğinin …tarih ve … yevmiye,… tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameler ile birikmiş borcun ödenmesine yönelik ihtarda bulunulduğunu, davacı ile … Aş arasında imzalanan 27/11/2011 tarihli sözleşmenin de 33. maddesi gereği mahkemenin yetkisiz olduğunu, sözleşme uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının devir eden … A.Ş ile akdedilmiş bulunan bayilik sözleşmesine ve ek sözleşme ve protokol hükümlerini ihlal etmesi karşısında davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla miktar belli olmadığından ve bilirkişi incelemesi ile belirlenemeyeceğinden ve alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107 madde ve diğer yasal mevzuat gereği artırılmak üzere şimdilik … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 18/10/2012 tarihinden sözleşme sonuna kadar sözleşmeden dolayı uğradığı kar mahrumiyeti olarak 50.000,00-TL ile ayrıca ilk sözleşme tarihinden itibaren tüm sözleşme boyunca sözleşmelerden dolayı kayba uğradığı prim alacağı tutarı olarak da 100.000,00-TL nin ait olduğu dönem tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan talep ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dosyalar arasındaki irtibat nedeniyle … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası 01/03/2016 tarihinde iş bu dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Mahkememiz dosyası SMMM Bilirkişi … ve Petrol Uzmanı …’ ten oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 21/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”…Dava dışı … Şirketi ile davalı …Ş. arasında 26/08/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere EPDK ile Rekabet Kurulu onaylı 25/08/2011 tarihinde imzalanmış olduğu görülen devir ve temlik sözleşmesinde ”… şirketinin tüplü LPG bayilerine ait her bir bayilik sözleşmesi ve genel şartnamesini … A.Ş.’ ye tüm hak veya yükümlülükleri ile birlikte devir ve temlik edildiği; …nce de devredilen varlıklar kapsamında yer alan söz konusu her bir bayilik sözleşmesi ve genel şartnamesini totalden tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte devir ve temlik alındığı…” açıkça belirtilmiş olduğunun görüldüğü ve iş bu devir ve temlik neticesinde davacı yanın bayilik sözleşmesinin davalı … firması tarafından devir ve temlik alındığı davacı yana gönderilen mektup ile bildirildiğinin anlaşıldığı, davalı … şirketinin dosyadaki dilekçesinde; davacı yanın iş bu devir ve temlik sözleşmesinden önce alım yaptığı gaz bedellerini ödemediği, temerrüde düştüğü nedeniyle borcunu ödemesi talebiyle davalı … tarafından davacı yana ihtarname keşide edildiği belirtilmiş, ne var ki; davacı tarafından alım yaptığı gaz bedeli borcunun olmadığına, temerrüde düşmediğine dair herhangi bir belgeye dosyada rastlanılmadığı, davalı firmanın gecikmiş alacağı var iken, davacı yanın iş bu devir ve temlik aşamasında toplam bedeli 118.206,00 TL olan 4 adet çekinin de karşılıksız çıkması nedeniyle davacı firmaya nakit alım haricinde gaz satışının yapılmadığı iddiasına karşılık davacı yanın söz konusu edilen 4 adet çekinin karşılıksız çıkmadığına, iş bu çeklerin gününde ödendiğine ve davalı tarafından peşin gaz alım talebinin karşılanmadığına, gaz satışı yapılmadığına, dolayısıyla itiraz ettiğine dair herhangi bir belgeye dosyada rastlanılmadığı, bu açıklamalar kapsamında; davalı … firmasının kendi nezdinde her geçen gün artan riskinin önüne geçebilmek adına davacı yana peşin satış şeklinde gerçekleştirmeye devam ettiğinin, dolayısıyla davacı firmanın faaliyetlerini zorlayıcı davranışlarda bulunmadığının kabulünün gerektiği…” mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş, farklı bir bilirkişi heyetinden yenide rapor alınması talep olunmuştur.
Mahkememiz dosyasının 16/01/2019 tarihli 11.celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca; ”Dosyanın önceki bilirkişilerden farklı bir mali müşavir bilirkişi, bir borçlar hukuku alanında öğretim görevlisi bilirkişi ile bir sektör bilirkişisine tevdi edilerek;
-Asıl dosyada davalı …Ş.’nin davacıya gaz sevkiyatın hangi tarihte durdurduğu, gaz sevkiyatını temlik tarihinden sonra farklı depolardan sağlayıp sağlamadığı, bu durumun davacının durumunu zorlaştırıp zorlaştırmadığı ve sözleşme ve ek sözleşme ile protokol hükümlerine aykırılık teşkil edip etmediği, davacının varsa sözleşme ve protokol hükümlerine uyulmaması sebebiyle talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarı ve yine dosyaya yansıyan zarar miktarı konuları ile,
-Birleşen dosya yönünden varsa davalı birleşen dosya davacısının alacak miktarı konularında rapor tanzim edilmesinin istenilmesine” dair karar verilmiş olup, dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
İ. Ü. Hukuk Fak. Dr. Öğr. Üyesi …, Akaryakıt Uzmanı Bilirkişi … ve SMMM Bilirkişi …’ dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… A.Ş.’ nin davacıya en son 27/04/2012 tarihinde gaz satışı yapmış olduğu, bu tarihten sonra satış olmamasının sebebinin …’ ın satış yapmak istemeyerek bayisini zor durumda bırakmak mı yoksa mevcuttaki ticari riski, karşılıksız çıkan çek ve senetler mi olduğunun net olarak anlaşılamadığı, son dönem satışları peşin yapıldığı için davacının gaz alımı için para göndermesine rağmen alım yapamadığına dair bir belgeye rastlanılmadığı, temlik tarihinden sonra gez sevkiyatının Samsun depodan değil … depodan yapıldığı, bayilik sözleşmesine göre …’ ın önceden bildirmek şartıyla farklı depolardan satış yapmak hakkına sahip olduğu, fakat bu durumun davacıyı ticari olarak zor durumda bırakacağı, depo değişikliği sebebiyle ilgili bir yazıya veya açıklamaya rastlanılmadığı, bayilik sözleşmesi ve eklerinde gaz satış fiyatıyla ilgili bir ibare veya hesaplama yöntemi olmadığından davacının iddia ettiği yüksek fiyatta gaz alımı yaptığı ve bunun mevcut sözleşmeye aykırılık kısmı hakkında bir sonuç çıkarılamadığı, ayrıca ödenmeyen borçların tek taraflı fesih sebebi sayılabileceğinin sözleşmelerde belirtildiği, 29/08/2011- 27/01/2012 tarihleri arasında karşılıksız çıkan çek ve senetlerine rağmen …’ ın peşin ödemelere istinaden gaz satışına devam etmiş olmasını da ticari bir iyi niyet olarak göz önüne alınmasının gerektiği, bunun dışında ödenmeyen borçlar nedeniyle davalı şirketin davacı bayiye ürün vermekten haklı olarak kaçınabileceği sonucuna varıldığı, davacı tarafın sözleşme koşulları çerçevesinde davalı şirketten sattığı ürünler için ton başına KDV dahil 300,00 TL prim talep edebileceği, davacının yaptığı alımlarla ilgili olarak talep edebileceği prim tutarının 12.675,49 TL olduğu…” mütalaa edilmiştir.
Asıl ve birleşen dava bayilik sözleşmesinden kayaklanan maddi zarar, kar mahrumiyeti ve prim alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı … ile temlik eden … A.Ş. arasında 27/01/2011 tarihinde tüplü lpg satışına yönelik bayilik sözleşmesi ve genel şartnamesinin imzalandığı, sözleşme süresi içinde … A.Ş.’ nin sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçlarını davalı …Ş. ‘ ye devir ve temlik ettiği, bu devir ve temlik işleminin bayi olan davacıya 26/08/2011 tarihinde bildirildiği ihtilafsızdır.
Asıl ve birleşen dava dosyasında, davacı bayi sözleşmeye ve ek protokollere uyulmadığını, davalı şirketin gaz sevkıyatını durdurduğunu, prim alacağını ödememek için böyle bir davranış içerisine girdiğini, gaz sevkıyatı durunca kendisinin alt bayilerine tüplü lpg satışında bulunamadığını, bununla birlikte davalı şirketin diğer bayileri kullanarak ya da doğrudan alt bayilerle ticari ilişkisine girerek lpg satışında bulunduğunu ve kendisinin saf dışı bırakıldığını söyleyerek muarazanın giderilmesi suretiyle davalı şirketin sözleşmeye uygun şekilde hareket edilmesi konusunda karar verilmesini, uğramış olduğu maddi zarar ve kar mahrumiyeti kaybının ödenmesini ve birleşen dava yönünden prim alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, sözleşmenin 19. maddesi uyarınca gaz bedelinin vadesinde ödenmek zorunda olduğunu ancak davacı bayinin satın aldığı gaz bedellerini ödemediğini, taraflarına verilen çeklerin karşılıksız çıktığını ve senetlerin de ödenmeyerek protesto edildiğini, daha önceki satışlar dolayısıyla devir öncesinde dahi davacının ödenmemiş yüklü miktarda borcunun bulunduğunu, buna rağmen davacının bedelsiz gaz talebinde bulunduğunu, mevcut borcun ve riskin daha fazla katlanmaması bakımından davacıya peşin satış şeklinde gaz sevkıyatı yapıldığını, davacının bedelini ödemediği gazı talep edemeyeceğini ve bedelsiz gaz satışı yapılamayacağını savunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen, varlığı tartışmasız olan ve tarafların kabulünde bulunan sözleşmeden kaynaklandığına göre davanın çözümü, yine sözleşme hükümlerine bakılarak belirlenecektir. Esasen, sözleşme taraflar açısında bağlayıcı niteliktedir.
Bayilik sözleşmesinin 19/b maddesinde “Bayi, işbu anlaşma uyarınca satın aldığı ürün bedellerini ve sair hukuki ilişkilerinden doğmuş vyea doğacak borçlarını …’ in belirlediği şekilde sözleşme, fatura, senet veya çeklerde gösterilen vadelerinde ve aksatmaksızın ödeyecektir. Ödememe, eksik veya geç ödeme hallerinde … işbu sözleşmeyi feshedip etmemekte serbesttir.” sözleşmenin 27/a.maddesinde “… bu anlaşma ve onun ekleriyle bayiye yüklenen borçların veya taahhütlerin bitinin ihlal halinde bayilik anlaşmasını tek taraflı olarak feshedebilir ve bayiden temerrütün gerektirdiği müeyyidelerin uygulanmasını isteyebilir ” denilmiştir.
Bayilik sözleşmesinin Ek Protokolünde 3. maddesinde “Bayi, … tarafından kendisine özel bir vade ile verilen LPG tutarı veya borcun faizi ile KDV Dahil 547.865,00 TL olarak geri ödenmesi için aşağıda ödeme tarihleri ve tutarları yazılı senetleri …’ e vermiştir. Bu senetlerden biri zamanında ödenmediği takdirde diğer tüm senetlerin muacceliyet kazanacağını ve Totale borcun tahsili için hukuki yollara başvurma hakkı olduğunu peşinen beyan ve kabul eder” denilmiş, daha sonra bu madde taraflarca revize edilmiş “KDV dahil 616.351,00 TL” olarak taraflarca kabul edilmiştir.
Davacı bayinin temin ettiği gaz bedellerini vadesinde ödemesi gerektiği, vadenin ve ödemelerin nasıl yapılacağının ek protokollerle düzenlendiği, bu hususta ödemelerin zamana yayılarak borcun taksitlendirilmesine ilişkin davacı bayiden çek ve senetlerin alındığı, ancak bayinin vadesi gelmesine rağmen dört adet çekinin karşılıksız çıktığı, bir kısım senetlerinin protesto edildiği, başka bir anlatımla davacı bayinin sözleşmede kararlaştırılan gaz bedelini ödeme edimini / borcunu yerine getiremediği dosyadaki protokol, çek suretleri, ihtarnameler ve protesto evrakları ile sabittir. Esasen, mevcut bakiye borç davacının da kabulündedir. Davacı gaz bedeli borcunun bulunduğunu bilmesine rağmen, yine de gaz sevkıyatı yapılarak elde etmesi muhtemel prim alacaklarından borcunun mahsup edilmesi şeklindeki iddialar ileri sürmüş ise de; bu konudaki zarar talepleri sözleşme hükümleri karşısında yerinde görülmemiştir. Bayilik sözleşmesinde veresiye satış konusunda davacı lehine kararlaştırılan bir madde bulunmamaktadır. Yine, sözleşmede borç ödenmediği takdirde davacıya gaz sevkıyatının devam edeceği noktasında da düzenleme yoktur. Davacının sözleşmeye aykırı şekilde borcunu ödememesine rağmen gaz sevkıyatının devam etmesi ve zarar taleplerinin karşılanması sözleşme maddeleri dikkate alındığında yerinde görülmemiştir. Esasen kendi borcunun ifa etmeden karşı taraftan edimin ifasının yerine getirilmesi de isteyemez. Davacının devir tarihi itibariyle dahi yüklü miktarda gaz borcunun bulunduğu, sözleşmede kararlaştırılan vadelerde borcunu ödeyemediği, buna rağmen gaz sevkıyatının devam ederek ticari faaliyetine devam etmek istemesi ve karşı taraftan ifa talebinde bulunması açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gibi dürüstlük kuralına da aykırı düşmektedir. Davalı dağıtım şirketinin mevcut riskin katlanmaması, borç bakiyesinin daha fazla artmaması bakımından peşin satış şeklinde gaz tedarikinde bulunması, davacının ticari faaliyetlerine zarar verici veya onun mahvına sebep olacak eylemler olarak değerlendirilemeyecektir. Aksine, her basiretli tacir gibi davalı dağıtım şirketi de bedelini alamadığı malı / gazı davacıya vermeyecektir. Başka bir anlatımla, davalının peşin satış şeklinde gaz sevkıyatı yapması ve bu hususta davacı bayiye ihtarnameler göndermesi bayinin iddialarının aksine onun ticaretini zorlaştırmak ya da prim alacaklarına engel olmak için değil, sözleşme hükümleri kapsamında mevcut borç riskinin artmaması ve davalının sözleşmeden beklenen menfaatin sağlanmasına ilişkindir. Açıklanan nedenler karşısında hükme esas alınan 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının asıl dava dosyası yönünden gaz sevkıyatı yapılmadığı iddiasına dayalı olarak maddi zarar ve kar mahrumiyeti taleplerinin ile yine birleşen dava dosyasında aynı nedenlerle ileri sürdüğü kar mahrumiyeti taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda vurgulandığı üzere, davacı bayinin peşin ödeme yaptığı hallerde davalı şirketin gaz sevkıyatında bulunduğu, bu suretle davacının gaz satışı yaptığı kayıtlarla sabittir. Aksine, peşin ödeme yapıldığı halde davalının gaz sevkıyatı yapmadığı yönünde dosyada hiçbir bilgi, belge, veri veya delil bulunmamaktadır. Aynı husus, alınan bilirkişi raporlarında da ifade edilmiştir. O halde, davalının gaz sevkıyatı yapmamasında davacı bayinin prim alacaklarına engel olmak, bayiinin mahvına sebep olmak ya da bayinin kar elde etmesine engel olmak gibi bir düşünceden bahsedilemeyecektir, bu husus davacı tarafından ispat edilememiştir.
Diğer taraftan; bayilik sözleşmesi genel şartnamesinde ve ekindeki protokollerde davalı dağıtım şirketinin aynı bölge içinde yer alan alt bayilere doğrudan satış yapamayacağına yönelik sözleşmede bir hüküm yoktur. Dolayısıyla, bölge bayi olan davacının sözleşme ile kararlaştırılmamış, bu konuda ve kendi bölgesinde münhasır yetkisinin bulunmayan hal için davalı tarafa kusur isnat edemeyeceği gibi, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını da ileri süremeyecektir. Davalı şirket davacının bölgesinde doğrudan gaz sevkıyatı yapabileceğinden ve bu konuda davalı şirkete sözleşme ile herhangi bir engel / yasak da konulmadığından davacının muarazanın giderilmesi ve davalının sözleşmeye riayet etmesi yönündeki taleplerinin de reddine karar verilmiştir. Kaldı ki, bölge bayi olan davacının borçlarını ödeyemediği, bu nedenle hem kendisine hem de alt bayilerine gaz tedarikinde bulunamadığı, bunların yanı sıra alt bayilerin de gaz almalarına engel olacak şekilde davalının gaz sevkıyatının engellenmesine yönelik sözleşmeye uyma / riayet etme talebinde bulunması hem ticari hayatın akışına hem de dürüstlük kuralına aykırı düşmektedir. Tekraren ifade etmek gerekirse, bu hususta davalı şirkete sözleşme ile getirilmiş bir engel de yoktur.
Birleşen dava dosyasında davacı bayi sözleşmeden kaynaklanan prim alacaklarının da tahsili istemiş olup, hükme esas alınan 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiş, sözleşme hükümleri karşılaştırılmış, davacı bayinin yaptığı gaz alımları ve satışları sebebiyle 12.675,49 TL prim alacağının bulunduğu belirlenmiştir. Birleşen dava dosyasındaki talep sonucu dikkate alınarak bu alacak kalemi / prim alacağı talebi kabul edilmiş, nihayetinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
A)ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının muarazanın giderilmesi ile davalının sözleşme hükümlerine uyulmasına karar verilmesi ve maddi zarar ile kar mahrumiyetine ilişkin tüm taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 297,00- TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 237,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
B)BİRLEŞEN … 8. ATM.’NİN … ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının prim alacağına yönelik talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 12.675,49 TL prim alacağının birleşen davanın açılış tarihi olan 04/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının asıl dosya dava tarihinden sözleşmenin bitim tarihine kadar talep ettiği kar mahrumiyeti talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (12.675,49 TL) üzerinden alınması gereken 865,86 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.695,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.561,63 TL peşin harç, 11,00 TL posta tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.572,63 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 217,39- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (137.324,51 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 16.995,83- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, asıl ve birleşen dosya davacı vekili ve asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır