Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 E. 2020/415 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/21 Esas
KARAR NO : 2020/415

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2012
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin soyadı kanununa göre nüfusta … olarak kayıtlı olan … TCK numaralı …’nun varisleri olduğunu, davalı bankanın pay defterinde …’da mukim … adına kayıtlı kurucu hisse senetleri bulunduğu,… Nüfus Md.kayıtları incelendiğinde hisse senedi sahibi … ile …’nun aynı kişi olduğunun anlaşıldığını, … 1950 yılında vefat ettiği,anılan hisse senetleri varislerinin eline geçmediğinden kayıp durumunda olduğu, banka nezdinde yapılan araştırmada hisse senetlerinin pay defterinde kayıtlı olduğu, bugüne kadar bedelsiz hisse senedi ve diğer haklarının tespiti, bu hisse senetlerinin … varisleri adına kaydileştirilmesi, bahse konu hisse senetleri 6111 sayılı kanunun 157.maddesi değiştirilen SPK’nun 6.maddesi uyarınca 31/12/2012 tarihine kadar fiziki olarak ibraz edilmemesi halinde 31/12/2012 tarihinden itibaren ihraççı bankaya intikal edeceğini, … adına kayıtlı kurucu hisse senetlerinin tespiti, iptal edilen hisse senetlerinin … varisleri adına kaydileştirme işleminin yapılmasına, anılan hisse senetleri üzerine ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka vekilinin dilekçesinde özetle, davanın zaman aşımına uğradığı davacıların aktif husumet sıfatı bulunduğunun ispatlanması gerektiği, müvekkil bankaya müracaat edilmeden dava açılmasının hukuka aykırılık içerdiği, davacılar gerekli delilleri tamamlayıp müvekkil bankaya usulüne uygun olarak müracaat etmediklerini, davacıların bir an için gerek hak sahibi oldukları düşünülse bile kar payları/temettüsünün 5 yıl içinde tahsil edilmemesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı, davacılar murisinin kurucu hisse senetlerine sahip kurucu ortak olduğu hukuki dayanaktan yoksundur,yürürlükte bulunan TTK’nun 335,336,337,338 ve 339 madde şirket kuruluş süreleri ve ikmal edilecek belgelerden bahsedilmektedir,mevcut verilere göre davacıların murisinin kurucu ortak olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, davacılar aksi görüşteler ise de TTK kapsamında murislerinin kurucu ortak olduğunu ispatla yükümlü oldukları, davacıların kapıl hisse senetlerine dayalı olarak mahkemenini verdiği tedbir kararının kaldırılmasını talep ettikleri, davacılar tarafından 6362 SPK’nun 13/4.madde göre hisse senetlerinin 31/12/2012 tarihine kadar fiziki olarak ibraz edilmesi gerektiğini, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına atfen …seri numaralı müvekkil bankanın 4.000.000,00 TL sermayesine atfen 10,00 TL nominal değerdeki hisse senetleri bedelsiz sermaye artışı hak edişleri dahil olmak üzere yatırımcı tazmin merkezine devrinin yapılmadığı, MKK nezdinde … adına açılmış bir hesapta kaydileştirme işleminin yapıldığı ve üzerine tedbir kararının işlendiği, ilgili hisse senetleri ile ilgili olarak son 5 yıllık 455,31 TL kar payı ayrıldığı belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/408 Esas ve 2017/798 karar sayılı dosyasında ile yapılan yargılamada;
Tarafların bildirildiği delil ve belgeler getirtilerek dosya içine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı bankanın 28/12/2012 tarihli cevabi yazısında pay defteri kayıtlarının incelenmesi neticesinde bankanın 4.000.000,00 TL sermayesini temsil eden 10,00 TL nominal (itibari) değerde … seri numaralı 5 adet hisse senedinin Antalya’da mukim “…” ad ve adresine kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Temin edilen nüfus kayıtlarına göre, davacıların mirasçısı olduğu … ili … ilçesi … köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1880 doğumlu 15/06/1950 ölüm tarihli … olup, davacıların iddiası hisse senedi sahibinin söz konusu kişi olduğu iddiası olup, … isimli hisse sahibinin aynı kişi olduğu iddiasına dayanmaktadır.
Davalı bankanın esas sözleşmesi temin edilerek dosya içine alınmıştır.
… ilçe nüfus müdürlüğünün 11/03/2013 tarihli cevabi yazısında …’nun soyadı kanunundan önceki lakabının … olarak geçtiği, … isimli bir şahsa soyadı kanunundan önce nüfusta rastlanmadığı bildirilmiştir.
Davalı bankaya ait pay defterinin ilgili bölümünün renkli bir sureti dosyaya sunulmuş,sunulan kayıtlarda 22516 numaralı hisse senedinin temettü ödemelerinin tediye edilmiş karşılığı olmakla birlikte bu kayıtta isim olarak … adres olarak … yazılı olduğu, anlaşılmaktadır.
…’na ait mirasçılarını gösterir … 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/07/2013 tarih ve … esas … karar sayılı mirasçılık belgesi verilmesi kararı dosyaya sunulmuştur.
Dosya kapsamında 31/12/2012 tarihli ara kararı ile; … Bankası Genel Müdürlüğünden gelen 28.12.2012 tarihli 6881 sayılı yazı cevabında, Pay defteri kayıtlarının incelenmesi neticesinde, bankada 4 Milyon TL Sermayesini temsil eden 10,00 TL nomilan ( itibari) değerde … seri nolu 5 (beş) adet hisse senedinin …’ da mukim ” …” ad ve adresine kayıtlı olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, söz konusu hisse senetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü satış, devir işlemleri ile 6111 Sayılı Kanunun 157. Maddesi ile değiştirilen Sermaye Piyasası Kanunun Geçici 6. Maddesi gereğince, davalı bankaya fiziki olarak ibraz edilmemesi halinde anılan hisse senetleri ile bu senetlere bağlı hakların 31.12.2012 tarihinde sona erip ihraççı Türkiye İş Bankasına veya şu anda onay için Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan 6.12.2012 tarih ve 6362 sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunun yasalaşması halinde 13. Maddesi gereğince, Yatırımcı Tazmin Fonuna intikalinin iş bu dava sonuçlanıncaya kadar % 100 teminat karşılığında ( 5.000,00 TL ), ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin dosyaya sunduğu 27/04/2017 tarihli raporun sonuç kısmında, dava konusu 5 adet hisse senedinin davalı bankanın defterinde kayıtlı olduğu davacıların murisinin kurucu ortak olduğuna ilişkin açık bir delilin bulunmadığı,davacı varisler adına isim mutabakatı yapılmadan şahsi kaydileştirmenin yapılamayacağı davalı bankaca tutulan pay defterine göre temettülerin kime veya kimlere ödendiği yönünde açık bir kayda rastlanılamadığı diğer bir deyimle temettü ödeme kayıtları olmakla birlikte miktarı ve kime ödeme yapıldığının tespit edilemediği,hisse senedi sahibinin davacıların murisi olduğunun mevcut delil durumunun ispata muhtaç olduğunu, hali hazırda delil durumuna göre davacıların murisin … ile hisse senedi sahibi …’in aynı kişi olduğunun ispatlanamadığını pay defteri ve başka bir belge bağlamında kriminal inceleme gerektireceği hususunun tespit edilemediği rapor edilmiştir.
Toplanan deliller alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davacıların murisi konumundaki …’nun davalı banka pay defterinde kayıtlı pay sahiplerinden “…” olduğu hususu kanıtlamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacılar vekili bilirkişi raporuna itirazlarında bir kısım kayıt ve belgelerin nüfus müdürlüğünden ve davalı bankadan getirtilmediğini iddia etmiş ise de nüfus kayıtlarının getirtildiği ve yapılan araştırmada … adında bir kayda rastlanmadığı anlaşılmış olup, banka kayıtlarında da temettü ödemelerinin kime hangi tarihte yapıldığına dair bir kayda rastlanmadığı bildirilmiş ayrıca bilirkişiler raporda bu durumun temettü ödemelerinin bizzat pay sahibine yapıldığı sonucuna varmışlardır. Her ne kadar davacılar vekili tahkikat bittikten sonra sözlü yargılama aşamasında ara kararından rücu edilerek bir takım delil ve belgelerin toplanmasına bu kapsamda ilgili tapu sicil müdürlüklerine, il ticaret müdürlüğüne yazı yazılmasını, banka genel kurul hazirun cetvellerinin istenmesine karar verilmesini talep etmiş ise de, taleplerin iddianın genişletilmesi kapsamında ileri sürülen yeni deliller olduğu ve bu delillerin gelinen aşama ve karşı tarafın açık muvafakatı olmadan toplanamayacağı anlaşılmakla taleplerin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair karar verilmiş;
Mahkememizce verilen karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ nin 29/11/2018 tarih ve 2018/115 Esas 2018/1488 Karar sayılı ilamı ile HMK 353(1)a-4 gereği kaldırılmakla, dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedilmiştir.
Mahkememiz dosyasının 14/05/2019 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca;
Dava konusu alacak ile ilgili dava dosyası içinde sunulan belgeler, dilekçeler ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle İstanbul BAM 12. HD’nin kaldırma kararında belirtilen sebep ve gerekçelerde dikkate alınmak suretiyle davacıların hak ve alacakları, pay sahipliği sıfatlarının belirlenmesi, payların dava tarihi ve bilirkişi rapor tarihi itibariyle nominal ve gerçek (reel) değerlerinin belirlenmesi dava ve takip konusu alacağın ferileri ile beraber doğup doğmadığı noktasında rapor sunmak üzere resen seçilecek bankacılık konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu aldırılmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememiz dosyasına sunulan 27/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile özetle;
Dava konusu 5 adet hisse senedinin davalı bankanın pay defterinde kayıtlı olduğu, Merkezi Kayıt Kuruluşu kayıtlarına göre … adına 189,32*5=946,6 adet C grubu ve 0,02*10=0,10 adet A grubu pay senedinin mevcut olduğu, davalı şirket pay defterlerinde yapılan genel inceleme sonucunda …’in kurucu pay senedine sahip olduğuna ilişkin açık bir delil bulunamadığı, dava konusu pay senetlerinin dava tarihi itibariyle piyasa değeri ve hak edilen temettü tutarının toplam 8.841,55 TL olduğu, dava konusu pay senetlerinin rapor tarihi itibariyle piyasa değeri ve hak edilen temettü tutarının toplam 23.858,00 TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememiz dosyasına sunulan 25/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile özetle;
Dava konusu 5 adet hisse senedinin davalı bankanın pay defterinde kayıtlı olduğu, Kanunun 13.maddesi çerçevesinde Merkezi Kayıt Kuruluşunun görevleri arasında sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilmesine ilişkin işlemleri gerçekleştirmek, kaydileştirilen bu araçları ve bunlara bağlı hakları, elektronik ortamda, üyeler ve hak sahipleri itibariyle kayden izlemek, merkezi saklamasını yapmak ve bunlara ilişkin hakların kullanımı hizmetini vermek hususlarının yer aldığı, bu sebeple MKK’da kaydileştirildiği belirtilen ilgili hisse senetlerinin adetlerinin doğruluğuna yönelik bir çalışma yapılmadığı ve verilerin doğru kabul edildiği, MKK kayıtlarına göre … adına 189,92*5=949,603 adet C grubu ve 0,002*5=0,010 adet A grubu pay senedinin mevcut olduğu, davalı banka pay defterlerinde yapılan genel inceleme sonucunda …’in kurucu pay senedine sahip olduğuna ilişkin açık bir delil bulunmadığı, dava konusu pay senetlerinin dava tarihi itibariyle (31/12/2012) piyasa değeri ve hak edilen temettü tutarının toplam 6.612,75 TL olduğu, dava konusu pay senetlerinin kök rapor (31/08/2019) ve ek rapor (22/06/2020) tarihi itibariyle piyasa değeri ve hak edilen temettü tutarı toplamının sırasıyla 8.229,37 TL ve 9.802,90 TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından;
Toplanan ve takdir edilen delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davalı bankanın 28/12/2012 tarihli cevabi yazısında pay defteri kayıtlarının incelenmesi neticesinde bankanın 4.000.000- TL sermayesinde temsil edilen 10- TL nominal (itibari) değerde … seri numaralı 5 adet hisse senedinin …’da mukim “…” ad ve adresine kayıtlı olduğu bildirildiği,…’in davacıların murisi … ile aynı kişi olduğu, bu hususun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ nin 29/11/2018 tarih ve 2018/115 Esas 2018/1488 Karar sayılı kararı ile de tespit edildiği, dosya içerisinde mevcut denetime açık 25.06.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre ; davacıların murisine ait dava konusu 5 adet hisse senedinin davalı bankanın pay defterinde kayıtlı olduğu, dava konusu 4.000.000 sermayeyi temsil eden … numara aralığında 5 adet 10 TL nominal değerde payın payın Merkezi Kayıt Kuruluşu kayıtlarına göre 0,010 adet A grubu ve 949,603 adet C grubu pay olduğu, davacıların murisi …’in davalı bankada kurucu pay senedine sahip olmadığı anlaşılmıştır.Bu kapsamda ; davacıların talepleriyle bağlı kalınmak suretiyle , davacıların murisi …’in (… TC Kimlik nolu …),davalı … Bankası A.Ş pay defterinde kayıtlı 10 TL nominal değerdeki … seri nolu 5 adet hisse senedinden doğan 949,603 adet C grubu ve 0,010 adet A grubu pay senedinin mevcut olduğunun tespiti ile davacılar adına miras hisseleri oranında davalı … Bankası A.Ş. Pay defterine kayıt ve tescili ile bu hisselerden doğan temettü-kar payı talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, davacıların murisinin kurucu pay senedine sahip olmadığı yapılan yargılama sonucu tespit edilmiş ve bu talebin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacıların murisi …’in (… TC Kimlik nolu …),davalı … Bankası A.Ş pay defterinde kayıtlı 10 TL nominal değerdeki …seri nolu 5 adet hisse senedinden doğan 949,603 adet C grubu ve 0,010 adet A grubu pay senedinin mevcut olduğunun tespiti ile davacılar adına miras hisseleri oranında davalı … Bankası A.Ş. Pay defterine kayıt ve tesciline, bu hisselerden doğan temettü-kar payı talep haklarının saklı tutulmasına, …’in kurucu pay senedine sahip olduğu iddiasına dayalı taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 74,25 TL harçtan mahsubu ile, fazla alınan 19,85 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 353,40 TL, bilirkişi ücreti 8.400,00 TL olmak üzere toplam 8.753,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT gereğince taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/10/2020

Katip

Hakim