Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2019/19
KARAR NO : 2023/934
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; 30/06/2016 tarihinde, trafik sigortası olmayan … plaka sayılı … Şirketi’nin maliki olduğu ve …’ın sevk ve idaresindeki aracın dava dışı …’e çarpması sonucu yaralanmasına ve malül kalmasına sebebiyet verdiğini, … Hesabı tarafından …’e tazminat ödemesi yapıldığını, ödenen maluliyet tazminatının 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14 ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince borçludan tahsilinin gerektiğini, kaza sonucu … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmamasından, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca …’in malul kalması nedeniyle 29/03/2018 tarihinde 75.615,00-TL tazminatın ilgiliye … Bankası kanalıyla ödeme yapıldığını, bu nedenle … Şirketi’nin malik sıfatıyla, …’a sürücü ve kullanan sıfatı ile … 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, borçlunun takibe vaki .. 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazının iptali ile takibin devamına, ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere faiz işletilmesine, borçlunun itirazın haksız çıkması halinde %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, kazaya karışan … plaka sayılı araç halen davalı borçlu adına kayıtlı ise, araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… 18. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. …K.sayılı kararı ile görevsizlik kararı vermiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasında yaralanan ve davaya konu tazminat ödemesinin yapıldığı dava dışı …’in sürücüsü …’ın olduğu … motorsiklette yolcu olduğu, kaskının bulunmadığını, sürücünün ehliyetinin olmadığını, kazada % 100 kusurlu olduklarını, malüliyet hususunda Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini, sağlık hizmet bedellerinden ve geçici iş göremezlik tazminatından SGK’nun sorumlu olduğunu, davanın husumetten reddini talep ettiklerini, kaza ile ilgili olarak … 20.Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında kovuşturmanın devam ettiğini, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, alacağın likit olmadığını belirterek, davanın reddine ve müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasında yaralanan ve davaya konu tazminat ödemesinin yapıldığı dava dışı …’in sürücüsü …’ın olduğu … motorsiklette yolcu olduğu, kaskının bulunmadığını, sürücünün ehliyetinin olmadığını, kazada % 100 kusurlu olduklarını, malüliyet hususunda Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini, sağlık hizmet bedellerinden ve geçici iş göremezlik tazminatından SGK’nun sorumlu olduğunu, davanın husumetten reddini talep ettiklerini, kaza ile ilgili olarak … 20.Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında kovuşturmanın devam ettiğini, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, alacağın likit olmadığını belirterek, davanın reddine ve müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; … hesabının dava dışı zarar görene yasa gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı … 2. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile 24/04/2018 tarihinde, davalılar aleyhine, dava konusu olaya dayanarak, 75.615,00.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattıktan sonra (…) ödeme emrinin borçlu/davalı …’a 28/05/2018 tarihinde, … A.Ş.ne 22/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30/04/2018 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 28/06/2018 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında kazanın varlığı, dava dışı …’in olay nedeniyle yaralanması, malul kalması nedeniyle davacı tarafından 29/03/2018 tarihinde 75.615,00-TL tazminat ödemesi yapıldığı, kazanın meydana geldiği 30/06/2016 tarihi itibariyle davalı … Şirketi’nin maliki olduğu ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın ZMSS sigorta poliçesinin bulunmadığı hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; kazadaki kusur durumu, dava dışı …’in olay nedeniyle malül olup olmadığı, malüliyet var ise tazminat miktarının ne olduğu konusunda toplanmaktadır.
Olaya ilişkin hasar dosyası, trafik kazasının oluşumuna ilişkin soruşturma evrakları, tedavi belgeleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin kolluk araştırma sonuçları ve alınan bilirkişi raporları, toplanan sair deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … tarihli cevabi yazısında …’in sosyal güvenlik kaydının bulunmadığını ve dolayısıyla olay nedeniyle rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı, aylık bağlanmadığı bildirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarih ve 2020/7120 E. 2021/2627 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere malüliyet hesabının kaza tarihi olan 30/06/2016 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Olay nedeniyle, tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.İhtisas Kurulunun 17/06/2022 tarihli raporuna göre; …’in 30.06.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında değerlendirildiğinde; kişinin tüm vücut engellilik oranının %23 (yüzdeyirmiüç) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
18.07.2023 Tarihli Bilirkişi Raporu ve Değerlendirme;
Kusur Yönünden;
… 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. … K.sayılı dosyası (Kesinleşme; 01.03.2020), bu dosyada alınan müşteki, sanık ve tanık anlatımları, hazırlık soruşturması sırasında 14.06.2019 tarihli olay yeri keşif icrası sonrası trafik polis memuru tarafından hazırlanan 11.07.2019 tarihli bilirkişi raporun, yargılama sırasında alınan16.09.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporu, dava dışı … vekili tarafından davacı … Hesabı’na yapılan başvuruya ekli trafik kusur uzmanı … tarafından hazırlanan 20.03.2018 tarihli rapor bilirkişi tarafından değerlendirilmiştir.
Kazadan sonra olay yerine intikal eden polis memurları tarafından düzenlenen 30.06.2016 tarihli “Tutanak”ta; olay yerine gidildiğinde … ve … isimli şahısların yerde yaralı oldukları ve 112 görevlilerinin şahıslara müdahale ederken görüldüğü, … plakalı siyah Kuba marka motosikletin yol kenarına, … plakalı aracın 50 metre yol dışına park edildiği, konu ile alakalı trafik ekibinin geldiği, araçlar olay yerinden kaldırıldığı için kaza raporu tutulamayacağını söyledikleri, …plakalı motosikletin sürücüsünün tespit edilemediği, 30.06.2016 tarihli “Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı”nda; … plakalı aracın sol ön çamurluk ve sol ön kapısının hasaralı olduğu, … plakalı motosikletin ön maşasının eğik, ön farın kırık, aküsünün yerinden çıkmış olduğunun görüldüğü, kaza anını gören güvenlik kamerası ve mobese olmadığı, kazayla ilgili bir emareye rastlanılmadığı, olayı gören bilen olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı … Hesabı tarafından açılan hasar dosyasına sunulan kusur raporunda, bilirkişisi tarafından olay yeri hakkında bilgi istenilmesi üzerine çizilen kroki raporda gösterilmiş, dosyamız bilirkişisi tarafından aynen rapora aktarılmıştır.
Sonuç olarak; Kaza ile igili olarak kaza tutanağı tanzim edilmemiş, kroki çizilmemiştir. Kazadan sonra kazaya karışan taşıtların yol üzerinde duruş pozisyonları değiştirilmiş olduğundan çarpışma noktasını yeri belirlenememiştir. Hadisenin meydana geliş şekli bakımından taşıt sürücüleri ile yolcuların beyanları birbirleri ile örtüşmemektedir. Motosiklet sürücüsü ve yolcusu kamyonet sürücüsünün sağ şeritten ilerlerken sinyal vermeden önlerine doğru yöneldiğini, kamyonet sürücüsü ve yolcusu ise sol şeritte ilerlerken sinyal verip sola döndükleri esnada motosiklet sürücüsünün gelerek çaptığını iddia etmektedir. Motosiklet yolcusu yarı narkozlu olduğunu iddia ederek ilk ifadesini sonradan değiştirmiştir. Ceza yargılaması sırasında ve hasar dosyasında hazırlanan kusur raporları bir takım beyanlar esas alınıp bazı kabuller yapılarak hazırlanmıştır. Örneğin hasar dosyasında kamyonet sürücüsüne % 70 kusur izafe edilen raporda kamyonet sürücüsünün kavşak alanında sağda kalan tali yoldan çıktığı, ATK raporunda motosiklet sürücüsünün sol şeritte bulunan kamyonetin sol tarafından geçmek istediği, bilirkişi raporunda ise kamyonet sürücüsünün sağ şeritten sol şeride kontrolsüz yöneldiği kabul edilmiştir. Olay anını gösteren araç içi-dışı kamera kaydı ve dışarıdan görgü tanığı bulunmamakta, dolayısıyla olayda etkili olabilecek başkaca hususlar bilinmemektedir. Olay yerine kadar delinatör-plastik dubalar ile bölünen iki yönlü meskun mahal yolda kazanın meydana geldiği dubaların bittiği noktada sola ve geriye dönmenin yasak olduğuna dair herhangi bir işaret levhası, tespit bulunmamaktadır. T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/11-104 Esas, 2007/180 K. sayılı 04.04.2007 tarihli kararında “…işletenlerden hangisinin kusurlu olduğu kesin olarak tespit edilemiyorsa, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, zararın işletme tehlikeleri doğrultusunda, tehlikeler eşit varsayıldığında zarar ilke olarak yarı yarıya paylaştırılır….” ilkesi gereğince bilirkişi tarafından da kusur oranı paylaştırılarak tarafların % 50 oranında kusurlu oldukları sonucuna varılmış, bu yönde görüş bildirilmiştir.
Rapora itibar etmemek için bir sebep görülememiştir. Olay yöreni gören kamera kaydı, mobese yoktur. Kaza tespit tutanağı dahi düzenlenememiştir. Zira kazadan sonra araçların yerleri değiştirilerek yolun kenarına alınmıştır. Bu nedenle araçlardaki hasar noktaları ve tarafların beyanları değerlendirilerek el yordamıyla sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Kazanın her iki tarafı da kendisini koruyacak şekilde ifade vermektedir. Hangi beyana üstünlük tanımak gerekeceği bilinememektedir .Ceza davası dosyasında yapılan yargılamada da sanık (davalı) … hakkında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılmamış, temel ceza verilmiştir. Üstelik para cezası veya hapis cezası seçiminde, hapis yerine para cezası tercih edilmiştir. Diğer bir anlatımla sanık …’ın kusur oranı % 70 civarında düşünülmemiş, mahkemece kusurun eşit vaya birbirine yakın olarak kabul edildiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davalı şirket vekilinin kusur oranının % 25 olarak kabulü gerektiği yönündeki görüşüne iştirak edilmemiş, HMK.nun 30.maddesinde hakime bir sorumluluk olarak yüklenen dava ve usul ekonomisi gereği ek rapor almaya gerek duyulmamış, bu itiraz mahkememizce değerlendirilerek yukarıdaki sonuca varılmıştır.
Tazminat Hesabı Yönünden;
Davacı … Hesabı tarafından yapılan tazminat ödemesi incelendiğinde; % 17 maluliyet oranı, 96 70 … plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve malul …’ in gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile, TRH 2010 yaşam tablosu- 1,8 teknik faiz ile ıskonto ederek (ödeme tarihinde Yargıtay 17 HD tarafından Kabul gören / Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 Tarih 2019/40 E. 2020/40 K. sayılı ilamından önce) kaza tarihi elbette dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, toplam zararının 75.615,00 TL olarak hesaplandığı ve vekilinden alınan ibraname karşılığı 29/03/2018 tarhinde banka kanalı ile ödeme yapıldı anlaşılmaktadır.
Dava dışı mağdur …’in düzenli bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle tazminat hesabı asgari ücret üzerinden hesaplanmıştır.
Dava dışı …” in 30/06/2016 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası nedeniyle % 23 maluliyet oranı dahilinde ve kazanın oluşumda kusurunun bulunmadığının kabulü halinde sürekli maluliyet zararının 146.775,47 TL olduğu, davalıların kazada % 50 kusurlu olduklarının kabulü halinde sorumlu olduklarının tazminat miktarının 73.387,74 TL olduğu ve bu miktarı rücuen talep edebileceği, ödeme tarihi 29/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Esasen bu rapora davacı vekili aleyhe hususları kabul etmemekle beraber yeni veya ek bir rapor aldırılmasını istememiştir. Davalı şirket vekilinin itirazları tazminat hesabından ziyade kusur, hatır taşıması ve müterafik kusur noktalarında toplanmaktadır. Bu nedenle söz konusu hesaplamalara ve varılan sonuca da itibar etmemek için bir neden görülmediğinden hükme esas alınmıştır.
Müterafik Kusur Yönünden;
Müterafik kusurun bulunup bulunmadığının takdiri bakımından İstanbul Adli Tıp Kurumundan ayrıca görüş sorulmuş, 2.İhtisas Kurulunun 20.02.2023 tarihli raporunda; Motosiklet kazaları ile ilgili yapılan çalışmalarda; özellikle uygun bir kaskın, çarpışma esnasında motosiklet sürücülerini koruyucu önemli bir güvenlik donanımı olduğu, kask kullanımının, kafa ve boyun yaralanmalarının ciddiyetinde ve ölüm oranında azalma sağlayabileceği, uygun standart ve malzemeden üretilen diğer koruyucu donanımların (eldiven, ceket, ayakkabı, alt/üst ekstremite aparatları, omurga koruyucuları vb.) doğru kullanımının özellikle düşük enerjili kazalarda yumuşak doku yaralanmalarının sıklığını azaltarak kaza sonrası hastane başvurularını ve hastane yatış sürelerini azalttığı, ancak toraks, spinal kord, batın, pelvis yaralanmaları ve kemik kırıklarına karşı mutlak koruma sağlamadığı bilinmekle beraber, yaralanma oluşumunun yol ve hava şartları, kazanın oluş şekli, çarpışma açısı ve hızı, kişinin ağırlığı gibi birçok faktöre bağlı olduğu dikkate alındığında; kişinin kaza sırasında kask ve diğer koruyucu donanımları kullanımının zararın oluşumu, azalması veya artmasına olan etkisinin kesin olarak bilinemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir. Vücuttaki yaraların ve kırıkların yeri dikkate alındığından kask takmanın mevcut malüliyet oranınına bir etkisinin olmadığı, dolayısıyla müterafik kusur indirimi yapılmasına gerek olmadığı, en azından davalı tarafça da bu hususun ispatlanamadığı kabul edilmiştir. Bu nedenle davalı şirket vekilinin bu yönündeki görüşüne iştirak edilmemiş, HMK.nun 30.maddesinde hakime bir sorumluluk olarak yüklenen dava ve usul ekonomisi gereği ek rapor almaya gerek duyulmamıştır. Zira bu bir hukuki tartışmadır ve bilirkişiden görüş almaya gerek olmadığından mahkememizce değerlendirilerek yukarıdaki sonuca varılmıştır.
Ehliyetsiz araç kullanmanın müterafik kusura etkisi yönünden ise; Dava dışı …’in (23.10.1996 d.lu) yolcu olarak bulunduğu motosikleti …’ın (20.06.2000 d.lu) kullandığı sabittir. Kaza tarihi olan 30/06/2016 tarihinde dava dışı sürücü … 16 yaşındadır. Mağdur … ise 21 yaşını sürmektedir. Taraflar arkadaştır. …, motosikletine bindiği …’ın yaşının küçüklüğü ve dolayısıyla ehliyetinin olmadığını bilebilecek durumdadır. Bu nedenle ehliyetsiz bir kişinin aracına bilerek binerek zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle tazminattan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince dava dışı yolcunun müterafik kusuru nedeniyle tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekmiştir. Davalı şirket vekilinin bu yöndeki itirazı haklı bulunmuştur ancak HMK.nun 30.maddesinde hakime bir sorumluluk olarak yüklenen dava ve usul ekonomisi gereği ek rapor almaya gerek duyulmamış, bu itiraz mahkememizce değerlendirilerek yukarıdaki sonuca varılmıştır. Böylece tazminat miktarı 73.387,74 x %80 = 58.710,19.-TL olarak kabul edilmiştir
Hatır Taşıması Yönünden;
Davalı taraf her ne kadar hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürmekte ise de dava dışı …’i taşıyan kişi dava dışı motosiklet sürücüsü … olup, bu sürücü davalı değildir. Davalıların yaptığı bir hatır taşıması bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı şirket vekilinin bu yöndeki talep ve düşüncelerin kabul edilmemiştir. HMK.nun 30.maddesinde hakime bir sorumluluk olarak yüklenen dava ve usul ekonomisi gereği ek rapor almaya gerek duyulmamış, bu itiraz mahkememizce değerlendirilerek yukarıdaki sonuca varılmıştır.
Takip talebindeki alacak likit olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebi kabul edilmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının … 2. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
Takibin 58.710,19-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz UYGULANMASINA,
Takip talebindeki alacak likit olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 4.010,49-TL olup, peşin alınan 913,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.097,24-TL karar ve ilâm harcının DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 714,55-TL, bilirkişi ve ATK faturası ücreti 6.863,00-TL toplamı 7.577,55-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 5.883,48-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç toplamı) 949,15-TL’nin toplamı 6.832,63-TL yargılama giderinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davalılardan … A.Ş. tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 250,00-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 55,89-TL yargılama giderinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARDAN … A.Ş.’YE VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN BU DAVALI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 17.900,00-TL maktu vekâlet ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalılardan …A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 16.904,81-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK BU DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı Nunteknik vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/12/2023
KATİP
HAKİM