Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/177 E. 2021/425 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/177 Esas
KARAR NO : 2021/425

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle: Müvekkili şirketin davalı şirketten olan 99.944,27 TL cari hesap alacağı sebebiyle … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir borcunun olmadığı, tam aksine 3.400,78 TL tutarında alacaklı olduğu iddiasıyla borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını talep ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili şirketin davalı şirket için fason üretim yapan bir tedarikçi olduğunu ve davalı şirket tarafından kendisine verilen siparişleri zamanında üretip teslim ettiğini, davalı şirketin hiçbir haklı gerekçesi olmaksızın müvekkili şirkete ödemediği 99.944,27 TL cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takibinin durmasına ve müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten 99.944,27 TL cari hesap alacağı mevcut olduğunu, bu nedenlerle davalı şirketin … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı şirket aleyhine alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle: Davacı firma ile müvekkili şirket arasında delil sözleşmesi bulunmakta olup müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının iş bu sözleşme gereği kesin delil niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket ile davacı firma arasında 01/09/2017 tarihli bir ”Satın Alma Sözleşmesi” imzalanmış olup iş bu sözleşmede satın almaya konu olacak tekstil ürünlerinin sipariş verilme koşulları, ürünlerin üretim ve teslim şartları, iade koşulları ve uygulanacak diğer hükümlerin ayrıntılı bir şekilde ve açıkça belirtildiğini, davacı firma ile imzalanan sözleşme sonrasında sözleşmeye uygun şekilde müvekkili şirket tarafından ürün siparişlerinin verildiğini ve ürünlerin müvekkili şirkete teslimi gereken tarihlerin açıkça belirlendiğini, müvekkili şirketin söz konusu sözleşmeden kaynaklanan her türlü yükümlülüklerini ifa etmesine rağmen davacı firma tarafından sipariş alınan bazı ürünlerin termin tarihlerinde müvekkili şirkete teslim edilemediğini, bu nedenle sözleşmenin 5.2 maddesine uygun şekilde siparişlerin geç tesliminden kaynaklanan haklar kullanılarak sipariş bedelleri üzerinden sözleşmeye uygun şekilde düzenlenen indirim faturalarının düzenlenerek davacı firmaya gönderildiğini, davacı tarafça bazı siparişlerin teslimine 30 günden fazla bir süre gecikme yaşanması nedeniyle müvekkili davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan haklarını kullanarak davacı firmaya sipariş bedellerinin %30′ u oranında zarar tazmin faturaları düzenleyerek davalı firmaya gönderdiğini, taraflar arasındaki delil sözleşmesi gereğince yegane ve kesin delil niteliğindeki müvekkili davalı şirket ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin davacı tarafsa herhangi bir borcunun bulunmadığı aksine alacaklı durumda olduğunun kolaylıkla tespit edileceğini, davacı firmanın sözleşmeye aykırı davranışlarıyla ürünleri zamanında teslim edemediğinden müvekkili şirket mağazalarında önemli miktarlarda ciro kaybı yaşanmasına neden olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafça hukuki mesnetten yoksun olarak ve kötü niyetle ikame edilen iş bu davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı şirketin %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemede alacaklısının dosyamız davacısı … Ltd.Şti., borçlusunun dosyamız davalısı … A.Ş. (… A.Ş.) olduğu, takip miktarının 99.944,27 TL olduğu anlaşılmıştır.
SMMM Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile özetle: Tarafların her ikisinin de 2017- 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK md. 64 ve VUK 221- 226 md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, 6102 sayılı TTK m.64′ e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili yıllar yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de yasal süresinde yaptırıldığı, tarafların tutmak zorunda olduğu ilgili yıllar ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümleri ve Muhasebe Sistemleri Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, takip tarihi itibariyle davalı şirketin kendi defterlerinde davacı şirketten 3.400,87 TL alacaklı olduğunun ve davacı şirketin de kendi defterlerinde davalı şirketten 99.944,27 TL alacaklı olduğunun görüldüğü; tarafların ticari defterlerindeki bu farklılığın davalı şirketin davacı şirket adına tanzim edip de kendi defterlerine kaydettiği fakat davacının defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 103.345,14 TL tutarındaki 20 adet faturadan kaynaklandığı, tarafların ticari defterlerinde söz konusu 20 adet fatura haricindeki diğer tüm kayıtların birbirini doğruladığı, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 20 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından; davalı tarafından öncelikle iş bu faturaların davacıya tebliğ edilip edilmediğinin ispat edilmesi/ bu husustaki delillerinin sunulması gerektiği ve ayrıca cevap dilekçesinde belirttiği gibi bu faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlenen indirim faturaları veya zarar tazmin faturaları olup olmadığı yönünden de bu faturaların tazminine esas alınan ilgili sipariş formlarının/ termin tarihlerinin ve davacının hangi ürünleri geç teslim ettiğine ilişkin teslim tarihlerinin/ teslim belgelerinin ve dolayısıyla geç teslim edilen ürünlerin tutarlarının ispat edilmesi/ bu husustaki delillerin sunulması gerektiği; dolayısıyla davalının sunacağı bu delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde taraflar arasındaki borç/ alacak tutarının belirlenebileceği hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davalının iddialarının kabul edilmesi halinde, takip tarihi itibariyle davalının defterlerinde davalı şirketin davacı şirketten 3.400,87 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davacının takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep etmediği yani sadece asıl alacak talep ettiği, tespit edilecek asıl alacağa takip tarihine kadar herhangi bir faiz hesabı yapılmasına gerek bulunmadığı, alacağın sabit olması halinde taraflar tacir olup, alacağın da borçlunun ticari işletmesi ile ilgili olduğundan takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari faiz talep edilebileceği, 3095 S.K.’nun 2/2 maddesine ve TCMB tebliğlerine göre takip tarihi itibariyle uygulanması gereken ticari faiz oranının talep gibi yıllık %19,50 olduğu mütalaa edilmiştir.
SMMM Bilirkişi … tarafından sunulan 25/11/2020 tarihli ek rapor ve 27/04/2021 tarihli ikinci ek raporda tarafların kök rapora yönelik itirazları değerlendirilmiş olup kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Dava, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları ve mevcut delilleri, … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile birlikte dosya içerisinde mevcut tüm belgeler değerlendirildiğinde;
Davacı taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı olarak davalı aleyhine icra takibine girişmiş, davalı ise alacaklı olduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir.
Uyuşmazlık konusu kapsamında tarafların ticari defterleri bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş, yapılan incelemede 20 adet fatura dışında ticari defterlerin birbirini doğruladığı tespit edilmiş, 20 adet faturanın ise davalının ticari defterlerinde yer aldığı ancak davacının ticari defterlerinde yer almadığı belirlenmiş, davacının ticari defterlerine göre davacının 99.944,27 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davalının davacıdan 3.400,87 TL alacaklı olduğu tespit olunmuştur. Anılan 20 adet faturanın davalı tarafından davacı şirket adına tanzim edilmiş olan iade faturaları ve “Tedarikçi Gecikme Cezası” açıklamalı satış faturaları olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalının söz konusu iade ve gecikme cezası faturalarını kesmekte haklı olduğunu ispat etmesi gerekir.Sözleşmede belirlenen hallerin sınırlı olduğu da dikkate alınarak, hangi ürünlerin geç teslim edildiği ve bu ürünlerin tutarlarının belirlenmesi suretiyle fatura kesilmesinin haklı olup olmadığı, ayrıca, faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlenen indirim faturaları veya zarar tazmin faturaları olup olmadığı hususları dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre somutlaştırılamamıştır. Dolayısıyla, taraflarca hazırlama ilkesine tabi, belirli delillerin belirli usul sürecinde sunulması gerekli ve ayrıca tevzi formuyla da yargılamanın bitirilmesi öngörülen sürenin belirlendiği davada, davalı tarafından düzenlenen iade ve gecikme cezasına ilişkin faturaların tanzimine esas alınan ilgili sipariş formlarının/ termin tarihlerinin ve davacının hangi ürünleri geç teslim ettiğine ilişkin teslim tarihlerinin/ teslim belgelerinin ve dolayısıyla geç teslim edilen ürünlerin tutarlarının belirlenemediği anlaşılmıştır. Düzenlenen faturaların usulüne uygun olup olmadığı ve içeriğinin yerinde olup olmadığına ilişkin ikinci kez alınan ek raporda da bilirkişi tarafından yine tespit yapılamadığı rapor edilmiştir. Gelinen aşamada, davalı tarafından düzenlenen 20 adet faturada davalının haklılığı ispatlanamamıştır. Ayrıca her ne kadar davalı taraf karşı tarafla aralarında delil sözleşmesi bulunduğunu ve davalının ticari defterlerinin kesin delil olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, HMK’nın 193/2. Maddesinde düzenlenen “…taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına” ilişkin hüküm -yerleşik Yargıtay uygulamaları doğrultusunda- dikkate alınmış ve açıklanan nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE, … 12. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynı şartlarda devamına,
2-Alacak miktarı olan 99.944,27-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.827,19 TL harçtan peşin alınan 1.207,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.620,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.207,08 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 143,00 TL, bilirkişi ücreti 850,00 TL olmak üzere toplam 993,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 150,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1.maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.444,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2021

Katip …

Hakim …