Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2021/698 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/158 Esas
KARAR NO : 2021/698

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 17/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Bakırköy 4.ATM 2018/496 E dosyasından verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine Mahkememize tevzi edilen Menfi Tespit (Kaçak Elektrik Tahakkukundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanıcısı olduğu … nolu aboneliğin kurulu olduğu taşınmazda müvekkilinin kuyudan su çekerek fabrikalara su dağıtımı yaptığı ticari işletmesinin bulunduğunu, bu işten rahatsız olan komşusunun şikayeti üzerine davalı kurumun 10.05.2017 tarihinde işletmeye gelerek … marka … no.lu sayacı söküp … marka … no.lu sayacı taktığını, ardından da 26.05.2017 tarihli tutanak gereğince kaçak tahakkukları yaptığını, müvekkilinin işletmesinde bu tahakkuklar kadar elektrik kullanmasının mümkün olmadığını, tamamen varsayıma dayalı tahakkuk düzenlendiğini, tutanak sonrası müvekkilinin enerjisinin “trafo yetersiz” gerekçesiyle kesildiğini, müvekkilinin jeneratör ile işini devam ettirmeye çalıştığını, müvekkilinin enerji ihtiyacının karşılanması için davalı kuruma bedelsiz olarak trafo merkezi yeri tahsis etmesine rağmen davalı kurumun trafo da kurmadığını, müvekkili firmanın işletmesi için abonelik tesis edilmesine dair talebinin de mevcut trafo gücünün yetersiz olduğu gerekçesiyle karşılanmadığı gibi, bundan dolayı da devamlı surette müvekkili adına kaçak elektrik fatura tahakkuku yapıldığını, davalının kendi laboratuvarında düzenlettiği raporu kabul etmediklerini, davalı kurumun, sayacın kurulu olduğu bölgede trafo gücünün yetersiz yani alt yapısı olmaması nedeniyle müvekkili firmanın abone olma talebini karşılamadığını, davalı kurumun 26/05/2017 tarihli ve … seri nolu zabıt gereğince, müvekkili tarafından sayaca müdahale yapıldığı gerekçesiyle 25.346,80 TL kaçak elektrik tahakkuku ve ayrıca 36.350,70 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplamda 61.697,50 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, yeni sayacın takıldığı 10.05.2017 tarihi ile 01.03.2018 tarihi arasında müvekkilinin tüketiminin toplam 12.464 kwh ölçüldüğünü, bunun da 295 gün olmakla günlük ortalama 42,25 kwh tüketim olduğunu gösterdiğini, sözleşmedeki 15 kwh kurulu güç üzerinden günde 8 saat hesaplandığında 72 kwh hesaplandığını, davalının ise günlük 380 kwh üzerinden yaptığı tahakkukun maddi dayanağı bulunmadığı ve hukuka aykırı olduğunu, davalının normal tüketime ilişkin sayaç endeksine göre düzenlediği fatura sonrasında bir de 131.131 kwh kaçak tahakkuku yapmasının haksız zenginleşme anlamına geldiğini, müvekkilinin işletmesindeki tüketimine göre bu tahakkukun sadece 10.119,92 TL’lik kısmının müvekkilinin kabulünde olduğunu, davalının tahakkukunun ise tüketime ve ilgili mevzuata uygun olmadığını belirterek, öncelikle teminatsız olarak veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında dava konusu fatura borcu nedeniyle elektriğin kesilmesinin durdurulmasına, davalının müvekkiline abonelik tesis etmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, devamında dava konusu kaçak tahakkukları nedeniyle müvekkilinin davalıya (10.119,92 TL dışında kalan) 51.577,58 TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu tahakkuklar nedeniyle bu güne kadar işletmesinde enerji kesilme tehdidi altında davalıya 41.187,62 TL ödeme yapmış olması nedeniyle, fazladan yapılan ödeme olan (müvekkilince kabul edilen 10.119,92 TL dışında kalan) 31.067,70 TL ödemenin davalı şirketten istirdatına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında 30.05.2016 tarihli perakende satış sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili kurum ekibinin davacının işyerinde 10.05.2017 tarihinde yaptıkları kontrolde sayacın eksik tüketim kaydettiğinin tespiti üzerine sayacın sökülerek muayeneye gönderildiğini, yapılan tespitler neticesinde davacının 10.05.2016-09.02.2017 tarihleri arasında kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, davacı firma hakkında kaçak tutanağı tutulup kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, davacı tarafın faturayı ödememesi üzerine hakkında … 14, İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davacı taraf borca itiraz ettiğinden takibin durdurulduğunu ve ardından da davacının huzurdaki davayı açtığını, mahkemenin İİK md 72 uyarınca yetkili olmadığını, takibin yapıldığı yerin de müvekkilinin yerleşim yeri de İstanbul mahkemelerinin yetki alanında olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın elektrik kesilmemesi hususunda ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesinin ise, yetkili olmayan mahkeme tarafından tedbir kararı verildiğinden geçerli olamayacağını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacı şirket hakkında …Bölge Müdürlüğünce müvekkili kuruma yazılan 14.02.2018 tarihli yazıda “davacı şirketin bağ evi olarak görünen yerde yüksek voltajlı elektrik enerjisi kullanma hususunun incelenerek denetlenmesi ve neticesine göre elektrik kullandırılmaması gerektiğini” bildirdiğini, müvekkili kurumca da davacının izinsiz şekilde açılmış olan su kuyusunda kaçak elektrik kullandığının tespitinden sonra abonelik sözleşmesinin iptal edildiğini, sayacın sökülerek Laboratuvar Müdürlüğünde incelendiğini ve tutanak tarihinde tesisatta bulunan … marka … seri no’lu sayacın 02.08.2016 tarihinde sayaç kapağı açılma sinyali verdiğini, sayaç kapağının damgaları kesilerek açıldığını, sayaç içersine …, … ve … fazlarına şönt atıldığını, şöntler nedeniyle … ve … fazlarında %-18,6 oranında, … fazında %-52,3 oranında sayacın eksik tüketim kaydeder hale getirildiğinin laboratuvar raporuyla tespit edildiğini, kaçak tüketim tutanaklarının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olduğunu, davacının kaçak elektrik kullanmadığına dair itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, davanın reddine, borçlu davacı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri ile ücret-i vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı kurumun davacıya düzenlediği kaçak elektrik tahakkuku ve ek tahakkuku nedeniyle takip öncesi menfi tespit ve ödenmiş kısmın istirdadı istemine ilişkindir.
Dava … 4.ATM … E dosyasıyla açılmış, dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi anılan mahkemenin 28/05/2018 tarihli ara kararıyla “dava konusu borç nedeniyle %15 teminat karşılığı, davacının elektrik enerjisinin davalı kurumca kesilmesinin dava sonuna kadar durdurulmasına” şeklinde kabul edilmiş, davacı vekilince teminat yatırıldığında davalı kuruma tedbir kararı anılan mahkemece gönderilerek infaz edilmiştir.
… 4 ATM’nin 09/10/2018 tarihli …E … K sayılı kararıyla davalı vekilinin cevap dilekçesindeki yetki ilk itirazı ön inceleme celsesinde kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiş, bu kararın kesinleşmesi sonrası yasal sürede talep nedeniyle dosya mahkememize tevzi edilerek 2019/158 E sayısını almış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde bildirdiği … 14.İM … E takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davanın konusu olan kaçak tahakkuklarının ödenmeyen kısmı için davalı tarafından 12/03/2018 tarihinde davacı şirket ile davacı şirket yetkilisi aleyhine başlatılan ilamsız takip dosyası olduğu görülmüş, İcra Müd.ile yapılan yazışma sonucunda davacı şirket yetkilisinin takip dosyasına yasal sürede itiraz ettiği, davacı şirketin ise itiraz etmediği bildirilmiş, dolayısıyla takip dosyasının davacı şirket açısından kesinleştiği anlaşılmakla birlikte, mahkememizce davacı vekiline süre verilerek davadaki talebin takip sonrası menfi tespit talebi mi takip öncesi menfi tespit talebi mi olduğunu açıklaması için süre ve imkan verilmiş, davacı vekilince davadaki talebin takip dosyasıyla ilgili menfi tespit davası olmadığı, tahakkuklarla ilgili menfi tespit talebi olduğu şeklinde açıklanmış olup, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereği takip dosyasıyla ilgili bir hüküm kurulmamıştır.
Yargılama sırasında davalı vekilince sunulan dilekçe ile … 4. ATM’deki yargılama sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının davacı tarafından yasal sürede teminatın yatırılıp infazının talep edilmediği, yasal süreden sonra teminat yatırmasına rağmen mahkemenin tedbir kararını infaz ettirdiği belirtilerek tedbir kararının kendiliğinden hükümsüz kalması nedeniyle kaldırılması talep edilmiş, bu talep 25/09/2020 tarihli celsede taraf vekilleri dinlenerek HMK md 393 ve 396 kapsamında değerlendirilmiş, 25/09/2020 tarihli gerekçeli ara karar yazılmak suretiyle, … 4.ATM tarafından verilen tedbir kararının verildiği tarihte yürürlükte olan (7251 sayılı Kanunun 41.maddesiyle değişmeden önceki şekli) HMK md 393 hükmüne göre tedbir kararının verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde infazının talep edilmesi gerekmekteyken, davacı vekilince teminatın bir haftalık yasal süre geçtikten sonra yatırılmış olduğu, yasal sürede kararın infazının talep edildiğine dair bir dilekçe vb de bulunmadığı, buna rağmen tedbir kararının infaz edildiği anlaşıldığından, tedbir kararının yasal sürede infazı talep edilmemekle kendiliğinden hükümsüz kaldığının tespitiyle birlikte HMK md 396 kapsamında davadaki haklılığa ilişkin yargılamada yapılan tespitler-haklılık durumundaki değişiklik de gözetilerek, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Takip dosyası, abonelik sözleşmesi, 26/05/2017 tarihli … no.lu Kaçak Elektrik Kullanımı Tespit Tutanağı, buna istinaden düzenlenen kaçak tahakkuku ve kaçak ek tahakkuku, bu tahakkukların hesaplanmasına esas alınan hesap bültenleri, davacının davalıya yaptığı ödemelerin belgeleri, davacı şirketin tüketim verileri, davalının sunduğu sayaç inceleme laboratuvar raporu, davalı kurum müzekkere cevapları incelenmiş, İTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi …’dan bir kök iki de ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Davalı kurumun davacı şirket hakkında 26/05/2017 tarihli kaçak tespit tutanağına istinaden 02/08/2016-10/05/2017 arası tarihlere ilişkin (tahakkukun dönemi 2017/6 gösterilerek) 43.659 kw üzerinden 25.346,80 TL kaçak tahakkuku, ayrıca 87.472 kw üzerinden 36.350,70 TL kaçak ek tahakkuku düzenlemiş olduğu, davacının bu tahakkuklara karşılık davalıya takip öncesi 06/06/2017 tarihinde 16.187,62 TL ödediği, davalının bakiye borcu takip konusu yaptığı, takip tarihinden sonra (dava tarihinden önce) davacının 22/03/2018’de 25.000,00 TL ödeme yaptığı tespit edilmiş olup, bu hususlar tarafların da kabulündedir. Taraf vekillerine ödemeler konusunda açıklama için verilen süre içinde davacı vekilince sunulan 09/10/2020 tarihli dilekçede davacının 22.03.2018 tarihinde 25.000+25.000=50.000,00 TL ödeme yaptığı belirtilerek dekontlar eklenmişse de, davalı vekili sunduğu 07/12/2020 tarihli dilekçede davacının 22/03/2018’de sadece bir tane 25.000,00 TL ödeme yaptığını, otarihte ikinci bir 25.000 TL ödemesinin bulunmadığını bildirmiş olup, davacı vekilince sunulan dekontlar incelendiğinde, davalıya ödeme olduğu ileri sürülen 22/03/2018 saat 11:15 dekontunun davacının kendi banka hesabına para yatırmasına ilişkin dekont olduğu, hesabına yatırdığı bu parayı diğer dekontta görüldüğü üzere saat 11:29’da davalının hesabına aktardığı, yani bu tarihte sadece bir tane 25.000,00 TL ödeme yaptığı, davacı vekilinin dilekçesindeki beyanın doğru olmadığı tespit edilmiştir.Nitekim dava dilekçesinde de ödenen tutar (takip öncesi ödenen 16.187,62 TL+takip sonrası ödenen 25.000,00 TL=) 41.187,62 TL olarak açıklanmış, istirdat istenen dava değeri de bu tutar üzerinden (10.119,92 TL borcun kabul edildiği beyan edilip düşülerek) 31.067,70 TL şeklinde belirtilmiştir.
Davacının müdahale ile eksik tüketim kaydetmesine neden olduğu ileri sürülen ve davalı kurumca değiştirilen sayaç incelenmek istenmişse de, davalı kurumca bu sayacın laboratuvar incelemesi sonrası hurdaya ayrıldığı (dolayısıyla bulunamadığı) bildirildiğinden, sayaç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.
Uzman teknik bilirkişiden alınan kök raporda özetle; mevcut delil durumuna göre davacının aboneli kullanımı sırasında sayaca şönt bağlantısı yapılarak müdahale etmek suretiyle usulsüz/kaçak elektrik tükettiğinin sabit olduğu, sayacın bu müdahale nedeniyle 19/08/2016-16/01/2017 tarihleri arasında hiç tüketim kaydetmediği, tüketim eğrisinin mevcut durumu ile …’ın tespitlerinin, kaçak elektrik kullanımını doğrular nitelikte olduğu, davalının davacı tesisatındaki sayacı söktüğü 10.05.2017 tarihinden geriye doğru 90 gün için 09/02/2017-10/05/2017 arası için kaçak tahakkuku, 09/02/2017’den geriye doğru 191 gün için de 02/08/2016-09/02/2017 arası için kaçak ek tahakkuku düzenlemiş olduğu, taraflar arasındaki (kaçak tespiti sonrası davalı tarafından feshedilen/iptal edilen) abonelik sözleşmesinde dava konusu tesisatta kurulu gücün 16,6 kwh, bağlantı gücünün 10 kwh olduğunun yazılı olduğu, 10 kwh bağlantı gücünden tek vardiya tüketimde günlük tüketimin 70 kwh hesaplandığı, davacının tüketim eğrisine göre ise bazı günler günlük tüketimin 240 kwh’a çıkmış göründüğü, bu durumun ya yüksek kurulu güç kullanımından ya da üç vardiya çalışmadan kaynaklanabileceği, davalı kurumun kaçak tahakkuklarında her ikisini de hesaba esas alarak (sözleşmede yazılı 10 kwh güç yerine) yüksek kurulu güç kullanıldığı ve davacının işletmesinin 3 vardiya halinde yani 21 saat çalıştığı-elektrik tükettiği kabul edilerek tüketim hesabı ve tahukkuk yapıldığı, bu ikisinin kabulünün dosyadaki verilere göre teknik olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının işletmesinin üç vardiya halinde çalıştığı davalı kurumca delille ispatlanamamış durumda olduğundan, hesapta tek vardiya esas alınması gerektiği, sözleşmede yazılı olan kurulu güç ve bağlantı gücü ile tek vardiyaya göre hesap yapıldığında, davacının kaçak kullanımının bedelinin ilgili EPDK mevzuatı ve tarifeleri kapsamında “8.448,94 TL tahakkuk, 12.116,90 TL ek tahakkuk” olmak üzere toplam 20.565,84 TL hesaplandığı görüş ve tespitleri bildirilmiştir.
Tebliğ edilen bu rapora taraf vekillerince yasal sürede itiraz edilmesi üzerine, teknik hususlara ilişkin olan bu itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiden alınan birinci ek raporda özetle; itirazların yerinde olmadığı, …’ın kaçak kullanım tespiti doğruysa da sayaç muayene laboratuvar raporundaki tespitlerle tüketim eğrisinin birbiriyle örtüşmediği, bu nedenle davacının üç vardiya çalıştığı da ispatlanamadığından tek vardiya üzerinden kök raporda yapılan hesabın doğru olduğu belirtilmiştir. Bu ek rapora da tarafların detaylı itirazları üzerine, mahkememizce 25/09/2020 tarihli celsede oluşturulan detaylı ara kararla bilirkişiden tekrar ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Ara kararda “bilirkişiden, davalı tarafın 3 vardiya konusundaki tarife zaman dilimleriyle ilgili tüketim tespitlerinin neden raporda kabul edilmediğinin, aynı tahakkukta hem yüksek kurulu güç hem 3 vardiya üzerinden tahakkuk hesabı yapılmasının raporda neden kabul edilmediği veya kabul edilebilir olmadığı kanaatine ulaşıldığının fiili durum-deliller-ilgili mevzuatı-sözleşme kapsamında değerlendirilerek mahkeme ve taraflarca anlaşılabilecek denetime ve hüküm kurmaya elverişli şekilde daha detaylı açıklanmasının ve davalı itirazları kapsamında görüşünde bir değişiklik olup olmadığının bildirilmesinin istenmesine, dava konusu tesisatta fiilen kurulu gücün ne olduğu, sözleşmede belirtilen kurulu gücün mü yüksek kurulu gücün mü bulunduğunun açıklanmasının istenmesine, ayrıca dosya delil durumuna göre nihai kararda tespit ve görüşler mahkemece değerlendirilecek olmakla birlikte seçenekli hesap yapılmasının istenmesine, bu amaçla dava konusu tahakkukların yüksek kurulu güç-3 vardiya uygulanarak, bir de sözleşmedeki düşük kurulu güç-3 vardiya uygulanarak ilgili EPDK ticari tarife mevzuatına uygun hesaplarının yapılarak bildirilmesinin istenmesine; sonuç görüşe göre ise, davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğu gözetilerek, davacının borcun 10.119,92 TL’lik kısmını kabul ettiği ve bu kısımla ilgili dava açmadığı gözetilerek, tespit edilen sonuç borçtan bu kısım düşüldükten sonra bulunan bakiye borç tutarına göre davacının davalıya borçlu olmadığı tutarın tespiti, sonra da ödediği toplam tutardan kabulünde olan borç kısmını düşerek istirdat (iade) isteyebileceği tutarın da bu hususa dikkat edilerek hesaplanıp bildirilmesinin istenmesine” şeklinde detaylı ara kararla dosya bilirkişiye sevk edilmiştir.
Bu detaylı ara karar sonrası bilirkişiden alınan ikinci ek raporda özetle; dava konusu tesisattaki sayacın elektronik sayaç olduğu, elektronik sayaç özellikleri ile davacının işlettiği su kuyusunun çalışma usulleri ile bu hususlara uyan çalışma usulleri anlatıldıktan sonra, işletmede kullanılan kurulu gücün aynen sözleşmedeki gibi 16,67 kwh olabileceği, bunun üstünde güç kullanımının teknik olarak mümkün olmadığı, davalının tutanağındaki akım ölçümleri ile sayancın demant güç değerinin de birbiriyle uyuşmamakta olduğu, davalı kurumun sözleşmede yazandan daha yüksek kurulu güç (38 kw kurulu güç, 23 kw bağlantı gücü) esas alarak ve davacının 3 vardiyayla kesintisiz her gün 21 saat su kuyusundan su çektiği kabul edilerek yaptığı kaçak tahakkukunun, işletmenin türü de dikkate alındığında ve tüketim eğrisinin seyrine ve günlük ortalama tüketim değerlerine göre doğru olamayacağı, bu veri ve değerlerin davacının bir vardiya çalıştığını gösterir şekilde olduğu, davacının T1 T2 T3 fazlarında tüketiminin görünmesinin davacının inşaatlara su tedarikine ilişkin su kuyusu işletmesinin üç vardiya kesintisiz çalıştığı anlamına gelmeyeceği, dosyada üç vardiya çalıştığını ispatlar delil de olmadığı, bu nedenlerle önceki raporlarda yapılan hesabın dosya kapsamına göre doğru olduğu ve kök ile birinci ek rapordaki görüşünü değiştirecek husus olmadığı, buna rağmen mahkemece davacının yüksek kurulu güç ve 3 vardiya üzerinden kaçak elektrik kullandığı kabul edilecek olursa davalının yaptığı kaçak tahakkuk ve ek tahakkuk hesabının ilgili tarife ve mevzuata uygun hesaplanmış olduğu belirtilmiş, olması gereken tahakkukun (sözleşme gücü ve bir vardiya esas alındığında) 20.565,84 TL olduğu, davacının ödediği tutara göre davada 20.621,78 TL istirdat talep edebileceği, mahkemenin ara kararı gereği seçenekli olarak, sözleşme kurulu gücüne göre ve 3 vardiya esas alınacak olursa kaçak tahakkukunun 28.438,24 TL hesaplandığı görüş ve tespitleri bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, alınan uzman teknik bilirkişi raporları tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının dava konusu tesisatta aboneliği varken sayaca müdahale etmek suretiyle eksik tüketim kaydetmesine neden olduğu, bu durumun aksi kanıtlanıncaya kadar hukuken geçerli resmi belge niteliğindeki kaçak tespit tutanağıyla tespitli ve sabit olduğu, ancak davalı kurumun bu kaçak tüketim nedeniyle (aboneliğin mevcut olduğu 02/08/2016 ila sayacın söküldüğü 10/05/2017 arası dönem için) düzenlediği tahakkuk ve ek tahakkukta davacının sözleşmede yazılı olandan daha yüksek kurulu güç kullandığı (16,67 kw kurulu güç, 10 kw bağlantı gücü yerine 38 kw kurulu güç, 23 kw bağlantı gücü) ve davacının işletmesinin her gün 3 vardiya halinde kesintisiz 21 saat çalıştığı-elektrik tükettiği kabulüyle yaptığı hesabın, teknik bilirkişi tespit ve görüşleri karşısında kabulünün mümkün olmadığı ve davalı tarafça ispatlanamadığı, alınan uzman bilirkişi kök ve ek raporlarında buna ilişkin tespit ve görüşün ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık şekilde teknik terim ve verileriyle birlikte açıklandığı, raporda sözleşme kurulu gücü ile bağlantı gücü ve tek vardiya esas alınarak yapılan hesabın dosya kapsamına uygun olduğu, rapordaki bu hesap ve görüşe itibar edilmemesini gerektirecek bir hususa/delile rastlanmamakla raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, ancak davada menfi tespit talep edilebilecek tutar açıkça yazılmamış ve istirdat talep edilebilecek tutar hesaplanırken dava dilekçesinde davacının kabul ettiğini belirttiği kısım dikkate alınmamış olduğu, ancak bu hususun mahkememizce hesaplanabilir basit hesap niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, davadaki menfi tespit ve istirdat taleplerinin aşağıda detayı açıklandığı gibi kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu kaçak tahakkuku ile ek tahakkuk toplamı (25.346,80 TL+36.350,70 TL=) 61.697,50 TL’dir. Dava dilekçesinde bu tutarın 10.119,92 TL’sinin borç olarak kabul edildiği beyan edilip düşülerek 51.577,58 TL menfi tespit talep edilmiştir. Bilirkişi tarafından hesaplanan ve hükme esas alınan borç 20.565,84 TL olduğundan, davacı vekilince 10.119,92 TL borç düşülerek dava değeri bildirildiğinden, davada menfi tespit talebinin kabul edilemeyeceği, davacının sorumlu olduğu ve ödemesi gerektiği bakiye borç tutarı (20.565,84-10.119,92=) 10.445,92 TL’dir. Dolayısıyla menfi tespit talebinin kabul edilebileceği borç tutarı da (51.577,58-10.445,92=) 41.131,66 TL’dir.
Davacı istirdat dava değerini de, kabul ettiği 10.119,92 TL borç tutarını düşerek (ödenen 41.187,62 TL-10.119,92=) 31.067,70 TL şeklinde bildirmiştir. 10.119,92 TL borç ödemesi davacının kabulünde ve dava konusu edilmemiş olup, bu kısım ödenenden düşülerek dava değeri bildirildiğinden, istirdat istenen 31.067,70 TL’den, davada davacının bakiye borcu olarak raporla tespit edilen 10.445,92 TL düşüldüğünde, davada istirdat talep edilebilecek tutar (31.067,70-10.445,92=) 20.671,78 TL’dir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, davacı vekilince davadaki talebin takip dosyasıyla ilgili menfi tespit davası olmadığı, tahakkuklarla ilgili menfi tespit talebi olduğu şeklinde açıklanmış olup, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereği takip dosyasıyla ilgili bir hüküm kurulmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının düzenlediği 02/06/2017 tarihli kaçak tahakkuku ve aynı tarihli ek tahakkuk nedeniyle davacının davalıya 41.131,66-TL borçlu olmadığının tespitine,
Davadaki 31.067,70-TL istirdat isteminin kısmen kabulü ile, ödenen 20.621,78-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin menfi tespit ve istirdat istemlerinin reddine,
2-Alınması gereken harç 2.809,70-TL olup, 880,82 TL peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.928,88-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 177,00-TL, bilirkişi ücreti 1.100,00-TL olmak üzere toplam 1.277,00-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına (%80-%20) göre hesaplanan 1.021,60.TL’si ile (35,90-TL başvuru harcı, 880,82-TL peşin harç) 916,72-TL harç toplamı 1.938,32-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 300,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 60,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen tutar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 6.147,12-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen tutar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır