Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/14 E. 2019/969 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/52
KARAR NO : 2019/954

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 30/01/2019
KARAR TARİHİ: 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz (iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik kayıt kabul ve terkin talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi özetle;müflis şirketten müvekkilinin alacaklı olduğunu, alacak kaydının bulunduğunu, müflis şirketten alacaklı olanların belirlendiği sıra cetvelinin ilanın tebliğ işleminin taraflarına yapıldığını, ancak davalı bankanın alacağının 74.889.302,46-TL üzerinden kabul olunduğu, davalı bankanın rüçhanlı böyle bir alacağının bulunmadığını, yapılan yanlış kaydın müvekkiline ait alacağın tahsilini engellediğini, bankanın alacağının ekranlarında dahi 4.327.000,00-TL olduğunun değişik iş incelemesi ile kesinlik kazandığını, bu nedenle öncelikle davalının alacağının tamamının ya da belirlenen gerçek alacak dışında kalan bedelin iflas masasından terkinini, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesini, müvekkilin kabul edilmeyen 305.650,-EURO (1.030.560,10-TL) alacağının sıra cetveli gereği davalı alacaklıya ödenmesi öngörülen payla ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunu 236.maddesine göre iflas masasına geç kayıt bildiriminde bulunanların daha önce ilan edilen ve kesinleşen sıra cetveline itiraz edemeyeceklerini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/07/1994 Tarih, 1994/4547 Esas ve 1994/7432 Karar sayılı ilamında alacağını sonradan masaya kaydettirmiş olan alacaklının daha önce alacağı sıra cetveline geçmiş olan alacaklara itiraz edemeyeceğini, İcra ve İflas Kanunu açık hükmü ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşmiş içtihatlarına göre, geç alacak bildirimde bulunanın kendinden önceki alacaklara itiraz etme hakkının mevcut olmadığını, bu nedenle davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini, müvekkili bankanın ipotek alacaklısı olup, ipotek alacağına ilişkin icra takibinin yargı aşamasından geçerek kesinleştiğini, müteselsil kefaleti ile … A.Ş lehine yabancı para işletme kredisi ve T.P. gayri nakdi kredi tesis edilerek kullandırıldığını, bir alacaklının başka bir alacaklının alacağı hakkında terkin davasını açabilmesi için kendi alacağının kabulü ya da reddedilen alacağı için kayıt kabul davası açmış olması gerektiğini, müvekkili banka ipotek alacaklısı olduğundan ipotek sözleşmesi dahilinde rüçhanlı alacaklarını iflas masasına kayıt kabul talebinde bulunmasında ve masaya rüçhanlı alacaklı olarak kaydedilmesinde yasaya aykırılık olmadığını, masa mal varlığına dahil ve müvekkil bankaya ipotekli taşınmazların ihalesinin yapıldığı tarihte, müvekkili bankanın rüçhanlı alacağının 34.503,000,00-TL olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği 74.889.302,46-TL’nin olmadığını, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından hazırlanan sıra cetveli kesinleştiğinde davacının itirazlarının yerinde olmadığını, müvekkil bankanın alacağının varlığının yargılama konusu yapıldığını müvekkil bankanın takip talebinde belirtilen miktar kadar alacaklı olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, müflis şirketin müvekkil banka lehine tesis ettiği ipoteklerin limit ipoteği olduğunu,sıra cetvelinde limit dahilinde bulunan alacak ve faizlerin rüçhanlı kabul edildiğini, sözleşmelerin üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi için resmi şekilde yapılmalarının mevzuat gereği olduğunu, iş bu huzurdaki davanın reddini, yargılama harç ve masraflarının ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,davalının alacağının tamamının ya da belirlenen gerçek alacak dışında kısım var ise bu miktarın davalı tarafından talep edilip edilemeyeceği ve buna göre terkin olunmasının gerekip gerekmediği, ayrıca davacının kabul edilmeyen 305.650,-EURO (1.030.560,10-TL) alacağın davalı alacaklıya ödenmesi öngörülen payla ödenmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davanın sıra cetveline yönelik terkin ve aynı zamanda kayıt kabul davası olarak açıldığı,davalı şirket hakkında 26/10/2011 tarihi itibariyle iflas kararı verildiği,kendisine dava yöneltilen … Bankası A.Ş’nin ise 19/01/2012 tarihi itibariyle İstanbul …İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına istinaden kayıt kabul talebinde bulunduğu,sıra cetveline ilişkin ilanın 04/06/2014 tarihi itibariyle yapıldığı,davalı bankaya sıra cetveli ilanı ile karar örneğinin 17/06/2014 itibariyle tebliğ olunduğu,sıra cetvelinin kesinleştiği, 16/07/2019 tarihinde ise ikinci muvakkat dağıtım cetveli bilirkişi raporunda dağıtıma esas olarak birinci ve üçüncü sıra alacakların olduğu,dördüncü alacaklara ilişkin dağıtım bulunmadığı,ek sıra cetvelinin 06/12/2018 tarihi itibariyle gerçekleştiği,davacının geç kayıt masraflarını 07/11/2016 tarihi itibariyle yatırdığı, daha önceden müdürlük tarafından başkaca alacaklılara paylaştırmanın yapıldığı tartışmasızdır.
Davacının talebi İİK m.236 hükmünde belirtilen ve alacakların geç bildiriminden kaynaklanan talepten doğmaktadır.
İİK m.235 hükmüne dayalı olarak mahkememizce açılmış olan kayıt terkini davasının davacı yönünden 18/01/2019 tarihi itibariyle tebligat yapılmış olmakla süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
İİK m.236/f.5 ve m.235/f.2 hükümleri dikkate alındığından iflas idaresi tarafından geç başvuruda bulunan alacaklının alacağının reddine dair karar oluşturulduğu takdirde sıra cetveli düzeltilmiş olmadığından ilanı da söz konusu olamayacaktır.İİK m.234/f.2 hükmü uyarınca iflas idaresi geç olarak başvuruda bulunan alacaklıya,alacağın tamamen ret olunduğunu bildirdikten sonra geç başvuran ve alacağın tamamı ret olunan alacaklıya yapılan tebligattan itibaren onbeş gün içinde iflas idaresine karşı kayıt kabul davası açma iradesine haizdir.Ne var ki Yargıtay’ın yerleşik uygulanmasında da kabul olunduğu üzere bu alacaklının, daha önceki alacaklılar toplantısında alınan kararlar ve işlemler ile bağlılığı söz konusu olup bunlara itiraz edebilmesi mümkün değildir.(Yargıtay 19.H.D 07/07/1994 t. 4547E.7432K.sayılı ilamı) O halde iflas masasına başvuran alacaklının kanunda belirtilen şikayet ve itiraz süreleri geçmek suretiyle kesinleşen ve daha önce iflas idaresi tarafından düzenlenmiş olan, sıra cetveline karşı şikayet ve itiraz yoluna başvurabilmesi mümkün değildir.
Daha önce düzenlenmiş olan sıra cetveline karşı şikayet ve itiraz yoluna başvurulmasının mümkün olmaması ile ilgili usuli nitelendirmenin ayrıca irdelenmesi gerekir.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere “Sıfat, dava konusu subjektif hak(dava …) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleri ile ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı ile davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açısından) o davanın taraflardır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat (husumet) yokluğundan reddedilir.” (Prof. Dr. Baki Kuru-Hukuk Muhakemeleri Usulü-Altıncı Baskı-Cilt 1-2011-Sayfa 1157)
Bu çerçevede somut olay açısından davacı olan alacaklının,daha önce düzenlenmiş ve kesinleşmiş olan sıra cetveline karşı itiraz niteliğinde olmak üzere terkin ve/veya kayıt kabul talebinde bulunabilmesi için öncelikle ve gerçekten davacı sıfatının bulunması,bir başka deyişle davacının iddia etmiş olduğu hakkı mevcut maddi hukuk hükümlerine göre ileri sürebilmesi gerekir.Oysaki yukarıda açıklanan hükümler karşısında davacının dava dilekçesinde belirtilen hususlar ile ilgili dava açma yoluna gitmesi mümkün değildir.Nitekim Yargıtay kararlarında da geç kayıt talebinde bulunan davacının daha önce düzenlenen ve kesinleşen sıra cetveline itiraz edemeyeceği de vurgulanmıştır.Esasen geç başvuran alacaklının alacağı iflas idaresi tarafından kabul edilmiş ise alacaklı, daha önce kararlaştırılmış ve fakat henüz yapılmamış olan ikinci alacaklılar toplantısına katılabilir.(Prof.Dr.Baki Kuru,İcra İflas Hukuku El kitabı ,2006,s.1143)
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde dosyamız davacının 04/11/2016 tarihi itibariyle geç kayıt masrafını yatırdığı,14/11/2016 tarihi itibariyle kayıt dilekçesiyle alacağının iflas masasına kaydına talep ettiği, dayanak iflas kararının 03/05/2012 tarihi itibariyle kesinleştiği, davalı banka alacağının 21/05/2014 tarihi itibariyle düzenlenen sıra cetvelinde yer alıp sıra cetvelinin 04/04/2016 tarihi itibariyle ilan olunduğu,pay dağıtım cetvelinin düzenlemesi aşamasına gelindiği sabittir.Artık geç başvuran alacaklının,daha önce düzenlenmiş olan ve yasal sürelerin geçmesi nedeniyle kesinleşmiş bulunan sıra cetveline yönelik olmak üzere davalı banka alacağı ile ilgili terkin talebinde bulunabilmesi ve davacının iddia etmiş olduğu alacak miktarının davalı bankaya ödenmesi öngörülen pay ile ödenmesini talep edebilmesi noktasında aktif sıfatı bulunmamaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının aktif sıfat yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının aktif sıfat yokluğundan reddine,
2-Davalı banka vekille temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde gider avansının talep halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.19/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır