Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2019/894 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/139 Esas
KARAR NO : 2019/894

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı … Tic A.Ş arasında Genel Kredi sözleşmeleri imzalandığı ve davalılar … ve …’ın da bu sözleşmeleri müşterek ve borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borçlarının aksaması üzerine … 4. Noterliği’ nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile hesapların kat edilerek borcun ödenmesinin istenilmesine rağmen ödeme olmayınca borçlular hakkında … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçluların takibe borca imzaya, zamanaşımına faize faiz oranına ve ferilere itirazı ile takip durduğundan bu davanın açılma gereğinin doğduğunu, davalıların itirazlarının hukuki mesnetten yoksun olduklarını, müvekkilinin alacağının muaccel hale gelmesi için hesap kat ihtarı keşidesinin yeterli olduğunu, ayrıca borçlu ve kefillere tebliğinin zorunlu olmadığını, bu yönde Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, müvekkili alacağının ihtar ile muaccel olduğu takibe konu alacağın hesaplanma şeklinin ihtarnamede ve takip talebi ekinde ayrıntılı olarak gösterildiğini, banka kayıtlarında yapılacak bilirkişi ile nakit ve gayri nakit alacakların tespit edilebileceğini, gayri nakit alacaklarının devam ettiği ve takibe konu nakit ve gayri nakit alacak kalemlerinin borçlu ve kefillerden talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığınu, davalıların zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığını ve imzaya yönelik itirazların asılsız olduğunu, bu nedenle itirazın iptaline, … 1. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takibin takip talebindeki şartlarla devamını, davalı borçlular aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının 967,82 TL’lik alacağının teminat mektupları komisyonlarından oluştuğunun belirtildiği mektupların … ile … arasında düzenlendikleri ve takip 08/12/2011 de açıldığından 5 yıllık zaman aşımına uğradığını, mektupların da 04/11/1992 ile 03/10/2000 arasında düzenlenmiş olmaları nedeniyle zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, talep edilen çeklerin teslimlerinin kanıtlanamadığını, 276 adet çekin zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğinden %126 temerrüt faizi işletemeyeceğini, teminat mektubu bedeli olarak da 2.692,28 TL depo edilmesi talebinin de yasa ve örnek kararlara aykırı olduğunu, 276 çekin çek sahibi şirkete tesliminin ispatlanamadığını, davacının 12-16 yıl önce verdiğini iddia ettiği çek yapraklarından dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından depo talebinin yersiz olduğunu, bankaların sorumluluğunun 10 yıl ile sınırlı olduğunu, imzaların müvekkillerine ait olmadığını takip öncesi ve sonrası dönem için talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddini, kötü niyetli alacağın %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma öncesi bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 26/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalıların her ikisinin de kefil sıfatıyla borçlu bulunmaları nedeniyle kendilerine ihtar tebliği sağlanamadığından davalıların takipte temerrüde düştüklerini, bu nedenle davalılardan takip öncesi temerrüt faizi istenemeyeceğini ancak 26/08/2011 takip tarihi itibariyle 967,82 TL asıl alacak 2.533,75 TL akdi faiz ve 126,69 TL de gider vergisi olmak üzere toplam 3.628,26 TL nakit alacak isteminin mümkün olduğunu, davacı yan ise 967,82 TL asıl alacak 3.776,92 TL temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yıllık %26 temerrüt faizi, 188.84 TL faizin %5 gider vergisi 337,60 TL masraf ve 13,54 TL de kat tarihinden temerrüt tarihine kadar %84 akdi faiz olmak üzere toplam 5.284,72 TL talepte bulunduğundan davacının tespitleri aşan nakit alacak isteminin yerinde olmadığını, davacının talep ettiği 337,60 TL masrafın ne olduğunu izah ederek yapılan ödemeye ait makbuzun ibraz edilmesi kaydıyla alacağa bu tutarında masraf olarak eklenmesinin mümkün olduğunu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 967,82 TL matrah üzerinden ve 26/08/2011 takip tarihinde en yüksek kredi faiz oranının %84 olduğuna dair faiz genelgesini sunması halinde bunun %50 fazlası olan %126 oranında temerrüt faizi ile bunun %5 gider vergisinin istenebileceğini, bu nedenle kefil sıfatını haiz davalılardan teminat mektubu ve çek yaprakları sorumluluk bedellerinin blokesinin istenilemeyeceğini, aksi görüş halinde dava konusu mektuplar için 2.677,27 TL ve çekler için de 150.420,00 TL istem nakit bloke isteminin mümkün olacağını, kefillerin kefalet limitleri bu tutarlardan fazla olmak üzere 1.347,500 TL olduğundan bundan sonraki faiz ve ferilerden de sorumlu sayılacağını mütalaa etmiştir.
Mahkememiz dosyasında;
“Davalı taraf 29/08/2013 tarihinde 967,82 TL asıl ve 2.670,27 TL komisyondan kaynaklı alacak toplamı olan 3.645,09 TL nakdi alacağı kabul ettiğinden kabul nedeniyle davanın kısmen kabulüne, takipten itibaren tahsile kadar sözleşme şartlarına uygun olmakla %126 faiziyle birlikte tahsiline, her ne kadar gayrinakti alacak talebinde bulunulmuş ise de çek teslimlerinin kanıtlanamadığı bu nedenle istenebilirlik şartlarının denetlenemediği görülmekle çek depo taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş kabul edilen miktar nedeniyle haksız itirazda bulunan davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin” karar verilmiş;
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 21/12/2015 tarih ve 2015/6251 Esas 2015/17317 Karar sayılı ilamı ile ”Davacı banka icra takibinde 967,82 TL asıl alacak ve ferileri ile halen meri bulunan teminat mektupları için 2.692,28 TL ve 276 adet çek yasal sorumluluk bedeli karşılığı 150.420,00 TL olmak üzere toplam 153.284,72 TL yönünden depo talep etmiştir. Davalılar vekili, 29.08.2013 tarihli dilekçesi ile icra takibinde istenen 967,82 TL nakdi alacak ve ferileri ile teminat mektuplarına ilişkin olarak 2.692,28 TL bedelin deposuna yönelik talebin kabul edildiğini, 276 adet çek yasal sorumluluk bedelinin deposu yönünden talebin reddine karar verilmesini beyan etmiştir. O halde, davalılar vekilinin kısmi kabul beyanının aksine mahkemece, teminat mektupları için istenen depo talebinin nakdi alacak kapsamında kabul edilerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı bankanın, asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekir. Mahkemece, sözleşmede bu konuda kefillere yönelik bir hüküm bulunup bulunmadığı üzerinde durulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediği gibi kabule göre de, davacı bankanın gayrinakti depo talebi reddedildiği halde davacı banka aleyhine bu yöndeki talep bakımından maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmakla, davalılar vekili tarafından 07/03/2016 tarihli karar düzeltme dilekçesi sunulmuş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 07/02/2019 tarih ve 2018/80 Esas 2019/752 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş ve dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 21/12/2015 tarih ve 2015/6251 Esas 2015/17317 Karar sayılı bozma ilamına uyularak, bozmaya uygun karar verilebilmesi bakımından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin özellikle kefillerin kefaletini içerir genel kredi sözleşmelerinin incelemeye alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı bankanın, asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulanabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri incelenmiş ve sözleşmede bu konuda kefillerin sorumluluğuna ilişkin açık bir hüküm olmadığı anlaşılmıştır. Sözleşmede, kefillerin çek yaprak bedellerinden sorumluluğuna dair açık hüküm bulunmaması sebebiyle çek yasal sorumluluk yönünden depo taleplerinin reddine karar verilmiş, … 1 icra müd. … esas sayılı dosyasında davalı tarafın 29/08/2013 tarihinde 967,82 TL asıl ve 2.670,27 TL komisyondan kaynaklı alacak toplamı olan 3.645,09 TL nakdi alacağı kabul ettiğinden kabul nedeniyle davanın bu talep yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş,Yargıtay kararı doğrultusunda davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş,reddedilen gayrinakti depo talebi yönünden davacı aleyhine bu yöndeki talep bakımından maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(“Dair” kısmında kanun yolunun Yargıtay olarak belirtilmesi gerekirken sehven İstinaf olarak belirtildiği gerekçeli kararın yazımı esnasında farkedilmiştir.)
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-… 1 icra müd. … esas sayılı dosyasında davalı tarafın 29/08/2013 tarihinde 967,82 TL asıl ve 2.670,27 TL komisyondan kaynaklı alacak toplamı olan 3.645,09 TL nakdi alacağı kabul ettiğinden kabul nedeniyle davanın kısmen kabulüne, 967,82 TL asıl alacağa takipten tahsile kadar %126 faiz ile bu faize %BSMV faizi ile davalı taraftan tahsiline, gayri nakdi alacaklar yönünden talebin reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kötü niyet tazminatının reddine,
2-Davacı yararına icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 248,99 TL harcın peşin alınan 1.560,30 TL harçtan mahsubu ile, bakiye 1.311,31 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 248,99 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 673,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 15,49 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan 118,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 115,28 TL’ sinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, davacının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/12/2019

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır