Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/136 E. 2020/541 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/136 Esas
KARAR NO : 2020/541

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/03/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı … 08.04.2013 tarihinden bu yana … Ltd .Şti.’nin ortağı olduğunu, bu güne kadar şirket hakkında diğer ortaklardan bilgi alamadığını, şirket bilançolarının kendisine gösterilmediğini, kar dağıtımı yapılmadığını, şirketin kayıtlı olduğu adreste faaliyette bulunmadığını, şirketin faaliyet konusunda uzaklaştığını, sürekli zarar ettiğini, mal varlığının israf edildiğini, hakkında icra takibinin olduğunu, şirket faaliyetlerinin durduğunu, ortaklar arasında güven İlişkisinin sona erdiğini, şirket müdürünün şirketi iyi idare edemediğini, şirketin devamlı olarak zarar ettiğini, şirketin ortaklık mevcudunun kalmadığını, diğer ortaklara ulaşamadığını belirterek TTK 638/2. maddesi hükümleri gereğince haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalılara dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalılardan … cevap dilekçesinde özetle: davacı ve diğer davalılarla birlikte dava konusu şirkette ortak olmasına rağmen, söz konusu şirket ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, şirketin faal olup olmadığından, ne iş yaptığından, şirket merkezinden ve defterler ile kayıtlardan hiç haberi olmadığını, şirket ortaklığının kağıt üzerinde kaldığını, bu nedenle kendisinin de şirket ortaklığından çılartılmak istediğini, davacının davasını kabul ettiğini belirterek davaya karşı cevaplarının kabulü ile dava konusu şirket ortaklığından kendisinin de çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı …ne ait tüm kayıtlar, SGK ve Vergi Dairesi Başkanlığından şirketin ticari faaliyetine ilişkin bilgiler ve borç kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
Mahkememizce dava dosyası limited şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkmaya izin verilmesi talebine ilişkin haklı sebeplerin varlığı, özellikle şirket kayıtlarının incelenerek haklı sebep olarak bildirilen ortaklıktan bilgi alamama, kar dağıtımı yapılmama, şirket bilançolarının gösterilmemesi, şirketin faaliyetinin durması ya da faaliyetinin son bulması, şirketin amacından uzaklaşması gibi hususların değerlendirilmesi için İAÜHF Öğr. Üyesi Dr. … ve SMMM …’ tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu 02/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak: “…Haklı sebebe sonuç bağlanan hallerden bir tanesi de ortaklık sözleşmelerinde ortaklığın feshi ve yine buna bağlı olarak ortaklıktan çıkma-çıkarma halleridir. Genel olarak söylenebilir ki, ilgili hükümlerde, haklı sebeple feshin yanında ortaklığın sona erme sebepleri şahsında doğan yahut feshi talep eden ortağın ortaklıktan çıkarılması kabul edildiği gibi (çıkarma), ortağın haklı sebeplerin mevcudiyeti halinde şirketten çıkmasına da (çıkma) müsaade edildiğinin, TTK.’da limited ortaklığın, ortaklardan birinin talebi üzerine ve haklı sebeplerden dolayı mahkeme kararıyla sora erebileceği düzenlenmiştir. Keza, haklı sebeplerin varlığı halinde ortak, limited ortaklıktan mahkeme kararı ile çıkma hakkına da sahiptir. Haklı sebeple çıkma devasında yerleşik Yargıtay İçtihadı uyarınca husumetin yalnız şirkete yöneltilmesi gerektiği, mevcut durum itibariyle , davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların somut bir biçimde tespiti açısından dosyaya, dava dilekçeleri ve ticaret sicil belgeleri dışında belge sunulmadığından sağlıklı bir tespit yapma imkanı olmadığı, bununla birlikte şirketle beraber husumet yöneltilen davalı ortağın şirketin gayrı faal olduğu, şirket ortaklığımı kağıt üzerinde kaldığını beyan ettiği, dosya içeriğinde bu hususu doğrulayacak şekilde davalı şirketin sicile kayıtlı adresinde bulunmadığı, statünün tescili, hisse devirleri ve şube kapanışı ile merkez değişikliğine ilişkin karar dışında tescil edilmiş bir ortaklar kurulu kararı ve yapılan olağan ortaklar kurulu toplantısı da olmadığının görüldüğü, bununla birlikte ulaşılabilir ise şirket ticari defter ve belgelerinin dosyaya ibrazının sağlan ırak ticari faaliyet bulunup bulunmadığı, yine SGK ve Vergi İdaresi’ne yazı ile şirketin tahakkuk edecek vergiye esas vergi matrahı ve dolayısıyla ticari işlemi bulunup bulunmadığının tetkikinin mahkememizin takdirlerinde olduğu, tüm bu veriler ile birlikte ortaklık ticari faaliyeti bulunmadığı tespit edilir ise ortaklığın gayrı faal hale gelmesinin ortaklıktan çıkma için haklı sebep teşkil edebileceği kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava, limited şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi isteminin şirkete husumet yöneltilerek açılması gerektiği, şirket ortaklarına karşı husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, esasen husumetin yalnızca şirkete yönetilmesinin yeterli olması karşısında (Y.11.H.D. 2012/8380 E. 2013/8291 K.; Y.11.H.D. 2019/1347 E. 2019/7713 K.), dosyaya getirtilen ticaret sicil kayıtlarına göre şirket ortakları olan davalılar … ve … için açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Ayrıca, davalı … cevap dilekçesinde, davayı kabul ettiğini ve kendisinin de şirket ortaklığından aynı haklı sebeplerle çıkarılmasına izin verilmesini talep etmiş ise de; TTK’ nın 639. maddesi hükmü uyarınca çıkmaya katılması için gerekli yasal koşul ve prosedürlerin yerine getirilmediği gibi ayrı bir dava da açılmadığından beyanları, hukuken bir anlam ifade etmemektedir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’ in 08/04/2013 tarihinden beri davalı …nin ortağı olduğu, ancak şirket hakkında bilgi alamaması, bilançonun kendisine gösterilmemesi, şirketin sürekli zarar etmesi ve faaliyetlerine son vermesi nazara alındığında haklı sebeplerle ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir. Benzer düzenleme yürürlükten kalkan 6762 sayılı TTK 551/2 maddesinde de bulunmaktadır. Anılan düzenleme ile ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Ancak “haklı sebeplerin” nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacı …’ in haklı sebep olarak; şirketin işleyişi ile ilgili diğer ortaklardan bilgi alamadığı, şirket bilançolarının kendisine gösterilmediği ve kar dağıtımı yapılmadığına dayanmış ise de, işbu davadan evvel davalı şirkete herhangi bir şekilde bilgi alma ya da bilançoların kendisine gösterilmesi için bir talep yönelttiğine ilişkin dosyaya delil ibraz etmemiş ve bu nedenle de bu iddialarını ispatlayamamıştır. Mahkememizce, yine de davacının talebi doğrultusunda eksik tahkikat yapılmaması için davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verilmiş, fakat yasal ihtaratlara rağmen davalı şirketin ticari defter ve belgelerine ulaşılamamış, bu yönde araştırma yapılamamıştır. Ancak, davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle davacı iddialarının sabit olduğu zaten kabul edilmez, zira davacı tarafından haklı sebep olarak ileri sürülen şirketin işleyişi ile ilgili diğer ortaklardan bilgi alamama ve bilançonun kendisine gösterilmemesi iddiaları defter incelemesi ile değerlendirilebilecek hususlardan değildir. 6102 sayılı TTK’nın 616. madde (6762 sayılı TTK’nin 539/4.) hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılması da mümkün bulunmamaktadır. Karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, davacının haklı sebep olarak ileri sürdüğü iddiaları ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Konuya ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2348 Esas, 2019/4042 Karar sayılı ilamında “… Davacı, haklı sebep olarak kendisine bilgi verilmediği, şirket kayıt ve defterlerini inceleyemediği ve kar payı verilmediğine dayanmışsa da, işbu davadan evvel davalıya herhangi bir şekilde bu yönde bir talep yönelttiğine ilişkin bir delil ibraz etmemiş ve bu nedenle iddiasını ispatlayamamıştır. Ayrıca, mahkemece, davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle davacı iddialarının sabit olduğu kabul edilmiş ise de, davacı tarafından haklı sebep olarak ileri sürülen kendisine bilgi verilmemesi, kayıt ve defterlerin incelenemediği iddiaları defter incelemesi ile değerlendirilebilecek hususlar değildir. 6102 sayılı TTK’nın 616.madde (6762 sayılı TTK’nin 539/4.) hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılması da mümkün bulunmamaktadır. Karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, davacının haklı sebep olarak ileri sürdüğü iddiaları ispatlayamadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken,..” şeklinde bu durumu vurgulamıştır.
Davacı …’ in haklı sebep olarak; şirketin faaliyet konusundan uzaklaştığı, sürekli zarar ettiği, kar sağlayamadığı, aleyhinde icra takiplerinin açıldığı, şirketin faaliyetinin sona erdiği, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona bulduğuna yönelik haklı sebep iddialarına gelince; sırf ortakların bir araya gelmemesinin, birlikte aktif olarak çalışılmamasının ortaklar arasındaki güven ilişkisini sona erdirmeyeceği, ortaklığa devam edilmesini engelleyecek düzeyde güven kaybı yaşandığına ilişkin davacı tarafından dosyaya herhangi bir delilin de ibraz edilmediği, bununla birlikte şirketin zarar etmesi, kar sağlayamaması, aleyhinde icra takibi açılması, kuruluş amacından uzaklaşması ya da vergi mükellefiyetinin resen terkettirilmesi sonucunda ticari faaliyetin son bulması hususları tek başına ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi için haklı sebep oluşturmayacaktır. Ticari hayatın olağan akışı içinde, şirketlerin kar etmesi kadar, zarar etmesi ve ticari hayatlarının kötü seyretmesi de mümkündür. Dolayısıyla kar sağlayamama, zarar etme ve şirket aleyhinde icra takibi yapılması gibi hususlar ticari hayatın içindeki muhtemel durumlar olup, ortaklıktan çıkmak için tek başına haklı sebep değildir.
Konuya ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1000 Esas, 2019/1600 Karar sayılı ilamında “…somut olayda sırf ortakların bir araya gelmemesi, aktif olarak çalışmaması, şirketin sürekli zarar etmesi ve davalı şirketin kuruluş gayesinden sapmış ve gayesini gerçekleştiremeyecek duruma gelmiş olması ve vergi mükellefliğinin re’sen terkettirilmesi hususları şirket ortaklığından çıkma için tek başına haklı sebep oluşturmayacaktır. Davalı şirketin ortakları arasında ortaklığa devam edilmesini engelleyecek şekilde güven unsurunu sarsıldığı hususu dosya kapsamındaki deliller ile ispatlanamamış ve ortaklıktan çıkmanın yasal koşulları oluşmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir….” şeklinde ifade edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, limited şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkmaya izin verilmesi davasının yalnızca şirkete husumet yöneltilerek açılması gerektiği, bu bağlamda davalı şirket ortaklarının eldeki dava dosyası bakımından husumetlerinin bulunmadığından şirket ortakları olan davalılar yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davalı şirket bakımından ise davacının TTK’ nın 638/2. maddesi hükmü uyarınca dava dilekçesinde limited şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi için ileri sürdüğü haklı sebepleri ispatlayamadığı anlaşılmakla, davanın davalı şirket yönünden esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde güküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davalılar … ve …’e yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davalı şirket yönünden haklı nedenlerle ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacının yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/11/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)