Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/100 E. 2020/276 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/100 Esas
KARAR NO:2020/276

DAVA:İstirdat (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/12/2015
KARAR TARİHİ:17/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine, kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesi sebebiyle alacaklısı … olarak …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla 26.02.1999 tarihli icra takibi başlatıldığını, kefilin sorumlu olduğu anapara alacağının 15.000-TL olarak belirtildiğini ve takipte yıllık % 180 faiz oranı talep edildiğini, icra dosyasının davalı … A.Ş. tarafından temlik alındığını, icra dosyasının takipsiz bırakılıp işlemden kaldırıldıktan sonra … E. Sayılı yeni numara aldığını, takibe dayanak olan kredi sözleşmesinin faize ilişkin bölümü davacı tarafından imzalanmadığı için, davalı yanın en fazla değişen oranlarda ticari avans faizi isteyebileceğini, kabul anlamına gelmemek üzere kredi sözleşmesinin faize ilişkin bölümü geçerli kabul edildiğinde, Sözleşmenin 46. Maddesinde Temerrüt faizi başlığı altında, uygulanacak temerrüt faizinin kısa, orta, uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının veya ileride arttığı taktirde artış sonucu bunlardaki en yüksek olanının % 50 fazlası nispetinde temerrüt faizi ödeneceğinin yazıldığını, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığından davacıya ait haciz konulan taşınmazın İcradan 595.000 TL’ye satıldığını, satış sonrası sıra cetveli yapılarak davalının yıllık % 180 faiz talep ettiği ana borcu 15.000-TL olan …. İcra Müdürlüğümün … E. Sayılı dosyasına 468.238,50-TL ödeme yapıldığını, harç ve vekalet ücreti kesintisi yapıldıktan sonra 30.09.2015 tarihinde davalı yan hesabına icra dosyasından 462.998,58-TL ödeme yapıldığını, sözleşmedeki faiz oram geçerli olmadığından müvekkilin ödemesi gereken tutarın anapara borcu 15.000-TL’ye değişen oranlarda ticari avans faizi işletilerek tahsil edilmesi gerektiğini, müvekkilden tahsil edilmesi gereken tutarın 4-5 misil fazla para tahsil edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere sözleşmedeki faiz oranı kabul edilecek olursa yıllık % 180 faizin sabit olmayıp her sene değişen oranlarda; kısa, orta, uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının veya ileride arttığı/azaldığı taktirde artış sonucu/azalış sonucu bunlardaki en yüksek olanının % 50 fazlası olması gerektiği belirtilerek, davalının müvekkilden fazladan tahsil ettiği tutarın iadesi İçin fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydıyla HMK 107ye göre şimdilik 10.000 TL’nin, paranın davalıya ödendiğini, 30.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri, ücret-i vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil … A.Ş.’nin alacak temlik sözleşmelerine dayanan alacakları için davacı aleyhine …. icra Müdürlüğü’nün … E., (Eski no: … E. ) sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, alacakların Alacak Temlik Sözleşmesi ile … A,Ş. den Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (…) bilahare 17.02.2006 tarihinde Kredi Alacağı Temlik Sözleşmesi ile müvekkil … A. Ş.’ne temlik edildiğini, davacının icra takibine dayanak yapılan, müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinin bir bütün olduğunu, davacı ve diğer borçluların sözleşme İçeriğini kabul ederek sözleşmeyi imzaladığını, davacının bu kredi sözleşmesini İmzalamadığını ya da sözleşmedeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmediğini, ortada geçerli ve taraflarca kabul edilmiş bir sözleşmenin mevcut olduğunu, Banka tarafından gönderilen …. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde hesap kat edilerek davacı ve diğer borçlulara 127.03.1998 tarihi itibari ite oluşan nakit kredi borcu tutarı 16.292,61 TL ynin iş bu tarihten itibaren ödeme gününe kadar yürütülecek % 180 temerrüt faizi ve BISMV, KKDF ve diğer yasai talileriyle bitlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin Genel Kredi Sözleşmesine dayanılarak borcun ödenmemesi üzerine başlatıldığı, sözleşme ve ihtarnameye uygun olarak takipte % 180 temerrüt faizi talep edildiğini, davacı ve diğer borçlular yönünden kesinleşen takibe müvekkil şirket adına devam edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davacı borçlu Haluk Levent Başaran adına kayıtlı İstanbul’daki taşınmaz satılarak paraya çevrildiğini, İcra müdürlüğü tarafından davacı borçlunun sorumlu olduğu tutar dikkate alınarak yapılan dosya kapak hesabı ve sıra cetveli neticesinde müvekkil adına dosyadan tahsilat yapıldığını, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine göre belirlenen faiz oranının geçerli olduğunu, 01,07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 8/1. Maddesinde ticari İşlerde faiz oranın serbestçe belirleneceğini, 9. Maddesinde ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili hükümlerin uygulanacağı hükme bağlandığını ve 6098 Sayılı TBK.nun 88. ve 120. Madde hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağına dair Yargıtay kararı belirtilerek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatı bulunan davacı tarafından icra dosyasına fazladan ödeme yapıldığı iddiasına dayanan istirdat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinin faize ilişkin hükümlerinin yer aldığı sayfanın davacı kefil tarafından imza edilmemesi sebebi ile sözleşmedeki faize ilişkin hükümlerin geçersiz olup olmadığı, asıl alacağa uygulanması gereken temerrüt faizi oranının ne kadar olacağı hususlarında toplanmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesine göre; kefaletin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesine bağlıdır. Kefalet limiti, sözleşmede belirtilmemiş olmakla birlikte sözleşme içeriğinden kefilin sorumlu olduğu azami miktar anlaşılabiliyorsa, kefaletin geçerli olacağı 12.04.1944 tarih 14/13 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı kefil tarafından imza edilen genel kredi sözleşmesinin farklı bir genel kredi sözleşmesi olduğu veya davacı kefilin durumunun ağırlaştırıldığı iddia edilmemiş; sözleşmede yer alan kefil imzası da inkar edilmemiştir. Davacının kefaletinin geçerliliği için sözleşme sayfalarının tamamının imza edilmesi zorunluluğu bulunmadığından sözleşmedeki faize ilişkin hükümlerin geçersiz olacağı iddiası yerinde görülmemiştir.
İcra takibinde uygulanması istenen temerrüt faizi oranının ( %180) sözleşmeye uygun olup olmadığı ve davacının ödeme ve dava tarihi itibari ile fazladan ödemede bulunup bulunmadığı konusunda yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve dosya kapsamından; … AŞ.nin ….İcra Müdürlüğünün …(eski no: …E) sayılı dosya alacağının …’ ye temlik edildiği, … tarafından da alacağın davacı şirkete temlik edildiği, dava dışı asıl borçlu … ile … AŞ arasında akdedilen 05/09/1997 tarihli 15.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinde davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın katedilerek asıl borçlu ve davacı kefilin genel kredi sözleşmesinde yer alan adreslerine …. Noterliğinin … tarih … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, ancak ihtarnamenin tebliğ edilemediği, genel kredi sözleşmesinin 54. Maddesi gereği asıl borçlu ve kefil yönünden 27/03/1998 tarihi itibari ile temerrütün gerçekleştiği, temerrüt tarihi itibari ile bankanın asıl borçludan 16.292,62 TL, takip tarihi itibari ile ise toplam (ihtarname sonrası yapılan 4.827,04 TL lik ödemenin tenzili sonrası) 29.683,23 TL alacaklı olduğu, davacı kefilin borçlunun temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile sınırlı sorumlu olduğu ancak davacı hakkında başlatılan icra takibinde davacı kefilin 15.000 TL ile sınırlı sorumlu olduğu belirtildiğinden taleple bağlı kalınarak takip tarihi itibariyle 15.000 TL lik borca genel kredi sözleşmesinin 46. Maddesi kapsamında % 172,50 oranında temerrüt faizi yürütülmesi neticesinde 30/09/2015 tarihinde hacizli taşınmazın satışından elde edilen 468.238,50 TL lik ödeme neticesinde borcun sona ermediği, 30/09/2015 tarihi itibariyle davacı kefilin toplam 490.013,26 TL lik borçtan sorumlu olduğu , ödeme ve dava tarihi itibari ile davacı tarafından icra dosyasına fazladan yapılan ödeme bulunmadığı tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarından anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 170,78 TL harçtan tahsil edilmesi gereken 54,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açıkolmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/07/2020

Katip …

Hakim …