Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/960 E. 2021/80 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/960 Esas
KARAR NO : 2021/80

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … şirketi tarafından 14/07/2018 tarihinde … Kalite Kontrolü Müdürlüğü Kalite değeri bölümüne başvuru yapılarak Tıbbi Laboratuvar Malzemelerinin ithal edilmesi için talepte bulunulduğunu, yapılan değerlendirme sonucunda … Bölgesi İlaç ve Tıbbi Malzeme Kalite Kontrolü Müdürlüğü Kalite Değeri Bölümü müdür … imzası ile müvekkili şirkete tıbbi laboratuvar malzemelerinin ithalatı için soğutucu kasalı araçla nakil edilmesi ile 90 gün süre verildiğini, Müdür … tarafından imzalanan ruhsatı davalı şirketin gümrük işlemlerini yapılan birime iletildiğini, gereğinin yapılmasını talep ettiğini, 90 gün içerir ruhsatta belirtilen koşula rağmen müvekkili şirketin tıbbi laboratuvar malzemelerini içerir malların soğutucu kasası bulanan araçla nakil edilmediğini, davalı şirketin soğutucusu olmayan … plaka sayılı araç ile nakledilmek istenen ürünlere … Malzeme Kalite Kontrolü Müdürlüğü Kalite Değeri Bölümü Sağlık Karantinası birimi tarafından 06/08/2018 tarihinde yapılan denetim sonucu el konulduğunu, davalı … Ticret A.Ş şirketinin 34 numaralı raporda kendisine yapılan yazılı bildirime rağmen müvekkili şirkete hiçbir şekilde birimde bulunulmadığını, yüke el konulmasının sebebi kendisinin koşullara uygun olmayan taşımacılığının neden olduğunu, müvekkili şirkete ait olan yükün imhası için 06/08/2018 tarihinde talepte bulunarak müvekkil şirketi 12.655,40-USD zarara uğradığını, icra takip sürecinin başlatılmasıyla birlikte davalının itirazı olan borç tutarı 12.702,64-USD’ ye ulaştığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın karşılanması için … 26. İcra Dairesinin … E.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi, davalı … A.Ş’ nin itirazı sonucu 20/09/2018 tarihinde durdurulduğunu izah edilen nedenlerle davalının … 26. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına ait itirazın iptalini, %20′ den aşağıya olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yurt dışına kargo taşımacılığı yapan alanında lider bir kargo firması olduğunu, müşterilerinin taşınmasını istedikleri koli/paket/çuvalları faturası ile birlikte müvekkili şirkete teslim edildiğini, davacı ile müvekkili arasında tıbbi laboratuvar malzemelerinin taşınması hususunda anlaşıldığını, 31/07/2018 tarihli fatura düzenlendiğini, taşıması yapılacak olan malın hangi araçla ne şekilde taşınacağı hususu ihracatı yapan şirket veya alacı müşteri tarafından taşımacılığı yapacak olan müvekkili şirkete bildirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin gümrük işlemlerini gerçekleştiren şirket ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, farklı bölgelerde gümrük işlemleri ile ilgili bilgi aldığı sözleşmesel ilişkisi bulunan gümrük şirketleri bulunduğunu, davacının kendi sözleşmeli çalıştığı ”…” isimli gümrük müşavirine bildirim yapması veyahut izin belgesi sunulması müvekkili şirkete bildirim yapıldığı sonucunu doğurmadığını, Irak menşeili gümrük müşavirliği şirketine gönderilmiş olan ruhsat üzerinde soğutucu kasalı araçla taşınması gerektiği hususunun belirtilmiş olması, bildirimin müvekkili şirkete yapıldığının ispatı olmadığını, bildirimin gümrük şirketine yapıldığından müvekkili soğutuculu araçla taşınmasına ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığından ve zararın malzemelerin soğutuculu araçla taşınmamasından kaynaklandığından müvekkili şirkete yöneltilebilecek herhangi bir husumet bulunmamakta olup davacının davacındaki haklılık iddiasının tek sebebi ruhsatı göndermiş olmak olduğundan davasını olsa ruhsatı göndererek bildirimi yaptığı gümrük şirketine yöneltmesi gerektiğini, meydana gelen zarar davacının malzemelerin soğutmalı araçla yapılacağı bildirimini yapmamış olması nedeniyle davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, meydana gelen hasardan TTK’ nun 878.maddesi gereği müvekkili taşıyan şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı gönderenin TTK gereği, gerekse eşyaların kara yolundan uluslararası nakliyatı için mukavele sözleşmesi gereği eşyanın niteliği ve taşımanın yapılacağı aracın niteliğine ilişkin olarak taşıyana beyanda bulunma yükümlülüğü bulunmadığını, davaya konu ürünlerin imhasına ilişkin onay müvekkili şirket tarafından verilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirket aleyhine herhangi bir sorumluluğun atfedilemediğini, arz ve izah edilen nedenlerle öncelikle zararın muhatabı müvekkili şirket olmadığından husumet yokluğu nedeniyle reddini, aksi halde esastan reddini ve haksız ve kötü niyetli icra takibine girişilmiş olması nedeniyle davacı aleyhine alacak değerinin %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, tıbbı malzemelere ait faturalar, imha evrakları ve ruhsat yazıları celp edilmiş, incelenmiştir.
Bilirkişi heyeti … ile … tarafından dosyaya sunulan 24/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…’ dan …’ ye yapılan taşımanın CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu, Taşıma konusu yükün 160 kg enjeksiyon ithalat ruhsatında yazan soğutucu kasalı araçla taşınmaması sebebiyle … makamlarınca imha edildiği, Gönderen davacının CMR m.18/4′ e göre taşıma konusu yükün soğutucu kasalı araçla taşınması hususunda taşıyıcıya özel bir talimat verdiğinin tespit edilememesi sebebiyle davalı taşıyıcının sorumluluğuna gidilemeyeceği” mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Bilirkişi heyeti … ile … tarafından dosyaya sunulan 23/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “24/06/2019 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüş ve kanaatlerinin aynen korumakta oldukları” mütalaa edilmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinde eşyanın tam hasara uğramasından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; … Malzeme Kalite Kontrolü Müdürlüğü Kalite Değeri bölümüne yapılan başvuru sonucunda davaya konu tıbbi laboratuvar malzemelerinin ithal edilmesi için talebin kabul edildiği, davacı şirketin başvurusunun kabulü üzerine Irak Bölgesel Hükümeti Sağlık Bakanlığı tarafından malzemelerin ithalatına yönelik olarak ruhsat çıkartıldığı, ilgili ruhsat belgesinde tıbbi malzemelerin soğutucu kasalı araçlarla ve 90 gün içinde nakil edilmesinin gerektiğinin bildirildiği, bu durum üzerine taraf şirketler arasında … bölgesinden tıbbi malzemelerin ülkemize ithalatına yönelik olarak taşınması hususunda anlaşmaya varıldığı, ancak taşımanın ruhsatta gösterildiği üzere soğutucu kasalı araçla yapılmamasından dolayı Gümrük Müdürlüğü tarafından tıbbi malzemelere el konularak imha edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, taşımanın soğutucu araçla yapılmamasının ve tıbbi malzemelere bu nedenle el konularak imha edilmesinden dolayı davalı taşıyıcının kusurlu olduğunu, ilaç bedellerinin kendisine ödemesi gerektiği iddia ve talep ederken; davalı, tıbbi malzemelerin soğutucu araçla taşınmasına yönelik olarak kendilerine herhangi bir bildirim yapılmadığını, davacının soğutucu kasalı araçla taşımaya yönelik bu özel bildirimi yapmadığı için kendisinin kusurlu olduğunu savunmaktadır.
Uyuşmazlık, tıbbi malzemelelerin soğutucu kasalı araçla taşınmamasında hangi tarafın kusurlu olduğu konusunda toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında yazılı bir taşıma sözleşmesi ya da CMR senedi bulunmamaktadır. Taşıma sözleşmesinin varlığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamakla birlikte, sözleşmenin kurulmasına yönelik mail yazışmaları dosyaya delil olarak sunulmuştur. İlgili mail yazışmalarına geçilmeden evvel, bilindiği üzere, CMR 18/4 maddesi hükmü uyarınca, eğer taşıma malın sıcağa, soğuğa, ısı derecesindeki değişimlere ve rutubete karşı koruyacak şekilde donatılmış taşıtlarla yapılıyorsa, taşıyıcı madde 17/4 (d) deki avantajdan faydalanmayı talep edemez. Ancak, bu tür donanım seçilmesi ve kullanılması ile ilgili kendisine düşen önlemleri aldığını ve verilen özel talimata uyduğunu kanıtlarsa böyle bir istemde bulunabilir. CMR 18/4. maddesi hükmü uyarınca davacı taşıtanın, taşıma işinin “soğutucu kasalı araç”la yapılmasına yönelik özel talimat verdiğini öncelikle ispat etmesi gerekmektedir. Bu husus davacı tarafından ispat edildikten sonra, davalı bu özel talimata uyduğunu kanıtlarsa ancak sorumluluktan kurtulabilir. Keza, taşıyıcının hayatın olağan akışı içerisinde taşımanın hangi araç şekliyle yapılacağı, malzemenin niteliğine göre soğutucu kasalı araç gerekip gerekmediğine ilişkin bilgi sahibi olması mümkün değildir. Bu durum ancak taşıtanın (davacının) açıkça bir ihtarı ya da bildirimi ile eşyanın fiziksel ve kimyasal özelikleri de gösterilerek haberdar olunabilecek bir husustur. Bu açıklamalar ışığında, mail yazışmaları incelendiğinde; davacı taşıtan şirketin davalı taşıyan şirkete taşıma işinin “soğutucu kasalı araç” ile yapılması gerektiğine yönelik hiçbir mail kaydı / yazışma içeriği bulunmamaktadır. Mail içeriklerinde sadece 4 palet medikal malzemeden bahsedilerek ürünlerin sevk edileceği adres ve fiyat hususları yer almaktadır. O halde, davacının taşıma işinin “soğutucu kasalı araç”la yapılması gerektiğini ve bu konuda davalı taşıyana gerekli bildirimi yaptığını söyleme imkanı yoktur. Diğer taraftan, mail yazışmaları dışında resmi, yazılı ya da şifahi herhangi bir suretle böyle bir özel talimat verildiğine ilişkin davacı tarafından delil de sunulmamıştır. Davacı şirket taşınacak tıbbi malzemelerin ruhsatta gösterildiği gibi soğutucu kasalı araçla yapılması gerektiğini, davalı taşıyıcıya bu durumu bildirdiğini ve özel talimat verdiğini usulünce ispatlayamamıştır.
Öte yandan, Irak ülkesi tarafından verilen ruhsatta tıbbi malzemelerin taşınmasının soğutucu kasalı araçla yapılması gerektiği davacı şirkete yazılı olarak açıkça bildirilmiştir. Esasen bu durum davacı şirketin de kabulünde olup, bu konuda özel talimat verilmesindeki ispat yükünün kendisi üzerinde olduğunun farkındadır. Bu yüzden, gümrük müşavirliğine gerekli belgelerin ve ruhsatın verildiğini, davalı şirketin bu durumdan bilgisi olduğunu savunmaktadır. Ne var ki, gümrük müşavirliğine yapılan bildirimin davalı taşıyıcı bakımından hukuken bir sonuç doğurmayacağı aşikardır. Zira, soğutucu kasalı araçla taşıma işinin gümrük müşaviri tarafından değil, davalı taşıyıcı tarafından yerine getirileceğinden bildiriminde / özel talimatın da taşıyıcıya yapılması zorunludur. Aksi halin kabulü, hem CMR hükümlerine hem de sözleşmelerin nispiliği ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Kaldı ki, davalı taşıyıcı dışında gümrük müşavirine yapılan bildirim, geçerli bir bildirim ya da özel talimat olarak kabul edilemez.
Buraya değin anlatılan hususlar, uyuşmazlığı halli için bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlarda aynı şekilde vurgulanmıştır. Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarındaki görüşlere, bilimsel yönden yapılan açıklamaların kapsamlı olması, taraf itirazlarının değerlendirilerek eksik tahkikata sebebiyet verilmemesi, raporların içerik olarak denetime açık ve gerekçeli olması karşısında itibar edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, tıbbi malzemelerin ithalatında davacı şirketin bu malzemelerin soğutucu kasalı araçlarla taşınmasına yönelik olarak gerekli bildirimleri / özel talimat verdiğini ispatlayamadığından malzemelere el konularak imha edilmesinde kendisinin kusurlu olduğu , somut olayda soğutucu kasalı araçlarla kendisine bu konuda özel bir talimat verildiği ispatalanamayan davalının CMR 18/4.maadesi hükmü uyarınca kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de; davacı takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesine dair hukuki ve vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere):
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullar bulunmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 823,05 TL ve 30,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazladan alınan 793,75 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (73.656,25 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1.maddesi uyarınca belirlenen 10.375,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)