Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/942 E. 2021/406 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/942 Esas
KARAR NO : 2021/406

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine girişilen icra takibine dayanak çekle ilgili davacı müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine davalı şirket tarafından … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası tahtında başlatılan icra takibinde takibe konu edilen … Bankası … Şubesine ait … seri numaralı ve 14.780,00 TL’ lik 26/09/2018 keşide tarihli görünen çekte bulunan keşideci imzasının davacı müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının görüldüğünü, icra takibine konu edilen çek suretinden ve çekin arka kısmında yazılı olan ”İş bu çek üzerindeki keşideci imzası ile yetkili keşideci imzası birbirini tutmadığı anlaşıldığından işleme alınmamıştır” ibaresinden çekte bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığını, takibe konu çek ile ilgili müvekkili şirketin dava konusu takip dosyası ile haberdar olduğunu, müvekkilinin alacaklıya ya da diğer borçluya herhangi bir borcu olmadığı gibi müvekkili şirketin bu kişi ya da kişilerle herhangi bir ticari ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkili şirket nezdinde muhasebeci olarak çalışan …’ nun çalıştığı dönemde boş çek yapraklarını müvekkili şirketin kasasından çalarak evrakları doldurduğunu ve bu evrakları üçüncü şahıslara şirket tarafından çekler verilmiş gibi dağıttığını, aynı zamanda bu şahsın şirkette bulunan boş faturaları da aldığını ve sahte faturalar düzenlediğini ancak bu faturaların kimlere hangi tarihlerde kesildiğinin tespit edilemediğini, bu nedenle … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketi hakkında başlatılan icra takip dosyasında müvekkili şirket tarafından İcra Mahkemesi nezdinde imzaya itiraz edilmiş olmasına rağmen müvekkili şirket adresinde 11/10/2018 tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak fiili haciz yapıldığını, müvekkili şirket adresinde haciz uygulanmasının müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediği gibi, bu hususun açıkça müvekkili şirketin haciz ve ödeme baskısı altında olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle müvekkili şirketin başlatılan … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere hükmedilecek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının keşidecisi olduğu ve davaya konu çek ile aynı imzayı taşıyan … Bankası … Şubesine ait … numaralı 11/09/2018 keşide tarihli 14.250,00 TL bedelli çek ve … Bankası … Şubesine ait … numaralı 30/10/2018 keşide tarihli 7.800,00 TL bedelli çekin ödendiğini, çek görüntüleri incelendiğinde dava konusu çek ile imzaların aynı olduğunun açıkça görüleceğini, dava konusu çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığının kesin olarak anlaşılması halinde; müvekkili şirket dava konusu çekleri dava dışı faktoring müşterisinden alacağı tevsik eden belgelere binaen tevdi almış olduğundan çek üzerindeki imzanın sıhhatini bilebilecek durumda olmadığının nazara alınmasının gerektiğini, müvekkili şirketin mevzuat çerçevesinde usulüne uygun olarak faktoring işlemi gerçekleştirmiş olup davacıyla da doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve kötü niyetli davanın reddine, kötü niyetli davacının %20′ den az olmamak üzere tazminata çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, … 11. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, … 6. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası, davaya konu çek, … CBS … sayılı soruşturma dosyası, … 10. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 10. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 19. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname sureti, … Ticaret Sicil Müdürlüğü, … Bulvarı … Bahnkası, …bank, … Bankası, …bank, … Bankası, … Bankası, … Bankası, … yazı cevapları celp edilmiş, incelenmiştir.
Mahkememiz dosyası Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. …’ e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ”… İnceleme konusu … Bankası … Şubesinin keşide yeri …, keşide tarihi 26/09/2018 olan … emrine düzenlenmiş 14.780,00 TL bedelli, … sayılı … yetkilisine atfen atılmış keşideci imzasının mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran şirket yetkilisi …’ ün eli ürünü olmadığı…” mütalaa edilmiştir.
Dava, çekteki imzanın sahte olmasından dolayı -sahtecilik iddiasına dayalı- borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu çek; … Bankası Anonim Şirketi, … Şubesine ait, keşidecisi … olan, … seri numaralı, … 26/09/2018 keşide yer ve tarihli, 14.780,00 TL bedelli olup, ciro silsilesine göre çekin lehtar şirket …’ ya ciro edildiği, davacı lehtar cirosundan sonra çekin son hamil olan davalı …Ş. ‘ye cirolanarak devredildiği, son hamilin davalı olduğu, çekteki ciro silsilesinin şekli olarak düzgün olduğu ve herhangi bir kopukluk bulunmadığı, son hamil olan davalı … şirketinin çeki süresinde muhatap bankaya ibraz ettiği, ancak çek üzerindeki keşideci imzası ile şirket yetkili temsilcsinin imzası birbirini tutmadığından çek bedelinim tahsil edilemediği görülmüştür. Bunun üzerine davalı … şirketinin … 31. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla davacı çek keşidecisi şirket hakkında icra takibinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, davaya konu çekte yer alan hamil ve cirantayı tanımadığını, aralarında ticari bir ilişkinin de bulunmadığını, çekin gerçek olmayan şekilde cirolanarak piyasaya sürüldüğüünü, çekteki imzanın şirkete ve yetkililerine ait olmadığını söyleyerek imza inkarında bulunmuştur. Davalı hamil şirket ise, çeki iyi niyetle iktisap ettiğini, çekteki şekli incelemeyi yaptıklarını, imzanın sahte olması iddiasının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, inkar edilen imzanın davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı, imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmaması halinde bu definin çekteki cirantalara ve hamile /davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
İhtilafın çözülmesi amacıya gerekli araştırmalar yapılmış, bu kapsamda Mahkememizce çek aslı getirtilmiş, davacı şirket yetkilisinin karşılaştırmaya elverişli ıslak imzalı belge asılları toplanmış, ayrıca bol sayıda imza örnekleri alınmış ve çek üzerinde grafolog bilirkişisi vasıtasıyla inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ile çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı / eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Böylece; davaya konu çekin sahte cirolarla tedavüle konulduğu, çekin davacı şirketin rızası dışında elinden çıktığı, sonuçta davalı hamile ciro edildiği anlaşılmıştır. Davaya konu çekteki imza davacı şirket yetkililerine ait olmadığından ve sahte cirolarla tedavüle konulduğundan davacı şirketin çekten hukuken sorumluğu bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacının eldeki menfi tespit davasının yanı sıra icra mahkemesinde çekteki imzanın kendisine ait olmadığı konusunda imzaya itirazda bulunarak icra takibinin durdurulması konusunda dava açtığı, … 11. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dava dosyasında imza incelemesinin yaptırıldığı, icra mahkemesinde yapılan incelemede aynı şekilde çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği ve imza itirazının kabulüne, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. O halde, davaya konu çekteki imzanın davacı şirkete / şirket yetkilisine ait olmadığı sübuta ermiştir.
Davaya konu çekteki sahte imzanın – sahtecilik iddiasının- hukuki nitelendirmesine gelince, bilindiği üzere sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir, bu bağlamda iyiniyetli olsa dahi cirantalara ve hamile karşı sahtecilik iddiası ileri sürülebilecektir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 Esas, 2014/1981 K; aynı dairenin 2015/9524 E., 2016/526 Karar sayılı ilamları). Bu nedenle söz konusu çekten ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte; davacı şirket her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalı hamil şirketin cirosundan önce başka şirketlere ait ciro bulunduğu, ayrıca davalı … şirketinin bahse konu çeki faturaya dayanarak ve faktoring sözleşmesi kapsamında iktisap ettiği görülmekle, kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
Davanın KABULÜ ile;
1-Davaya konu … Bankası Anonim Şirketi, … Şubesine ait keşidecesi … olan, … hesap numaralı … seri numaralı, 26/09/2018 keşide tarihli 14.780,00 TL bedelli çek ve … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinden ötürü davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (16.318,13 TL) üzerinden alınması gereken 1.114,69 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 252,41 TL ve 27,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 835,28 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 279,41 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 215,50 TL, bilirkişi ücreti 650,00 TL olmak üzere toplam 1.144,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)