Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/910 E. 2021/151 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/910 Esas
KARAR NO : 2021/151

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 3996 Sayılı Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerim göre … işletme hakkı sahibi, davalı ise işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış tüzel kişi tacir olduğunu, işletme hakkı müvekkilinde bulunan köprü ve otoyollardan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğümün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte olup, aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde, icra takibinden sonra yapılan kanunu değişiklik sonrası geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza uygulaması yapıldığı, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanunun 30/7 Maddesi uyarınca ceza uygulaması yapılmadığını, davalının …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçları ile 04.09.2016-11.11.2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişi yaptığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezalar toplamının 185.174,77 TL olup, süresi içinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının ise borcu kabul etmediği gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, icra takibinden sonra 7144 sayılı Kanun ün 18. maddesi ile 6001 sayılı Kanun ün 30. maddesinde değişiklik yapılarak uygulanan ceza katsayısının onda dörde düşürüldüğü, bu nedenle davanın ceza uygulamalarındaki kanunu değişiklik sonrasında oluşan hukuki durumu dikkate alınarak cezaların 4 kat olarak belirlenerek harçlandırıldığını belirterek davalının … 13. İcra Dairesine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olması nedeniyle davalının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6001 sayılı Yasanın 30/5 maddesinin Anayasa, Kabahatler Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun ve kanunun diğer maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, idare tarafından idari para cezasının düzenlenerek tebliğ edilmeden bu cezaların özel şirketler tarafından genel hükümlere göre tahsil ve talep edilemeyeceği sonucu ve yorumu çıkarıldığı, aksi halde yasanın bu maddesinin anayasayı ve yasalarca korunan diğer hakları ağır şekilde ihlal ettiği, bu nedenle 6001 sayılı yasanın 30/5 maddesinin Anayasanın 2,5,6,35 ve 47.maddelerine aykırı olduğunu, söz konusu kanun maddesine göre, herhangi bir idari para cezası düzenlenmeden 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücretinin 10 kat cezasını isteyebilmesinin, Devlet dışındaki gerçek ve tüzel kişilere ceza düzenleme ve isteme hakkı verdiğinden, bu durumun Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine, 6. maddesinde belirtilen devletin egemenlik ilkesine ve 47. maddesinde belirtilen özelleştirme amaç ve ilkelerine aykırı olduğunu, yine Devlete ait işletilen otoyollardan ihlalli geçişlere ait düzenlenen idari para cezalarına karşı vatandaşların tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Sulh Ceza Mahkemeleri nezdinde itiraz hakkına, tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde 1/4 indirimli ödeme hakkına, 6001 sayılı kanun 30/3 maddesine göre 1 aylık ödeme süresi hakkına, taksitlerle ödeme hakkına, 6736 ve 7020 sayılı yasalardan faydalanma haklarına sahip iken, bu madde ile özel otoyollarda idari para cezası tutanağı düzenlenmeden veya herhangi bir itiraz, indirim ve taksitle ödeme hakkı tanımadan 10 kat cezanın tamamının talep edilebilmesi yetkisinin özel şirketlere verilerek imtiyaz tanınmasının Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine, 10. maddesinde belirtilen kanunlar önünde eşitlik ilkesine, 35. maddesinde belirtilen mülkiyet hakkına aykırılık teşkil ettiğini, yine bu madde ile Devlete ve millete ait olması gereken idari para cezasının %40’ının karşılıksız olarak özel kişilere devredilmesinin Anayasa’nın 5. maddesinde belirtilen devletin amaç ve görevlerine aykırı olduğunu, bu nedenlerle Anayasanın 152. maddesi gereği incelenmesi amacıyla dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini, HGS geçişleri sebebiyle her yıl yüzlerce araç sahibi hakkında düzenlenen idari para cezalarının, hesaplarda para olmasına rağmen tahsil edilmemesi, ücreti ödenen geçişlerin dahi cezalı işleme girmesi gibi sistemin güvenilir olmaması sebepleri ile HGS cezalarına karşı Sulh Ceza Mahkemeleri nezdinde yapılan itirazların büyük kısmının kabul edilerek cezaların iptal edildiğini, Devletin de sistemin güvenilir olmadığını kabul ettiğini, müvekkili şirketin yaptığı araştırmalara göre geçiş tarihlerinde hesaplarda yeterli miktarda para bulunmasına rağmen HGS sistemi tarafından ücretlerin tahsil edilmediği yüzlerce geçişin olduğunu, davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan geçiş tarihinde hesapta para bulunmaması ya da para bulunmasına rağmen sistem tarafından çekilmemesi halinde, hesaba sonradan para yatırılmış olsa da sistem tarafından çekilmediğinin belirtildiğini, bu nedenle güvenilir olmayan bir sistemden dolayı müvekkil şirketten ihlalli geçiş iddiasıyla 4 kat ceza talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek tüm bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP
Davacı vekilince sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın cevap dilekçesindeki beyanlarının doğru olmadığını, davada talep edilen alacağın idari para cezası değil 6001 sayılı Kanundan doğan özel nitelikte ve genel hükümlere göre tahsili gereken alacak olduğunu, Kanunun 30/5.maddesi hakkında Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırılık bulunmadığına dair karar verilmiş olduğunu, davalının tamamen kendisine ait olan sorumluluktan kurtulma amacıyla ileri sürdüğü iddiaların basiretli tacir davranışı olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin talebiyle dava ihbar olunanlar vekillerince ayrı ayrı ihbara cevap dilekçeleri sunulmuş olup, … vekilince sunulan dilekçede dava konusu araçların 31.05.2017 tarihli sözleşmeyle müvekkiline, müvekkili tarafından da alt kiracılara kiralanmış olduğu, sözleşme tarihi öncesi dönemlere ait davacı alacağından müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, … plakalı aracın ise davalı şirkete ait olmadığı, araçların müvekkilinin sözleşme dönemine isabet eden tüm HGS/OGS ücretlerinin bildirilen hesaplardan ödenmiş olduğunu, bu nedenle (davalı yararına) davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş; ihbar olunan … Bankası vekilince sunulan dilekçede ise müvekkiline davanın ihbarının dayanaksız olduğu, bu nedenle ihbarı kabul etmedikleri, davalı şirket personel ve yetkilisinin talimatlarına göre, hesabın yönetildiğini, HGS cihazlarının-etiketlerinin ön cam kırılması, değişmesi, araç içi temizlik vb. nedenlerle sökülmesi-zarar görmesi gibi durumlarla ilgili değişikliklerin de davalı şirket yetkilisi talimatlarına göre yapıldığını, hesaplarda işlem yapıldığını, hesapta haciz, bloke vb. durumlar olması halinde otomatik ödeme talimatlarına göre hesaptan geçiş ücretlerinin davacı tarafından tahsilinin mümkün olamayabileceği, davalı tarafından müvekkili nezdindeki hesaplardan HGS/OGS ödemelerinin yapılması, hesapta geçiş tarihlerinde yeterli bakiye bulunup bulunmadığını takip ve bakiye bulundurma sorumluluğunun tamamen davalı araç malikine ait olduğunu, müvekkilinin bu hususta herhangi bir sorumluluğu veya kusurunun bulunmadığı belirtilerek, müvekkili yönünden davanın reddine ve müvekkili lehine yargılama giderine hükmolunmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, 6001 sayılı Kanun uyarınca işletilen köprü ve otoyollardan davalıya ait araçların ihlalli geçiş ücretleri ile cezaları ve fer’ilerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının işletme hakkına sahip olduğu köprü ve otoyollardan davalının araçlarının ihlalli geçişi olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacak talep hakkı olup olmadığı ve tutarı hususlarındadır.
… 13. İcra Dairesinin … E takip dosyası getirtilerek incelenmiş, takibin 27.11.2017 tarihinde, 407.748,90 TL asıl alacak (geçiş ücreti+10 kat ceza), 28.454,66 TL işlemiş faiz, 5.121,83 TL faizin KDV’si toplamı 441.325,40 TL alacak istemiyle başlatıldığı, davalının takibe süresinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve 16.05.2018 tarihli yasal değişiklikle cezaların 10 kattan 4 kata düşürülmesi nedeniyle, (davacı vekilince ara karar gereği sunulan talep açıklama dilekçesinde açıklandığı şekilde) 37.133,57 TL ihlalli geçiş ücreti, 148.041,20 TL dört kat ceza, 12.554,02 TL işlemiş faiz ile 2.259,75 TL faizin KDV’si toplamı 199.988,54 TL alacak yönünden itirazın iptali talebiyle açıldığı, takipteki bakiye alacakla ilgili itirazın iptalinin talep edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi %15 teminat karşılığı 21/09/2020 tarihli ara kararla kabul edilmiştir.
Takip dosyası, davacı vekilince sunulan ihlalli geçişlere ilişkin detayları, plaka ve araç geçiş görüntülerini, tarih ve saatlerini, davalının sisteme tanımlı HGS/OGS hesaplarına ilişkin geçiş sonrası 15 gün içindeki provizyon sorgulama sonuçlarını içeren CD, davalı vekilince ve ihbar olunan (kiracı) … vekilince bildirilen HGS hesap dökümleri-banka kayıtları celbedilerek incelenmiş, CD içeriğinde yer alan ihlalli geçiş tarih ve plaka bilgisine ilişkin listelerin kağıt ortamında da sunulması sağlanarak davalı tarafa tebliğ edilmiş, ihlalli geçtiği ileri sürülen araçların Uyap’ta yer alan trafik tescil kayıtları dosyaya alındığında davalıya ait araçlar olduğu görülmüş, davalıya ait olmadığı ihbar olunan … vekilince iddia edilen … plakalı aracın trafik tescil kaydı getirtildiğinde onun da davalıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekilince, araçların kiralandığı şirket tarafından HGS hesapları ödendiği belirtilerek davanın kiracı şirkete (…) ve ayrıca HGS hesaplarının bağlı olduğu ve otomatik hesap aktarmalarını kontrol eden … Bankasının olayda kusuru olabileceğinen bankaya davanın ihbarı talep edilmiş, dava anılan şirketlere usule uygun ihbar edilmiş, ihbar edilen şirket vekillerince ihbara cevap dilekçeleri sunulmuştur.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde yer alan, 6001 sayılı Kanunun dava konusu uyuşmazlıkta uygulanacak olan 30/5. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine dair (somut norm denetimi niteliğinde olan) talebi, bu konuda Anayasa Mahkemesince somut norm denetimi yoluyla (Anayasanın 2,5,6. Maddelerine aykırılık bulunmadığına dair) davadan önce verilmiş red kararı (27.02.2018 tarihli RG’de yayımlanan 2017/166 E 2018/8 K sayılı karar) bulunduğundan, Anayasa md 152/4 uyarınca aynı konuda 10 yıl boyunca yeniden somut norm denetimi yapılması için mahkemelerce Anayasa Mahkemesine başvurulması mümkün olmadığından, 15/03/2019 tarihli celse ara kararıyla reddedilmiştir. Her ne kadar bahsedilen Anayasa Mahkemesi kararında Anayasa md.35-mülkiyet hakkı ve Anayasa md.47-özelleştirilme ilkeleri maddelerine aykırılıkla ilgili bir başvuru ve karar bulunmamakta ise de, Anayasa md 47’nin somut uyuşmazlıkla ilgisinin bulunmadığı, Anayasa md.35-mülkiyet hakkına aykırılık iddiası yönünden ise, davalı şirketin pek çok aracıyla yıllardır taşıma faaliyeti yürüten bir şirket olması hasebiyle araçlarının yasal ödeme yükümlülüklerini sürekli takip etmesi gereken bir faaliyet yürüttüğü, dava konusu takip dosyasında talep edilen onlarca aracının süreklilik arzeder şekilde yüzlerce ihlalli geçişi bulunduğu, 2016-2017 ihlalli geçişlerinin araç ve ihlalli geçiş sayısı dikkate alındığında, rızaen davalı tarafından ödeme yapılmadığı için makul süre içinde takip başlatılmak suretiyle alacağın talep edilmiş olduğu, takip sonrası yasal değişiklik uyarınca davada takipte istenen 10 kat cezanın değil 4 kat cezanın talep edilmiş olduğu, davalının takip dosyasına itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliği için masraf yatırmamış olduğu, davanın 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu hususları yanında, Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen red kararındaki gerekçeler hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın Anayasa’nın 35.-47. Maddelerine aykırılık iddiaları ciddi görülmeyerek Anayasa Mahkemesine başvurulmamıştır.
25/6/2010 tarih ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30.maddesinde;
“(1) Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, o güzergahın en uzun mesafesine ait geçiş ücretinin on katı tutarında idari para cezası verilir.
(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında kısıtlanan ve yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve yaptıranlar ile koruma alanı içine giren hayvan sahiplerine Genel Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde jandarma personeli tarafından beş yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu Kanunun 18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca karayolları sınır çizgileri dahilinde yasaklanan fiilleri işleyenler hakkında 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri uygulanır. Şu kadar ki; 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (s) bendinde belirtilen fiillerin şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı yapanlar tarafından karayolları sınır çizgileri dahilinde işlenmesi halinde uygulanacak idari para cezası beş yüz Türk Lirasından aşağı olamaz. Karayolları sınır çizgileri dahilinde yasaklanan fiillerin denetimi ile 2872 sayılı Kanunda öngörülen yaptırımların uygulanmasında, Genel Müdürlük 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca yetkilendirilmiş kuruluşlardan sayılır.
(3) Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idari para cezaları 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. Vergi daireleri tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri, tahsilatın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar Genel Müdürlük hesaplarına aktarılır.
(4) Birinci fıkra uyarınca ödenmesi gereken idari para cezaları ile geçiş ücretleri ödenmeden, kabahatin işlendiği araçların fenni muayeneleri ile satış ve devirleri yapılmaz.
(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından o güzergahın en uzun mesafesine ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, ( 16/5/2018 tarih ve 7144 s.K/18. maddesi ile dört kat ceza şeklinde değiştirilmiştir) genel hükümlere göre tahsil edilir.
(6) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.
(7) Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz…” hükümlerine yer verilmiştir.
Davacı şirket, 3996 sayılı Kanun kapsamında verilen yetkiye istinaden yaptığı otoyol ve köprüyü işletme hakkı bulunan bir sermaye şirketidir.
Mahkememiz dosyası ve sunulan deliller, ihlalli geçiş kamera kayıtları, cihazların bağlı olduğu hesaplardan yapılan tahsilatlara ilişkin kayıtlar, ayrıca davalı vekilince bildirilerek dosyaya celbedilen HGS/OGS-banka hesap dökümleri ile, davalının araçları kiraladığı ve davalı şirketin banka hesaplarına uygulanan hacizler nedeniyle aralarındaki anlaşmaya göre HGS ödemelerini kendi hesabından yaptığı ileri sürülen (davalının talebiyle dava ihbar olunan) … şirketi vekilince bildirilerek celbedilen HGS/OGS-banka hesap dökümleri üzerinde mali bilirkişi vasıtasıyla yapılan inceleme sonucu alınan raporda özetle; davalıya ait …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … plakalı (16 adet) araçları ile 04.09.2016-11.11.2017 tarihleri arasında ihlalli geçiş görüntü kayıtlarının, ayrıca ihlalli geçiş listesi ve sistem dökümü provizyon sorgularını içeren tablonun dosyaya sunulmuş olduğu ve incelendiği, kamera kayıtlarında yer alan araç plaka görüntüleri ve kayıtları ile ihlalli geçiş nedeniyle dava konusu icra işlemi uygulanılan araç plakalarının aynı olduğu, dosyaya celbedilen hesap dökümlerinde davada talep edilen ihlalli geçişlerle ilgili olarak sadece … plakalı aracın 12.09.2016-14.07.2017 arası 18 ihlalli geçişine isabet eden (14.07.2017’deki geçiş ücreti eksik ödenmiştir) toplam 512,33 TL ihlalli geçiş ücretinin ödenmiş olduğu, ancak bu ödemelerden 16 adedi 15 günlük yasal süreden sonra ödenmiş olduğundan, 1 tanesi eksik ödenmiş olduğundan, davacının süreden sonra ve eksik ödemelere ilişkin yasal 4 kat cezasını talep edebileceği, bunun dışında ihlalli geçişlere ilişkin bir ödemenin bulunmadığı, incelenen hesap dökümlerinde ise davada talep edilen ihlalli geçiş tarihlerinde hesaplarda bakiye bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından hesaptan tahsil edilememiş durumda olduğu, davalının temerrüdünün (15 gün içinde cezasız ödenebileceğinden) ihlalli geçiş tarihlerinden 15 gün geçtikten sonra oluştuğu, davalının araçlarının ihlalli geçişleri nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam 37.702,35 TL geçiş ücretinden ödenmiş olan 512,33 TL düşüldüğünde talep edebileceği geçiş ücretinin 37.190,02 TL olduğu, 37.702,35 TL’nin 4 katı ceza (150.809,04 TL-davada talep ettiği daha düşük olduğundan 148.041,20 TL) 148.041,20 TL cezanın talep edilebilir olduğu, geçiş ücreti ve 4 kat cezadan oluşan asıl alacak için ihlalli geçiş tarihlerinden 15 gün sonrası oluşan temerrüt tarihlerinden takip tarihine kadar işleyen avans faizinin 12.812,99 TL, faizin KDV’sinin ise 2.306,34 TL olduğu, davada toplam talep edilebilecek alacağın 200.350,55 TL olduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
Takip talebinde asıl alacak kısmına ihlalli geçiş ücreti ile 10 kat cezaların toplanarak yazılmış olması, ayrıca yasal değişiklik nedeniyle davada cezanın 4 kat olarak ve işlemiş faizle KDV’nin de bu talebe uyarlanarak itirazın iptalinin talep edildiği, takip talebi 441.325,40 TL iken davada 199.988,54 TL dava değeri bildirildiği görülmekle dava değerinin açılımı davacı vekiline süre verilerek açıklatılmış, sunulan talep açıklama dilekçesi ile davadaki talebin 37.133,57 TL ihlalli geçiş ücreti, 148.041,20 TL dört kat ceza, 12.554,02 TL işlemiş faiz ile 2.259,75 TL faizin KDV’si toplamı 199.988,54 TL olduğu açıklanmış olup, bilirkişi tarafından hesaplanan tutarların davada talep edilen tutardan daha yüksek olduğu görülmekle, dava değeri olarak bildirilen tutarın talep edilebileceği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu sonrasında ihbar olunan … vekilince bildirilen banka hesap no.larından birinin dosyaya celbedilmemiş olduğu görülmekle bu hesabın takip konusu ihlalli geçiş tarihlerine isabet eden dökümü dosyaya celbedilmişse de, banka tarafından gönderilen ekstrede hiçbir hesap hareketinin bulunmadığı bildirildiği ve görüldüğünden, bu hesapla ilgili ek rapor alınmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30/5.maddesi gereğince; 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (on katı ibaresi 16/5/2018 tarih ve 7144 s.K/18. maddesi ile 4 katına düşürülmüştür.) Anılan özel kanun uyarınca işlettiği köprü ve otoyoldan ücret ödemeden geçiş nedeniyle 15 gün içinde HGS/OGS hesabından tahsil edilemeyen ücreti talep hakkı olan davacı şirketin, kanunda düzenlenen ve idari para cezası değil özel kanundan kaynaklanan ceza niteliğindeki 4 katı cezayı talep hakkı bulunduğu, ihlalli geçişe ilişkin muhataba ayrıca bir tebliğ yapılması gerektiğine dair kanunda bir hüküm de bulunmadığı, borcun ödeme zamanının kanunda düzenlendiği anlaşılmakla, davacının alacak talep hakkı bulunduğu, davalının temerrüdünün doğrudan yasada belirlenen süre nedeniyle, ihlalli geçişlerden 15 gün sonrasında oluştuğu, bu nedenle davacının işlemiş faiz de talep edebileceği, KDV Kanunu uyarınca işlemiş faiz davacı şirket açısından bir gelir kalemi olduğundan KDV Kanunu gereği faizin KDV’sinin de (davalıdan tahsil edilip vergi idaresine beyan edilerek yatırılacak tutar olmakla) talep edilebileceği, ayrıca araçlar ticari faaliyette kullanılan araçlar olduğundan davacının değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği, davalının işlettiği araçlara ilişkin HGS/OGS bakiyelerinin mevcudiyetini ve yeterliliğini kontrol ve ödeme yükümlülüğü bulunduğu, davalı tarafça borcun ödendiğine dair bir delilin de sunulmamış olduğu anlaşılmakla, HGS/OGS hesabından geçiş anında veya 15 günlük süresi içinde ödenmeyen geçiş ücretinin 4 katı cezasından ve diğer takip fer’ilerinden ayrıca sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve hesaplamanın 6001 sayılı Kanuna, dosya kapsamına, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının ihlalli geçişleri ve tahsil edemediği tutarı ispatlamış olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptaline, ayrıca davada itirazın iptaline karar verilmesi talep edilen alacak kısmı likit ve itiraz haksız olduğundan davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … 13.İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 185.174,77-TL asıl alacak, 12.554,02-TL işlemiş faiz, 2.259,75-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 199.988,54-TL alacak için takip sonrası asıl alacak kısmına değişen oranda avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına,
Alacağın %20’si oranında 39.997,71-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken harç 13.661,21-TL olup, peşin alınan 1.208,88-TL’nin mahsubu ile bakiye 12.452,33-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 1.244,78-TL, posta ve tebligat masrafı 200,00-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00 TL olmak üzere toplam 3.444,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 22.449,20-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan … vekilinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/03/202

Katip

Hakim