Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/894 E. 2019/161 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/894 Esas
KARAR NO : 2019/161

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı-borçluya ait …, …, …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçların muhtelif tarihlerde ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yaptığını, geçiş ücretlerinin tahsili amacıyla borçlu hakkında … 13.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıyla takip başlatıldığını, ancak itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun takibin durmasına sebebiyet veren itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlu davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini ve öncelikle davalı araçlarından alacaklarına yetecek kadar olan kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının ihtiyati haciz talebi, İİK madde 257 uyarınca yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından ara kararla reddedilmiştir.
CEVAP
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının işlettiği köprü ve otoyoldan davalı araçlarının ihlalli geçişleri nedeniyle 6001 sayılı Kanuna göre geçiş ücretlerinin ve cezalarının tahsili amacıyla borçlu hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların bildirdiği deliller kapsamında …bul 13. İcra Dairesinin … E takip dosyası getirtilerek incelenmiş, takibin 71.817,00 TL. Alacak için başlatıldığı, davalının borca itiraz yanında icra dairesi yetkisine de “Ankara” icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve yasal değişiklikle cezaların 10 kattan 4 kata düşürülmesi nedeniyle 32.656,20 TL alacak yönünden itirazın iptali talebiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, müvekkilinin 6001 sayılı yasaya dayanarak işlettiği … ve…’nu kullanmakla davalıyla müvekkili arasında sözleşmesel ilişki kurulmuş olduğu, davalının hizmetten yararlandığı ve bu nedenle bedelini sözleşme ilişkisi çerçevesinde ödemek zorunda olduğu, sözleşmeden kaynaklanan para alacaklarında TBK madde 89’a göre borcun ifa yeri, HMK madde 10’a göre de sözleşmenin ifa yeri olarak, alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğu dava dilekçesinde belirtilmiş ise de, itirazın iptali davalarına ilişkin özel dava şartı niteliği taşıyan icra dairesi yetkisi yönünden yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, taraflar arasında TBK 89’un uygulanabileceği karz akdi niteliği taşıyan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, TBK 10’un uygulanabileceği nitelikte bir hizmet alım akdi de bulunmadığı, bu nedenle genel yetki kuralı HMK madde 6 gereği davalının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkili olduğu kanaatiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık mal varlığına ilişkin olmayıp bir hizmetin verilmesine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve ifa yeri belirleyen hüküm olmadığına göre, somut olayda Sözleşmenin İfa Yerinin yetkili olduğuna ilişkin HMK.nun 10.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.
TBK.nun 89 maddesinde para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Köprü ve Otoyol Geçiş İhlalinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere borçlar, sözleşmeden, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşmeden doğar. Bu üç borcun kaynağına göre yetkili mahkeme ayrı ayrı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme ise 6100 sayılı HMK.nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir. Yetkiye ilişkin diğer düzenlemeler, bu düzenlemenin yanında özel düzenlemeler olup, genel düzenlemeyi ortadan kaldırıcı nitelikte değildir.
Türk Borçlar Kanununun 89.maddesinde yer alan düzenleme ile para borçlarının ifa yerine göre yetkili mahkemeyi belirleme esası getirilmiştir. Dava Köprü ve Otoyol Geçiş İhlalinden kaynaklanmakta olup, alacağın varlığı öncelikle sözleşmenin mevcudiyeti, daha sonra da davacının edimini yerine getirilip getirilmediğinin tespitinden sonra belirlenecektir. Bir başka ifade ile davanın konusu münhasıran para borcuna ilişkin değildir. Sözleşmenin mevcudiyeti tartışıldıktan ve davacının edimini yerine getirildiğinin tespitinden sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Aslında tüm borç kaynaklarına göre değerlendirme yapıldığında dahi, neticede bir para ödeme kararına hükmedildiği için, tüm borçların para borcu olduğu gibi bir sonuca ulaşılır. Haksız fiilden kaynaklanan bir borç da sonuçta haksız fiilin varlığının tespiti halinde para borcuna dönüşeceği gibi sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir borç da, sebepsiz zenginleşme koşullarının varlığı kabul edildiğinde bir tazmin hükmüne varıldığı için neticede bir para borcuna dönüşecektir. Tüm bu borç ilişkilerinden doğan borçların para borcu olduğu kabul edildiğinde. HMK.nun yetkiye ilişkin genel hükmü olan 6.madde hükmü neredeyse uygulanamaz hale gelecek, özel hüküm olan 10.madde genel hüküm halini alacaktır.
Bilimsel içtihatlarda bu görüş kabul edilmektedir. Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu Borçlar Hukuku Genel Hükümler adlı kitabında (Ankara, 2006, 7. Bası, sh.391) “kanımca BK. md.73 b.1’deki para borçlarında ifa yeriyle ilgili kuralı, kaynağı ne olursa olsun bütün para borçları için getirilmiş bir kural olarak yorumlamak mümkün değildir. Böyle bir yorum tarzı, borç ilişkilerinin tamamına yakın kısmında ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olması sonucunu doğuracaktır. Zira sözleşmelerin büyük bir kısmında borcun konusu para olduğu gibi (kiracının kira borcu, alıcının bedel borcu, işverenin ücret borcu, vekil edenin ücret borcu gibi), haksız fiillerde ve sebepsiz zenginleşmede de failin ve zenginleşen kişinin borcu olayların büyük çoğunluğunda paradır. Bu durumda BK. md.73 b.3’de yer alan “Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir” şeklindeki ana kural istisna, BK. md.73 b.1’deki istisna ise kural haline getirilmiş olacaktır. Öte yandan bu yorum tarzı Türk Hukuku için oldukça sakıncalı sonuçlar doğuracaktır. Yukarıda açıklamış olduğumuz gibi, ifa yeri özellikle yetkili mahkemeyi ve icra dairesini tayin bakımından önem taşımaktadır. HUMK.muza göre kural olarak her dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir (HUMK.md.9). BK. md.73 b.1’deki ifa yeri ile ilgili hükmün “kaynağı ne olursa olsun bütün para borçlarıyla” ilgili olduğu yorumu yapılacak olursa, borç ilişkilerinin tamamına yakın kısmında ifa yeri verme zamanında alacaklının yerleşim yeri olacak, borç ilişkisinden doğan bütün davaları alacaklı kendi yerleşim yeri mahkemelerinde dava edebilecektir. Bu durum HUMK.muzda davalarda yetki ile ilgili ana kuralı adeta istisna haline getirmiş olacaktır. Bundan başka HUMK.muz sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin yapıldığı ya da ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğuna ilişkin bir kural getirmiştir (HUMK. md.10). BK. md.73 b.1’de para borçlarında ifa yeri ile ilgili kuralı, kaynağı ne olursa olsun bütün para borçları için geçerli bir kural olarak yorumlayacak olursak, sözleşmeden doğan borçlarla ilgili HUMK.muzun getirmiş olduğu sözleşmenin yapıldığı yer mahkemelerinin de yetkili olduğuna ilişkin hükmün uygulanma alanı oldukça daraltılmış adeta bir istisna hükmü haline getirilmiş olacaktır. Bütün bu açıklamalardan sonra, BK. md. 73 b.1 ile getirilen, para borçlarında ifa yerine ilişkin kuralın, konusu alacaklının borçluya vermiş olduğu bir miktar paranın borçlu tarafından alacaklıya iadesi borcu ile, yani karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğunu kabul etmek gerekir.” demek suretiyle sözleşmeden doğan borçlarda tüm sözleşmelerin para borcu gibi değerlendirilip, buna göre yetkili mahkemenin belirlenmesinin, genel yetki hükmü olan HMK 6. maddeyi istisna, özel yetki hükmü olan HMK 10. maddeyi ise kural haline getireceği haklı olarak ileri sürülmüştür.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. Dairenin 11.10.2012 tarih 2011/6415 E.–2012/6394 K., 24.01.2013 tarih 2012/973 E.–2013/345 K., 20.11.2013 tarih 2013/2895 E–2013/6110 K., 11.03.2014 tarih 2013/3454 E–2014/1693 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenerek para borçlarında ifa yerine ilişkin kuralın, konusu alacaklının, borçluya verdiği bir miktar paranın iadesi talebini içeren karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğu kabul edilmiştir. (YHGK 19.03.2014 gün ve 2013/11-630 E. 2014/332 K./Karşı Oy)
Somut olaydaki uyuşmazlık karz aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, Köprü ve Otoyol Geçiş İhlalinden kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğundan ve davalı vekilinin dosyaya sunduğu vekaletnameye göre davalının muamele merkezinin bulunduğu yerin Ankara olması nedeniyle, davalının takibe itiraz dilekçesinde doğru şekilde bildirdiği Ankara icra daireleri takip konusunda yetkilidir.
Nitekim İstanbul BAM 17 HD’nin 2017/1241 E 2017/1939 K, 2017/1711 E 2017/1375 K sayılı içtihatları da aynı yöndedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Usulüne uygun yetkili icra dairesinde başlatılmış takip bulunmadığından, dava şartı yokluğundan, davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 44,40- TL olup peşin alınan 35,90-TL ‘nin mahsubu ile bakiye 8,5- TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸