Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/893 E. 2021/924 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/893 Esas
KARAR NO : 2021/924

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … Viyadüğünde 17.04.2018 tarihinde meydana gelen kazada müvekkili …’nın eşi ve diğer müvekkillerin oğlu …’nın hayatını kaybettiğini, … plakalı kamyonun yola ya da yol kenarına aracını park etmesi ve müvekkillerinin desteği olan …’ın idaresindeki … plakalı motorsikletle bu kamyona çarpması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davalı şirket tarafından sigortalı kamyonun tam kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağının ve olay yeri fotoğrafları ve videolarında da görüleceği üzere çarpışma noktasının yolun üzerinde meydana geldiğini, kamyon sürücüsünün yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde aracını yola park etmesi nedeniyle kusurlu olduğunu, müvekkillerinin bu müessif olay neticesinde müteveffanın gelecekte kendilerine yapacağı destekten yoksun kaldıklarını, …’ın ani kaybının aile düzenini sarstığını, zor zamanlar geçirdiklerini, müvekkillerinin duyduğu elem ve ızdırabın derecesi, haksız eylemle meydana gelen sonucun ağırlığı ve geri döndürülemezliğinin manevi tazminat takdirinde esas alınması gerektiğini belirterek, araç sahibi … ve şoför…’ten 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu 17.04.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri için şimdilik toplam 120.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin vuku bulduğu 17.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı …’e ait … plakalı aracın üçüncü şahıslara ve devrinin önlenmesi için trafik kaydı ve plakası üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP AÇIKLAMA: Mahkememizce HMK md 31 kapsamında talep edilen tazminat taleplerinin tutarının her davacı yönünden açıklanması davacı vekilinden istenmiş, sunulan 11/02/2019 tarihli dilekçe ve davacı vekilinin ön inceleme celsesindeki beyanına göre davadaki taleplerin davacı eş … için şimdilik 85.000,00 TL maddi 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı anne … için şimdilik 19.000,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminat, davacı baba … için şimdilik 16.000,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği şeklinde olduğu açıklanmıştır.
ISLAH: Davacı vekilince sunulan 23/09/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat tutarları … için 85.355,87 TL’ye, … için 36.953,02 TL’ye, … için 27.388,08 TL’ye yükseltilerek eksik peşin harç yatırılmış, ıslah dilekçesinde aynı zamanda davada talep edilen maddi-manevi tüm tazminat tutarlarına kaza tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 2918 sayılı Yasada yapılan değişiklik ile 92. maddeye eklenen bende göre hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışında bırakıldığını, dolayısıyla hak sahibinin kazanın meydana gelmesinde asli, tam kusurlu olduğu hallerde tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 maddesi uyarınca sigortacının ancak poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı işletene düşen hukuki sorumluluğ, zorunlu sigorta limitlerine göre temin edeceğini, ayrıca A.3/m bendi gereğince dolaylı zararlar nedeniyle yönetilecek tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında kaldığını, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, müteveffa sürücünün davaya konu kazanın oluşumunda tam-asli kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin teminat dışı kaldığını, miktar ve kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, SGK’dan yapılan ödemelerin tenzili gerektiğini, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, müvekkili şirkete ait poliçenin ölüm tazminat talepleri sorumluluğunun poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Usule uygun tebligata rağmen diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, çift taraflı ve ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksunluk maddi tazminatı ile manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi, davalıların malvarlığı uyuşmazlığın doğrudan konusu olmadığından, gerekçeli ara kararla reddedilmiştir.
Davalı sigorta vekilinin yetki ilk itirazı, HMK md 16 uyarınca haksız fiilden zarar gören davacıların yerleşim yeri mahkemesi ve haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili olmakla, iki davacının yerleşim yerinin … olması, davacı … açısından ise kazanın gerçekleştiği yerin … sınırları içinde olması nedeniyle, … adliyesi yetki alanı ticari davalarda İstanbul adliyesine bağlı olmakla mahkememiz yetkili olduğundan reddedilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, kaza tutanağı, … 6.Asliye Ceza Mah. … E dosyası Uyap kayıtları ve verilen karar, kaza fotoğraf ve kamera kayıtları, davalı sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyası kayıtları, davalının ZMMS poliçesi, müteveffanın hastane tedavi ve ölüm kayıtları, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtları, müteveffanın ve gerçek kişi tarafların ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, Uyap malvarlığı sorgulamaları, müteveffanın çalışma ve SGK kayıtları, SGK yazı cevapları, araçların trafik tescil kayıtları incelenmiş, kazadaki kusur oranları ve davacı anne-baba ile eşin talep edebileceği destek tazminatları konusunda trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişi ve aktüer bilirkişiden raporlar alınmıştır.
Davalıdan celbedilen hasar dosyasına göre, dava öncesi 24/05/2018’de davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuru üzerine davacılara yapılan bir ödeme bulunmadığı görülmüştür.
Celbedilip incelenen soruşturma ve ceza dosyasında alınan kusur bilirkişi raporlarında (ceza dosyasında İTÜ öğretim görevlisi heyetinden rapor mevcuttur), TEM otoyolunda gece saatlerinde seyrederken aracının lastiğinin patlaması nedeniyle emniyet şeridine (bankete) çekerek park eden davalı kamyon sürücüsünün aracının arkasında yeterli güvenlik önlemi almaması nedeniyle kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu, idaresindeki motorsikletle seyreden müteveffa sürücünün ise gitmesi gereken yol yerine emniyet şeridinde seyahat etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, bu raporları esas alan ceza mahkemesince davalı sürücü hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyet-erteleme hükmü verildiği ve hükmün bu şekilde kesinleştiği görülmüştür. Kesinleşmiş ceza davasındaki maddi vakıa tespitleri ve mahkumiyet hükmü, TBK md 74 uyarınca mahkememiz açısından bağlayıcı olup, dosyamızda alınan ve kazanın oluş şekline göre KTK trafik kuralları uyarınca yapılan değerlendirmeye göre davalı sürücünün %25 oranında, müteveffa sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunu bildiren kusur bilirkişi raporunun da kesin delil haline gelen ceza dosyası tespitleriyle, kazanın oluş şekliyle uyumlu, bilim ve fen kurallarına uygun, kaza kamera kayıtlarına dayalı, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişiden (kusur bilirkişisiyle birlikte) alınan kök raporda TRH2010 tablosuna göre teknik faiz hesabıyla yapılan hesaba göre davacıların talep edebilecekleri destek tazminatı tutarları hesaplanmışsa da, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli RG’de yayımlanan kararıyla KTK md 90 ve 92. Maddeleriyle ilgili iptal kararı verildiğinden, konuyla ilgili güncel Yargıtay 4.HD ve (Kapatılan) 17.HD içtihatları uyarınca TRH2010 tablosu ve progresif rant usulüne göre tazminat hesaplanması istenerek aktüerden ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporda özetle; davalı sürücünün %25 kusuruna isabet eden destek tazminatı tutarlarının, kaza tarihinde 28 yaşında olan ve SGK kayıtlarına göre garson olarak asgari ücretle çalışan müteveffanın güncel asgari ücrete göre hesap yapıldığında, davacı eş için 85.355,87 TL, davacı anne için 36.953,02 TL, davacı baba için 27.388,08 TL hesaplandığı, kaza tarihinde ZMMS poliçe limitinin kişi başı 330.000,00 TL, kaza başına 3.300.000,00 TL olduğu ve taleplerin teminat dahilinde kaldığı bildirilmiştir.
Bu ek rapor sonrası davacılar vekilince ıslah dilekçesi verilmiş, eksik peşin harç yatırılmış, davalılara tebliğ edilerek beyan imkanı tanınmıştır.
Alınan ek aktüer raporda davacıların talep edebileceği tazminat tutarları hesaplanırken, davacı eş Nuran için yapılan hesapta maddi hata bulunduğu, ek aktüer raporun 8. sayfasında işlemiş dönem zararı ile işleyecek dönem zararı (%100 zarar) toplanırken maddi hata yapılarak sonucun 150.551,65 TL olması gerekirken 142.259,81 TL olarak rapora yazıldığı, bu nedenle davalının %25 kusuruna isabet eden tutarın 90.330,99 TL olarak hesaplanması gerekirken belirtilen maddi hatanın sonucu olarak 85,355,87 TL hesaplanmış olduğu, davacılar vekilince bu maddi hataya dikkat edilmeyerek rapordaki hatalı sonuç tazminata göre davacı eş Nuran yönünden ıslah dilekçesinde ıslah edilen tutar bildirildiği tespit edilmiş olup, sadece tek bir toplama işlemindeki maddi hatanın neden olduğu bu husus nedeniyle basit hata niteliğinde olmakla mahkememizce gözetilebilir/hesaplanabilir durumda olduğundan tekrar ek rapor alınmamış, ayrıca iş bu dava kısmi dava niteliğinde açılmış olduğu gibi (dilekçelerin hiçbirinde HMK md 107’ye göre belirsiz alacak davası açıldığı beyanı yoktur) ve davacılar vekilince daha duruşma günü gelip mahkememizin bu hususu taraflara bildirmesi mümkün olmadan önce davadaki talepler ıslah dilekçesiyle ıslah edilmiş olduğundan, iş bu davada HMK uyarınca dava değeri yönünden ikinci kez ıslah yapılması imkanı da bulunmadığından, ek rapor alınması dosyamızda sonuca etkili olmadığından yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması, usul ekonomisi ilkeleri, hatanın basit maddi hata niteliğinde olduğu gözetilerek de üçüncü kez aktüer ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, ancak bu hususun gerekçeli kararımızda belirtilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan ve toplanan deliller, Yargıtay 4.HD ve (Kapatılan) 17 HD’nin emsal güncel içtihatları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu kazada ölen …’nın 28 yaşında trafik kazası nedeniyle vefat ettiği, ekonomik sosyal durum araştırmasında yapılan tespitlere göre yeni evli olduğu ve davacı anne ve babasıyla aynı evde yaşamakta olduğu, SGK hizmet dökümüne göre kaza tarihinde garson olarak asgari ücretle çalışmakta olduğu, annesi ve eşi evhanımı, babasının da emekli olduğu, bu nedenle davacı eş yanında davacı anne ve babanın da müteveffanın maddi-manevi desteğinden yoksun kalmış olduklarının kabulü gerektiği; ayrıca kaza tutanağında da yazılı olduğu üzere davalı sürücünün kamyonu otoyolun emniyet şeridinde gece vakti park halinde ve yeterli önlem alınmadan bırakılıp gidildiğinden KTK’nın araç park kurallarına uyulmadığı için ve parka mahsus yerde park edilmediği için, araç hareket halinde değil park halinde bile olsa kazaya bu hatalı (yeterli önlem alınmamış şekilde) park nedeniyle sebep olunduğundan bu konudaki Yargıtay (Kapatılan) 17 HD’nin istikrarlı içtihatları gereği ZMMS’nin temin ettiği sorumluluğa dahil olduğu, bu nedenle işletenin hukuki sorumluluğunu temin eden sigorta şirketinin ve davalı sürücü ile işletenin, davacıların maddi zararından işletene atfedilen kusur oranı nispetinde müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği, dosyada alınan bilirkişi raporlarının (yukarıda belirtilen basit hesap tarzındaki maddi hata dışında) kazanın oluş şekliyle uyumlu, bilim ve fen kurallarına, güncel Yargıtay içtihat ve uygulamalarına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle itibar edilmesi gerektiği, ek aktüer raporda hesaplanan destekten yoksunluk tazminat tutarlarından indirimi gerektiren bir husus bulunmadığı, tazminatların poliçe teminat limitinin içinde kaldığı anlaşılmakla, davacıların maddi tazminat taleplerinin dava ve ıslah dilekçeleri doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilince davacıların zararının davalı sürücünün kusuruna isabet eden kısımla sınırlı değil tamamı üzerinden maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüşse de, dava ve beyan dilekçesinde bu hususa ilişkin emsal gösterilen Yargıtay içtihatları, tek taraflı trafik kazasında tam kusuruyla ölen sürücünün desteğinden yoksunluk durumunda bu tek taraflı kazayı yapan aracın ZMMS sigortasından, ölen araç sürücüsünün yakınlarının tazminat taleplerine özgü durumlara ilişkin olmakla, dava konusu olay tek taraflı kaza olmadığı gibi davacıların talebi karşı araç ZMMS’si ve sürücü-işleteninden talep niteliğinde olduğundan, dava dosyamızda davalıların maddi tazminattan sorumluluğu kendilerine düşen kusur oranıyla sınırlıdır.
Davacı anne-baba-eş için manevi tazminat talepleri yönünden yapılan hukuki değerlendirmede ise, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, kusur oranları kesinleşen ceza mahkemesi kararı doğrultusunda tespit edilmişse de kazaya neden olan kusurlu eylemin başlayış-temel sebebi hakkında davalı sürücünün gece vakti kamyon nitelikli aracını yeterli güvenlik önlemi almadan emniyet şeridine park etmesinden kaynaklanmış olduğuna dair maddi vakıa tespiti, ölenin yaşı, davacı anne-babanın iki erkek çocuğundan evli olmasına rağmen kendileriyle yaşayan, onlara fiilen bakan birini, davacı eşin yeni evlendiği eşini genç yaşta kaybetmiş olmaları, tarafların Uyap’tan dosya içine alınan malvarlığı araştırma sonuçları ile kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırması sonuçları, davalı sürücü ile işletenin malvarlığının davacılara göre çok daha fazla olması, paranın alım gücü hep birlikte gözetilerek; manevi tazminat zenginleşme aracı veya ceza olmamakla beraber, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, manevi huzur ile tatmin duygusunu sağlayacak, caydırıcılık etkisi de yaratacak tutarda olması gerektiği hususu, TBK’nın 51, 54, 57. maddeleri ve TMK md 4 uyarınca hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak, takdiren davacı anne ve baba için ayrı ayrı 20.000,00’er TL, davacı eş için 30.000,00 TL manevi tazminatın yeterli olacağı kanaatiyle, bu talebin her üç davacı yönünden kısmen kabulüne ve davalı sürücü ile işletenden müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Son duruşmada kısa karar yazılırken manevi tazminat davasıyla ilgili kısa kararın hüküm kuruluşunda sehven hata yapılmıştır. Davacıların dava dilekçesindeki manevi tazminat taleplerinin toplamda 100.000,00 TL olduğu, mahkememizce bu talebin her davacı yönünden kısmen kabul edilerek toplamda takdiren 70.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği açık olmakla birlikte, yıl sonunda tazminat davalarındaki karar yoğunluğu, mahkememizin iş yoğunluğu, tek takiple çalışan mahkememizin sözlü yargılama duruşması-kısa karar tarihinde tek katibin 14 günlük Covid karantinasında olması nedeniyle geçici görevlendirilen katiple duruşma yapılmak zorunda kalınmasının yarattığı iş yoğunluğu ile karışıklık içinde, kısa kararda manevi tazminatla ilgili hüküm kısmında hata yapılarak sanki manevi tazminat talepleri tam kabul edilmiş gibi hüküm başlangıcı yazılmış ve hükmün sonuna “fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine” hükmü yazılmamışsa da, bu husus tamamen mahkememizce yapılan hatadan kaynaklı olup, dosya kapsamı ve tarafların kazadaki kusur oranları gözetildiğinde hükme açıkça yazılan takdir edilmiş manevi tazminat tutarları esasen bu talebin kısmen kabul edildiğini göstermektedir. Ancak kısa kararın 2. bendinde hükmün kuruluş şeklinde yapılan bu hata gerekçeli karar yazılırken farkedilmişse de, hükmün kuruluş şekline ilişkin olan bu hata nedeniyle taraflara yüklenen hak ve yükümlülüklerin tashih-tavzih yoluyla artırılması-azaltılması ve bu şekildeki bir hata sebebiyle taraflara tefhim edilen kısa kararla gerekçeli karar arasında farklılık oluşturulması HMK hükümleri ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları uyarınca mümkün olmadığından, manevi tazminat hükmünün kuruluşuna ilişkin yapılan hata tashih-tavzih yoluyla düzeltilememiş ve bu husus gerekçede belirtilmekle yetinilmiştir.
Davacılar vekilince dava dilekçesinde yasal faiz istenmişse de ıslah dilekçesinde tüm tazminatlar için banka en yüksek mevduat faizi talep edilmiş olup, haksız fiil sorumluluğuna dayanan davada banka mevduat faizi talebinin yasal veya sözleşmesel bir dayanağı bulunmamakla, davalıya sigortalı aracın ticari nitelikte kamyon olması nedeniyle, hükmedilen tazminatlara ancak (karar tarihi itibariyle kamu bankalarının 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi oranlarına göre daha düşük olan) avans faizi talep edilebileceğinden, davalı işleten ve sürücü yönünden temerrüt kaza tarihinden doğduğundan kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin temerrüdü ise dava öncesi başvurunun ulaştığı 24/05/2018 tarihten 8 iş günü sonrası 06/06/2018 tarihinde doğduğundan, hükmedilen tazminatlara temerrüt tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi işletilmesine hükmedilmiş, kamu bankalarının mevduat faizi oranlarında avans faizinden daha düşük olacak şekilde değişiklik olması ihtimaline binaen taleple bağlılık ilkesi gereği hükümde parantez içinde bu husus belirtilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacıların maddi tazminat davalarının kabulüyle, davacı … için 36.953,02 TL tazminatın, davacı … için 27.388,08 TL tazminatın, davacı … için 85.355,87 TL tazminatın 07/04/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faiziyle birlikte (taleple bağlılık ilkesi gereği bankaların 1 yıl vadeli TL mevduatına ödediği azami faiz oranını geçmemek şartıyla) davalılardan (davalı sigorta şirketi bu tazminatlardan 06/06/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sınırlı olarak sorumlu tutulmak ve poliçe teminat limitini aşmamak kaydıyla sorumlu tutulmak şartıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara ayrı ayrı verilmesine,
2-Davacıların manevi tazminat davalarının kabulüyle, davacı … için 20.000,00 TL tazminatın, davacı … için 20.000,00 TL tazminatın, davacı … için 30.000,00 TL tazminatın 07/04/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faiziyle birlikte (taleple bağlılık ilkesi gereği bankaların 1 yıl vadeli TL mevduatına ödediği azami faiz oranını geçmemek şartıyla) davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara ayrı ayrı verilmesine,
3-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden, alınması gereken karar ve ilam harcı 10.225,80-TL olup, maddi tazminat için peşin alınan 409,86-TL harç ve 102,00-TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 9.372,39-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken karar ve ilam harcı 4.781,70-TL olup, manevi tazminat için alınan 341,55 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.440,15-TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yargılama nedeniyle yapılan 491,65-TL posta ve tebligat masrafı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.091,65-TL yargılama gideri ile 751,41-TL peşin harç, 102,00-TL ıslah harcı toplamından oluşan 2.945,06 TL yargılama giderinin (manevi tazminat yönünden haklarındaki dava kısmen reddedilmiş olan davalılar … ve … tüm dava değeri üzerinden davanın kabul/red oranına -%84-%16- göre hesaplanan 1.756,99 TL’lik yargılama gideri kısmı ve 853,41 TL peşin harcın toplamı olan 2.610,40 TL ile sınırlı sorumlu tutulmak şartıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar yargılama sırasında vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen maddi tazminat tutarları üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan davacı … için 5.542,95 TL, davacı … için 5.100,00 TL, davacı Nuran için 11.896,26 TL nispi vekâlet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara ayrı ayrı verilmesine,
7-Davacılar yargılama sırasında vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen manevi tazminat tutarları üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan davacı … için 5.100,00 TL, davacı … için 5.100,00 TL, davacı Nuran için 5.100,00 TL nispi vekâlet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ

Mahkememizin 24/12/2021 tarihli celsesinde kısa kararda ve bu nedenle gerekçeli kararda HMK md 304 kapsamında açık maddi hata bulunduğu anlaşıldığından, kısa karardaki ve gerekçeli karardaki Hüküm bölümünün 1 ve 2 numaralı bendinde davacılardan …’in isminin ve temerrüde esas alınan ve kaza tarihi olduğu hükümde açıkça yazılı olan kaza tarihinin HMK md 304 uyarınca re’sen düzeltilmesine, “Hüküm” kısmının 1 ve 2 numaralı bentlerinde davacıların isim kısmında yer alan “…” isminin “…” şeklinde tashihine, “07/04/2018” şeklinde yer alan kaza tarihinin “17/04/2018” şeklinde tashihine, tashih şerhinin gerekçeli karar altına yazılmasına, tarafların yokluğunda re’sen karar verildi.08/02/2022