Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/882 E. 2019/904 K. 06.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/888 Esas
KARAR NO : 2019/932

DAVA : Tazminat (4054 sayılı Kanundan ve GKS’den Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2019
Nizip … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı YETKİSİZLİK kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulunun 12 bankanın kartel oluşturduğunu tespit ettiğini, davalı bankanın da bu bankalardan biri olduğunu, 04.09.2007-22.09.2011 tarihleri arasında müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, kullandığı kredilerde uygulanan kartel faizi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, davalı bankanın 21/08/2007 ve 22/09/2011 arasında kartel faizi uygulamak suretiyle tarafına vermiş olduğu zararın 3 katının 4054 sayılı Kanunun 57.maddesi uyarınca bilirkişi marifetiyle hesaplanarak, belirsiz alacak olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere yargılama sonucu mahkememizce tespit edilecek tutarın davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacı tacir ile imzalanan GKS’de yetkili mahkemenin İstanbul olarak kararlaştırıldığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, rekabet hukuku ihlallerinden doğan tazminat davalarında zamanaşımı hakkında özel bir düzenleme bulunmadığından TBK md.72’oe düzenlenen haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, bu sürenin de iki yıl olduğunu ve sona ermiş olduğunu, davacı tarafın dayandığı Rekabet Kurulu Kararının 15.07.2013 tarihinde Kurumun resmi internet sitesinde ilan edildiğini, davacının bu suretle fail ve fiili öğrenmiş sayılması gerektiği, dava konusu ticari kredilerin Rekabet Kurulu kararı soruşturmasının kapsamı dışında olduğu, müvekkilinin hukuka aykırı fiilinden sözedilemeyeceğini, davacının iddia ettiği gibi Rekabet Kurulu kararına bağlı bir zararı olmadığını, zararından bahsedebilmek için kredilerin kullanıldığı tarihte iddia olunduğu şekilde rekabetin ihlal edilip edilmediği, edildiyse bunun davacıya etki yapıp yapmadığının, hukuka aykırı fiille zarar arasındaki illiyet bağının tespiti gerektiği, dava konusu olayda ticari krediler soruşturma ve karar konusu olmadığından uygun illiyet bağından bahsedilemeyeceği belirtilerek, bu nedenle davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davalı banka ile olan kredi sözleşme ilişkisi sırasında 4054 sayılı Kanuna aykırılık nedeniyle fazla ödendiği ileri sürülen kartel faizinin 3 katı tutarında tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Rekabet Kurulunun Resmi Gazete’de de yayımlanan 08/03/2013 tarihli 2011-4-91 ve 2013-198-100 sayılı kararları, karara karşı Ankara …İdare Mahkemesinin …E-… K sayılı dosyasında açılan dava dosyası incelenmiş, davacı firmanın davalı banka… şubesinden kullandığı tüm kredilere ilişkin Nizip Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle banka kayıtları üzerinde bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davalı vekilinin yetki ilk itirazının Nizip Asliye Hukuk Mahkemesince kabulü üzerine verilen yetkisizlik kararıyla dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımı def’i yönünden yapılan değerlendirmede ise, Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava halen derdest olmakla davacının haksız fiil oluşturan rekabet hukukuna aykırı fiili ve faili kesin olarak öğrenmiş sayılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle zamanaşımının başlamış sayılamayacağı kanaatiyle zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Davanın dayanağını oluşturan Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı incelendiğinde aralarında davalı bankanında yer aldığı 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacıyla uzlaşma tesis ettikleri ve uzlaşma kapsamında gerçekleştirdikleri anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettikleri, bu sebeple aynı Yasanın 16. maddesine istinaden kararda geçen 12 bankaya idari para cezası verildiği, davacı vekilince bildirilen Ankara …İdare Mahkemesinin … E-… K sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği, Danıştay … Dairesi tarafından kararın temyiz aşamasında onandığı, ancak karar düzeltme aşamasında bozularak Rekabet Kurulu kararının iptal edildiği, iptal kararı sonrası ilk derece mahkemesince bozma kararına direnme kararı verildiği, yargılamanın halen devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacının kullandığı kredilerin tarihleri ve niteliği itibari ile Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı kapsamında olup olmadığının tespiti yönünden banka kayıtları da incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır. Nizip adliyesine yazılan talimat üzerine alınan bankacı bilirkişi raporunda, davacı firmanın davalı bankadan kullandığı tüm kredilerin GKS çerçevesinde kullandırılan ticari krediler olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararının sonuç kısmında kredi türü yönünden bir ayrım yapılmadan 12 bankayla ilgili rekabetin ihlal edildiği sonucuna varıldığı belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere kararın içeriğinden dava konusu olan ticari kredilere ilişkin herhangi bir rekabet ihlaline ilişkin bir tespite rastlanmadığı, Danıştay … Dairesi’nin kararında da 12 bankanın rekabet hukuku ihlalinin bulunduğu ürünlerin bireysel ürünler olduğu, ticari kredilerle ilgili bir ihlal tespitinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu ticari kredilerin Rekabet Kurulu kararına ve soruşturmasına konu olmadığı, ticari kredilerle ilgili herhangi bir rekabet ihlali tespiti bulunmadığı, davacı tacirin davalı bankadan kullandığı kredilerde kartel faizi uygulandığına dair tek delilinin de Rekabet Kurulu kararı olduğu dikkate alınarak, anılan kararla ilgili idari yargı sürecinin kesinleşmesinin beklenmesine gerek görülmeyerek, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Nitekim …BAM… E … K sayılı emsal kararı da aynı yöndedir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan 8,60-TL posta masrafının davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 68,31-TL karar harcının peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,91 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
16/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸