Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/881 E. 2021/617 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/881
KARAR NO : 2021/617

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan malın iadesi olmadığı takdirde ödenmeyen kira bedeli alacağının tahsili davası sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Müflis … Bankası vekili 28.09.2018 tarihinde açtığı dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı şirket arasında, … 4. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkil bankanın, davalıya, finansal kiralama sözleşmesi’ne konu satıcısı …, … olan, 1 adet …, 1 adet …, niteliğini taşıyan malları finansal kiralama yolu ile kiralayarak kiracıya sözleşme ekinde örneği yer alan teslim ve tesellüm belgesi ile teslim ettiğini, davalı kiracı tarafından, sözleşme gereğince ödenmesi gereken kira borçları vadesinde ve eksiksiz olarak ödenmeyince, davalı kiracıya ve kefillerine … 19. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek kira bedelini ödemelerinde temerrüde düşmeleri nedeniyle vadesi geçmiş toplam borcun ve fiili ödeme gününe kadar işleyecek yıllık %16,755 oranında gecikmesi ile birlikte ihtarın kendilerine tebliğinden itibaren 60 gün içinde müvekkil bankaya tam olarak ödenmesi, aksi halde 6361 sayılı Kanunun 31.maddesi gereğince finansal kiralama sözleşmesinin ikinci bir bildirime/ihtara gerek kalmaksızın fesih olduğu ve fesih ile birlikte kiralanan malları bir gün içerisinde müvekkil banka yetkililerine iade etmek üzere belirtilen adreste hazır bulundurmalarını, malların iadesi ve müvekkil bankaca satışının yapılması halinde satış bedelinin ihtarda belirtilen borçlardan mahsup edileceği, ödeme yapılmadığı ve mallar iade edilmediği takdirde alacağın tahsili için yasal takibe geçileceği, muhatabın talimatlarının nakde tahvil olunacağı, malların iadesi için yasal yollara başvurulacağı ve yapılacak tüm masrafların muhataba borç yazılacağı, malların teslim edilmemesi nedeniyle Cumhuriyet Savcılıkları nezdinde suç duyurusunda bulunulacağı ve muhatap hakkında ceza davası açılacağı ihtar ve ihbar olunduğu, buna rağmen davalı borçluların yasal sorumluluklarını yerine getirmeyerek borcunu ödemediği gibi; finansal kiralamaya konu malları müvekkil bankaya (kiralayana) iade etmediğini, Finansal Kiralama Kanunu’nun 3.maddesi ile ilgili hükümler ve Finansal Kiralama Sözleşmesinin 10.maddesi ile ilgili hükümler gereğince, davalı kiracı tarafından müvekkili şirkete iadesi gereken finansal kiralama konusu malların ihtarname ile teslimi ihtar edilmesine rağmen bugüne kadar iade edilmediği için, işbu davanın açılma zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmelerinin feshedilmesi nedeniyle davalı tarafından müvekkil şirkete iadesine, iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin tazminine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı kiracı şirket ve kefilleri aleyhine çok sayıda icra takibi başlatıldığı ve finansal kiralama sözleşmesine konu menkulün her an muhafaza edilmesi, kiracının(istihkak iddiasında bulunma, hacizlerden kiralayanı haberdar etme gibi) edimlerini yerine getirmemesi nedenleriyle menkulün satılması ihtimalinin bulunduğunun haricen öğrenilmesi, ayrıca davalı … A.Ş.’ye kiracısı olduğu … A.Ş tarafından davaya konu malların bulundukları yerden alınması için gönderilmiş olan … 26. Noterliğinin …tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiği, teslim edilmediği takdirde … A.Ş’ne gönderilen ihtarname kapsamında hukuki sorumluluğun doğacağını; finansal kiralama sözleşmesinin konusunu teşkil eden malların kaçırılmasının ve saklanmasının önlenmesini sağlamak amacıyla öncelikle taraflarına teslimi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini bildirerek, dava dilekçesi ekinde sunulan … 4.Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye numaralı ” Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin” müvekkil şirket tarafından haklı nedenle fesih olduğunun tespitine, davalı tarafından iade edilmesi gereken mülkiyeti müvekkil şirkete ait sözleşme muhteviyatı ile belirlenen açıkça dökümü yapılan malların davalı tarafından müvekkil şirkete iadesine, sözleşmeye konu malların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde (hatadan, sözleşmelerden kaynaklanan ve fazlaya ilişkin tüm hakların saklı kalması kaydıyla) 7.133,37TL + 39.425,94 USD (241.452,342TL) bedelinin yıllık ticari faizi ile birlikte tahsiliyle taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, …, … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, müvekkil şirket ile arasında … 4.Noterliği’nin… tarih … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini iddia ettiğini, taraflar arasında imza altına alınmış olan finansal kiralama sözleşmesinin fesih olduğunun tespiti, işbu sözleşme uyarınca sözleşmelere konu edilen menkullerin karşı tarafa iadesini ve iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkin dava ikame edildiğini, davacı tarafından iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın … 19.Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ve Mahkeme dosyasındaki dava dilekçesinde müvekkil şirketçe imzalanmış olan Finansal Kiralama Sözleşmeleri gereğince ödemelerin yapılmadığını, bu sebep ile birlikte ihtarname keşide edildiğini, müvekkilin işbu ihtarname sonrasında yasal süresi olan 60 gün içerisinde yine edimlerini yerine getirmediğini beyan ederek ilgili sözleşmelerin fesih edildiğini iddia etmekte olduğunu, davalı müvekkil şirketin yukarıda belirtilmiş olan finansal kiralama sözleşmesi sebebi ile edimleri olan borçlarını davacı tarafa ödediğini, söz konusu ödemeler için 24.06.2011 tanzim tarihli 03.09.2018 vade tarihli 4.000.000,00 TL’lik kambiyo senedi niteliklerine haiz bono tanzim edildiğini, finansal kiralama sözleşme bedeli ile söz konusu senet miktarının paralel olduğunu, kambiyo senetlerinin, TTK’nda bir ödeme aracı olarak düzenlenerek, taraflar arasında kambiyo senedi düzenlemesi ile birlikte tarafların birbirinden cari hesap alacağına ilişkin hak ve alacağının kalmayacağını, söz konusu borcun senetlerin tanzimi ile birlikte senet alacağına bağlandığını, ancak davacı tarafın kötü niyetli davranarak sözleşme sebebi borçların ödenmediği bahsi ile sözleşmelere konu menkullerin iadesini talep ettiklerini, kaldı ki, davacı tarafça söz konusu senedin ödenmediği bahsi ile de … 8.İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın hem Sayın Mahkemede işbu davayı ikame etmekte hem de elinde bulundurduğu kambiyo senetleri ile takibe geçerek mükerrer bir şekilde bir nevi hukuku dolanarak iddia etmekte olduğu alacağını tahsil etmeye çalıştığını, nitekim davacı tarafın elinde bulundurduğunu, imzalanmış olan finansal kiralama sözleşmeleri edimlerini karşılar nitelikteki senet ile icra takibine geçmesi ile de söz konusu senetlerin beyan etmekte olunduğu gibi ödeme aracı olarak kullanılması iddiasını sübuta erdirdiğini, nitekim davalı müvekkil ile davacı finansal kiralama şirketi arasında akdedilmiş olan Finansal Kiralama Sözleşmeleri dışında bir ilişki bulunmadığını, davacı finansal kiralama şirketinin statüsü gereği herhangi bir müşterisinden belirtilen şekilde para verip senet almasının hukuken mümkün olmadığını, bahsi geçen senetlerin incelendiğinde iş bu senetlerin doğrudan davacı finansal kiralama şirketi lehine düzenlendiğinin görüleceğini, davacı taraf talebinde müvekkilin edimlerini yerine getirmediğini beyan ettiğini, bu sebeple dava dilekçesinde belirtilmiş olan sözleşmelere konu menkullerin iadesini talep etmekte olduğunu, ancak müvekkil şirketin edimlerini yerine getirdiğini bildirerek, karşı tarafça ikame edilmiş olan işbu haksız davanın ve taleplerin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar ise cevap dilekçesi sunmamış olmakla davayı inkar eden konumdadır.
Dayanılan sözleşme içeriğine göre taraflar arasında finansal kiralamaya dair akdi ilişki bulunduğu, sözleşmenin yapıldığı, dosyanın taraflarının adı geçen sözleşmenin tarafları konumunda bulunduğu, davalı asıl borçlunun … olduğu, diğer davalıların ise kefil konumunda bulunduğu, taraflar arasında varlığı tartışmasız olan sözleşmenin 15.1.maddesine göre kefillerin kefalet borcununun işbu sözleşme nedeniyle kiracı tarafından ödenecek kira bedelleri toplamına ilişkin olduğu, davacının iki adet malı dava konusu yaptığı, davacının gerek asıl borçlu gerek kefiller yönünden asli talep olarak malın iadesi için talepte bulunduğu, davacının mal iade talebinin kabul olunmaması halinde ise ödenmeyen kira bedellerine ilişkin alacak talebini fer’i talep olarak ortaya koyduğu, davacı vekilinin 29/09/2021 tarihli duruşmadaki açık beyanı ile alacak taleplerinin her iki mal yönünden dahi fer’i talep olarak ortaya konulduğu, taraflar arasındaki varlığı tartışmasız sözleşme hükümlerine göre davacı şirketin defter ve kayıtlarının münhasır delil niteliğinin olduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dayandığı faturalar, dayanak belgeler, özellikle ihtarnamenin içeriği, değişik iş dosyası dikkate alındığında ihtarnamenin borçluya tebliğ durumu, tanınan ödeme süresi ve buna dair dayanak belgeler, sözleşme hükümleri ve düzenlemeler karşısında sözleşmenin feshi ile malın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, yine özellikle gerek asıl borçlu ve gerek kefiller yönünden iade şartının oluşup oluşmadığı, yine buna göre davalıların savunmasında belirtilen kambiyo senedinin “ifa yerine” geçtiği ve borcun ödendiği noktasında davacı aleyhine ve davacı şirket kayıtlarında aleyhe herhangi bir muhasebesel veri olup olmadığı, bu noktada davacı aleyhine somutlaştırılmış bir belge olup olmadığı, özellikle asıl borçlu dışında her bir davalının kefillik durumunun gözetilerek her bir davalının finansal kiralama sözleşmesinde kiracı konumunda olup olmadığı dahi irdelenmek suretiyle her bir davalı açısından muhasebesel olarak iade şartlarının doğup doğmadığı; ayrıca davacı vekiline, tensip tutanağının 13 nolu maddesi çerçevesinde, verilen süre çerçevesinde “dava dilekçesinde bahsedilen iki adet makina ile ilgili olarak, … 4. Noterliği’nin … tarihli, … yevmiye numaralı, düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesinin… nolu sözleşme olduğu, talep konusu 1 adet…” makinenin bu sözleşme kapsamında kiralanan mal olduğu, bu sözleşmenin … 19. Noterliğinin … tarihli, … yevmiye nolu ihtarla feshedildiği görülmekle birlikte ihtarda muhatap olarak unvanı yazılı olan ve bahsigeçen sözleşmenin asıl tarafı olan …A.Ş.’ye fesih ihtarının tebliğ edildiğine dair herhangi bir evrakın yapılacak bilirkişi incelemesi sırasında sunulup sunulmadığı, dava dilekçesinde iade talep edilen 1 adet …”makinanın ise yukarıda bahsedilen sözleşme ile değil … nolu başka bir sözleşme ile kiralandığı ekli belgelerde yazılı olmakla dosyaya sunulmuş …nolu bir finansal kiralama sözleşmesi, bu sözleşmenin fesh edildiğine dair ihtar ve tebliğinin bulunup bulunmadığı hususlarının davacı tarafından yapılan delil somutlaştırması çerçevesinde irdelenmesi ve yukarıda belirtilen hususlar gözetildiğinde davacının dayandığı faturalar, dayanak belgeler özellikle ihtarnamenin içeriği, değişik iş dosyası da dikkate alındığında ihtarnamenin borçlulara tebliğ durumu, tanınan ödeme süresi ve buna dair dayanak belgeler, sözleşme hükümleri ve düzenlemeler karşısında dava konusu olan her iki malın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, malın iadesi şartları oluşmamış ise davacının fer’i olarak alacak talep etme şatlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yargılama aşamasında davacı vekili sunmuş olduğu 27/09/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat yönünde beyanı açıklamış ise de davacı vekilinin vekaletnamesinde bu konuya ilişkin HMK m.74 hükmü uyarınca verilmiş bir özel yetkinin bulunmadığı, esasen yargılama aşamasında davacı vekilinin de bu noktada feragat yetkisi alamayacağını bildirmiş olduğu dikkate alınarak davanın esasına yönelik hüküm oluşturulmuştur.
Bu arada makine mühendisinin dahi yardımıyla dava değeri gerekçeli ve denetime elverişli şekilde tespit olunmuş, yargılama aşamasında dava konusu iade edilen malların değerleri asli talep dikkate alınarak tespit edilmiş, harç eksiklikleri ise giderilmiştir.
6100 sayılı HMK m.27 hükmü çerçevesinde tüm taraflara gerekli tüm tebligatların yapılması ve taraf teşkilinin sağlanmış olması sonrası mahkememizce gerekli deliller toplanmıştır.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun düzenlemesine göre; “Kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup sözleşmenin amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etme hakkına sahiptir(madde 24/1). Kiralayan, finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi hâlinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir(Madde 31/1). Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı finansal kiralama konusu malı derhâl geri vermekle mükelleftir(Madde 32/1). Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30 uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hâllerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür. İade edilen malın üçüncü kişilere satılması hâlinde sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça iade edilen malın satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından yüksek olması durumunda aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir. İade alınan malın üçüncü kişilere finansal kiralama yöntemiyle kiralanması hâlinde de aynı esaslar uygulanır(Madde 33/1). 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu 13/02/2012 tarihi itibariyle yürürlükten kalkmıştır(Madde 52/1). Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen finansal kiralama sözleşmeleri için bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı Kanunun süreye ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunur(Geçici Madde 4/1).”
13/12/2012 tarihi itibariyle 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu yürürlüğe girmiş olup uyuşmazlığa esas sözleşme bu tarihten önce düzenlendiğinden 3226 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları ile ilgili 04/11/2020 tarihi itibariyle mahkememizce tespit olunan bilirkişi kurulu raporunda sonuç olarak dosya mevcudu, davacı tarafın incelenen kayıt ve belgeleri, davacının finansal kiralama sözleşmeleri çerçevesinde ve revize ödeme planı çerçevesinde 08.11.2017 tarihinde davalılara keşide ettiği ve tebliğ edildiği belirlenen ihtarnamede bildirilen temerrüt hariç 42.418,34 USD kira bedellerinin tebliğinden itibaren verilen 60 günlük sürede ödenmemiş olduğu, davacının sözleşmenin feshinde haklı olduğu, dava dilekçesinde yer alan … 4.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu … nolu sözleşmeye konu …” iadesinin koşullarının bu kapsamda oluştuğu, dava dilekçesinde davaya konu edilen iki adet makineden kök raporda yer alan …” makinesine ilişkin davalıların borcu bulunmadığından ihtarnamede de bu makineye ilişkin … nolu sözleşmeden kaynaklı ihtar ve dolayısıyla temerrüd mevcut olmadığı açıklanmıştır.
Davacı vekilinin ek rapor alınmasına yönelik itirazları, bir kısım davalılar vekilinin ise yeni rapor alınmasına yönelik itirazları karşısında tarafların dinlenilme hakkının kısıtlanmaması ve bilirkişilerin teknik görüşlerini açıklamış olmaları karşısında takdiren ve yeni bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasına, bu amaçla bir emekli banka müdürü, bir SMMM ve bir makine bilirkişisi atanmasına karar verilmiştir.
İkinci bilirkişi kurulu ise sunmuş olduğu 07/04/2020 tarihli raporunda sonuç olarak … 4. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye sayılı …no.lu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi yönünden sözleşme konusu finansal kiralama borçlarının tamamının ödenmiş olması ve sözleşmenin feshine dair herhangi bir ihtar bulunmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ve sözleşmeye konu malın –1 adet “…” açıklamalı makinenin- iadesi şartının oluşmadığı, … 4. Noterliği’nin …tarihli … yevmiye sayılı … no.lu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi yönünden –temerrüt faizi ve diğer masraflar hariç- 42.518,75 USD kira borçlarının ödenmesinde temerrüde düşülmesi, …. 19. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu borçların –temerrüt faizi ve diğer masraflar ile birlikte- 60 gün içerisinde ödenmesinin, aksi durumda sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edilmesi, ihtarname ile tanınan 60 günlük yasal süre içerisinde hiçbir ödeme yapılmaması nedenleriyle davacının sözleşmeyi fesih hakkının doğduğu, sözleşmenin temerrüt nedeniyle feshine bağlı olarak sözleşmenin 34. maddesi ve F.K.K.’nun 33. maddesine göre davacının sözleşmeye konu malı -1 adet “…” açıklamalı makineyi- aynen iade alma hakkının doğduğu, finansal kiralama konusu malın iadesinin mümkün olmaması durumunda davacının 28/09/218 dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının …no.lu sözleşmesine ait ödenmeyen kira borçlarına dayalı olarak davadaki talebi de gözetilerek 39.425,94 USD olabileceği, dava konusu finansal kiralama borçlarına mahsuben dava tarihinden sonra 8.018,77 USD ve 4.554,35 TL tutarında ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemelerin takdirinin mahkemeye ait bulunduğu, davacının gecikme faizine dayalı olan 7.133,37 TL tutarındaki talebinin dayanaklarının sunulmaması nedeniyle ispata muhtaç olduğu, davalıların ödeme için verildiğini savundukları 24/06/2011 tanzim tarihli 03/09/2018 vade tarihli 4.000.000,00 TL bedelli senedin davacı banka kayıtlarına göre dava konusu finansal kiralama sözleşmesi kapsamında teminat amacıyla alınıp verildiği anlaşılmakla birlikte bu senedin bilahare davacı banka tarafından 324.226,72 TL alacağın tahsili için icra takibine konu edildiği, bu yönden nihai takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu, davalı asıl borçlu … A.Ş.’nin dışında kalan davalıların finansal kiralama sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sebeple müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalıların malın iadesi ile ilgili sorumluluklarının bulunmadığı, ancak kefalet üst limitleri gözetildiğinde bedel iadesinden sorumlu oldukları, dava konusu olan iki adet makineden iade şartları oluşmadığı değerlendirilen 1 adet “…” açıklamalı makinenin dava tarihi itibariyle KDV dahil ikinci el piyasa rayiç değerinin 300.000,00 TL olduğu, iade şartları oluştuğu değerlendirilen 1 adet “…” açıklamalı makinenin dava tarihi itibariyle KDV dahil ikinci el piyasa rayiç değerinin 1.500.000,00 TL olduğu şeklinde açıklamışlardır.
Belirsizlik olmaması açısından iade talebinin şartlarının olmadığı açıklanan makine yönünden birinci bilirkişi kurulunun 12/11/2020 tarihli raporunda bu makine yönünden herhangi bir borç olmadığı yönündeki muhasebesel tespite iştirak edilip edilmediğinin açıklanması, ayrıca mahkememizce oluşturulan ara karar içeriği çerçevesinde ikinci bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 07/04/2021 tarihli raporda iadesi talep olunan malların iade şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında farklı görüşe varıp varmadıklarını dahi sonuç olarak özet olarak açıklamaları ve bu suretle 1.bilirkişi kurulu raporu ile sonuç olarak farklılık olup olmadığını olarak belirtmeleri amacı ile bilirkişi kurulundan özet ek rapor alınmasına dair ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi kurulu ise 0607/2021 tarihli raporlarında kök raporlarının 3.sayfasında iade şartları oluşmadığı değerlendirildiğinden … numaralı sözleşme konusu makine yönünden tüm borçların ödendiği, ödenmeyen hiçbir kira borcunun bulunmadığı, iade şartları yönünden birinci bilirkişi kurulunun görüşüne aynen iştirak olunduğu yönünde görüş açıklamışlardır.
Davacının dava dilekçesine konu olan … numaralı … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … olan mal yönünden davacı şirketin kayıtlarında ihtarnameye konu borç miktarının davacı aleyhine ve davalı lehine olacak şekilde eksiksiz ve vadelerinde ödendiğine dair herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, bu yönde davacı aleyhine somutlaştırılmış bir vakıa ve delilin mevcut olmadığı,davalı-kiracının taraflar arasında imzalanmış bulunan finansal kredi sözleşme ve ekindeki ödeme planlarına uygun bir şekilde taksitlerini eksiksiz ve vadelerinde ödeyemediği açıktır.
Buna mukabil davacının, … numaralı, …tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … olan mal ile ilgili sözleşmenin feshi ile iadesi talebi olmuş ise de söz konusu mal ile ilgili finansal kiracının ödenmemiş hiçbir borcunun bulunmadığı, bu noktada bu mala ilişkin davalıların üzerlerine düşen borç yükümlülüklerini ise yerine getirmiş oldukları, bu açıdan bu mal ile ilgili malın iade şartlarının oluşmadığı, bu noktada davacı şirketin defter ve kayıtlarının ise bu durum ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan bir kısmı davalılar vekili savunma aşamasında ileri sürmüş oldukları 4.000.000,00 TL bedelli kambiyo senedi düzenlendiğini, verilen kambiyo senedinin ödeme aracı olduğunu, bu nedenle davalı kiracının ödenmemiş herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Bir kısım davalılar vekilinin bu savunması üzerinde de ayrıca durulmalıdır.
Davalıların ödemeye ilişkin kambiyo senetlerine dayanmış olması ve davacının ise halihazırda alacak hakkının devam ettiğini bildirerek ödeme iddiasını inkar etmiş olması karşısında ayrıca bu konuyu da içine alacak şekilde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Buna göre bilirkişi kurulu, davalının savunduğu ödemeye ilişkin somut belge sunulmadığı gibi söz konusu senetlerin ödendiğine ilişkin bir ödeme belgesinin ibraz olunmadığını açıklamıştır.
Bu noktada belirtmek gerekir ki davalılar, finansal kiralama sözleşmesine konu borcun ödendiğini HMK m.200 ve devamı uyarınca yazılı belgeyle ispatlamak zorundadır.
“Kambiyo taahhüdünde bulunmak keyfiyeti ifa yerine yüklenilmiş olabileceği gibi, ifa uğruna da girişilmiş olabilir. Tarafların borcun yenilenmesi konusunda anlaştıkları kesin bir şekilde belli değilse, şüpheli bir durum varsa veya bu hususta herhangi bir anlaşma ve iddia yoksa TBK. m.133 hükmü gereğince, kambiyo taahhüdünün ifa yerine değil ifa uğruna yapılmış olduğunun, temel borç ilişkisinden doğan talep hakkının ortadan kalkmayıp bu hakka paralel ve yarışan bir kambiyo talep hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Bu durumda alacaklının iki türlü talep hakkı vardır. Fakat alt ilişkiden doğan talep hakkı, kambiyo hakkı kullanılıncaya kadar donmuş ve böylece vadesi kambiyo alacağının vadesine kadar uzatılmış durumdadır. Kambiyo senedi dolayısıyle, başvurma mümkün olunca adi alacağı da talep hakkı doğar. Alacaklı bu haklardan birini veya ötekini kullanmak zorunluluğunda değildir. Seçim yapmakta serbesttir. Fakat adi alacağı talep ederse kambiyo senedini borçluya geri vermekle yükümlüdür. Kısaca alacaklının bu durumda iki ayrı talep hakkı mevcut olduğu halde, bu haklar birbirinden bağımsızdır, teminatları (varsa) birbirlerinden ayrıdır ve ayrı faize ve zamanaşımına tabidirler. (Poyraz/Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 1999, s.146. vd) Kambiyo senedinin zamanaşımına uğraması durumunda alacaklının seçim hakkı değişecektir. Alacaklı bu takdirde haksız iktisap kaidelerine istinat edecek veya henüz zamanaşımıyla ortadan kalkmamış ise temel ilişkiye dayanarak istemde bulunacaktır. Domaniç H, Kıymetli Evrak Hukuku ve Uygulaması, İstanbul 1990, s 88. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/38043 E. 2010/36484 K. sayılı ilamı)
Bu çerçevede hukukumuzda kabul olunduğu üzere kambiyo taahhüdünde bulunmuş olmak iki sonuç doğuracaktır. Buna göre kambiyo senedi ya ifa yerine ya da ifa uğruna verilmiş olabilir. Somut olayda olduğu üzere kambiyo senedinin temel borç yerine geçmek amacıyla verildiğine dair ve davacı aleyhine sonuç doğurabilecek bir belge yoktur. Bir başka deyişle somut olayda ifa nedeninin mevcut olsa dahi özel bir çeşidi olan ifa uğruna yapıldığı kabul edilir. O halde davacının finansal kiralama sözleşme ilişkisinden doğan alacak hakkı bu noktada sona ermiş sayılamaz. Davalıların kambiyo senedini davacıya vermiş olması, buna göre finansal kiralama sözleşmesinden doğan borcun mutlak anlamda ödendiği anlamına gelmeyeceği gibi esasen bu noktada davacı aleyhine yazılı belge dahil bulunmamaktadır. O halde davacı temel ilişkiye dayalı olarak alacağının ödenmediğini iddia edebilir.
Bilirkişi kurulu raporu ile kambiyo senedinin ödendiğine dair davacı kayıtlarında davacı aleyhine delil olmadığı ve davalının dahi bu noktada ödeme belgesi sunamadığı anlaşılmakla bilirkişi kurulu raporunun bu yöne ilişkin vardığı muhasebesel sonuç dahi hukuki açıklamalar ile uyumludur.
Hal böyle olunca kira bedeli ödenmeyen mal yönünden davalı asıl borçlu kiracının, finansal kiralama konusu malı, davacı kiralayana derhal geri vermekle yükümlü olduğu, davalının kira borcunu bir yıl içinde ve birbirini takip eden vadelerle düzenli şekilde ödemediğinin münhasır delil niteliğindeki davacı defter ve kayıtları ile anlaşıldığı, buna mukabil davalının finansal kiralama bedelini ödemiş olduğunu HMK m.200 vd. hükümleri çerçevesinde açık,kesin ve belirli belgeler ile ispatlayamadığı,adı geçen sözleşme gereği davalı kiracının dava konusu malları kiralayana iade ve teslim etme yükümlülüğünü de yerine getirmediği,esasen davacının dahi bu konularda ikrarının bulunmadığı gibi bilakis inkarının mevcut olduğu, bu nedenle sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmeleri 3226 sayılı kanun hükümlerine tabi olmakla birlikte sözleşmenin feshi ve feshin sonuçları bakımından, 13/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nda da, mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’ndaki hükümlere benzer düzenlemeler bulunmaktadır.
6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun geçici 4. maddesinde; bu Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen Finansal Kiralama Sözleşmeleri için bu kanun ile yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı kanunun, süreye ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği belirtilmiştir. Ayrıca yasanın yayını tarihinde yürürlüğe gireceği 53. maddede düzenlenmiştir.
Hal böyle olunca finansal kiralama sözleşmesine konu mallar 3226 sayılı yasanın ilgili maddesi gereğince, kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Buna göre ilgili hüküm dikkate alındığında kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malların zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır.
3226 sayılı Yasanın 21. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 22. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23. maddesi hükmüne göre de; sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24 ve 25. maddeleri gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana derhal geri vermekte yükümlüdür.
Hal böyle olunca finansal kiralama sözleşmeleri uyarınca 29/07/2011 tarihli sözleşmeye konu olan mal yönünden muacceliyetin gerçekleştiği, kanunda belirtilen uygulanması gereken 60 günlük sürenin dolduğu, finansal kiralama sözleşmeleri’ne göre kiracının kira bedellerini ödemede temerrüde düştüğü, bu nedenle davacı kiralayan tarafından sözleşmeler ve yasada belirtildiği şekilde kira bedellerinin ödenmesi için davalı asıl borçlu tarafa noter marifetiyle ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamelerin kiracıya gönderildiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ihtarname ve dava tarihi itibarı ile davalıdan kira alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından bu mala ilişkin kira bedelinin ödenmediği, dolayısıyla davacının dayandığı sözleşme ve Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde sözleşmenin feshedildiğinin kabulü ile sözleşme konusu ve mülkiyeti kiralayan davacıya olan bu malın davalı asıl borçludan alınarak davacıya verilmesine dair yasal şartlar oluşmuştur.
Öte yandan diğer davalılar kefil olup sözleşmenin 15.1.maddesi gereği malın iadesi noktasında kefaletleri bulunmamaktadır. Esasen malın iadesi ancak kiracıya ait bir yükümlülüktür. (Yargıtay 19.HD 2011/7949E. 2012/2195K.sayılı ilamı)
Mal iadesine yönelik asli talep bu mal yönünden kabul edilmekle bu mala ilişkin fer’i nitelikte ileri sürülen miktarı belirtilen alacak ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yine iade şartları oluşmayan diğer malla ilgili iade talebinin mümkün olmadığı da açıklanmıştır. Kaldı ki bu mal ile ilgili alacak dahi ispatlanamamıştır.
İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir(…) Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 792). O halde 08/07/2011 tarihli sözleşmeye konu mal ile ilgili davacı üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının dava dilekçesine konu olan … numaralı …tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … ile ilgili sözleşmenin feshi ile davalı … ‘nden alınarak davacıya teslimine; dava konusu malın aynen iadesine dair asli talebin kabulüne karar verildiğinden davalı … aleyhine açılan ve feri talebe konu alacak ile ilgili bu davalı şirket açısından karar verilmesine yer olmadığına; davacının adı geçen mal ile ilgili davalı kefiller aleyhine açmış olduğu malın iadesine yönelik asli talebin kefillerin sıfatı nedeni ile reddine; davacının malın iadesine yönelik asli talebi kabul olunduğundan davalı kefiller yönünden feri talebe konu alacak ile ilgili davalı kefiller açısından dahi karar verilmesine yer olmadığına; davacının, … numaralı, … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … ile ilgili sözleşmenin feshi ile iadesi talebinin davalı asıl borçlu … ile diğer kefiller aleyhine açılan iade talebinin tümden reddine, ayrıca aynı mal ile ilgili feri talebe konu olan alacak talebi sübut bulmadığından asıl borçlu ve kefiller aleyhine açılan davanın dahi reddine, bu mal ile ilgili davacının açmış olduğu davanın tüm davalılar yönünden reddi karşısında davacının bu mala ilişkin tedbir talebinin dahi reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesine konu olan …numaralı … tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet …ile ilgili sözleşmenin feshi ile davalı … ‘nden alınarak davacıya teslimine,
Dava konusu malın aynen iadesine dair asli talebin kabulüne karar verildiğinden davalı … aleyhine açılan ve feri talebe konu alacak ile ilgili bu davalı şirket açısından karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının adı geçen mal ile ilgili davalı kefiller aleyhine açmış olduğu malın iadesine yönelik asli talebin kefillerin sıfatı nedeni ile reddine,
Davacının malın iadesine yönelik asli talebi kabul olunduğundan davalı kefiller yönünden feri talebe konu alacak ile ilgili davalı kefiller açısından dahi karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının, … numaralı, …tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … ile ilgili sözleşmenin feshi ile iadesi talebinin davalı asıl borçlu … ile diğer kefiller aleyhine açılan iade talebinin tümden reddine,
Ayrıca aynı mal ile ilgili feri talebe konu olan alacak talebi sübut bulmadığından asıl borçlu ve kefiller aleyhine açılan davanın dahi reddine,
Bu mal ile ilgili davacının açmış olduğu davanın tüm davalılar yönünden reddi karşısında davacının bu mala ilişkin tedbir talebinin dahi reddine,
3-Davanın kabul edilen kısmına konu olan … numaralı …tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet … ile ilgili mal bedeli 1.500.000,00 TL olduğundan 102.465‬,00 TL harcın davalı …’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.101,9 TL tebligat ve posta masrafı ile 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.501,9‬ TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nispetinde (%83,3) 2.917,08 TL’sinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL tebligat ve posta gideri masrafından davanın ret nispetine göre (%16,7) 16,7 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, bakiyesinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
Diğer davalılar tarafından masraf yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-a)Davacının, 29/07/2011 tarihli sözleşmeye konu mal ile ilgili davalı … aleyhine açtığı mal iadesine yönelik asli talep açısından kabul edilen iade davasında malın karşılığı olan 1.500.000,00 TL üzerinden AAÜT gereği takdir edilen 85.300,00 TL nispi vekalet ücretinin adı geçen davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının, davalı …, …, …, … A.Ş.aleyhine açtığı bu malın iadesine yönelik talep açısından açılan davada kefiller yönünden asli talep aynı sebeple red olmakla, vekille temsil edilen bu davalılar lehine malın karşılığı olan 1.500.000,00 TL üzerinden AAÜT gereği takdir olunan 85.300,00 TL nispi vekalet ücretinin adı geçen davacı şirketten-tahsilde tekerrür olmamak üzere- tek olarak alınarak, adı geçen davalılar …, …, …, … A.Ş.’ye tek olarak verilmesine,
b)Davacının, davalılar aleyhine 08/07/2011 tarihli 2011/FK073 no.lu sözleşmeye konu mal ile ilgili açtığı mal iadesine yönelik asli talep açısından, red olunan iade davasında malın karşılığı olan 300.000,00 TL üzerinden AAÜT gereği takdir edilen 29.450,00 TL nispi vekalet ücretinin, adı geçen davacıdan -tahsilde tekerrür etmemek üzere- tek olarak alınarak, davalılar …, …, …, … A.Ş, …’ne tek olarak verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı vekilinin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.29/09/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …