Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/860 E. 2019/808 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/860 Esas
KARAR NO : 2019/808

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında yapılan anlaşma çerçevesinde, davalıya İstanbul’da yaklaşık 3 yıldır lojistik hizmeti verilmekte olduğunu, davalının İtalya’dan yüklediği mallar gemiyle İstanbul Limanına gelince buradan gümrük işlemleri yapılıp İstanbul’da bir garaja taşınması hizmetinin verildiğini, yine İstanbul’dan deniz yoluyla İtalya’ya gönderilmesi suretiyle ring şeklinde taşıma işlerinin İstanbul ayağının organize edildiğini, işin tamamlanmasını takiben hizmet bedelinin davalıya fatura edilmekte olduğunu, davalı (borçlu) tarafından kendisine keşide edilen ilgili faturalara itiraz edilmediğini, bu faturalara karşılık kısmi ödeme yapıldığını, bakiye borcun ödemesi tüm görüşmelere rağmen yapılmayınca, faturaların ödenmeyen bakiyesi için … 5. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından borca ve fer’ileriyle yetki yönünden takibe itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, HMK. md. 10 gereği gerek akdin yapıldığı ve gerekse ifa yerinin İstanbul olması nedeniyle icra takibinin İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatılmasının yasaya uygun olduğunu, davalının yapmış olduğu yetki itirazının yerinde olmadığını belirterek davalının yapmış olduğu borca ve yetkiye itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan ile müvekkili şirketin davaya konu faturalarla alakalı olan iş için şifahi olarak masraflar ve kar ortak olarak anlaştıklarını, ancak müvekkili işi tamamladıktan sonra davacı yanın giderlere ortak olmayı kabul etmeyerek iş bu davaya konu faturaları kestiğini, karşı tarafla iletişime geçen müvekkili firmayı faturaya itiraz süresi boyunca oyalayan davacı yanın, itiraz süresi dolunca şifahi konuşmalarını kestiğini, iki tarafın bir süre boyunca başka ortak işler de yaptıklarını, ancak aralarındaki ticaretin kesintiye uğraması sonucu davacı yanın iş bu faturaları icra takibine kötüniyetli olarak konu ettiklerini, fatura içeriğini kabul etmediklerini, davacı yanın kestiği faturaya konu işi müvekkilinin tamamlamış olduğunu ve davacı tarafın ise anlaşmaya aykırı olarak giderlere katılmadığını belirterek, davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 12.08.2019 tarihli beyan dilekçesinde de mahkememizin yetkisiz ve Mersin mahkemelerinin yetkili olduğu, davacı tarafından müvekkiline sunulan bir hizmet bulunmadığı, sözlü anlaşma ile farklı firmalara ortak hizmet verildiği, dorseler müvekkiline yükün organizasyonu ise davacı yana ait olmak üzere ameta sistemi yani tüm masraflar düşüldükten sonra karın bölüşülmesi şeklinde iş bölümü yapıldığı, faturanın tek başına akdi ilişkinin belgesi sayılamayacağı, faturanın içeriğini davacının ispat yükü altında olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağına dayalı başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu tarafların kabulündeyse de, akdi ilişkinin türü, hizmetin kim tarafından kime verildiği, davacının davalıya verdiği hizmet ve talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
… 5. İM …E takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davalının takibe süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine, İİK md. 50 uyarınca müvekkilinin yerleşim yeri Mersin olduğundan Mersin icra dairelerinin yetkili olduğu şeklinde itiraz ettiği görülmekle, öncelikle özel dava şartı olan bu hususta değerlendirme yapılması zorunludur.
Davacı vekilince, taraflar arasındaki akdin yapıldığı yerin ve ifa yerinin İstanbul olması nedeniyle HMK md. 10’a göre davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İİK. madde 50 gereğince “Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile takip olunur.” HMK.’nun 10. maddesi gereğince, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olduğu gibi sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Bu konuda davacıya (alacaklı) seçimlik bir hak tanınmıştır. Ancak dava konusu olayda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi, sözlü sözleşmenin ne şekilde, nerede, kim tarafından kime verilen hizmete dair olduğu hususları tamamen ihtilaflıdır. Davacı vekilince davacı tarafından davalıya İstanbul’da taşıma hizmeti verildiği ileri sürülmüşse de bu husus davalının kabulünde olmadığı gibi, her iki tarafın uluslararası lojistik/taşıma hizmeti veren şirketler olması yanında, dosyaya sunulan takip dayanağı “hizmet bedeli” içerikli faturalarda da davacıya verildiği ileri sürülen hizmetin nereden nereye taşımaya ilişkin olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı gibi, İstanbul’da hizmet verildiğini ispatlar bir delil de dosyaya sunulmamıştır.
Dolayısıyla akdin yapıldığı yerin veya ifa yerinin İstanbul olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından, İİK md.50 atfıyla uygulanması gereken HMK genel yetki hükmü olan madde 6 uyarınca takibin davalının yerleşim yeri olan Mersin’de başlatılması gerektiği sonucuna varıldığından, İstanbul’da takip başlatılması HMK’ya uygun olmadığından, usulüne uygun yetkili icra dairesinde başlatılmış takip bulunmadığından, HMK md.115/2 gereği davanın itirazın iptali davalarına ilişkin özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usulüne uygun yetkili yerde başlatılmış icra takibi bulunmadığından, özel dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 696,97-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 652,57-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸