Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/845 E. 2020/8 K. 10.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/845 Esas
KARAR NO : 2020/8

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı arasında, 2015 tarihinde bankacılık sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek olarak öğrenci …’ın Başakşehir …Ortaokulu / …A.Ş.’nin okul taksitlerinin ödenmesi hususunda Eğitim Kurumu veya Yurt Ücretinin Tam Garantili Taksit Sistemi Kapsamında hesaptan taksitle ödenmesine ilişkin taahhütname akdedildiğini ve işbu taahhütnameye rağmen borçlu tarafından taksitlerin ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından hesabın kat edilerek, borçluya Üsküdar … Noterliği’nden 26.04.2016 tarih ve…yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini ve borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, borçlu tarafından haksız yere itirazda bulunulduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun, alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe itirazın iptali davasıdır.
İstanbul … İcra Dairesinin…Esas takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, davalı borçlu hakkında okul taksit alacağı açıklamasıyla başlatılan ilamsız takibe süresinde itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 07.10.2009 tarihli Bankacılık Hizmetleri ve Kredi Kartı Sözleşmesi, eki Eğitim Kurumu veya Yurt Ücretinin Tam Garantili Taksit Sistemi Kapsamında Hesaptan Taksitle Ödenmesine İlişkin Taahhütname, davacı bankaca davalıya keşide edilen borç ödeme ihtarı, hesap özeti incelenmiş, sözleşme ve taahhütname imzası hakkında davalıya isticvap davetiyesi tebliğ edilmişse de icabet edilmemekle akdi ilişki HMK md 171 uyarınca ikrar edilmiş sayılmıştır. Bankacılık ve finans uzmanı bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Dava ilk olarak İstanbul …Tüketici Mahkemesinin … Esas dosyasında açılmış, davacı vekilinin o dosyaya sunulan dilekçe ile davacı bankanın faaliyet izni kaldırılarak TMSF’ye devredildiği ve iflasına karar verildiği, 5411 sayılı Kanunun 142. Maddesi özel hükmü gereği asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, bu konuda … Bölge Adliye Mahkemesinin… E… K sayılı emsal kararının da bulunduğuna dair beyanı ve talebi üzerine, 21.06.2018 tarihli … Karar sayılı kararla, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş ve mahkememize tevzi edilmiştir.
İstanbul …Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı gerekçesi, davacı bankanın iflasına karar verilerek TMSF’ye devredildiği, bu nedenle 5411 sayılı Kanunun 142. maddesinde yer alan “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesince bakılır” hükmü gereği asliye ticaret mahkemelerinin uyuşmazlıkta görevli olduğu şeklindedir. Ancak dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki tarihte açılmış olduğundan, dava konusu bankacılık sözleşmesi ve alacağının bilirkişi raporuyla teyit edildiği üzere tüketici sözleşmesi ve alacağı olduğundan, bu özel hükmün uygulama imkanı bulunmamakta olup, yargılamada tüketici mahkemesi görevlidir.
Nitekim bu konuda pek çok emsal yüksek yargı içtihadı bulunmakta olup, bunlardan biri olan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/7238 E 2016/9435 K sayılı kararında, “28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. ” denmektedir.
Somut olayda uyuşmazlık, bankacılık hizmetleri ve kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, davalının tacir olmadığı, aksine tüketici mahkemesinde dava açılmış olmakla davacının da kabulünde olduğu gibi davalının 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahip olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerektiği, 6502 sayılı Kanunun 83/2. maddesi karşısında Bankacılık Kanunu 142. maddede yer alan görev ve yetki hükmünün uygulanma imkanı bulunmadığı, görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrıca mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, usulden red kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-HMK.’nın 114/1-c, 115 ve 138. maddeleri gereğince mahkememiz GÖREVSİZ olduğundan, görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
3-Görev yokluğundan ret kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, İstanbul 10.Tüketici Mahkemesi de görev yokluğundan usulden ret kararı vermiş olduğundan, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.
10/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır