Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/838 E. 2021/171 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/838 Esas
KARAR NO : 2021/171

DAVA : Tespit, Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 04/09/2018 tarihinde şirket merkezinde yapılan 2015, 2016, 2017 yılları olağan genel kurul toplantısına “müvekkilinin ortaklığı ispatlayamadığı” iddia edilerek vekaleten katılımlarının engellendiğini, müvekkilinin şirket ortağı olmasına rağmen hukuka aykırı olarak toplantıya alınmadığını, şirketin 10 Eylül 2015 tarihli …’de ilan edilen GKK incelendiğinde bütün ortakların toplantıda hazır olduğunun yazılı olduğu, ticaret sicil dosyası incelendiğinde de bu hususun açıklığa kavuşacağını, davalı şirketin 20.05.2005 tarihli …’de yayımlanan ilanında müvekkilinin (her biri 1 TL itibari değerde olan) A Grubu 30.000.000 adet paya karşılık 30.000,00 TL, B Grubu 267.120.000 adet paya karşılık 267.120,00 TL hissedar olduğunun görüldüğünü, şirketin 17 Kasım 2006 tarihli …’de ilan edilen 08.11.2006 tarihli … toplantısında ise sermayesinin 300.000,00 TL’den 2.500.000,00 TL’ye artırıldığını, bu toplantı tutanağında sermaye artırımı sonucu müvekkilinin 2.497.120 hisse adedine karşılık 2.497.120,00 TL’lik paya sahip olduğunun yazılı olduğunu, A grubu payların nama yazılı olduğu ve hamiline çevrilemeyeceğini, B grubu payların ise nama veya hamiline ihraç edilebileceğinin 28 Ağustos 2000 tarihli esas sözleşme tadil metninde yazılı olduğunu, sonraki ilanlarda da yazılı olduğunu, buna rağmen şirketin 19 Ağustos 2013 tarihli …’de ilan edilen … ile esas sözleşme tadil edilerek “bütün payların hamiline yazılı olmasına” karar verildiğini, ancak TTK hükümlerine uygun şekilde alınmış bir karar olmadığı ve usule aykırı olduğunu, böyle bir karar alınabilmesi için taahhüt edilen tüm sermayenin ödenmiş olması ve bu na ilişkin tescil ve ilan edilen … olması gerektiğini, bu şartlar bulunmadığından tüm pay senetlerinin hamiline çevrilmesinin usule aykırı yapıldığını ve hamiline payların usule aykırı çıkarıldığını, ayrıca hamiline yazılı senetlerin pay sahiplerine teslim de edilmediğini, müvekkilinin hamiline yazılı pay senetlerinin de teslim edilmemiş olduğunu, sonrasında yapılan 04.09.2018 tarihli GK toplantısında ise müvekkilinin pay senetlerini ibraz etmediği, ortaklığını ispatlayamadığı gerekçesiyle toplantıdan çıkarıldığı ve kabul edilmediğini,davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, hamiline yazılı senetlerin hiçbir zaman müvekkiline teslim edilmemiş olduğunu, yönetim kurulu başkanı olan müvekkilinin yönetim kurulu karar defterini incelemesinin de engellendiğini, TTK 486. Maddesine göre tescilden önce pay senedi çıkaran kişinin bundan doğan zararlardan sorumlu olacağının düzenlendiğini, ayrıca ortaklardan …’in 23.12.2016’da vefatı nedeniyle sahip olduğu paylarının mirasçılarına intikalinin yapılması için şirketten ihtarla talepte bulunulmuşsa da … alınıp tescil yapılmadan …’de yapılan ilanla intikal işlemi yapıldığını, müvekkilinin de mirasçı olması nedeniyle payının artmış olması gerektiğini, ancak bu artışa ilişkin hamiline pay senetlerinin de müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca müvekkili ile oğlu (ortak) … arasında yapılan 12.01.2009 ve 07.01.2011 tarihli Protokoller ile, …’a ait arsa payının müvekkiline devri ve inşaat sonrası yarı yarıya paylaşılacak … projesi anlaşması nedeniyle müvekkiline ait hisse senetlerinin %40’ının protokolde öngörülen inşaat işi sona erdikten sonra …’e verilmek üzere, müvekkiline ait hisse senetlerinin %40’ının inşaat işi sona erdikten sonra müvekkiline geri verilmek üzere yed’ieminlere teslim edildiğini, protokoller feshedilmemiş olduğundan müvekkilinin paylarının kendisine geri verilmediğini, ancak …’ın paylarının ise kendisine verildiğini son toplantıda beyan ettiğini, müvekkilinin davalı şirketteki paylarını hiçbir surette kimseye devretmesinin sözkonusu olmadığını, 04.09.2018 tarihli GK toplantısına müvekkilinin pay senetlerini ibraz etmediği gerekçesiyle alınmadığını, aynı toplantıda daha önce şirkette pay sahibi olmayan …’ın (müvekkiline ait olup yedieminlere teslim edilen 1.000.000 adet pay senedini almak suretiyle) 1.000.000 ve kendine ait 720 adet senet üzerine toplamda 1.000.720,00 TL’lik pay sahibi olduğunun, yine daha önce ortak olmayan …’in 125.000,00 TL paya, …’in 250.000,00 TL’lik paya sahip göründüğünü öğrendiklerini, bu payların müvekkilinin paylarından bilgisi ve onayı olmadan bu kişilere aktarıldığının açık olduğunu, müvekkilinin davalı şirkette usule uygun çıkarılmamış ve teslim edilmemiş hamiline yazılı hisse senetlerine göre 2.497.120,00 TL değerinde payının bulunduğunu belirterek, bu nedenlerle öncelikle müvekkilinin davalı şirkete ortak olduğunun ve pay oranının tespiti ile ortak olduğu pay oranının şirket pay defterine kaydedilmesine ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hiçbir zaman şirketin gerçek ortağı olmadığını, protokoller gereği belirli bir süre için “inançlı işlem” ile kendisine verilen şirket paylarını kötüye kullandığını ve bugüne kadar basiretsiz ticareti nedeniyle şirketi iflasa sürüklediğini, davacının iddialarının kötü niyetli ve gerçek dışı olduğunu, tüm iddiaların bizzat kendi imzası bulunan sözleşmeler, yönetim kurulu kararları ve … tasdik raporları ile de çeliştiğini, payların hamile yazılı senede çevrilmesine ilişkin … bulunduğunu, bizzat davacının imzasının da bulunduğunu, sermaye artırım kararı sonrası taahhüt edilen sermayenin ödenmiş durumda olduğunu, TTK md 484 uyarınca 04.09.2018 tarihli GK toplantısı öncesi toplantı tarihinden önce hamile yazılı pay senetlerinin ibrazı için tüm muhataplara yazılı bildirimde bulunulduğunu, ancak davacı tarafından ibraz edilmediği ve bu suretle pay sahipliğini ispat edemediğinden ayrıca giriş kartı da alınmadığından, yönetim kurulu başkanının vekille temsili de kanunen mümkün olmadığından davacı vekilinin toplantıya kabul edilemediğini, vefat eden …’in pay senetlerinin ise vefattan önce davacıya devir ve teslim edilmiş durumda olduğunu, dolayısıyla mirasen intikal edecek pay bulunmadığını, dava dilekçesindeki beyanların gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, öncelikle tespiti istenilen pay oranına göre eksik nispi harcın davacı tarafça ikmal edilmesi gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirket pay sahibi olduğunun ve pay oranının tespiti, şirket pay defterine kayıt ve ticaret sicilde tescil taleplerine ilişkindir.
Davalı şirketin tüm ticaret sicil kayıtları, toplantı tutanakları, hazirun cetvelleri, … ilanları Ticaret Sicil müdürlüğünden celbedilmiş,davalı şirketin nama ve hamile yazılı hisse senetleri listesi Ticaret Odasından istenmiş, grup şirketine karşı davacı tarafça açılmış aynı nitelikteki … 14 ATM … E dosyası Uyap kaydı celbedilmiş, davalı şirkete müzekkere yazılarak pay defteri, hisse senetleri tahvili, hamile yazılı senede dönüştürülmesi, davacıya hisse senedi teslimi, vefat eden Kevser’in hisselerinin dağıtımı-devri-teslimine dair tüm belgeler celbedilmiş ve incelenmiştir.
Dava dilekçesinde dava değeri-tespit ve tescil istenen pay değeri bildirilmediği ve davanın maktu peşin harç yatırılarak açıldığı tespit edildiğinden, istikrar kazanmış Yargıtay ve BAM ilamları gereği payların şirket pay defterine kayıt-tescili istemli davalarda dava değerinin tespit ve kaydı istenen pay değeri olduğu tespit edilmekle, davacı vekiline birinci ve ikinci celsede dava değerini bildirmesi için süre verilmiş, ilk verilen sürede herhangi bir bildirim yapılmadığından, ikinci verilen kesin sürede “yine bildirim yapılmazsa dava dilekçesinde beyan edilen 2.497.120 adet hisse senedi karşılığı 2.497.120,00 TL payın tespit ve tescili talep edildiğinin kabul edileceği, bildirim yapılmazsa mahkemece kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 42.644,56 TL eksik peşin karar harcının mahkeme veznesine yatırılması gerektiği belirtilerek gelecek celseye kadar kesin süre verilmiş, kesin sürede yatırılmazsa Harçlar Kanunu gereği dosyanın işlemden kaldırılacağı ve devamında (yasal sürede yatırılmazsa) davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği davacı vekilinin yüzüne ihtar edilmiştir. Kesin süre ve yapılan ihtara rağmen eksik peşin harç davacı tarafça yatırılmamıştır.
Davalı vekilince dosyaya sunulan 30.09.2020 tarihli dilekçede, davalı şirketin hamiline yazılı pay senetlerinin tümünün 22.09.2020 tarihli GK toplantısında hisse sahipleri …, … ve … tarafından davalı şirkete ibraz edildiği, dolayısıyla davacının elinde pay senedi bulunmadığının açık olduğu, bu nedenle davanın konusuz kaldığı beyan edilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosyanın 15/05/2020 tarihindeki duruşması ülkemizde yaşanan Covid-19 pandemisi nedeniyle duruşmalar HSK kararıyla ertelendiğinden 27/11/2020 tarihine bırakılmış, yeni duruşma günü usule uygun taraflara tebliğ edilmiş olup, davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen 27/11/2020 tarihli duruşmaya iştirak etmediği ve herhangi bir mazeret bildirimi de göndermediği anlaşılmış, duruşmaya katılan davalı vekilince davanın takip edilmediği beyan edilmiş olup, ayrıca eksik peşin harcın da yatırılmadığı gözetilerek, duruşma ara kararıyla Harçlar Kanunu md. 30 ve HMK md.150 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 150. maddesi “usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından, davacı tarafça eksik peşin karar harcının verilen kesin süre içinde yatırılmadığı, dosyanın işlemden kaldırıldığı 23/10/2020 tarihli duruşmadan itibaren üç aylık yasal süre içerisinde de yatırılmamış olduğu, ayrıca taraflarca aynı yasal süre içinde dosyanın işleme konulmasının talep edilmediği anlaşılmakla HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı tarafça davanın takip edilmemesi, işlemden kaldırma kararı sonrası yasal süre içinde işleme konmasının istenmemesi, ayrıca eksik peşin karar harcının yatırılmaması nedenleriyle, 492 sayılı Harçlar kanunu md.30 ve 6100 sayılı HMK md.150 gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 59,30-TL olup, peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile eksik 23,40-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.15/03/2021

Katip …

Hakim …