Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/815 E. 2019/223 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/815 Esas
KARAR NO : 2019/223

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete sigortalı …’un malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 29/05/2018 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalının hasarın tamamından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 4.219,47-TL tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, hasar bedelinin ödenmesi için 19/07/2018 tarihinde başvuru yapıldığını ancak işbu davanın açıldığı güne kadar bir ödeme yapılmadığını, …’in davalı … şirketinden alacağını BK.M.183 vd.maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkiline devrettiğini, hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, şimdilik 250,00-TL hasar bedeli ile 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 29/07/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 29/05/2018 tarihli trafik kazasından dolayı, dava dışı …’in maliki olduğu araçta maddi hasara sebebiyet verdiği iddia olunan aracın, müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçelerden kaynaklanan sorumluluğunun, azami teminat limiti dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının temlik verenine ait aracında oluşan dava konusu hasarla ilgili olarak davacı tarafa müvekkili şirketin gerekli tazminat ödemesini (1.875,00 TL) yaptığını, davacının söz konusu iddia olunan kazadan mütevellit herhangi bir bakiye zararı veya alacağı kalmadığını, davacının aracında meydana geldiği ileri sürülen hasarın başvuru dilekçesinde belirtildiği kadar yüksek olmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, haksız fiile dayalı araç hasar bedeli ve bu bedelin tespiti için yaptırılan ekspertiz inceleme ücretinin tahsili talebinden ibarettir.
Dava, dava dilekçesinde açıkça belirtildiği gibi “hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracakları beyanıyla şimdilik 250,00-TL hasar bedeli ile 250,00-TL ekspertiz ücreti” talebiyle yani belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, yine dava dilekçesinde hasarın eksper marifetiyle tespit edilmiş olduğu da açıkça yazılıdır.
Belirsiz alacak davası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107 . maddesinde belirsiz alacak ve tespit başlığı ile düzenlenmiş, 107/1. fıkrada, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerd , alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar veya değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceğine yer verilmiştir. Hak arama durumunda bulunan kişi alacağını tespit edemeyebilir. Özellikle zararın baştan belirlenemediği, ancak bir incelemeden sonra tam olarak tespiti mümkün olan tazminat taleplerinde böyle bir durumla karşılaşılabilmesi söz konusudur. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa böyle bir dava açılamaz. Çünkü her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacaktır.
Her ne kadar haksız fiile dayalı davalarda belirsiz alacak davası açılması imkanı var ise de, bu imkan her tür zarar talebi için aynı şekilde uygulanamaz, zararın bir uzman dışında tespitinin mümkün olmadığı, dolayısıyla talep edilebilecek zararı belirlemesinin davacıdan beklenemeyeceği zarar türleri için HMK madde 107 ile belirsiz alacak davası açma imkanı getirilmiştir. Araç hasar bedeli, faaliyet alanı otomotiv danışmanlık hizmetleri olan davacı limited şirket açısından belirlenmesi imkansız zarar sayılamayacağı gibi, sayılsa bile dava öncesi zararın davacı tarafından eksper incelemesi ile tespit ettirildiği, bu nedenle eksper ücretinin de davada zarar kalemi olarak talep edildiği görülmektedir. Dolayısıyla yargılama dışında tespiti mümkün olmayan zarar talebi sayılması mümkün değildir. Bu nedenle davacı şirketçe dava konusu hasar bedeli ve eksper ücreti talebi yönünden belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığından, davanın HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın hukuki yarar yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 44,40-TL olup, peşin alınan 35,90-TL ‘nin mahsubu ile eksik 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır