Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/812 E. 2020/138 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/812
KARAR NO : 2020/138

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda ve Kovid-19 hastalığı nedeniyle 01/06/2020 kısmen normal çalışma düzenine geçilmesi sonrası;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,davacı bankayla davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle,ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davacının talep ettiği alacak tutarıyla şirket kayıtları arasında mutabakat sağlanamadığını, takipte alacak dayanağının gösterilmediğini, talep edilen tutarda borç bulunmadığını, faiz, başlangıç ve oranına itiraz ettiklerini alacağın likit olmadığını ileri sürerek itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kefil olan her bir davalı gerçek kişi yönünden, hesap kat ihtarnamelerinin tebliğ tarihi dikkate alındığında her bir davalı kefilin sorumlu olduğu miktarlar açısından farklılık olup olmadığının hesaplanması, her bir davalı kefil yönünden sözleşmedeki kefalet limiti ve kredi limitinin belli olup olmadığının dahi üzerinde durularak asıl borçlu şirket ile kefil durumundaki her bir gerçek kişi yönünden dava konusu edilen miktarlar çerçevesinde sorumlu olunan miktarların kalem kalem ve tek tek her bir davalı yönünden ne olduğu noktasındadır.
Davacıyla davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davalı şirkete kredi kullandırıldığı, bir kısım ödemeler yapıldığı sabit olup uyuşmazlık takip tarihi itibariyle varsa davalıların borç tutarı konusundadır.
Dava,İİK m. 67 hükmünden kaynaklanan itirazın iptali davası olarak açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu karşısında,konusunda ehil emekli banka müdürü-müfettişi bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme sonucunda;dava dosyasına sunulan sözleşmeye göre davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …Ticaret A.Ş. arasında çerçeve niteliğinde 6.000.000,- TL tutarında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinin imzalandığı,diğer davalıların da söz konusu sözleşmede, müteselsil kefil olarak toplam 6.000.000,00TL üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzalarının bulunduğu, davalı borçlu şirkete 05.07.2017 tarihinde kredi garanti fonunun kefaleti ile 60 ay vadeli 3.000.000,00 TL tutarında taksitli ticari, muhtelif tarihlerde üç adet 2.450.000,00 TL tutarında teminat mektubu (tazmin olmuş),borçlu cari hesap kredisi ve şirket kredi kartı kullandırılmakla sonraki bölümde hesaplanan borcun doğduğu,takip tarihi itibariyle kredi hesaplarından dolayı davacı bankanın davalı borçlu şirket ile … ve …’dan olan alacağının 2.760,570,25 TL asıl alacak, 370.548,212 TL işlemiş faiz, 17.624,76 TL faizin % 5’den hesaplanan gider vergisi olmak üzere toplam 3.148,743,22 TL olarak hesaplandığı,diğer davalı …’ın sorumlu olduğu tutarının ise 2760.570,25 TL asıl alacak, 366.073,69 TL işlemiş faiz, 18.381,04 TL faizin % 5’den hesaplanan gider vergisi olmak üzere toplam 3.145.024,96 TL olarak hesaplandığı,
Davacı Bankanın ise takip talebinde aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde;
264.429,94 2.452.882,51 43.335,15 2.760.647,60 Asıl Alacak
16.175,98 368.749,59 1.307,85 386.233,42 İşl.Faizleri
808,80 18437,48 65,39 19.311,67 %5 B$MV
281.414,72 2.840.069,58 44708,39 3.166.192,69
olmak üzere toplam 3.166.192,69 TL alacağı bulunduğunu göstermekle birlikte şimdilik kaydıyla 1.000.000,00 TL alacak talep ettiği,itirazın iptali davasının tüm davalılar için 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığı, kefaleten borçlu davalıların müteselsil kefil olarak imzaladığı süresiz genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinin tutarı 6.000.000,00 TL ve kefalet tutarları 6.000.000,00 TL ile davalıların takip tarihindeki borç tutarı olan 2.760.570,25TL asıl alacaktan daha yüksek olduğundan ve kefillerin kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle, bundan sonraki tüm faiz ve fer’ilerden de sorumlu olacağı,takip kısmi olarak 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığından tüm davalıların bu tutar üzerinden sorumlu oldukları, davacının takibi kısmi olarak 1.000.000,00 TL üzerinden başlattığından ve huzurdaki davada 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığından bu tutar üzerinden itirazın iptali gerektiği denetime elverişli şekilde açıklanmıştır.
Hazırlanan bilirkişi raporu içeriğine göre tarafların tacir olması gözetilerek 6102 sayılı TTK m.8 hükmüne göre faiz oranının serbestçe belirlenmesi hükmünün dikkate alındığı,bu çerçevede faiz hesaplaması yapıldığı,yine davacı bankanın teminat mektubu,borçlu cari hesap kredisi,şirket kredi kartı ve nakdi kredi olmak üzere kredi kullandırdığı,kredi bakiyesi,temerrüt tarihi,takip tarihi,işlemiş akdi faiz ,BSMV dahi dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı,bu hesaplama çerçevesinde hangi kalem krediden dolayı hangi miktarda davalının sorumlu olduğunun tek tek incelendiği,özellikle takibe esas olan kredi sözleşmelerinden doğan borç için davalı kefillerin sorumluluğunu gerektirecek şekilde imzalarının dahi bulunduğu,bu çerçevede kefillerin raporda saptanan miktarlar yönünden sorumluluğunun bulunduğu,gerekli tüm hesaplamaların yapıldığı açıktır.Halihazırda rapor herbir alacak kalemi yönünden gerekçeli ve denetime elverişli nitelikte olup bu itibarla kabul edilebilir niteliktedir.Kaldı ki aksine ve itibar edilebilir bir itiraz da yoktur.
Öte yandan dava dilekçesine göre harca esas değer 1.000.000,00 TL olmakla birlikte takip talebindeki toplam alacak ise 1.000.000,00 TL’nin fazlasıyla üstündedir.Nitekim itirazın iptaline konu bu değer üzerinden harç depo edilmiştir.İtirazın iptali talebine konu hangi miktarın takibe konu hangi borç kalemi için olduğunun açık olması,gerek işleyecek faizin tespiti gerek takibin devam edeceği asıl alacak miktarının belirlenebilmesi ve gerekse yapılacak ödemelerin mahsup şart ve şekilleri açısından önem arz etmektedir.
Bu çerçevede davacının 1.000.000,00TL’ye yönelik itirazın iptali ve takibin devamı davasının,her bir davalı yönünden ayrı ayrı ve ayrıca sadece asıl alacak yönünden açılıp açılmadığı yönündeki belirsizliği gidermesi için davacı vekiline bir hafta süre ve imkan tanınmasına,bu suretle HMK.m.31 hükmü uyarınca belirsizliği gidermesine dair karar verilmiştir.
09/05/2019 tarihli duruşmada oluşturulan ara karara rağmen eksiklik 10/10/2019 tarihli duruşmanın icra olunduğu tarihe kadar davacı vekilince giderilmemiştir.Bu defa yine aynı amaca yönelik olmak üzere,davacının itirazın iptaline konu ettiği 1.000.000,00 TL’nin sadece asıl alacak ise bu asıl alacağın teminat mektubu borcu kalemi için mi, ticari kredi kartı borcu kalemi için mi, yoksa cari hesap borcu kalemi için mi talep ettiğini tek tek açıklaması, buna göre takip talebindeki hangi alacak yönünden ve hangi davalı yönünden dava açıldığını davacı vekilinin bir hafta içinde açıklaması,HMK.m.31 hükmü uyarınca belirsizliği gidermesi için davacı vekiline yeniden süre verilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan bu ara karardan sonra ise davacı vekili ancak 17/10/2019 tarihli dilekçe ile bu belirsizliği gidermiştir.
Yukarıda açıklanan belirsizliğin giderilmeye çalışıldığı aşamada ve henüz davacıya ilk sürenin verildiği tarihten sonra 17/07/2019 tarihi itibariyle ise davalı şirket hakkında iflas kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere birden fazla davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında yargılamanın devamı sırasında iflas eden şirket var ise bu şirket hakkındaki dava kayıt kabul davasına dönüşeceğinden şirket hakkındaki davanın ayrılması Yargıtay uygulaması ve yargılama usulünün de değişmesi karşısında usuli zorunluluktur.Bu nedenle ve usul ekonomisi gereği adı geçen davalı şirket hakkındaki davada ayırma kararı verilmiştir.
Sonuç olarak davacı vekilinin belirsizliği giderici yöndeki bu açıklamasına konu miktar yukarıda açıklanan bilirkişi raporu ile ayrıntılı olarak irdelenmiş olup bu miktarlar yönünden dahi davacının davalı gerçek kişiler aleyhine itirazın iptalini talep etmekte haklı olduğu sübut bulmuştur.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davalı gerçek kişiler …, … ve …’a aleyhine açmış olduğu dava yönünden;… 30.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına ve yine bu davaya dahi konu edilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacak kısmına yönelik tüm davalıların itirazlarının iptali ile tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere- her bir davalı gerçek kişi yönünden takibin devamına, hükmedilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren ve talebe uygun olarak -tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere yıllık %58 temerrüt faizi uygulanmasına;hükmedilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacağın likit,belirli olması nedeniyle %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların davanın kabulü karşısında şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacının, davalı … A.Ş.yönünden açmış olduğu dava yönünden; davalı şirketin yargılama sırasında iflas etmiş olması nedeni ile adı geçen davalı şirket aleyhindeki davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi nedeni ile bu davalı şirket hakkındaki davanın HMK.m.167 hükmü uyarınca asıl davadan ayrılmasına; ayrılan dosyaya ait tüm suretlerin ayrı bir dosya halinde sunulmasından sonra bu davalı şirket yönünden esas defterinden yeni numara alınmasına,davalı şirket hakkında ayırma kararı verildiğinden bu dosyada davalı şirket yönünden hüküm verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I)1-Davacının davalı gerçek kişiler …, … ve … aleyhine açmış olduğu dava yönünden;
… 30.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına ve yine bu davaya dahi konu edilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacak kısmına yönelik tüm davalıların itirazlarının iptali ile -tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere- her bir davalı gerçek kişi yönünden takibin devamına,
2-Hükmedilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren ve talebe uygun olarak tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere yıllık %58 temerrüt faizi uygulanmasına,
3-Hükmedilen teminat mektubu borcuna konu olan 1.000.000,00TL asıl alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının -tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine,
5-Bu dava sebebiyle 68.310,00-TL karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 12.077,50-TL ve … 30.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasında icra takibi nedeniyle alınan 5.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan 51.232,50-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 67.050,00 -TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından harcanan 35,90 TL başvuru harcı,5,20 TL vekalet harcı,12.077,50-TL peşin harç, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti,521,50TL tebligat-posta gideri olmak üzere toplam 13.940,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde talep halinde gider avansının iadesine,
II)Davacının, davalı … A.Ş.yönünden açmış olduğu dava yönünden;
Davalı şirketin yargılama sırasında iflas etmiş olması nedeni ile adı geçen davalı şirket aleyhindeki davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi nedeni ile bu davalı şirket hakkındaki davanın HMK.m.167 hükmü uyarınca asıl davadan ayrılmasına,
Ayrılan dosyaya ait tüm suretlerin ayrı bir dosya halinde sunulmasından sonra bu davalı şirket yönünden esas defterinden yeni numara alınmasına,
Davalı şirket hakkında ayırma kararı verildiğinden bu dosyada davalı şirket yönünden hüküm verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 05/03/2020

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır