Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/81 E. 2023/606 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/81 Esas
KARAR NO : 2023/606

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete verilmiş bulunan müvekkil şirketin keşide etmiş olduğu; 13.02.2018 vade tarihli … çek numaralı … Bankası’na ait 32.900 TL 20,02.2018 vade tarihli … çek numaralı… Bankası’na ait 34.100 TL tutarındaki çekler üzerindeki imzanın şirket yetkilisi …’ye ait olmadığını, imzanın sahte olduğunu, işbu sebeple savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketin eski Yönetim kurulu başkanı … ve eski yönetim kurulu başkan yardımcısı …’nin 08/07/2017 tarihli kararı ile şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili kılındıklarını …’nin geçirmiş olduğu kalp rahatsızlığı nedeniyle şirkete gelemediğini ve tedavi gördüğünü, tüm çocuklarının yurt dışında olması ve kızının da ısrarları ile kızının boşandıktan sonra şuan birlikte yaşadığı ve evlilik dışı çocukları da dünyaya geldiği, torununun babası ve eski damadı kendisi gibi münferiden imza yetkisi bulunan ve yönetim kurulu başkanı olan …’na güvenerek yokluğunda şirketi ona emanet ettiğini, bu sebeple eski yönetim kurulu başkanı …, şirket hakkında ki tüm kararlarda … ile münferiden yetkili kılınmış ve onun rahatsızlığı dolayısıyla şirkete gelememesi nedeniyle aslında şirkette tek yetkili hale geldiğini, şirketi … ve kendisi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılınmış oldukları ve kendisinin de yönetim kurulu başkanı olmasına rağmen …’nin imzasını taklit ederek yönetim kurulu kararlarının alınarak işbu davaya konu çekler dahil tüm şirket çeklerinin …nin imzası taklit edilerek düzenlenip piyasaya verildiğini, sahte alacaklılar yaratılarak, bunlardan mal ve hizmet alınmaksızın ve ticari ilişki bulunmaksızın davalı gibi şirketlere çek keşide edilip diğer münferiden yetkili yönetim kurulu üyesinin imzası taklit edilerek verildiğini, Şirket Yönetim Kurulu Başkanı …, istirahati bitip şirkete geldiğinde şirket hesaplarını incelediğinde; imzasının taklit edilerek müvekkil şirket aleyhine keşide edilen 38( otuz sekiz ) adet çekin bulunduğunu, davalı şirket lehine keşide edilen dava konusu çeklerinde bunların arısında bulunduğunu, …’nin %80 hissedarı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu firmada hisse verilmeksizin … ‘nun münferiden imza yetkilisi olarak yönetim kurulu başkanı atanmışken, benzer işlemler ile bu şirketi tarihinde ilk defa vergi borcunu dahi ödeyemez hale getirmiş, taklit imzalı çekler düzenlemiş, şirkete mal ve hizmet sunmayan ticari ilişkisi olmayan benzer şirketlere çekler verilmiş, bunun üzerine diğer % 20 hissedar … ve …’nin 2018 yılı çağrısız olağanüstü genel kurul yaparak 18.01.2018 tarihinde bu kişiyi yönetim kurulu başkanlığından azlederek tüm yetkilerini geri aldığını, diğer 9 firmada da hukuki iş ve işlemlerin avukatları tarafından başlatılmış ve kendisi hakkında savcılığa suç duyurusunda da bulunulduğunu, alacaklı konumunda olan davalı şirket ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, bununla beraber müvekkili şirket yetkilisi rahatsızlığı dolayısıyla şirkete gelemediği dönemde imzası taklit edilerek keşide edilen işbu çekler arasında müvekkil şirketin …TİC. LTD. ŞTİ.ne keşide ettiği çeklerde davalı şirket yetkilisi … ve …’nde imzalarına rastlanılmadığını, müvekkil şirketten alacaklı iken neden borç altına girdiği anlaşılmadığı gibi söz konusu şirket yetkililerinin kendi şirketlerinin lehtar olduğu çeklerde de neden aval verdiklerinin anlaşılmadığını, müvekkili şirketin işbu icra takibinden önce (olumsuz tespit) menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, bununla beraber söz konusu çeklerin bankaya sunulduğunda imzası şirket yetkilisine ait olmayan bir çeki ödemek zorunda kalarak müvekkili firmanın maddi anlamda zor durumda kalma ihtimalinin yanında ödeme yapmaması halinde protestonun T.C. Merkez Bankasına iletilmesi ile yıllar boyunca emek ve azimle edindiği ticari sicili yerle bir olacağını belirterek, davalının lehtarı bulunduğu 13.02.2018 vade tarihli … çek numaralı … Bankası’na ait 32.900 TL bedelli, 20.02.2018 vade tarihli … çek numaralı … Bankası’na ait 34.100 TL tutarındaki çekin üzerindeki imzanın yani çeklerin sahte olması nedeniyle; bu çeklerden dolayı davalıya müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitine, çeklerin iptaline, ayrıca dava konusu çeklerin müvekkil şirkete karşı icra takibine konu edilememesine ve çeklerin ödememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalıya dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun tebliğine rağmen her hangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, şirket yetkililerini gösterir bilgi ve ilanlar, dava konusu çek asılları, karşılaştırmaya elverişli ıslak imzalı belge asılları celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla açılan sahtelik hukuksal sebebine dayalı menfi tespit tespit istemine ilişkindir.
Davacı şirketin yargılama sürecinde sunulan vekaletnameler ve yetki belgeleri uyarınca vekillerinin; …, …, …, …, …ve … oldukları, ancak bu vekillerin tamamının istifalar ve şirket yetkilisi …’nin düzenlendiği azilnameler sonucunda vekillik görevlerinin sona erdiği, bu bağlamda mahkememizce vekillikten istifa dilekçelerinin davacı şirkete tebliğ edilmeye başlandığı, ancak davacı şirket yetkilisinin Amerika ülkesinde olması sebebiyle tebligat işlemlerine devam edilirken şirket yetkilisi …’nin 21/09/2022 tarihinde vefat ettiğinin tespit edildiği, bu durum üzerine mahkememizce bu sefer davacı şirketin güncel ticaret sicil kayıtlarının celp edildiği, yapılan incelemede artık davacı şirketi münferiden temsile yetkili kişinin … olduğu anlaşılmış, …’nin şirket yetkilisi olmadığından bu kişiye tebligat yapılması ara kararından Mahkememizin 22/11/2022 tarihli Ara Kararının ile rücu edilmiştir.
Mahkememiz 22/11/2022 tarihli Ara Kararı ile; ayrıca davacı şirketin tüm vekillerinin vekillikten istifa ettiği, hali hazırda davacı şirketin dosyada vekilinin bulunmadığı yeniden bildirilerek, son olarak icra edilen 11. celse tutanağının ve 22/11/2022 tarihli Ara Kararın davacı şirkete bir sonraki duruşma gün ve saatini bildirir şekilde ve HMK 150. maddesini ihtarları eksiksiz içeren meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesine karar verilmiş, davacı şirkete ihtarın ve duruşma gününün 28/11/2022 tarihinde yapıldığı elektronik tebligat mazbata parçasından tespit edilmiştir.
Bu noktada değinilen usuli eksiklik giderilmiş ve tamamlanmıştır.
Davacı şirkete duruşma gün ve saati de ayrıca meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 22/03/2023 tarihli celsesinde tarafların duruşmaya gelmediği, davacıya duruşma gün ve saati itibariyle yüksek sesle üç kez seslenilmesine rağmen duruşma salonu dışında hazır olmadığı, UYAP sistemi ve dosya kapsamından yapılan araştırmalar çerçevesinde davacının ve davalının herhangi bir yasal mazeret dilekçesinin sunulmadığı, davacı şirket tarafından dosyaya yeni bir vekaletname de sunulmadığı, bahsi geçen celseye davalı tarafından da katılım sağlanmadığı dolayısıyla davanın taraflarca takip edilmediği, bu nedenle dava dosyası taraflarca takipsiz bırakıldığından 22/03/2023 tarihinde HMK 150. maddesi hükmü uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 150. maddesi “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Mahkememizin 22/03/2023 tarihli 12. celsesinde tarafların davayı takip etmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, HMK 150. maddesi uyarınca 22/03/2023 tarihinden itibaren yasal üç aylık yenileme süresinin 22/06/2023 tarihi itibariyle sona erdiği ve bu yasal yenileme süresi içinde dosyanın taraflarca yenilenmediği, açıklanan nedenler karşısında HMK 150. maddesi hükmü uyarınca davanın yasal yenileme süresinin dolduğu 22/06/2023 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Taraflarca takip edilmeyen ve yasal süre içinde yenilenmeyen davanın HMK 150. maddesi gereğince 22/06/2023 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 269,80 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.144,20 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan ‭874,4‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-HMK 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.12/07/2023

Katip
E-İmza

Hakim
E-İmza