Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/775 E. 2021/697 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/775 Esas
KARAR NO : 2021/697

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.12.2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortaladığı diğer davalı … adına kayıtlı … plakalı araç davalılardan …’nın idaresindeyken … plaka sayılı motosikletle çarpışması sonucunda, motosikletin savrularak yaya …’e ve kızı davacı …’ya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi …’ün hastaneye kaldırıldığını ancak 03.12.2017 tarihinde hayatını kaybettiğini, 47 yaşında hayatını kaybeden müteveffanın kendisine ait ev yemekleri yaptığı bir lokantasının olduğunu ve aylık en az 3.500,00 TL gelir elde ettiğini, kendi evinin geçimini sağladığı gibi çocuklarına da destek olduğunu, çocuklarını okuttuğunu ve evlerinin tüm giderlerini karşıladığını, davacıların annelerinin vefatı ile maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldıklarını ve çok büyük üzüntü, elem yaşadıklarını, davalı sigorta şirketine tazminat talebi ile 25.08.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, öncelikle kazaya sebebiyet veren sürücü ve işletenin adlarına kayıtlı araç ile diğer taşınır-taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konmasına, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile; müvekkilleri lehine şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü ve işletenden müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Talep Açıklama: Dava dilekçesindeki tazminat taleplerinin hangi davacı için ne kadar talep edildiğini açıklaması için davacı vekiline verilen süre içinde 05/11/2018 tarihinde sunulan beyan dilekçesinde, 10.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının, kazada annesini kaybeden davacılardan sadece … lehine talep edildiği, manevi tazminatın ise davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL talep edildiği açıklanmış, sonrasında da davanın belirsiz alacak davası olduğu açıklanmıştır.
TALEP ARTIRIM:Davacı vekilince sunulan 06/07/2021 tarihli dilekçe ile, davadaki 10.000,00 TL maddi tazminat talebi artırılarak 151.537,69 TL’ye yükseltilmiş, eksik peşin harç yatırılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde numaralı … poliçe numaralı 24.11.2017/2018 vadeli ZMMS sigortası ile teminat altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, davaya konu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını ve bu nedenle müvekkil sigorta şirketinin de herhangi bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, 2918 sayılı KTK’da ve Genel Şartlarda yapılan değişiklik nedeni ile hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, yeni Genel Şartlar dikkate alınmak kaydı ile hesaplama yapılması gerektiğini, SGK’dan herhangi bir rücuya tabi ödeme alınıp alınmadığının sorulması gerektiğini, müteveffanın belgelendirilmeyen ve vergilendirilmemiş geliri olması halinde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinden ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini ve talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’e ait ve diğer müvekkili …’ nın kullandığı … plakalı aracın seyir halinde iken karşı yönden gelen … plakalı çalıntı motosiklet ile çarpıştığını, firari motosiklet sürücüsünün kaza mahalli sokak köşesine geldiğinde dikkat ve özen yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve hız seviyesini düşürmeksizin yoluna devam etmesinden kaynaklı olarak kazanın meydana geldiğini, çarpışma sonrası motosikletin hızla kaldırıma savrulması ile yaralanmalı-ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında … plakalı çalıntı ve firari motosiklet sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nun 52/1-b kuralını ihlal ettiğinin belirtildiğini, kamera kayıtları neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda da çelişkilerin mevcut olduğunu, kamera kayıtlarından müvekkili taksi sürücüsünün çok yavaş şekilde geldiğinin ve sola dönüş yapacağı esnada da yavaşladığının görüleceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile 46 yaşında hayatını kaybeden kişinin evli olup olmadığı, boşanmış ise çocukların velayet durumu, vergi dairesinden vefat eden adına kayıtlı işyeri olup olmadığının ve ödediği vergi miktarlarının sorulmasını, son beş yıllık bilanço dökümlerinin teminin gerektiğini, vefat eden kişinin üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul olması halinde vefatı sonrası kimlere intikal ettiğinin ve banka hesaplarının tespiti gerektiğini, SGK tarafından davacılara ödenen herhangi bir ödemenin bulunup bulunmadığının belirlenmesini talep ettiklerini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin müvekkilinin maliki olduğu aracın ZMMS ve Kasko Sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini, aracın … numaralı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen Kasko Sigorta Poliçesinin bulunduğunu, davanın kasko sigortasına ihbarı gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 02/12/2017 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacıların yaya olan annesinin vefatı nedeniyle, kazaya karışan araçlardan biri olan … plakalı aracın işleteni, sürücüsü ve ZMMS şirketinden destekten yoksun kalma maddi tazminatının, ayrıca sürücü ve işletenden manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsili istemlerine ilişkindir.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi mahkememizin ara kararıyla “davalıların malvarlığı uyuşmazlığın doğrudan konusu olmadığından” HMK md 389 uyarınca reddedilmiş, davacı vekilinin istinaf istemi de İstanbul BAM 8. HD.kararıyla reddedilmiştir. Daha sonra davacı vekilince sunulan 18/06/2019 tarihli dilekçede ihtiyati haciz kararı talep edilmiş olup, bu talebi mahkememizin 24/06/2019 tarihli gerekçeli ara kararı ile, bu dilekçede yazılı olan 105.000,00 TL dava değeri ile sınırlı olmak üzere ve %5 teminat karşılığında kabul edilmiştir.
Davalı sürücü ve işletenin vekilinin talebiyle dava, aracın kasko sigorta şirketi olan … Sigorta AŞ’ye ihbar edilmiştir.
Davacı …’nın yargılama sırasında reşit hale gelmesi nedeniyle davacı vekiline süre verilerek usule uygun bizzat kendisinden aldığı vekaletnameyi sunması sağlanmıştır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, kaza tespit tutanağı, aracın trafik tescil kayıtları, davalı şirketin ZMMS poliçesi ve hasar dosyası, ihbar olunan şirketin kasko sigorta poliçesi, ihbar olunan vekilince sunulan sulh-ibraname belgesi, … CBS … sor. dosyası Uyap kaydı, … 3. Ağır CM … E ceza dosyası Uyap kayıtları, ceza dosyasında alınan tanık beyanları ve bilirkişi raporları, müteveffanın ve davacıların SGK kayıtları, SGK yazı cevapları, davacı …’nın üniversite öğrencisi olduğunu gösterir ÖSYM ve SBÜ yazı cevapları ile öğrenci belgesi, müteveffanın işlettiği lokanta işletmesine dair vergi dairesi mükellefiyet kayıtları ve kaza öncesi son üç yıla ilişkin verdiği gelir vergisi beyannameleri, Lokantacılar Esnaf Odası yazışma cevapları, davacıların ve davalı gerçek kişilerin kolluğa yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmaları, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtları, davacıların ve davalı gerçek kişilerin UYAP sisteminden alınan mal varlığı sorguları incelenmiştir. Kazanın oluşumunda araçların kusur oranları hakkında trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişiden ve davacı …’nın talep edebileceği destekten yoksunluk tazminatı hakkında aktüer bilirkişiden kök rapor ve ayrıca aktüerden ek rapor alınmıştır. İncelenen hasar dosyası içeriğine göre, dava öncesi başvuruda davalı ZMMS şirketinin ödeme yapmadığı tespit edilmiştir.
Güncel son durumu ayrıca celbedilip incelenen ceza dosyası içeriğine göre, kaza anını gösteren kamera kayıtları da incelenip, davacıların annesi olan müteveffanın kaldırımda dolmuş beklerken davalı sürücünün kullandığı araçla dava dışı motorsikletin çarpışması üzerine savrulan motorsikletin kaldırımda duran müteveffaya çarpması sonucu ölümüne ilişkin, sürücüler hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olma suçundan … CBS tarafından (kusur bilirkişi raporu da alındıktan sonra) düzenlenen iddianame ile açılan ceza dava dosyasında yer alan kamera görüntü kayıtları, tanık beyanları, kolluk tutanakları, bilirkişi raporları incelenmiş olup, alınan ATK raporunda davalı sürücünün kullandığı ticari taksinin kazada asli kusurlu, dava dışı sürücüsü belirlenemeyen motorsikletin kazada tali kusurlu olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru-katkısı bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle davalı sürücünün mahkumiyetine karar verildiği, kararın bu şekilde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Davacılar vekilinin talebi nedeniyle Lokantacılar Esnaf Odasına yazı yazılarak, müteveffanın işyeri özellikleri açıklanıp, aylık gelirinin ne kadar olabileceği sorulmuş, önce değişken olduğu ve taraflarınca belirlenemeyeceği bildirilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine tekrar yazılan yazıya “vergi beyanlarına göre aylık 2.250,00 TL gelir elde edebileceği” şeklinde cevap verilmiştir.
Dosyamızda ilk alınan kusur-aktüer kök bilirkişi kurulu raporunda özetle; davalı sürücünün asli, dava dışı firari sürücünün tali kusurlu olduğu; PMF1931 tablosuna göre progresive rant usulüne göre davacı …’nın talep edebileceği tazminatın 24.539,22 TL olarak hesaplandığı, dava tarihine kadar işleyen faizinin 1.627,66 TL olduğu hesaplanıp bildirilmiş, raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle ek rapor alınmışsa da, alınan ek raporda yine kusur oranının asli-tali şeklinde bildirilmesi, bu kez tazminatın dava tarihine kadar ve işleyen faizle birlikte 89.112,80 TL şeklinde hesaplanması, ancak yapılan hesabın maddi tazminat davalarındaki tüm rapor düzenleme esaslarına, konuyla ilgili emsal içtihatlara uygun olmayıp, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmadığının görülmesi nedeniyle, ilk alınan kök ve ek raporla davada hüküm kurulamayacağı tespit edildiğinden, yeni bir bilirkişi kurulundan yeni rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni alınan ikinci kök bilirkişi kurulu raporunda özetle; (ceza dosyası tespitleriyle uyumlu şekilde) kazada davalı sürücünün %75 oranında, dava dışı firari motorsiklet sürücüsünün %25 oranında kusurlu, müteveffanın kusursuz olduğu, davacı …’nın incelenen SGK kaydına göre çalışmakta olduğundan destek tazminatına hak kazanmayacağı şeklinde görüş belirtilmiştir.
Kusur yönünden davalılar vekilince rapora itiraz edilmişse de, kazanın oluş şekli, davacıların desteği-murisi olan annelerinin kazada tamamen kusursuz olduğu, kaldırımda dururken çarpışan iki aracın ona çarpması sonucu vefat ettiği, ceza dosyasında yapılan maddi vakıa tespitlerinin TBK md 74 uyarınca mahkememiz açısından bağlayıcı olduğu, alınan raporun kesinleşmiş ceza dosyası tespitleriyle, delil durumuyla uyumlu, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, kusur raporuna itirazlara itibar edilmemiştir.
Davacı vekilinin özellikle aktüer rapora itirazı ve mahkememizce SGK kayıtlarının incelenmesi sonucu, davacı …’nın SGK kaydındaki çalışma kaydının lise öğrencisinin zorunlu staj çalışmasına ilişkin kayıt olduğu tespit edildiğinden, ayrıca davacılar vekili rapora itirazında Lokantacılar Odasının cevabına göre tazminat hesabı yapılmasını talep ettiğinden, aktüerden (asgari ücrete göre ve Oda cevabına göre seçenekli hesap yapması istenerek) ek rapor alınmıştır.
Aküer bilirkişiden alınan ek raporda özetle; müteveffanın lokanta işletmesi için verdiği gelir vergisi beyannamelerinde 2016’da 8.098,20 TL zarar, 2017’de 13.650,08 TL kar beyan edilmiş olduğu, bu durumda aylık geliri asgari ücretin altında olduğundan son gelirinin en az asgari ücret kadar kabul edilmesi gerektiği, davacı …’nın kaza tarihinde lise öğrencisi olduğu, kaza tarihinde zorunlu lise stajını yapmakta olduğu, SGK’daki kaydın bu staja ilişkin olduğu, gelir karşılığı çalışma olmadığı, lise öğrenimi bittikten sonra üniversite eğitimine başladığı, bekar olduğu, birlikte yaşadığı annesinin desteğinden yoksun kalması nedeniyle 25 yaşına kadar tazminata hak kazanacağı, Yargıtay (Kapatılan) 17 HD ve 4 HD emsal içtihatlarına göre TRH2010 tablosu ve progresive rant usulüyle hesaplanan tazminatın asgari ücrete göre 94.563,56 TL olduğu; Oda cevabındaki rakam emsal gelir olarak esas alınırsa (asgari ücretin 1,6 katı) hesaplanan tazminatın 151.537,69 TL olduğu hesaplanarak bildirilmiştir.
Bu ek rapor sonrası davacı vekilince sunulan talep artırım niteliğindeki ıslah dilekçesi ile davacı … için 10.000,00 TL olan talep 151.537,69 TL’ye yükseltilmiştir. Talep artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, beyanları alınmıştır. Davalı sigorta şirketi vekilince ileri sürülen zamanaşımı def’i ceza zamanaşımı içinde dava açılıp talep artırım yapılmış olduğundan ara kararla reddedilmiştir.
Davacı …’nın kaza tarihinde 17 yaşında ve lise son sınıf öğrencisi olduğu, anne-babasının boşanmış olduğu ve annesiyle birlikte yaşadığı, sonrasında SBÜ’de üniversite öğrenimine devam ettiği, bu nedenle yerleşik Yargıtay kararları uyarınca 25 yaşına kadar annesinin desteğine ihtiyaç duyacağı sonucuna varılmıştır. Alınan aktüer raporda da buna uygun şekilde tazminat hesabı yapılmıştır.
Davacı …’nın maddi tazminat talebi yönünden yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, gerçek kişi ticari işletmesi olan lokanta işleten müteveffanın vergi dairesine beyan ettiği safi ticari kazancının aylık tutarının asgari ücretin altında olduğu, Lokantacılar Odasından verilen cevapta ise müteveffanın incelenen vergi beyannamelerine göre aylık 2.250,00 TL gelir elde edebileceği belirtilmişse de bu gelirin safi kazanç değil işletme giderleri düşülmemiş durumdaki gayrisafi ticari kazanç yani brüt gelir olduğu, net kazancın ise gelir vergisi beyannamelerinde beyan edilen (işletme gideri-maliyetleri düşülmüş) safi kazançtan oluşan gelir vergisi matrahı kadar olduğu, bu durumda asgari ücretin altında olan aylık net gelir nedniyle, aktüer raporda asgari ücret üzerinden yapılan tazminat hesabının hükme esas alınabileceği, Lokantacılar Odasının gayrisafi hasılata göre bildirdiği anlaşılan aylık gelirin tazminat hesabında esas alınamayacağı, bu nedenle davada talep edilebilecek maddi tazminatın 94.563,36 TL olduğu, bu tazminatın ZMMS poliçe teminat limitinin (330.000,00 TL) altında olduğu kanaatine varılmakla, maddi tazminat davasının bu tutar üzerinden kabulüne, davalı işletenle sürücü yönünden temerrüdün doğduğu kaza tarihinden itibaren, ZMMS şirketi yönünden ise dava öncesi başvurunun ulaştığı 25/05/2018 tarihinden 8 işgünü sonrasına isabet eden 07/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek (talep gibi) yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargılamada toplanan deliller sonucunda, bekar olan ve müteveffa anneleriyle birlikte yaşayan davacıların dava konusu kaza nedeniyle annelerini kaybetmiş oldukları, kazada müteveffanın kusuru bulunmadığı, davacıların TBK md 56/2 kapsamında davalı sürücü ve işletenden manevi tazminat talep etmekte haklı oldukları kanaatine varılmıştır. Ancak aşağıdaki sebeplerle manevi tazminat talepleri konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davanın ihbar olunduğu dava dışı kasko sigortacısı … Sigorta AŞ vekilince dosyaya 01/10/2020 tarihinde dilekçe ve eki poliçe sunularak, davamızdaki işleten ve sürücüden manevi tazminat talepleri yönünden davacılarla sulh olunarak ibraname alındığı, bu nedenle müvekkilinin manevi tazminattan ibra edildiğini ve müvekkili aleyhine hüküm kurulmaması gerektiğini, davacılar tarafından davadan feragat edilirse yargılama gideri-vekalet ücreti talepleri olmadığı bildirilmiştir.Dosyaya sunulan Genişletilmiş Kasko Poliçesinin ve İbraname, Feragatname ve Makbuz başlıklı davacılar vekilinin imzasını içeren belgenin incelenmesinde, … plakalı ticari taksinin kaza tarihinde geerli olan kasko poliçesinde ” bedeni ve mali zarar için 50.000,00 TL” şeklinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunduğu, poliçenin özel şartlarına ilişkin altıncı sayfasında ise manevi tazminat klozunun maddi zarar teminat limitinin içinde teminat kapsamına dahil edildiğinin yazılı olduğu, ihbar olunan şirketle davacılar vekilinin birlikte imza ettiği ibranameye göre 20.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi karşılığında tarafların sulh olduğu ve fazlaya ilişkin tüm manevi tazminat talepleri yönünden ve mahkememiz dosyasında sürücü ve işletenden talep edilen manevi tazminat yönünden de kasko sigortacısının, sürücü ve işletenin gayrikabili rücu olarak ve fazlaya ilişkin haklarını da içerir şekilde mutlak ve kesin olarak ibra edildiğinin, davamızda sürücü ve işletenden bakiye manevi tazminat ve yargılama gideri-vekalet ücreti talep edilmeyeceğinin açıkça yazılı olduğu ve davacılar vekilince imzalanmış olduğu görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Borcun sona ermesi” başlıklı 166. maddesinde “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacılar vekilince sunulan beyan dilekçeleri ile, davadaki toplam 100.000,00 TL manevi tazminat taleplerinden sadece kasko poliçesinin teminat limiti kadar olan davacı başına 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’lik talep yönünden dava dışı kasko şirketiyle sulh olunduğu ve sulh olunan tutarın ödendiği, davadaki talebin sadece bu kısım yönünden konusuz kaldığı, fazlaya ilişkin davada taleplerinin devam ettiği, davalı sürücü ve işletenin ibra edilmesinin sözkonusu olmadığı ileri sürülmüş ise de, incelenen ibranamede açıkça ve dava dosyamızdan, dosyamızdaki davalılar olan sürücü ve işletenden dava dosyamızda talep edilen manevi tazminat taleplerinden de bahsedilerek, sulh olunan tutar nedeniyle fazlaya ilişkin tüm manevi tazminat talepleri yönünden ve kasko sigortacısıyla birlikte dava dosyamızdaki manevi tazminat talebi yönünden işleten ve sürücünün de ibra edildiğinin yazılı olduğu, fazlaya ilişkin tutar yönünden talep haklarının saklı tutulduğuna dair bir ihtirazi kayıt içermediği, aksine fazlaya ilişkin talepleri-hakları da içerecek şekilde yani tam ibra şeklinde ibranamenin imzalanmış olduğu, bu nedenle bu ibranamenin sadece kısmi ödemeye ilişkin makbuz olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı görülmüştür. Fazlaya ilişkin talepleri de içerecek şekilde ve dosyamızda davalı sürücüyle işleteni de ibra edecek şekilde imzalanan, ibraname imzalanması sırasında iradenin sakatlandığına dair herhangi bir iddia da ileri sürülmemiş olan ibraname ve borcu sonlandıran ödeme geçerli olduğundan, dava sonrası sulh-ibraname nedeniyle davamızda fazlaya ilişkin manevi tazminatın da talep edilemeyeceği sonucuna varılmakla, davadaki manevi tazminat talepleri yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı …’nın maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 94.563,36-TL destekten yoksunluk tazminatının 02/12/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi bu tazminattan ve tazminatın 07/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu tutulmak, poliçe teminat limitini aşmamak üzere sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılardan …’ya verilmesine, fazla istemin reddine,
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Kabul edilen maddi tazminat tutarı üzerinden alınması gerekli karar ve ilam harcı 6.459,62-TL olup, maddi tazminat için peşin alınan 34,16-TL harç ve 2.417,10-TL tamamlama harcının (toplam 2.451,26-TL peşin harcın) mahsubu ile, bakiye 4.008,36-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 757,48-TL, bilirkişi ücreti 3.150,00-TL olmak üzere toplam 3.907,48-TL yargılama giderinden, davanın kabul/red oranı (%62-%38) ile manevi tazminat davasının dava sonrası sulh-ödeme-ibra nedeniyle konusuz kaldığı birlikte gözetilerek takdiren 3.000,00-TL’si ile (95,20-TL başvuru harcı, 375,71-TL peşin harç, 2.417,10-TL tamamlama harcı toplamı) 2.888,01-TL harcın toplamından oluşan 5.288,01-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı sigorta şirketi maddi tazminata isabet eden 2.422,64 TL yargılama gideri+35,90 TL başvuru harcı+2.451,26 TL peşin harç olmak üzere toplamda 4.909,80 TL yargılama gideriyle sınırlı sorumlu tutulmak şartıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 70,00-TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına (%62-%38) göre hesaplanan 26,60-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat davasında davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/1. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 12.933,52-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
6-Maddi tazminat davasında davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/1. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 8.206,66-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara tek olarak verilmesine,
7-Manevi tazminat davasında davalılardan … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirse de, dava sonrası sulh-ödeme-ibra nedeniyle dava konusuz kaldığından, HMK md 331 kapsamında dava açılış tarihi itibariyle haklılık durumuna göre, bu davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Manevi tazminat davasında davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, HMK md 331 kapsamında dava açılış tarihindeki haklılık durumu gözetilerek AAÜT md 6 uyarınca davacı … iççin 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL vekalet ücreti takdiriyle, davalılar … ve …’den müştereken müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından karar tebliğ giderlerinden sonra artan avansın, karar kesinleştikten sonra ve talep halinde ilgili yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalılardan … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların ve ihbar olunanın yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/10/2021

Katip

Hakim