Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/74 E. 2018/801 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/380 Esas
KARAR NO : 2018/820

DAVA :Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Yönetimi, müvekkilinin bir kısım kredi dosyalarındaki kefaletlerini sanki müvekkili, müflisin bütün kredi dosyalarını ve bütün borçlarını şamilmiş gibi hareket ederek müvekkilinin kefil olmadığı dosyalardan da aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin takiplere zamanında itiraz edemediğinden kesinleştiğini, bunlardan birinin de … 2. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası olduğunu, dosya konusu borcun müflis şirket tarafından vaktinde ödendiğini, ödeme dikkate alınmaksızın davalı … tarafından müflis aleyhine takip başlatıldığını, dosyaya geçerli bir kefaleti olmadığı halde sorumlu tutulduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davalı … ve seleflerine borçlu olmadığının tespitine, yapılan takipler kapsamında tahsil olunan meblağın, müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın talebini somutlaştırarak değerini belirlemesi, harcını ikmal etmesi için muhtıra tebliğ edilmesini, harcın ödenmemesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesini, aynı alacağın varlığı ve miktarı daha önce itirazın iptali davasında tartışılmış olduğundan kesin hüküm/derdestlik itirazı dikkate alınarak davanın usulden reddine karar verilmesini, istirdat talebi ile ilgili olarak hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini, nihayet esasa girilecek olursa davacı tarafça borçlu olmadığının ispatlanamaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Yargı erkini tekelinde bulunduran Türkiye Cumhuriyeti devletinin de taraf olduğu AİHS’in 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali sebebiyle AİHM nezdinde, Devletimiz aleyhine çokça ihlal kararları verildiği herkesçe malumdur. Bu kararların kahir ekseriyeti uzun yargılama süreçlerine dayanmaktadır. İşte uzayan yargılamaların önüne geçilmek amacıyla 2000’li yılların başından itibaren temel adli yasalarda köklü değişikliklere gidilmiş, TCK, CMK, TMK, TTK, TBK gibi hukuk yargılamalarındaki usulü düzenleyen HUMK’ta da değişikliğe gidilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe konmuştur. HMK’ta yargılamaların uzamasının önüne geçilmek için daha dava dilekçesi verilirken hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği 119. maddesinde tek tek sayılmış, maddenin ikinci fıkrasında da eksikliklerin yaptırımı düzenlenmiştir. Buna göre;
-dava konusu ve mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri (d)
dava dilekçesinde yer almalıdır.
Somut olayda dava dilekçesi HMK’nın 119/1-(d) bentlerine aykırı olarak tanzim edilmiştir. Özellikle (a), (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki bu eksiklikler, 119/2. maddesine göre sonradan tamamlanması dahi mümkün olmayan eksiklikler olduğundan, HMK 31. maddesi bağlamında davanın açıklattırılması yoluna da gidilmemiştir. Zira 119/2. maddedeki (d) bendinin istisna tutulduğu açık hükmü görmeksizin davacıdan açıklama istemek, 31. maddedeki davanın aydınlatılması ödevinin ilerisine, yani 25. maddesinde düzenlenen iki tarafa hatırlatma yasağı sınırlarına geçmek olur.
Aksi düşünce, mevzuatın insan haklarına daha uyumlu hale getirilmesine yönelik yasa koyucunun 2000’li yılların başından itibaren ihdas ettiği iradeyi akim kılar ve uygulayıcıların açık kanun hükümlerini uygulamaktan imtina etmesi sebebiyle AHİM nezdinde Devletimizin tazminatlara mahkum olmaya devam etmesi sonucu doğurur.
Anılan sebeplerle HMK 119/1-(d) bendinde sayılan unsurları içermeyen dava dilekçesi sebebiyle 119/2. Maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın HMK’nın 119/1-d, 119/2 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Alınması gerekli 35,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78-TL’den mahsubu ile fazla alınan 134,88-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan avansın davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.16/07/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)