Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/725 E. 2019/631 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/725 Esas
KARAR NO : 2019/631

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında motorsiklet sürücüsü müvekkiline, karşıdan gelen … plakalı aracın çarptığını, müvekkilinin gördüğü tedaviye rağmen tam iyileşemediğini ve sol omzundaki kırık nedeniyle sol el ve kolunu kullanamadığını, müvekkilinin bedensel bütünlüğü zedelendiği gibi manevi olarak da acı çekerek zarar gördüğünü, müvekkilinin kazanç kaybının da hesaplanması gerektiğini, dava öncesi davalı … şirketine başvurulmuşsa da kusur oranı belli değil denerek talebin cevapsız bırakıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte … plakalı aracın ZMMS şirketi, maliki ve sürücüsü olan davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; mahkememizce HMK md.31’e göre açıklama istenmesi üzerine 25.05.2019 tarihli dilekçesinde maddi tazminat talebinin her biri şimdilik 250,00 TL olmak üzere sürekli işgöremezlik nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, tedavi giderleri, motor hasar bedeli olarak açıklamıştır.
CEVAP
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu, ancak müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için kazada bu aracın kusurlu olduğunun ispatlanması gerektiğini, oysa ki kazada sigortalı aracın sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kaza nedeniyle maluliyetinin ve maddi tazminat hesabının ZMMS Genel Şartlara uygun şekilde yapılması gerektiğini, sağlık giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, müvekkiline dava öncesi usule uygun ve gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, faiz türü ve başlama tarihinin de talep edilebilir olmadığını, olsa olsa dava tarihinden itibaren yasal faizle müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza …’de gerçekleştiği ve … tüm davalılar bakımından ortak yetkili mahkeme olduğu, davacının müvekkilini …’den …’a getirtmek için davayı İstanbul’da açtığını, mahkememizin yekisiz ve … mahkemelerinin yetkili olduğu belirterek yetki ilk itirazı ileri sürmüş, ayrıca kazada davacının %100 kusurlu olduğunun kaza tutanağından anlaşılmakta olduğunu, davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı … vekilince süresinde ileri sürülen yetki ilk itirazı açısından yapılan değerlendirmede, haksız fiile ilişkin kesin yetki kuralı bulunmadığı gibi davalılardan ZMM sigorta şirketinin yerleşim yeri mahkememiz yetki alanında bulunmakla, HMK md.7 gereği davalılardan birinin yerleşim yerinde dava açılabileceğinden, davacının sırf bu davalıyı yerleşim yerinden başka yere getirmek amacıyla davayı İstanbul’da açtığını ispatlar dosyada bir delil bulunmadığından, yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan kaza tutanağı, soruşturma dosyası evrakı, araç kayıtları incelenmiş, hasar dosyası ve davacının kaza tarihinde gördüğü tedavi evrakı dosyaya getirtilmiştir.
Davalı … tarafından ön inceleme duruşmasında davacının Suriye’li olduğundan teminat yatırması gerektiği şeklinde dava şartı itirazı yapıldığı gibi, bu husus HMK md. 84, 114 ve MÖHUK md. 48 gereği dava şartı olmakla mahkememizce de re’sen dikkate alınmıştır. Davacı vekilince davacının Suriye’li olsa da TC vatandaşı olduğu, vekaletnamede TC kimlik numarasının yazılı olduğu, böyle olmasa vekaleti konsolosluktan vermesi gerektiği belirtilmiş, bu nedenle incelenen vekaletname üzerine ön inceleme duruşmasında davacının TC kimlik numarası bulunduğu kanaatiyle teminat yatırma zorunluluğu bulunmadığına karar verilmişse de, daha sonra ayrıntılı incelenen vekaletnamede davacının kimlik no.sunun TC değil yabancı kimlik numarası olduğunun ve … Valiliğince verilmiş geçici koruma kimlik belgesi bulunduğunun, dosyada mevcut kolluk görevlisince düzenlenmiş kaza tutanağında davacının Suriye vatandaşı olduğunun yazıldığının anlaşılması üzerine mahkememizce 23.01.2019 tarihli ara karar oluşturulup tebliğ edilerek, davacı vekiline müvekkilinin TC vatandaşı veya mülteci sıfatı olduğuna veya Türkiye’de taşınmazı bulunduğuna dair delillerini dosyaya sunmak üzere süre verilmiş, aynı zamanda Adalet Bakanlığı’na Suriye ile ülkemiz arasında teminat muafiyeti konusunda ikili veya çok taraflı anlaşma, fiili mütekabiliyet vb. bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilince bu ara karar üzerine dosyaya hiçbir beyan-delil sunulmamıştır. Benzer bir dosyamızda Adalet Bakanlığından aynı konuda yazılan yazıya gelen cevapta anlaşma veya fiili mütekabiliyet olmadığı, mahkemenin takdirinde olduğu bildirildiğinden tekrar Bakanlığa yazı yazılmamış ise de incelenen dosya kapsamı, dava değeri, taraf ile vekil sayısı ve dosyanın tür itibariyle yüksek yargılama gideri gerektiren bir dosya olduğu da değerlendirilerek, dosyanın 17.05.2019 tarihli celsesinde davacı vekiline bu yazı elden tebliğ edilmiş, açıklanmış ve takdiren 3.000,00 TL teminat yatırmak üzere kesin süre verilerek sonucu ihtar edilmişse de teminat kesin sürede yatırılmamıştır. Son celsede davacı vekilince müvekkilinin işsiz olduğu ve teminat yatıracak maddi gücü bulunmadığı beyan edilmişse de, tüm yargılama boyunca bu konuda dosyaya sunulmuş bir beyan ve delil de bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davanın HMK md. 84, 114, 115/2 ve MÖHUK md. 48 kapsamında dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın teminat yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.720,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılardan … ve … vekillerine verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 105,89-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 61,49-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸