Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/715 E. 2021/893 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/715 Esas
KARAR NO : 2021/893

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken 31.01.2017 günü saat 23:00 sıralarında … Caddesinden …. Sokağı yönüne girip sokakta ilerlerken … Sokaktan ters yöne giren plakası alınamayan beyaz renkli … veya benzeri sedan bir aracın müvekkiline çarpması neticesi çift taraflı olarak meydana gelen kazada ağır yaralandığını ve malul kaldığını, çarpan aracın içinde iki kişi olup kaza sonrası olay yerinden kaçtığını, çevredekilerin haber vermesiyle gelen ambulansın müvekkilini hastaneye götürdüğünü, ameliyat yapılıp kırılan bacağına 29 vida takıldığını, bir süre hastanede yatıp sonrasında da 6 ay kadar şifa bulmaya çalıştığını, fizik tedavilerinin devam etmekte olduğunu, … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 01.03.2018 tarihli raporda sürekli maluliyet oranının %15 olarak belirtildiğini, kaza anında ve akabinde olay yerine trafik polisinin gelmediğini ve hastane polisi tarafından da müvekkilinin ifadesinin alınmadığını, ancak trafik kazası sonucu olayın gerçekleştiğinin hastane kayıtlarında bulunduğunu, müvekkilinin kendisine çarpan kimliği belirsiz araç sürücüsünden, ayrıca kaza nedeniyle ifade almayan hastane polisinden, … Polis Merkezi Amirliğinde görevli polislerden … CBS … sayılı dosyasıyla şikayetçi olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde ehliyetli motosiklet kullanıcısı/kurye olduğunu, halihazırda restoranlarda paket servis işi yaptığını ve aylık kazancının 2.500,00-3.000,00 TL olduğunu, olayın bir iş kazası olarak kabul edildiğinden bir kısım ödemelerin SGK tarafından kendisine yapıldığını, dava öncesinde davalı … Hesabına maddi zararın karşılanması için yazılı başvuruda bulunulduğunu, 29.03.2018 tarih 10738 sayı ile müracaatlarının kayıt altına alındığını ancak olumlu cevap alınamadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla oluşan iş göremezlik oranının belirlenmesi ile kaza sebebi ile oluşan ve teminat kapsamı dahilinde HMK md 107 kapsamında artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTIRIM: Davacı vekilince sunulan 22/10/2021 tarihli dilekçe ile, davadaki talep 20.027,00 TL’ye artırılarak eksik peşin harç yatırılmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi yeterli bilgi ve belgeyle başvurulmadığından davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacının olayın bir çift taraflı kaza olduğu iddiası ile açmış olduğu işbu davasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, kanunda aksi hüküm bulunmadıkça, tarafların her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu, kabul manasına gelmemek kaydıyla, sorumluluklarının sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti 330.000,00 TL dahilinde olduğunu, öncelikle dava konusu kazada tarafların kusur oranının tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin kaza ile illiyeti de irdelenerek ATK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri zararlarından 6111 sayılı Yasa ve Genel Şartlar doğrultusunda sorumlu olmadıklarını, SGK tarafından davacıya ödenen rücuya tabi bir ödemenin olup olmadığının tespit edilerek tenzilinin gerektiğini, belgelendirilmeyen gelirlerin kabul edilemeyeceğini, davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, olayın 01.06.2015 tarihinden sonra meydana geldiği dikkate alınarak Yeni Genel Şartlar dahilinde değerlendirilmesi ve TRH2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz hesabı yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, çift taraflı trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı zararına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dava dilekçesindeki 10.000,00 TL maddi tazminat talebi HMK md 31 kapsamında davacı vekiline açıklatılmış, sunulan 19/06/2019 tarihli dilekçede talebin tamamının kalıcı iş gücü kaybı tazminatı talebi olduğu açıklanmıştır.
Davacının kaza sonrası hastanelerde gördüğü tedavi evrakı, … CBS … Soruşturma sayılı dosyası Uyap kaydı, davalı … Hesabında davacının dava öncesi başvurusu üzerine oluşturulan hasar dosyası, davacının kolluğa yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları, Uyap’tan alınan malvarlığı sorgulamaları, SGK’dan geçici iş göremezlik ödemesi ile rücuya tabi ödeme ve hizmet dökümü ile gelir bilgileri celbedilerek incelenmiş, davacı vekilince dava dilekçesinde delil olarak dayanılan tanıklarının duruşmada beyanları alınmış, maluliyet, kusur, aktüer bilirkişi raporları, ayrıca davacının yaralanmasının dava dilekçesinde anlatılan şekilde bir trafik kazası neticesinde meydana gelebilecek bir yaralanma olup olmadığı, trafik kazasıyla uyumlu olup olmadığı hakkında adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden rapor alınmıştır.
SGK’dan alınan yazı cevabında trafik iş kazası olduğuna dair sisteme kayıt yapıldığı bildirilse de, davacıya sadece geçici işgöremezlik zararı ödenmiş olduğu, iş kazasına ilişkin bir rapor vb. düzenlenmemiş olduğu, kalıcı işgöremezlik nedeniyle davacıya veya hak sahiplerine aylık bağlanmasının veya bir ödemenin sözkonusu olmadığı, rücuya tabi bir ödeme de yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu trafik kazası hakkında kaza tutanağı düzenlenmemiş, ayrıca celbedilip incelenen soruşturma dosyasında davacının Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ve mahkememizce incelenen ifade tutanağında da kazayı aynen dava dilekçesinde anlatılan şekilde anlatmış olduğu, kaza anında yanına sivil polis olduğunu söyleyen iki kişinin geldiğini, ambulans çağırdıklarını söylediklerini, ama herhangi bir tutanak tutulmadığını, hastanede de yanına hastane polisi gelip kaza hakkında sorular sormasına rağmen herhangi bir tutanak tutmadığını sonradan öğrendiğini, bu nedenle kendisine çarpan aracın sivil polis aracı olduğundan, bu nedenle polislerin kaza yerine trafik polisi çağırmayıp tutanak tutmadığı ve soruşturma başlatmamış olduğundan şüphelendiğini anlattığı, kaza yerindeki işyerlerinin kamera kayıtlarının incelenmesini talep ettiği, soruşturma dosyasında davacının yaralanmasıyla ilgili adli rapor alındıktan ve … Polis Merkezi ile yazışma yapılarak şikayet konusu kazayla ilgili bir tahkikat evrakı bulunmadığına dair cevap geldikten sonra, şikayetin yasal süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle … kararı verilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davacı asil duruşmada alınan isticvap beyanında avukatının tüm beyanlarına katıldığını ve dava dilekçesinde anlatılan şekilde bir trafik kazasında yaralandığını beyan etmiş, davacı vekilince bildirilen iki tanığın 14/06/2019 tarihli celsede yemini yaptırılarak beyanları alınmış olup, tanık … “ben dava konusu kazadan davacının arkadaşı olduğum için kaza sonrası haberdar oldum, hastaneye gittim, davacının eşi bana haber vermişti, arkadaşım bana ters yönden gelen bir binek aracın kendisine çarptığını, çarptıktan sonra bırakıp kaçtığını, yoldan geçenlerin kendisine yardım ettiğini, ambulans çağırılarak hastaneye götürüldüğünü anlattı, ancak kaza yeri konusunda söylediyse de ben şu anda hatırlamıyorum, dedi, hatırladığım kadarıyla kaza 2017 yılı ocak ayı sonlarıydı, bacağından yaralı vaziyette yatıyordu, sonradan ameliyata alındığını öğrendim hatta ameliyat sonrası refakatçi olarak yanında ara ara kaldım, hastanede yaklaşık 1 ay kaldığını hatırlıyorum, sonrasında 6 ay da evden çıkamadı, biz kendisini ziyarete gidiyorduk, tam anlamıyla hayatını sürdürür hale gelmesi bir yıla yakın sürdü” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının diğer tanığı … ise “kazanın olduğu yerde benim çalıştığım yer vardır, … sokakta benim iş yerim vardır, bu sokağın çıktığı Hayrullah efendi sokağında kaza olmuştur, benim iş yerim kazanın olduğu yere çok yakın ben çalıştığım otoparkın çaprazında kaza olduktan sonra sesler üzerine çıktığımda motorsiklet yerde idi, beyaz bir araçda motorsikletin 1-2 metre yakınında duruyordu beyaz bir binek araçtı markasına dikkat etmedim, gördüğüm manzaradan anladığım kadarıyla o sokak tek yön olduğu için beyaz arabanın ters yönde gelip motorsiklete çarptığı şeklinde kazanın gerçekleştiğini düşündüm, yokuş bir sokak olduğu için ve dar yol olduğu için bu kanıya vardım, araç yokuşun yukarısında motor ise aşağısında duruyordu beyaz araba ters yönde duruyordu, benim iş yerimin olduğu … sokaktan … sokağa doğru sağa gidiş vardır sola dönüş yasaktır, beyaz araba gördüğüm manzaraya göre yasak olan sol tarafa dönmüş durumda duruyordu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti hakkında ATK’dan alınan 02/12/2020 tarihli rapordaözetle; 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü…Yönetmeliğine göre davacının kalıcı işgücü kaybının %2 olduğu tespit edilip bildirilmiştir. Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin KTK md 90 hakkında verdiği iptal kararı nedeniyle ATK’dan alınan 04/02/2021 tarihli raporda ise özetle; 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin sadece 11/10/2008 tarihli Yönetmelik eki Ek-1 cetvelinde birtakım değişiklikler yapan ve beden çalışma gücünün %60 ve daha fazlasını kaybedip kaybetmediği ve malulen emeklilik koşullarının oluşup oluşmadığına özgü değerlendirme yapılmasına mahsus bir yönetmelik olduğu, bu nedenle bu yönetmeliğe göre davacının meslekte kazanma gücü kaybının belirlenemeyeceği, 11/10/2008 tarihli Yönetmeliğe göre davacının kalıcı iş gücü kaybı oranının %5,1 olduğu bildirilmiştir. Dava konusu kaza tarihi itibariyle, güncel Yargıtay (Kapatılan) 17.HD ve 4.HD içtihatları gereği kaza tarihi (31/01/2017) itibariyle uygulanması/esas alınması gereken yönetmelik ise 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü …Yönetmeliğidir.
Davacı vekilince sunulan 11/05/2021 tarihli dilekçede, davacının kaza tarihinde çalıştığı işyerinin kapanmış olduğu, bu nedenle SGK kaydında kaza tarihinde beyan edilen ücrete göre tazminat hesabı yapılmasını kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Kusur, aktüer ve doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişi kazanın oluşumunda ters yöne girip davacı motorsiklet sürücüsüne çarpan aracın sürücüsünün kazada %100 kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğunu; doktor bilirkişi davacının yaralanmasının anlatılan şekildeki trafik kazasıyla uyumlu olduğunu; aktüer bilirkişi ise kaza tarihinde 42 yaşında olan davacının güncel asgari ücret üzerinden ve %2 maluliyet oranına göre, güncel Yargıtay içtihatları gereği TRH2010 tablosu ve progresif rant usulüne göre hesaplanan kalıcı işgücü kaybı zararının 20.027,00 TL olduğunu, celbedilen SGK bilgilerine göre davacının kaza tarihindeki gelirinin asgari ücret olduğu, SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmış olsa da, davacıya veya hak sahiplerine ödenmiş ve rücuya tabi bir kalıcı iş göremezlik ödemesi bulunmadığını, bu nedenle hesaplanan kalıcı işgöremezlik tazminatından indirimi gereken husus bulunmadığını tespit edip bildirmişlerdir.
Rapor sonrası davacı vekilince sunulan talep artırım dilekçesiyle, belirsiz alacak dava dilekçesindeki 10.000,00 TL talep, 20.027,00 TL’ye artırılarak eksik peşin harç tamamlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve incelenen deliller, alınan ve özellikle birinin kazaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan tanık beyanları, alınan bilirkişi raporu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının yaralanmasının geceleyin ters yönden sokağa giren plakası belirsiz binek tipi (yani ZMMS yaptırma zorunluluğu bulunan) beyaz bir aracın çarpması neticesi %100 kusuruyla sebep olduğu trafik kazası neticesinde gerçekleşmiş olduğu, alınan bilirkişi raporlarının kazanın oluş şekliyle uyumlu, bilim ve fen kurallarına uygun, güncel Yargıtay ve BAM içtihatlarına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu nedenle hükme esas alınabileceği, davacının kalıcı işgücü kaybı zararından davalı … Hesabının kaza tarihindeki ZMMS teminat limiti kapsamında (330.000,00 TL) TBK, KTK ve 5684 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca kanunen sorumlu olduğu, teminat limiti altında olan maddi tazminattan indirim gerektiren bir hususun ise bulunmadığı, dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmişse de davalının temerrüdünün dava öncesi başvurunun davalıya ulaştığı bildirilen 26/03/2018 tarihinden 8 iş günü sonrası olan 06/04/2018 tarihinde doğduğu anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile, 20.027,00-TL kalıcı iş gücü kaybı tazminatının 06/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (ZMMS teminat limitini aşmamak koşuluyla) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.368,04 TL olup, 35,90 TL peşin harç ile 34,24 TL tamamlama harcından oluşan 70,14 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.297,90 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 345,00 TL, ATK rapor ücreti 562,00 TL, bilirkişi ücreti 1.800,00-TL olmak üzere toplam 2.707,00 TL yargılama gideri ile (35,90 TL başvuru harcı, 70,14 TL peşin harç) 106,14 TL harç toplamı 2.813,14 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır