Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2019/630 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/711 Esas
KARAR NO : 2019/630

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 19/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin aralarında akdettikleri protokole istinaden …bank … şubesi hesabına ait 27.10.2017 tarihli 29.000 bedelli … seri no.lu hatır çeki düzenleyerek dava dışı …’e verdiğini, protokolde …’in bu hatır çeklerini müvekkili aleyhine takip başlatabilecek kişi veya kurumlara temlik ya da ciro etmeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak daha sonra çekin dava dışı … Tic.Ltd.Şti’ne ciroladığı, o şirket tarafından da davalıya ciro yoluyla temlik edildiğinin hakkında alınan ihtiyati haciz kararına istinaden başlatılan … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas takip dosyasından yapılan tebligatla öğrenildiğini, bunun üzerine … hakkında şikayetçi olduğunu ve başlatılan soruşturmada adıgeçenin protokolü ve çeklerin hatır çeki olduğunu kabul ettiğini, bu nedenle çekin baştan itibaren bedelsiz olduğunu, ayrıca çek lehdarı … ile ciranta şirket arasında ticari bir ilişki, gerçek bir mal alışverişi bulunmadığını, factoring ilişkisine esas alınan şirket faturasında isim-imza bile bulunmadığını, … Ltd.Şti’nin faaliyette bulunan bir firma da olmadığını, nitekim başka bir çeke ilişkin … 26.İM … E takip dosyasında şirket adresinde yapılan hacizde adreste 2011’den beri başka bir şirketin bulunduğunun tespit edildiğini, lehdar ile ciranta arasında gerçek bir alım satım ilişkisi bulunmadığından çekin davalı factoring şirketince devralınması ve takibe konmasının 6361 sayılı Kanuna ve ilgili yönetmeliğine açıkça aykırı olduğunu, 6361 sayılı Kanunun 9/2. Maddesi, madde gerekçesi ve ilgili yönetmelik gereği factoring şirketlerinin kambiyo senedine dayalı olsa bile bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir almasının veya tahsilini üstlenmesinin yasak olduğunu belirterek, öncelikle tedbir kararıyla takibin durdurulmasına, devamında müvekkilinin çeke dayalı takipte davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi ilk olarak yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından reddedilmiş, daha sonra davacı vekilince sunulan 31/01/2019 tarihli beyan ve tedbir talep dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen ve HMK md. 145 kapsamında süresinde sunulmamasının davacı kusurundan kaynaklanmadığı kabul edilen, dava dışı ciranta şirket hakkında vergi müfettişince düzenlenmiş Vergi Tekniği Raporu üzerine, tedbir talebi 25/02/109 tarihli ara kararla %15 teminat karşılığı İİK.md 72/3’e göre “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi” şeklinde kabul edilmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip ve dava konusu çeki 6361 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliğe uygun şekilde devraldığı fatura nedeniyle, fatura alacaklısı ile müvekkili arasında akdedilen factoring sözleşmesi kapsamında sağlanan fayda nedeniyle ciro yoluyla temlik aldığını, 6361 sayılı Kanunun 9/3 maddesi uyarınca bir kambiyo senedinin ciro yoluyla factoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri, factoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmadıkça factoring şirketine karşı ileri süremeyeceğini, davacı ile çek lehdarı arasındaki hatır çeki iddiasının muhatabının müvekkili olmadığını, davanın bu nedenle husumetten reddi gerektiğini, müvekkilinin çeki davacı zararına hareket ederek kötüniyetle almış olmadığını, davacının takip tarihinden sonra dava açmak için 8 ay beklediğini ve davada hatır çeki verdiğini iddia ettiği lehdara karşı dava açmamış olduğunu, sunulan protokolün her zaman düzenlenebilir nitelikte bir belge olduğunu ileri sürerek, karşılıksız çıkan çek nedeniyle yasal takip hakkını kullanan müvekkiline karşı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, kambiyo evrakından kaynaklanan takip sonrası menfi tespit davasıdır.
Davacının takip ve dava konusu çekte keşideci, davalının ise ciro yoluyla alan hamil olduğu, taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunmadığı tarafların kabulünde olup uyuşmazlık, çekin hatır çeki olduğu şeklindeki bedelsizlik def’inin davalı factoring şirketine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, davalının çeki 6361 sayılı Kanuna uygun temlik almış sayılıp sayılamayacağı, factoring ilişkisi dayanağı faturanın sahte olduğunun vergi idaresince tespitinin çekle ilgili müracaat hakkına etkisi hususlarına ilişkindir.
… 30.İcra Md.nün … Esas takip dosyası getirtilerek incelenmiş, dava konusu çek nedeniyle alınan ihtiyati haciz kararına istinaden davalı hamil tarafından davacı keşideci ile dava dışı lehdar ve cirantalar aleyhine başlatılan kambiyo evrakına özgü haciz yoluyla takip dosyası olduğu, takibin kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi, taraf vekillerinin cevap ve beyan dilekçeleri, takip dosyası, davacı tarafça delil olarak bildirilen … 26.İM … E takip dosyası, … 10 ATM … D.iş dosyası, sunulan protokol, … CBS … soruşturma dosyası, factoring sözleşmesi ve eki 25.07.2017 tarihli fatura, alacak bildirim formu ve çek tevdi bordrosu, davacının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları, davadışı ciranta şirket hakkında Vergi Denetim Kurulunca düzenlenmiş Vergi Tekniği ve Vergi Suçu Raporları incelenmiştir.
Davalı vekilince sunulan factoring sözleşmesi ve eki fatura, alacak bildirim formu ile çek tevdi bordrosundan, çekin dava dışı …Ltd.Şti’nin çek lehdarı adına düzenlediği fatura alacağının temliki üzerine şirkete aktarılan tutar karşılığı, çekin şirket cirosuyla tevdi alındığı, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, alacak bildirim formu tarihi, fatura tarihi, para aktarma tarihi ile çek keşide tarihinin birbiriyle uyumlu olduğu, yani görünüş itibariyle 6361 sayılı Kanun 9/2. maddesi ve Factoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe uygun şekilde alındığı ve davalının yetkili hamil sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır.
Ancak davacı keşideci factoring ilişkisinin tarafı olmadığı için, uyuşmazlıkta uygulanması gereken hüküm 6361 sayılı Kanunun 9/3 maddesidir. Bu hüküm uyarınca da şahsi ve nispi def’i olan hatır çeki iddiasının davalı factoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi için, çeki iktisap ederken bile bile davacı keşidecinin zararına hareket etmiş olduğunun ispatı zorunludur. Dosyada bu hususu ispata yarar herhangi bir delil sunulabilmiş değildir. İncelenen soruşturma dosyasında dava dışı lehdar, çekin hatır çeki olduğunu ikrar etmiş olsa da, ödeme aracı olarak tedavül yeteneği bulunan kambiyo evrakı yönünden bu ikrar mahkeme içi ikrar olmamakla bağlayıcı kesin delil olarak kabulü mümkün değildir, ayrıca 6361 sayılı Kanunun 9/3.maddesinde yer alan özel hüküm gereği ayrıca davalının bu hususu bile bile çeki iktisap ettiğinin ispatı zorunludur ve davalının kötüniyeti ispatlanamamıştır.
Yargılama sırasında davacı vekilince dosyaya sunulan ve factoring sözleşmesinin akidi ciranta şirket hakkında vergi müfettişince düzenlenen 11.08.2017 tarihli Vergi Tekniği Raporu incelendiğinde, şirketin 2015 ve 2016 yılları kayıtlarının incelendiği, şirket yetkilisinin incelemeye defter ve belgelerini ibraz etmiş olduğu, kendi mal alışlarına dair incelemeye ibraz ettiği alış faturalarını düzenleyen mükellefler hakkındaki olumsuz tespitler ve defter-belge kayıt tutarlarının birbirini tam olarak tutmaması nedeniyle 2016 yılında düzenlediği faturaların gerçek bir mal satışına dayanmadığı kanaatiyle (maddi anlamda sahte belge değil) VUK. anlamında (VUK md.359’da tanımlanan) içerik itibariyle mal satımına dayanmayan sahte fatura olarak kabul edildiği ve vergi mükellefiyetinin 11.08.2017 tarihi itibariyle terkinine karar verildiği, ayrıca suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Dava dışı şirketin adresinde bulunamadığı raporda belirtilmiş ise de, bu husus da tek başına 2017’de düzenlenmiş faturanın hem maddi anlamda hem de içerik olarak sahte olduğunu ispatlamaz.
Bu rapor bir yargı mercii kararı olmayıp, vergi idaresince ve vergi mevzuatına göre düzenlenmiş idari bir rapor olmakla faturanın sahteliğinin ispatlandığının kabul edilemeyeceği gibi, vergi mahremiyetine tabi ve davacıyla ilgisi bulunmayan bu raporun davacı tarafça nasıl elde edilebildiği de anlaşılamamıştır.
Sonuç itibariyle factoring sözleşmesi dayanağı fatura tarihi itibariyle dava dışı ciranta şirket faal mükellefiyeti olan bir şirket olup, vergi idaresinin yaptığı tespitleri davalı factoring şirketinin yapması beklenemez. Bu nedenle 6361 sayılı Kanunun 9/2. Maddesine uygun şekilde devraldığı alacak nedeniyle temlik aldığı çeki bile bile davacı keşideci zararına hareket ederek temlik aldığının ispatlandığından bahsedilemez. Kaldı ki davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü gibi davacı keşidecinin takipten 8 ay sonra bu davayı açması ve kötüniyetli olduğunu ileri sürdüğü lehdara ve ciranta şirkete karşı hiç dava açmamış olması da hayatın olağan akışına aykırıdır.
Sonuç itibariyle davacı factoring ilişkisinde taraf olmadığından uygulanması gereken 6361 sayılı Kanunun 9/3 maddesindeki koşullar ispatlanamadığından, davanın reddine, bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itiraz etmiş olduğu gözetilerek, hükmün infazında tereddüt oluşmaması amacıyla ve İİK md.72/4 hükmü gereği, mahkememizin 25.02.2019 tarihli ihtiyati tedbir kabul ara kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Bu nedenle davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Davanın reddine karar verilmesi nedeniyle dosyamızda verilen 25/02/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının İİK. Md.72/4 gereği kaldırılmasına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.379,34-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 480,93-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 436,53-TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸