Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/698 E. 2019/813 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/698 Esas
KARAR NO : 2019/813

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cari hesap alacağı sebebiyle davalı aleyhine … 2.İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, müvekkilli şirketin gıda sektöründe faaliyet göstermekte olup davalı borçlu ile aralarında cari hesap tutularak ticari alışveriş yapıldığını, müvekkili şirketin ticari defterlerinden, cari hesap ekstrelerinden açıkça görüldüğü üzere müvekkili şirketin davalıdan 15.080,02-TL alacağının bulunduğunu belirterek borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, borçlunun itirazının tamamen takibi durdurarak alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olması nedeniyle de %20’den az olmamak üzere icra inkâr ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete borcunun olmadığını, davacı şirketin icra takibine konu faturayı 5 sene sonra icraya koyduğunu, davacı Zirve şirketinin plasyeri Murat isimli kişinin kendisine ait kaşeyi haksız kullanıp faturalar kestiğini, işyerine bakan oğlunun hülus ve saffetinden yararlanarak hayali faturaya kaşesini bastığını, bunları tespit ettiğinde yanlışlık oldu deyip işlem yapmadıklarını, Murat isimli kişiyle mahkemede yüzleşmek istediğini, davacı şirketin defterlerinin incelenmesi gerektiğini belirterek, takibin iptalini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında cari (açık) hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
… 2. İM … Esas takip dosyası getirtilerek incelenmiş, takibe borçlu tarafından süresinde itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından verilen delil dilekçesinde ve son celsede davalı şirketin tanınmadığı, … ile iş yapıldığı ileri sürülerek davacıyla akdi ilişki inkar edilmişse de, dosya kapsamında toplanan delillerden (aşağıda açıklandığı üzere) taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu anlaşılmış, davalı tarafından davacının alacağını faturalar düzenlendikten 5 yıl sonra talep etmesinin doğru olmadığı ileri sürülmüşse de sözleşmeye bağlı alacak TBK uyarınca 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olmakla bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamında sunulan irsaliyeli faturalar, davalının ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesi kayıtları, tarafların dava konusu döneme ilişkin Ba ve Bs formları incelenmiş, taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle, davacı şirkete ait faturaların 30.10.2013’ten sonra yevmiye defterinin arka sayfasına yazdırılmış olduğu ve defter kapanış tasdikini yapan Noter makbuzunda kapatılan yevmiye defteri sayfasına ait sayfa no bilgisinin yer almadığı, bu şekilde biten defter arka sayfasına yapılan kayıtlar nedeniyle faturalardaki KDV indirimlerinin vergi idaresince reddedildiği, bu durumun takdiri ve kararı Mahkemeye ait olmak üzere, her iki tarafın birbirine düzenlediği belgelerin ve ödemelerin her iki tarafın mali kayıtlarında (davacı tarafın tasdikli yevmiye defterinin arka sayfasına yazılmakla beraber) aynı fatura ve ödeme bilgilerinin defterlerinde ve cari hesap ekstrelerinde yer aldığı, mali idareye verilen BA-BS formlarında aynı tutar ve adette mutabık oldukları, ticari ilişkiden kaynaklı cari hesaptan dolayı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 15.080,01 TL alacaklı olduğuna dair her iki tarafın defter ve kayıtlarında bu rakamda da mutabık olunduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde faturalar üzerindeki imzaların kime ait olduğunun incelenmesi ve bu konuda tanık dinlenmesi talep edilmişse de, aşağıda açıklandığı üzere davacı davasını davalı defteriyle davacı defterindeki tüm kayıtlar birbirini doğrular nitelikte olduğundan HMK md. 222 kapsamında ticari defter deliliyle ispat etmiş sayıldığından, davaya cevap-ön inceleme-delil sunma sürelerinde herhangi bir imza inkarına dayanılmadığı, yasal süreler geçtikten sonra bilirkişi raporuna itiraz aşamasında ileri sürülen imza inkarının HMK uyarınca savunmayı genişletme mahiyetinde olduğu, davalı tarafından işyerinde kendisi yokken oğlu ve eşinin durduğu-çalıştığının açıkça beyan edildiği, faturaları kendi adına imzaladığını ileri sürdüğü … isimli kişinin davacı şirketle ilgisinin bulunmadığı da açıkça beyan edildiği görülmekle, bu taleplere itibar edilmemiştir.
Ayrıca davalı vekilinin vergi dairesinden görüş sorulması, yapılacak suç duyurusu sonucunun beklenmesi şeklindeki talepleri de, mali bilirkişi raporu alındığından ve ispat hukuku değerlendirmesi mahkememize ait olmakla kabul görmemiştir.
Bilirkişi raporunda yer verilen açık hesap kayıtlarına göre taraflar arasında takip dayanağı alacağın kaynağı faturaların ait olduğu 2013 yılında ticari ilişki bulunduğu, davalının kısmi ödemelerinin olduğu, takip dayanağı faturaların mal teslimine ilişkin davalı kaşesini-ismini ve imza içeren, mal sevki sırasında düzenlenen irsaliyeli faturalar olduğu, davacı tarafın noter tasdikli yevmiye defterinde 30.10.2013 tarihinden sonra yıl sonuna kadar olan kayıtların defterin bitmesi nedeniyle VUK’nuna aykırı şekilde defterin arka sayfasına kaydedilmiş olduğu, dolayısıyla davacı defterinin davalı defteriyle birbirini tamamen doğrular nitelikte olmaması durumunda, bu usule aykırı kayıt nedeniyle sahibi aleyhine delil teşkil edeceği, ancak defterin yasal sürede noter kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, davacı defterlerindeki tüm faturaların ve tahsilatların davalı ticari defterlerinde de aynen kayıtlı olduğu, hatta davalının ticari ilişki çerçevesinde başka faturalar için ödemelerinin bulunduğu, tüm faturaların davacı tarafından Bs formu ile mal satışı, davalı tarafından Ba formuyla vergi dairesine mal alışı olarak ilgili dönemlerinde bildirilmiş olduğu, davacının yevmiye defterinin sayfa arkasına kaydettiği, borcun kaynağı 1 faturanın (12.10.2013 tarihli) kaydının ön sayfada bulunmakla usule uygun kaydedilmiş ve bu kayıt sahibi lehine delil vasfı taşır durumda olduğu, diğer 3 faturanın arka sayfaya (sayfa no.verilerek) kaydedilmiş olsa da tüm faturaların isim-imza içeren irsaliyeli fatura olduğu ve davalının ticari defter ve kayıtlarında aynen yer aldığı, faturalarla ilgili bir itirazda da bulunulmadığı, davalının geçen 5 yıllık süreçte borçlu olmadığına dair herhangi bir girişimde bulunduğunu da ileri sürmediği, tüm irsaliyeli fatura kayıtları-ödeme ve Ba-Bs formları birbirini tutar-mutabık mahiyette olmakla bu durumun TTK md.222’ye göre davacının defterindeki kayıtları lehine delil haline getirdiği davacı defterlerini inceleyen mali bilirkişi raporunda yasal defterin arka sayfasına kaydedilen faturalardaka KDV indirimlerinin vergi idaresince reddedildiği belirtilmişse de bahsedilen durumun mal alış faturasını usule aykırı kaydeden ve KDV indiriminde kullanan mükelleflerle ilgili olduğu, davacının ise mal alan değil mal satan ve satış faturasına istinaden KDV ödeyen mükellef konumunda olduğu ve bahsedilen durumun davacının kayıtlarını etkiler mahiyette olmadığı anlaşılmakla, davacının mal ve fatura teslimini bu suretle kanıtladığı kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … 2.İcra Dairesi … esas takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin 15.080,01-TL asıl alacak yönünden aynı koşullarda devamına,
Alacağın %20’si oranında 3.016,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken harç 1.030,00-TL olup, peşin alınan 182,13-TL’nin mahsubu ile bakiye 847,87-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri (başvuru ve peşin harç dahil) 218,03-TL, posta ve tebligat masrafı 111,45-TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.129,48-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekilleri ve davalı asilin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸