Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/68 E. 2021/864 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/68 Esas
KARAR NO : 2021/864

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, 27.01.2017 tarihinde, … Önünde bulunan otobüs durağına gitmek için yolun karşısına geçmek isterken; … istikametinden … istikametine doğru gitmekte olan, plakası ve modeli belirlenememiş, bir aracın hatalı ve dikkatsiz sollama yapması neticesinde müvekkiline çarparak, müvekkilinin ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, kazanın, plakası ve modeli belirlenemeyen araç sürücüsünün; asli ve tam kusurlu hareket ederek hatalı ve dikkatsiz sollama yapması, trafik kurallarını ihlal ederek aşırı hiz yapmasından kaynaklanmış bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın bulunması için … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma Numaralı dosyasında gerekli araştırmalar devam ettiğini, kaza neticesinde müvekkili … olay yerinde ağır derecede yaralanarak ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin başının arka kısmında ve sol ayak bileğinde kırıklar meydana geldiğini, basit tibbı müdahale ile giderilemeyecek bedensel zarar meydana geldiğini, kazaya sebebiyet vererek müvekkilinin yaralanmasına yol açan henüz plakası ve modeli yapılan tüm aramalara ve araştırmalara rağmen tespit edilemediğini, davalı … Hesabın’a yapılan başvuruya davalı tarafından 31.11.2016 tarihli cevabi yazıda istemiş oldukları evrakların temini mümkün olmadığından huzurdaki davayı açmak zorunluluğu hasıl olduğunu beyan ile, toplanacak delillere göre belirlenerek belirsiz alacak davasının kabulü ile yargılama sırasında talebi arttırmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, geçici iş göremezlik tazminatı 300,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 300,00 TL, tedavi ve bakıcı giderleri için 400,00 TL maddi tazminatı, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza, 27.01.2017 tarihinde plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın karşıdan karşıya geçerken davacı …’e çarpması nedeniyle oluşan maluliyetine ilişkin tazminat talebinden ibaret olduğunu, davacının müvekkili kuruma başvuru şartının gerçekleşmediğini, başvuru konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği iddia edilen sürücüsü tespit edilemeyen aracın varlığının ve trafik kazasına sürücüsü tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiğinin başvuran tarafça ispatı gerektiğini, dava konusu trafik kazasında malul kaldığı iddia edilen … yaya olup sürücü olmadığını, bu sebeple davacının güvence hesabından tazminat talep edebilmesi için öncelikle yaya olan ve malül kalan …’ün dava konusu trafik kazasında kusurunun olup olmadığının tespiti gerektiğini, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, tedavi ve bakım giderleri, yönünden müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun olmaması nedeniyle de “tedavi ve bakım giderleri” acısından başvurunun reddi gerektiğini, ayrıca davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle maluliyet oranını ve malül kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerektiğini, kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, yargılama sonunda aleyhimize karar verilmesi halinde; Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, … Hesabı’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili kurumun temerrüde düşmediğini beyan ile, davanın başvuru şartı yerine getirilmediğinden usulden reddini, haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın reddini, aksi durumda, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… soruşturma nolu dosyası, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin tüm hastane kayıtları, davacının trafik kazası sebebiyle almış olduğu geçici iş göremezlik tazminatı miktarına ilişkin SGK kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazı cevapları, celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, maluliyetin tespit edilmesi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kuruluna gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan 15/09/2020 tarihli adli tıp raporu ile özetle ve sonuç olarak; “..Davacı …’ün 27.01.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği, Kas İskelet Sistemi: Alt Ekstremite Tablo 3.11: %1 kişinin özür oranı olduğuna göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 (yüzdebir) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği…” mütalaa edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespiti amacıyla Trafik Kazalarında Uzman Makina Yüksek Mühendisi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…27/01/2017 tarihinde meydana gelen olayda; … Caddesini takiben seyir halinde olan, devamlı düz çizgi bulunan iki yönlü yolda önündeki aracı sollayarak geçmeye çalışan plakası bilinmeyen araç sürücüsünün kusurlu davranışının sonuç üzerine %60 (Yüzde altmış) oranında etken olduğu, davacı yaya …’ün % 40 (Yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu…” tespit edilmiştir.
Dosya, maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Aktüerya Tazminat Hesap Uzmanı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 08/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…27/01/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle; davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının kalmadığı, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının %1 oranındaki tüm vücut engelliğine göre 3.041,44 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 1.066,50 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 22.01.2018 tarihi ve faiz nev’i yasal faiz olduğu…” tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/10/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesinde özetle; 08.09.2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı … için 2. seçenek hesaplamaya göre sürekli iş göremezlik maddi zararı 18.856,92 TL, bakıcı gideri maddi zararı 1.066,50 TL olarak hesaplandığını, maddi zararın bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden HMK. 107. Maddesi gereğince talep etmiş oldukları, 300,00 TL Sürekli İş Göremezlik Tazminat taleplerini 18.556,92 TL artırmak suretiyle 18.856,92 TL’ye, 400,00 TL Tedavi ve Bakıcı Giderleri için maddi tazminat taleplerini ise 666,50 TL artırmak suretiyle 1.066,50 TL’ye çıkartıklarını belirterek arttırılan alacak miktarının kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı … Hesabı dava açılmadan evvel davacının yazılı olarak başvuruda bulunmadığını, davanın bu dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; davacının dava öncesinde yazılı başvuruda bulunduğu, ancak davalı … Hesabının maluliyet raporu ibrazına yönelik eksik kayıtlar bulunduğu iddiası ile tazminat talebini geri çevirdiği, bu halde dava öncesinde yazılı başvuru yapıldığından davacının dava şartına yönelik başvuruyu tamamladığı, davalının tazminat ödemesi yapmak yerine eksik rapor bulunduğu iddiasıyla tazminat ödemekten kaçınmasının yazılı başvuru talebini sürüncemede bırakacak nitelikte olduğundan yazılı başvurunun yerine getirilmiş olması sebebiyle dava şartı itirazları yerinde görülmemiş, davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
… ili … ilçesinde 27/01/2017 tarihinde saat 20:00 sıralarında, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine doğru seyir halinde iken … Lisesinin önündeki otobüs duraklarının bulunduğu kaza mahalline geldiğinde yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan ve otobüs durağına doğru ilerleyen davacı …’e çarpmak suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, davacı …’ ün bahse konu trafik kazası nedeniyle yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası hakkında davacı …’ ün şikayeti sebebiyle taksirle yaralama suçundan soruşturma başlatılmış, ancak … CBS’ nin … Sr. sayılı dosyasında şüpheli tespit edilemediğinden (faili meçhul) dosyanın zaman aşımı bürosuna gönderildiği belirlenmiştir. Eldeki bilgi, kayıt, belge ve soruşturma dosyası içeriğine göre hem hastane kayıtları hem de soruşturma dosyası kapsamından davacının trafik kazası sonucunda yaralandığı konusunda duraksama yoktur.
Davacının kazanın hemen akabinde kolluk makamlarına verdiği ifadesine göre, yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada, plakası ve sürücüsü bilinmeyen aracın başka bir aracı sollamaya çalıştığı sırada ve hızlı şekilde seyir ederken kendisine çarpması nedeniyle, karşı şerit üzerinde hatalı sollama ve hızlı şekilde davacıya çarpan aracın Karayolları Trafik Kanunun 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek), 54/1-a (geçiş kuralına riayet etmemek), 47-d (trafik güvenliğine ilgili kurallara riayet etmemek) hükümleri ihlal ettiğinden kusurlu olduğu; davacı yaya …’ ün ise gelen aracın uzaklık ve hızını dikkate almadan, yol ve trafik durumunu gözetmeden karşıdan karşıya geçmeye çalışması, araçtan korunmaya yönelik gerekli tedbirleri almaması, kazadan kaçınmaya ilişkin etkili tedbir ve önlemlere riayet etmediğinden Karayolları Trafik Kanunun 68/c (yayaların uyacakları kurallara riayet etmemek) maddesi hükmü uyarınca kusurlu oldukları kanısına varılmıştır. Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, Adli Bilimler ve Trafik Kazaları Kusur konusunda uzman Yüksek Makine Mühendisi …’ a tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın % 60 oranında; davacı yaya …’ ün % 40 oranında kusurlu olduklarını bildirmiş olup, uzman bilirkişinin 10/06/2019 tarihli kusur raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, olay yeri görüntüleri, yolun fiziki durumu, tarafların ihlal ettikleri trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir. Davalı … Hesabı vekili her ne kadar plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsüne fazlaca kusur verildiğini belirterek rapora itirazda bulunmuş ise de; itiraz dilekçesinde ne yasal olarak ne de kazanın oluş şekline yönelik fazla kusur tayin edildiği noktasında hiçbir somut bilgi, belge, delil ve gerekçeli itiraz nedeni ileri sürülmediğinden tümüyle soyut nitelikteki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumunun yazılı isteği üzerine davacı muayene edilmek üzere kuruma sevk de edilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 15/09/2020 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle %1 oranında maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört (4) aya kadar uzayabileceğini tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (27/01/2017) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden denetime açık olup, rapordaki maluliyet oranına ve iyileşme süresi hükümde esas alınmıştır.
Bu aşamada bir hususun daha belirtilmesinde fayda bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesinin genel şartlar hakkındaki iptal kararından sonra maluliyet raporlarının tanziminde hangi yönetmeliğin esas alınması gerektiği noktasında ilk derece mahkemeleri arasında farklı uygulama ve kararlar mevcut olsa da; son tahlilde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ve İstanbul BAM 8.-9. Hukuk Dairelerinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporlarının alınması gerektiği yönünde içtihat oluşmuştur. Bu bağlamda, yargılama sürecinde davacının Anayasa Mahkemesinin genel şartlar hakkında iptal kararından sonra yeniden maluliyet raporu alınması yönündeki talebi eksik tahkikat yapılmaması için yerine getirilmiş, İstanbul ATK’ dan 05/01/2021 tarihli maluliyet raporu alınmıştır. Bahsi geçen raporda davacının maluliyet oranı % 6,2 oranında tespit edilmekle birlikte, esas alınan yönetmelik kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğidir. Kaza tarihi 27/01/2017 tarihi olduğundan ve kaza tarihi itibariyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte bulunmadığından somut olaya uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Bu bağlamda, davacının bu yönetmelikte tespit edilen maluliyet oranına itibar edilmesine ilişkin talebi, açıklanan nedenlerle (kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerektiği) yerinde görülmemiştir.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’ a tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması ve prograssive rant formülüne göre maddi tazminatın hesaplanması nazara alındığında yerleşik içtihatlara uygun şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, aktüer bilirkişi 08/09/2021 tarihli raporunda davacının geçici iş göremezlik zararının kalmadığını, sürekli iş göremezlik zararının toplam 3.041,44 TL, bakıcı gideri zararının toplam 1.066,50 TL olarak hesaplamıştır. Bilirkişi raporu (1.seçenek yönünden) denetime açık olduğundan hüküm kurmaya elverişlidir. Nitekim bu husus, Mahkememizin 29/09/2021 tarih ve 7. Celsesinde 2.nolu ara karar ile taraflara bildirilmiştir.
Ancak bu duruma rağmen, davacı ıslah talebini bilirkişi raporundaki 2.seçenek hesaplama yönünden yapmıştır. Tekraren ifade etmek gerekirse, aktüer bilirkişinin 08/09/2021 tarihli raporunda yer alan 2. seçenek hesaplama kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan ve bu nedenle somut olaya uygulanma kabiliyeti olmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş maluliyet raporuna göre hesaplanmıştır. Davacının maluliyetinin tespitinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ve İstanbul BAM 8.-9. Hukuk Dairelerinin içtihatları doğrultusunda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerinin esas alınması zorunludur. Davaya konu trafik kazası 27/01/2017 tarihinde meydana geldiğinden kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik yürürlükte olduğundan aktüer raporundaki 1.seçenek olarak belirtilen maluliyet raporunun ve tazminat miktarlarının hükme esas alınması gerekmektedir.
Nihayetinde, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın trafik kazasında kusurlu olması nedeniyle davalı … Hesabının yasal olarak sorumlu olduğu, davalı … Hesabının maddi zararlar kapsamında geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından davacıya karşı yasal olarak sorumlu bulunduğu, geçici iş göremezlik zararı yönünden SGK’ nın yaptığı ödeme tutarları da mahsup edildiğinde bu zarar kalemi için davacının aktüeryal hesaplama sonucunda bakiye geçici iş göremezlik tazminatının kalmadığı belirlendiğinden geçici iş göremezlik tazminatı talebinin açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerektiği, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı yönünden aktüerya bilirkişisi tarafından 1.seçenek olarak hesaplanan maddi tazminat tutarlarının yukarıda detaylı olarak değinildiği üzere kaza tarihi (27/01/2017) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen maluliyet oranlarına göre tanzim edilmiş olup hükümde esas alındığı, bu kapsamda ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek, ayrıca maddi tazminat talebine esas bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden temerrütün davalı … Hesabı için dava tarihi itibariyle oluştuğu ve yasal faize hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın talep arttırım dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 3.041,44 TL sürekli iş göremezlik ve 1.066,50 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 4.107,94 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (4.107,94-TL) üzerinden alınması gereken 280,61 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 35,90 TL’ nin ve 66,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 178,71 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 66,00 TL tamamlama harcı, 245,50 TL posta, tebligat, ücreti olmak üzere toplam 347,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 70,56 TL sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yatırılan ve harcanan 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 39,84 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Dosyanın 19/03/2019 tarihli adli yardıma ilişkin ara kararından sonra adli yardımlı olması sebebiyle suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.450,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinin tarafların haklılık durumuna göre 1.155,47 TL ‘ sinin davacıdan; 294,53 TL ‘ sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 4.107,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.3. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin davanın kısmen reddi nedeniyle karşı taraf yararına belirlenen ücreti geçmemek koşulu ile belirlenen 4.107,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır